Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Red edilme  (Okunma sayısı 12945 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 26, 2011, 05:23:35 öö
  • Ziyaretçi

İlk mesajım... Öncelikle kardeşliği ve tüm haricileri en derin saygılarımla selamlıyorum.

Yeni üyeler bölümünde kendimi tanıtmadan önce ilk mesajımı buraya bir konu açarak yazmam, umarım "birden ortaya atlamak" olarak nitelenmez.

Tabiiki önce arama kısmına "red edilme" ve "reddedilme" şeklinde yazarak önceden bahsi geçmiş, benim söyleyeceklerimi içeren benzer bir konu konuşulmuş mu kontrol ettim, ancak sadece yakın iki konu bulabildim ve altlarına yazmak istemedim.

Hikaye yaklaşık 4 yada 5 sene kadar önce, Mason olduğunu sonradan öğrendiğim ve sevdiğim bir dostumun Masonluk hakkında ne düşündüğümü sormasıyla başlıyor. Masonluğu kendime o kadar yakın hissediyor, konu hakkında zaman buldukça o kadar çok okuyup, kendimi geliştirmeye çalışıyordum ki, sanki biliyormuşcasına böyle bir soru sorması, onun da ilgili olduğunu düşünüp sevinmeme sebep olmuştu. Düşündüklerimi, fikirlerimi ve konu hakkında 30'lu yaşlarımdan bu yana edinmeye çalıştığım bilgileri paylaşınca, doğrusu biraz şaşırdı ve bir, iki saatin sonunda "Mason olmak istermisin?" diyerek teklifini yaptı. Vesile ile o akşam, onun da beni teklif edebilecek bir dereceye sahip bir Mason olduğunu öğrendim.

Bir saniye bile düşünmedim çünkü bence zaten Mason doğmuştum. Sabıka kaydımı, resimlerimi filan teslim ettim ve belli bir süre sonra, Ankara'da bir otelde iki kişi ile görüşeceğim bilgisi geldi.

Buluşmaya büyük bir heyecan içerisinde, yirmi dakika kadar erken gittim. Onlar da tam zamanında geldiler. Hani hiç tanımadığınız kişilerle başlayan diyalogların, size ya rahatsızlık vereceğini, yada sanki onları daha önceden tanıyormuşcasına keyifli ve hoş geçeceğini tahmin edersiniz ya, işte bizim konuşmanın da rahat ve güzel geçeceği daha ilk dakikalardan belli olmuştu.

Benden beklenenler ile benim beklediklerimi o kadar iyi biliyordum ki, zaten başka türlüsü de mümkün olmazdı. Akşamına "nasıl geçmiş?, düşünceleri neler?" şeklinde arkadaşıma sorduğum sorulara, "müstakbel büyük üstadımız ile tanıştık" diyerek verdikleri cevapları öğrenince, nasıl sevindiğimi ve gurur duyduğumu tahmin edersiniz herhalde.

Bu kadar hoş devam eden bir hikayenin sonunu, konunun başlığından öngörüyosunuzdur mutlaka. Sonuçta red edildim. Trafik cezam dahi yokken, başarılı bir işadamı olarak gelir düzeyim yeterli iken ve "şimdiden beni 3'den sonra felsefede varsayın" diyecek kadar kardeşliği bir hayat şekli olarak yaşamaya hazır ve istekliyken...

Arkadaşımın üzüntüsü ve şaşkınlığı da benim üzüntüme eklendi. Uzun yıllardan bu yana Mason olan bir kişinin ilk defa birini teklif etmesi ve onun da reddedilmesi, onun için de üzüntü verici bir deneyim olsa gerek. İşin ilginci, "neden" sorusunun cevabını, üzerinden yaklaşık beş sene geçmiş olmasına rağmen hala bilmiyor olmam. Arkadaşım "konservatuar mezunu olduğun halde ticaretle uğraşman, yani mezun olduğun konuda faaliyet göstermiyor olman, onları rahatsız etmiş" gibi bence çok da mantıklı olmayan bir sebepten kaynaklandığını söyledi fakat sanki başka şeyler de varmış ama paylaşmaya niyetli değilmiş gibi bir üslupta, duraksamalar içerisinde söyledi bunu... Nihayetinde konservatuarda bir akademisyen olarak değil, daha çok para kazanan ahlaklı bir tüccar olarak sürdürmek istemiştim hayatımı, ne kötülük olabilirdi ki bunda?

Üzücü olan kısmı, insan hemen mukayese etmeye başlıyor. Aynı locada bulunan "ezberci" kardeşler kadar olamamışım demekki diye düşünmekten tut, (tabiiki büyük hata ve saygısızca bir düşünüş, bunu şimdi biliyorum) reddedilmem için hiç bir sebep yok, acaba rakip bir tüccar tahtada gördü ve haksızca olumsuz bir fikir mi beyan etti'ye varıncaya kadar çeşitli komplo teorileri geceler boyu beyninizde uçuşuyor.

Sonuç olarak, kardeşlik o kadar büyük ve o kadar önemli bir oluşum ki, benim içerisinde var olup olmamam, onun yüceliği ile ilgili hiç bir şeyi değiştirmiyor. Bir harici olarak kalmamın, tefekkür içerisinde doğruyu ve ışığı arama konusunda düşündüklerimi değiştirmediği gibi...

Eğer sizleri sıkmadıysam, hem tanışmış olduk, hem de uzun yıllardan bu yana içimde tuttuklarımı ilk defa ifade ettim. "Reddedilme" konusunu arayan benim gibi başka haricilere faydalı olabilmişsem ne mutlu bana.
Kanser illetinden muzdarip bir dostum, başına gelen bu kötü olayın gelişimini "böyle bir haberi duyunca önce reddediyor, sonra neden benim başıma geldi diye kızıyor, son olarak da kabulleniyorsun" diyerek tasvir etmişti. Ben çoktan kabullendim:) Yaşarsanız siz de kızmayıp anlamaya çalışın. Işığa giden yol biraz meşakkatli ve tek bir yerden geçmiyor.

Dilerim ki Tanrı, bizlere ve yer yüzünde bizim gibi düşünen bütün haricilere yardım etsin, ışığa olan sevgimiz her yana yayılsın.

Saygılarımla.


Aralık 26, 2011, 07:57:19 öö
Yanıtla #1
  • -M-
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 357
  • Cinsiyet: Bay

Sn Blue13, oncelikle forumumuza hosgeldiniz. Sorunuzu ele alalim. Masonluk'a basvurunuzun red edilmesinin sebebi bir cok seyden kaynaklanabilir. Eger siz bahsettiginiz kisi iseniz muhtemelen red oyu almis olmaniz gerekir, red oyu alan kimsenin sponsorunun kim oldugu ne oldugu onemli degildir. Kesin karar red olur, ve bunun icinde tek bir negatif oy yeterlidir. Bu neden kaynaklanir bunu tartisacak degilim.

Kendinizi yipratmaniza gerek yok, kendinizi dahada hazir hissetiginizde tekrar basvurabilirsiniz.

Saygilar
« Son Düzenleme: Aralık 26, 2011, 07:59:46 öö Gönderen: Sirius »
İmza -M-


Aralık 26, 2011, 02:44:18 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Sn Blue13, oncelikle forumumuza hosgeldiniz. Sorunuzu ele alalim. Masonluk'a basvurunuzun red edilmesinin sebebi bir cok seyden kaynaklanabilir. Eger siz bahsettiginiz kisi iseniz muhtemelen red oyu almis olmaniz gerekir, red oyu alan kimsenin sponsorunun kim oldugu ne oldugu onemli degildir. Kesin karar red olur, ve bunun icinde tek bir negatif oy yeterlidir. Bu neden kaynaklanir bunu tartisacak degilim.

Kendinizi yipratmaniza gerek yok, kendinizi dahada hazir hissetiginizde tekrar basvurabilirsiniz.

Saygilar

Sayın Sirius,

Öncelikle gayet naif bir üslupla kaleme almaya çalıştığım uzun soruma, biraz katı cümlelerle de olsa vakit ayırıp cevap yazdığınız için teşekkür ediyorum.
Beş yıl önce gerçekleşmiş bir olay için tabiiki kendimi yıpratmıyorum artık. Bir yandan "davet edilerek gittiğiniz bir yerden adamakıllı bir açıklama yapmadan gönderilmenin" bir kişide bırakabileceği izleri anlatmaya, bir yandan aklımdaki sorulara cevap aramaya, bir yandan da kardeşliğin önemini vurgulamaya çalıştım. Kabul edilme prosedürlerini tartışmak gibi bir niyetim zaten yok.

Ben hayatıma, sevgi, yardım ve hakikat unsurları ile çevrelenmiş bir şekilde devam ediyorum, kardeşliğe onbeş yıl önce ne kadar hazırsam, şimdi de o kadar hazırım ama "yeniden başvurma" gibi bir düşünce içerisinde de değilim. Benim durumumda olanlara, hayatlarına aynı şekilde devam edip, aslında akıllı bir insanın zaten düstur edinmesi gereken bu üç unsura uygun bir biçimde yaşamalarını öğütlemeye çalıştım sadece, biraz da içimi döktüm:)

Sevgi ve Saygılarımla


Aralık 26, 2011, 04:52:36 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Sayin Blue13,
öncelikle aramiza hosgeldiniz, hernekadar "artik arkamda biraktim"diyorsanizda, red edilmek icinizde bir ukte olarak kalmisa benziyor ki bence buda cok insani bir duygu.
Ama sunu unutmayin siz o gün red edilmeseydiniz simdi Masonlardan daha büyük bir aileye sahip olamazdiniz yani Hariciler ailesine. Ve bugün biz harici yoldaslariniz olarak tekrar hosgeldiniz diyoruz.
Bizki isa"lisi, musa"lisi, muhammed"lisi. imanlisi imansizi ve bizki ( bunu kendi adima söylüyorum ) " bir agac gibi tek ve hür, bir orman gibi kardesce" yasayalim diyen bir aileyiz ve bizki " yarin yanagindan gayri her seyde, her yerde, hep beraber" diyen bir aileyiz, aramiza hosgeldiniz.

Saygilar


Aralık 26, 2011, 06:43:59 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Sayin Blue13,
öncelikle aramiza hosgeldiniz, hernekadar "artik arkamda biraktim"diyorsanizda, red edilmek icinizde bir ukte olarak kalmisa benziyor ki bence buda cok insani bir duygu.
Ama sunu unutmayin siz o gün red edilmeseydiniz simdi Masonlardan daha büyük bir aileye sahip olamazdiniz yani Hariciler ailesine. Ve bugün biz harici yoldaslariniz olarak tekrar hosgeldiniz diyoruz.
Bizki isa"lisi, musa"lisi, muhammed"lisi. imanlisi imansizi ve bizki ( bunu kendi adima söylüyorum ) " bir agac gibi tek ve hür, bir orman gibi kardesce" yasayalim diyen bir aileyiz ve bizki " yarin yanagindan gayri her seyde, her yerde, hep beraber" diyen bir aileyiz, aramiza hosgeldiniz.

Saygilar

Sayın Tij,

Güzel cevabınız için çok teşekkür ediyorum.
Hoşbulduk.

Saygılar.


Aralık 26, 2011, 11:51:53 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Dün akşam nereden icab ettiyse öyle bir ateşle yazdığım "red edilme" başlıklı yazımı tekrar okuyunca ve özellikle ADAM nick'li arkadaşımın özelden sorduğu bir kaç soru hakkında düşününce, onun da izniyle özelden birbirimize yazdığımız bir kaç iletiyi paylaşmak istedim.
Luzumsuz bir şekilde biraz iddialı kurduğum bir kaç cümlenin de açıklamasını yapmış olurum böylece.

İlk önce Sayın ADAM'ın iletisi;

Yazdıklarına şöyle baştan giderek bir bakalım…

“Masonluğu kendime o kadar yakın hissediyor, konu hakkında zaman buldukça o kadar çok okuyup, kendimi geliştirmeye çalışıyordum ki…”

Ne okudun?... Hangi kitapları?… İnternette hangi siteleri?

“Düşündüklerimi, fikirlerimi ve konu hakkında 30'lu yaşlarımdan bu yana edinmeye çalıştığım bilgileri paylaşınca….”

Nedir bu düşünceler?,,, Ayrıca fikirler de mi var?... Edinmeye çalışılan bilgiler neler?... Biz de görelim paylaşımı.

“… bence zaten Mason doğmuştum.”

Nereden belli?... Nasıl mason doğuyor ki insan? Kimileri mason doğmuyor, sonra mı oluyor? Senin onlardan farkın, ayrıcalığın neydi?

“Sabıka kaydımı, resimlerimi filan teslim ettim.”

Sabıka kaydı mı gerekiyormuş? Gerçekten mi?... Resimlerimi filan derken, resimleri vesikalık fotoğraf anlamına alsak, bu işin filan bölümü nedir?

“belli bir süre sonra, Ankara'da bir otelde iki kişi ile görüşeceğim bilgisi geldi.”

Ne kadar süre sonra?... Zaten Ankara’da mıydınız hep birlikte, yoksa bir başka yerden Ankara’ya mı gidiyorsunuz bu görüşme için.


Bunlar ilk sorular… Bunları forumda irdeleyelim mi? Ayrıntılara girebilme, her şeye açıkça anlatabilme gücün var mı? Yoksa özelde mi tutalım?

Yoksa hiç dokunmayalım da bu yakınma öyle kalakalsın mı?

------------------------------------------------------------------------------

Bu da benim cevaben yazdığım ileti;

Metnin genelini düşünürsek, sanırım benim bahsettiğim kişi olup olmadığımla, yada bu anlattığım olayın gerçekten geçip geçmediği ile ilgili soru işaretleri var kafanızda. Olabilir, hemen gidermeye çalışayım.
Ama önce sorduğunuz sorulara birer birer cevap vermek istiyorum:

"Ne okudun?... Hangi kitapları?… İnternette hangi siteleri?"

Sayın Murat Özgen Ayfer'in "Masonlukta Etiket (Kurallar-Gelenekler-Yöntemler)" kitabı hala başucumda durur, Ayrıca Türkiye Büyük Locası'nın her biri ayrı ince bir kitaptan oluşan derece ritüelleri ile "Masonluğun Temel Prensipleri ve Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Tüzüğü" ilk aklıma gelenler. Birinci ve ikinci sayıları tek bir kitapta toplanmış 1931 tarihli "Büyük Şark" dergisi, bir koleksiyoner olarak toplamaya çalıştığım değerli bir kaynak bana göre. Onlardan da bilgi edinmeye çalıştım. Tabii geçmiş zaman, öğrenmeye aynı ateşle devam etmediğim için tüm siteleri ve kitapları hatırlayıp da size yazamıyorum buradan, kusura bakmayın.

"Nedir bu düşünceler?,,, Ayrıca fikirler de mi var?... Edinmeye çalışılan bilgiler neler?... Biz de görelim paylaşımı"

Düşünceler ve ilgi duyduğunuz bir konu hakkındaki fikirler, sizin o konuyu öğrenme yolundaki gelişiminizi tasvir eder diye düşünüyorum. Masonluğun ne olduğunu anlamak için düşünmeli, ne olup, ne olmadığı ile ilgili "kendinizce" fikirler üretmeli, bu fikirlerin doğruluğunu, yetkili biri düzeltene yada değiştirene kadar kabul etmelisiniz. Bu her türlü konu için de geçerli olan bir kural değilmidir? "Ayrıca fikirler de mi var?" şeklindeki muzip sorunuzu, fikir derken neyi kasdettiğimi anlatamamış olmama bağlıyorum. Paylaşım, sorulan bir soruya verilecek cevap ile olur. Daha ilk günüm, bildiğim bir soru ile karşılaşırsam sitede, cevaplarını paylaşmaktan zevk duyarım.

"Nereden belli?... Nasıl mason doğuyor ki insan? Kimileri mason doğmuyor, sonra mı oluyor? Senin onlardan farkın, ayrıcalığın neydi?"

Bu, Masonluğun, benim yaşayışım ve hayatı algılayış biçimim ile ne kadar çok örtüştüğünü vurgulu bir şekilde anlatabilmek için kurduğum abartılı bir cümleydi. "Ben zaten rallici doğmuşum" diyen birine, "Nasıl yani, annenden elinde direksiyon ile mi çıktın?" gibi bir soru sormak ne kadar mantıklıysa, sırf anlamı kuvvetlendirmek için seçtiğim bu üslubu bu şekilde algılamak da o kadar mantıklı. Tabiiki bir ayrıcalığım olduğunu düşünerek söylemedim bunları.

"Sabıka kaydı mı gerekiyormuş? Gerçekten mi?... Resimlerimi filan derken, resimleri vesikalık fotoğraf anlamına alsak, bu işin filan bölümü nedir?"

İşte bu soru, bana yaklaşma biçiminizle ilgili şüphe duymama sebep oldu. "Gerçekten mi?" demişsiniz ki, bu tersi düşünülürse "yalan söylüyorsunuz" demek gibi bir şey. Şaşırtıcı çünkü ya mason değilsiniz, yada dernekler kanunu bilmeyen bir kişisiniz. Tabiiki sabıka kaydımı istediler ve fotoğraflarım (vesikalık) ile birlikte teslim ettim. Filan kısmı ise, içinde bazı soruların olduğu, kendi el yazımla doldurduğum matbu bir başvuru formundan ibaret. Hatırlayabildiklerim bunlar.

"Ne kadar süre sonra?... Zaten Ankara’da mıydınız hep birlikte, yoksa bir başka yerden Ankara’ya mı gidiyorsunuz bu görüşme için?"

Ne kadar süre sonra olduğunu emin olun hatırlamıyorum. Sonuçta beş sene önceydi. Doğma büyüme Ankaralıyım, "Ankara'da bir otel" derken, siteye Ankara'dan üye olmayan arkadaşlara lokasyonu anlatmaya çalışmaktan başka bir amacım yoktu. Evet zaten Ankara'daydık hep birlikte. Evimden çıkıp otele gittim.

"Bunları forumda irdeleyelim mi? Ayrıntılara girebilme, her şeye açıkça anlatabilme gücün var mı? Yoksa özelde mi tutalım? Yoksa hiç dokunmayalım da bu yakınma öyle kalakalsın mı?

Yalan söylediğimi düşünüyor olmanızdan sanırım, bu cümleleri de belki kaçıp giderim diye kurmuşsunuz. Ben her şeyi büyük bir açıklıkla hatta biraz da fazla fazla anlattım. Bir mason olup olmadığınızı bilmediğimden, ispat için yanıp tutuşsam da, ne beni öneren üstadın adını, ne de önerildiğim locanın adını verebilirim. Ama benim adım M... T... (Özelden yaptığımız konuşmada ismimi verdim ancak Sayın ADAM'ın uyarısı ile genele isim yazmıyorum) Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi mezunu, 43 yaşında Ankaralı bir tacirim. Mason iseniz, bu bilgilerle başvuruma ulaşabilir, durumun doğruluğunu kontrol edebilirsiniz. Değilseniz, kişilere yüksek bir puan vererek ve sanki hiç bir zaman yalan söylemeyeceklermiş gibi yaklaşmanızı, puanlarını, yakaladığınız yalanlar ve hatalar ölçüsünde "zamanla" düşürmenizi öneririm. En baştan bu tarz bir yaklaşım, iyi niyetli olsanız dahi tanışıklığı dostluğa dönüştürmeye engel olur. Ayrıca bütün yazdıklarınızı ve yazdıklarımı copy/paste şeklinde foruma taşımakta hiç bir sakınca görmüyorum. Nitekim "özelden" ilk yazan sizsiniz.

Tanışıklığımızın her şeye rağmen devam edebileceğini düşünüyorum. Tek ricam, hitap ettiğim şekilde geri dönmeniz. Ben size her zaman "siz" öznesi ile yazarken, belki yaşça büyük olduğunuz için "sen" diyerek hitap ediyorsunuz ki, 43 yaşında olduğum düşünülürse, siz 70 yaşında olsanız dahi hiç hazzetmediğim bir şeydir.

Sevgi ve Saygılarımla

----------------------------------------------------------------

Sonuç olarak zahmet edip ilk yazıyı okuyan herkesden, yanlış ifade ettiğim tüm cümleler için özür diliyorum ama asıl söylemek istediklerimin neler olduğunu bu uzun ileti sırasında anlamışsınızdır diye düşünüyorum. Ayrıca Sayın ADAM'a ne olusa olsun benimle ilgilendiği için teşekkür ediyorum ve cevaben yazdığı kibar ileti ile bu "Han Duvarları" şeklinde uzayan tuhaf yazıyı sonlandırıyorum.

----------------------------------------------------------------------

Peki efendim, dediğiniz gibi olsun, sizli bizli görüşelim.

Herhpangi bir şekilde yalan söylediğiniz ya da uydurma bir öykü anlatmış olduğunuz gibi bir düşünce geçmedi aklımdan. Öyle olsaydı, bu kadar uzun boylu özel bir ileti göndermezdim.

Ancak beni böyle düşündüğümü sandığınızdan ötürü birez sitemli karşılayışınızdan ötürü de alınmış değilim.

Ben Türk diline biraz özenliyim. Bu nedenle düşünce = fikir konusunu hemen belirtmişim. Eğer bu sözcükler farklı algılanıyorsa ona bir diyeceğim olamaz ama sözlük anlamları eşittir.

Neyse, burada konumuz dil kullanımı değildir.

TC Dernekler Kanunu uyarınca bir derneğe üye olacak bir kimsenin basıka kaydrının istenmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Fakat ben buna o yüzden takılmadım. Şayet bir mason adayına herhangi bir sabıkası olduğunda olmağını söylüyorsa, yok demektir. Bir adayın sözüne güvenilir. Bu yüzden ben sizin söylediklerinizden çok ilgili locanın tutumunu yadırgadım. Üstelik Masonlikta Etiket adlı kitabı okumuşsunuz. Orada öyle bir şey var mı? Kitap bir yenrinizde duruyordur;bir bakın isterseniz.

Bu işte birtakım gariplikler, noksanlıklar var. Belki bunlar bir özet yapayım derken edrilip gidiyor ama önemli ayrıntılar. Örneğin daha talepname verilmeden önce tanışılmış, an azından birkaç kez görüşülmüş olması gereken bir başka mason olmalı. Talepname formu ile birlikte birtakım bilgiler açıklamalar verilmiş olmalı. Bunların locada görüşülmüş iki ayrı aşamada oylanıp kabul edilmiş olması gerek ki iş başkalarıyla da görüşmeye gelsin. Bir kişinin "Ben mason olmak istiyorum." demesiyle bu işlere başlanamaz. Bunun nasılolacağı o kitapta yazılı değil mi?

Sonraki aşama soruşturma (tahkikat) ise bu iş öyle bir otel lobisinde ve bu tarzda yapılmaz. Bunlar Masonluğun yöntemleriyle uyuşmuyor. Yanlış anlaşılması, ben sizin yalan söylediğinizi ileri sürmüyorum. Size ilk öneriyi getiren kişi dahil, bunların hepsinin yanlış işler yaptığı gibi bir izlenim edindiğimi belirtiyorum o kadar.

Anlatımın sonrasına da gelecektik ama bu kadarında takıldık. Önce bunu çözümleyelim. İsterseniz forumla taşırsınız. Benim açımdan hiçbir sakınca yoktur. (Ancak foruma taşırken isim yazmamak gerekir.)
 


Aralık 27, 2011, 12:42:51 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

             Sayın Blue13, öncelikle hoşgeldiniz diyorum. Sonra da anlattıklarınızı biraz da üzülerek okudum. Böyle oluyor işte. Yani hiç te kolay değil. Ben de bir ara kendim müracaat etmiştim. Uzun zamandır cevap verilmemesi nedeniyle olumsuz olduğu kanaatine vardım. Tabiiki bu kanaat beni hayli üzdü. Sizi çok iyi anlıyorum. Üstelik sizin durumunuz çok daha ciddi. Siz önerilmiş ve iyi kötü bir istişarede bulunmuşsunuz. Yani bir ümit, bir ışık parlamış. Gerçekten  bir an için kendimi sizin yerinize koydum. Evet. Bu kadar ümitten sonra kabul edilmemek insana zor gelir. Canınız sağ olsun. Yaşantınıza aynen devam edeceğinizi zaten belirtmişsiniz. Öyle yapın. Ben de öyle yaptım.
             Yanlız başlıktaki ifadeyi yani konu başlığını "Red edilme" değil, "Kabul edilmeme" diye yazmış olsaydınız (sonuçta her ikisi de aynı yere çıkmakta ise de )  bence daha şık olurdu .
             Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Aralık 27, 2011, 02:55:41 öö
Yanıtla #7
  • Forum ve Uye Yoneticisi
  • Aktif Uye
  • *****
  • İleti: 860
  • Cinsiyet: Bay



           
  Sayın Blue13

      Sayın Adam bazı konularda biraz muziptir.Bu muzipliği ile sizde tanışmışsınız.Olay bundan ibaret ,el ensesini çeker bakar söle rakip kaç okka :D Hoşuna da gitmişsiniz ,bence sohbeti uzatmış sizle zaman, zaman yolunuz o kişişel ileti bölümüne düşecektir Sayın Adamla sohbet için.Bazı konular da titizdir.Özellikle türkçenin kullanımı,sonra doğru bilği,zamanla sizde tanırsınız.
           
          Reddedilmeniz üzücü olmuş,hangi red ,hangi ayrılık üzücü deil ki,çıktığınız yolda başarılar.

           Hoşgeldiniz

           Saygılarımla
         
2050 de Türkiye çöl olacak ! Ağaç dikin, ağaç diktirin....
Sayğıdeğer üyeler, forumla ilgili her türlü soru ve sorun için lütfen tarafıma başvurunuz.


Aralık 27, 2011, 06:12:28 öö
Yanıtla #8
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

  Benim anlamadığım trafik  cezası almamakla, Mason olamamanın ne bağlantısı var. ''Mason trafikte ceza alamaz'' diye bir hakikat mi var.
Tamam anlıyorum, ''yasalara,kurallara bağlıyım'' bunu vurguluyorsunuz ama, fazla kendinizi kaptırdığınızı düşünüyorum.
Hem sonra direk gidip neden başvurmadınız? Alsaydınız elinize  beyaz bir kağıt,'' ismim bu, soyadım şu, şurda oturuyorum,işimde bu,alıyormusunuz beni'' ... ''almıyoruz'' hadi eyvallah.
Bitti
bu
hayatınıza devam edin...
Benim anlamadığım sayın Blue13 Mason olmak içinmi erdemlisiniz, yoksa erdemli olduğunuz için mi erdemlisiniz?...
Sonuçta değerli birisiyseniz ve kendinizi değerli görüyorsunuz,yazınızdan anladığım kadarıyla '' ben artık oldum, bana bir dev aynası lazım, Masonluk işte benim dev aynam'' diyorsanız.
Bu da düşündürücü ve ürkütücü.
Saygılarımla


Aralık 27, 2011, 12:02:08 ös
Yanıtla #9
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Sayın Blue 13 tarafından açık yüreklilikle foruma getirilmiş olan bu olayda mutlaka kusurlu bir kişi var.

Bu kusurlu kişi de bence Sayın Blue 13 değil, onun önerisini üstlenmiş olan mason.

Gelin ona Önerici diyelim.

Önerici bu bağlamda birçok kusur, birçok yanlış yapmış olabilir.

Nitekim Sayın Blue 13 bir ara onun ilk kez bir öneri yapmaya giriştiğinden söz etmişti yanlış anımsamıyorsam. Bu doğru olmasa bile açık seçik bir şekilde Önerici'nin bir locaya bir aday önerisi götürmekte deneyimsiz olduğu hatta belki yeterince bilgisinin olmadığı açıkça belli oluyor.

Sayın Alşah'ın deyişi yerinde; buna red demeyelim. Gerçi Masonlukta bir başvuru üzerine "red" olgusu yok değildir ama bu aşamadaki bir işlemde alınan kararın niteliği "erteleme"dir.  Bu karar da locada yapılan bir oylamada, tüzüklerde belirlenmiş bir sayının üzerinde karşı oy çıkarsa söz konusudur. Bunun anlamı, adayın işlemi her nerede, hangi aşamada kaldıysa,. belli bir süre sonra yeniden aynı aşamada gündeme getirilebileceğidir.

Şimdi biz burada bir erteleme işlemi olup olmadığını bilmiyoruz. Sayın Blue 13 bunu Önerici’ye sormalıydı. Önerici bu konuda gerekli açıklamayı, -locada tutulması ve hiç kimseye söylenmemesi gereken bilgiler dışında- yapmak zorundaydı.

Anlaşılan bunu açıklamamış. Zaten anlaşılan daha başından gerekli bilgileri vermemiş. Ya o bilgileri bilmiyor ya da onları vermesi gerektiğini bilmiyor: Kusurlu bence.

Erteleme söz konusu ise Önerici işlemleri kalmış olduğu yerden yeniden başlatmalıydı. Bu konuda da adayını (Blue 13) bilgilendirmeliydi.

Anladığım kadarıyla ortalıkta tıs yok.

Peki, bir öneri ya da başvuru ancak şu benim az önce söylediğim yöntemle mi yani erteleme ile mi durur? Bir başka neden olamaz mı?

Olabilir. Üstelik bir başka nedenle değil de sadece erteleme ile geri bırakılmışsa bunun bir gerekçesi vardır. Olmalıdır.

Kaldı ki o başka nedenin ve yöntemin de bir gerekçesi olmalıdır.

Hiçbir mason kuruluşunda bir aday için “Onu istemiyoruz.” diye aykırılık tavrı takınılamaz. Bu iş keyfi değildir. Öyle şey olmaz. (İsterseniz niçin keyfi olamayacağını ayrıca anlatayım.)

Böyle şey olmaz ama gerek localarda gerek büyük localarda kimi adayların, durup dururken, saçma sapan bir nedenle, üstelik kendi kimlikleriyle hiç de bağlantısı olmayan bir nedenle geri çevrildikleri, bir diğer deyişle kim vurduya gittikleri, Niyazi oldukları görülmemiş şey değildir.

Bütün bunları burada bu forumda irdelemeli mi?

Olabilir ama bunu genele soyutlarsak bir başka başlık altında yapmalı. Bu başlık altında ise şayet Sayın Blue 13 daha ayrıntılı bilgiler verip konusunu paylaşmak istiyorsa, özel olarak onun üzerinde durmalı.

Bu görüşüme katılır mısınız? Nasıl yapalım?

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3151 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2007, 01:08:00 öö
Gönderen: nietzsche
7 Yanıt
12148 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2010, 09:56:25 öö
Gönderen: lucifer
44 Yanıt
41293 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 06, 2016, 08:16:02 ös
Gönderen: ADAM