Kimi yazar ve düşünürler, toleransta küçük görücü bir yön bulunduğu görüşünde…
Nitekim önceki bölümde toleransa öyle pek de sıcak bakmadığına değinmiş olduğum Alman düşünür Julius Ebbinghaus, bu tutumda bir “kendini beğenmişlik” yer aldığını ileri sürmüş.
Doğru…. Yakın geçmişimize kadar tolerans kavramı, böyle olumsuz ve küçük görücü nitelikli bir yönden kurtulamamıştı.
Tolerans kavramı, özellikle Avrupa’daki dinde reform döneminde devletin tanıdığı din ve inanç dışındaki din ve inançlara göz yumma anlamını taşımaktaydı. Henüz din ve inanç özgürlüğünün tam bir hak olarak tanınmadığı, tanınamadığı o dönemde, tolerans, hem isteğe bağlı hem geri alınabilir bir hak, âdeta bir lütuf hatta belki bir ödün gibiydi. Göz yumma; başka bir şey değil.
Toleransta bir bgüç dengesizliği, hak eşitsizliği göze çarpıyor. Nitekim işte o göz yumma, ilkece göz yummaktan geri kalma olanağını yok etmiyor; o da var. Onun için Ebbinghaus, «Başkalarının görüş ve düşünüşüne göz yummaya kalkışmak, gülünç bir kendini beğenmişlik olur. Bize düşen, başkalarının özgürlüğüne saygı göstermektir. Yoksa insan haklarını zedelemiş oluruz.» demiş. Bundan sonra da toleransı şöyle tanımlamış:
“Başkalarıyla olan alışverişimizde herkese düşündüğü ve yaptığı şeyin nedenini kendi kendinde arama özgürlüğünü tanımak.”
Biraz araştırırsak, benzer düşünceleri Goethe’nin de taşımış olduğunu görürüz. O da şöyle demiş:
«Tolerans aslında yalnızca geçici bir tutum olmalı; o, sonunda kabullenmeye götürür. Tolerans göstermek, aşağılamak demektir. Düşüncelerimi savunmak için kimsenin toleransına gereksinmem yok. Benim görüşlerime karşı olup da beni güler yüzle dinleyen kişi, bana sanki hakaret ediyor, beni aşağılıyor gibidir.
Tolerans ile davranacağına düşüncelerime karşı çık. Bana tolerans gösteren kişi bir yanlışımı mı bağışlıyor? Ne haddine!
Ben kimseden tolerans beklemiyorum. Çünkü boş inançlara değil, aklıma güveniyorum ben.»
Bu noktaya geldiğimde, çalışmanın bundan sonrasına devam edip etmemeyi düşündüm bir süre… Başka tolerans tanımları da var göz önüne alınmasında yarar olan. Ancak Goethe’nin sözü bana öyle üzerinde düşünülmesi gerekir gibi geldi ki, şimdilik burada durup forumumuzun diğer katılımcıları da bu bağlamda kendilerince bir değerlendirme yapsın dedim.