Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Yaradan Kavramı  (Okunma sayısı 17954 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 10, 2014, 05:22:08 ös
Yanıtla #30
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 228
  • Cinsiyet: Bay

Yolculuğa çıkmıştım bir mola verdim, yolum uzun sonunu bilmiyorum, yazılarızı okudum. Sizlere söyleyebileceğim şeyler çok değil ama daim sorabileceklerim olacaktır.

Yolculuğum "Bir tapınak yapıldı" ile başladı "Bir tapınak yıkıldı" ile mola verdim.



« Son Düzenleme: Ekim 10, 2014, 06:10:17 ös Gönderen: ADAM »
Madem yersizlik alemi aslım
Artık bana tek bir şey düşecek
Yücelip aslıma gitmek


Ekim 11, 2014, 06:24:16 ös
Yanıtla #31
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Selim'in son iletisinin konuyla bağlantısını kuramadım.

Gerçi Sayın Spock'un bir iletisi var bu arada ama ben yanıtını beklediğim önce sorumu tekrarlamak istiyorum:

Acaba mason olmak isteyen adaylara şu Yaradan kavramının anlamı önceden iyice anlatılıyor mu?

Acaba bir adayın tüm işlemleri olumlu sonuçlanıp da tekrise çağrıldığı gün, kendisine bir Yaradan'a inanıp inanmadığı sorulduğunda, "Yaradan derken ne demek istiyorsunuz? Siz onu açıklarsanız, ben de ona göre yanıt vereyim." diyecek olursa ne oluyor?

Belki öyle diyen olmuyordur. Öyle ya, tekrise giderken, kendisine orada ne yapması istenirse yapması, her ne  sorularsa olumlu yanıt vermesi sıkıca tembih ediliyor. O da kendisine böyle bir soru yöneltildiğinde "Evet" diye yanıt veriyor, inanmakta olmasa da...  Doğru mu? 

Yoksa bu işler böyle değil mi? 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 11, 2014, 07:13:36 ös
Yanıtla #32
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay


Acaba mason olmak isteyen adaylara şu Yaradan kavramının anlamı önceden iyice anlatılıyor mu?


Anlatılmıyor ama Sn. ADAM'ın sorusundan "acaba anlatılması mı gerekiyor?" şeklinde bir alt soru ortaya çıkmakta. Benim buna cevabım, hayır anlatılması gerekmiyor. Adayın "evet" yanıtını vererek, dinlerde empoze edildiği şekilde değil fakat en azından evrenin rastlantısal olarak ortaya çıkmadığını ve mikro kozmostan makro kozmosa var olan ve geometrik olarak da mükemmel sayılan düzenin bir yaratıcısı (mimarı) olduğunu kabul ettiği varsayılıyor. Tanrı'nın nasıl olması gerektiğine dair detaylar irdelenmiyor. Önemli olan adayın nasıl bir Tanrı'ya inandığı değil, başlangıcın (Big Bang) bir yaratıcısının olduğunu kabul etmesi.


Acaba bir adayın tüm işlemleri olumlu sonuçlanıp da tekrise çağrıldığı gün, kendisine bir Yaradan'a inanıp inanmadığı sorulduğunda, "Yaradan derken ne demek istiyorsunuz? Siz onu açıklarsanız, ben de ona göre yanıt vereyim." diyecek olursa ne oluyor?

Belki öyle diyen olmuyordur. Öyle ya, tekrise giderken, kendisine orada ne yapması istenirse yapması, her ne  sorularsa olumlu yanıt vermesi sıkıca tembih ediliyor. O da kendisine böyle bir soru yöneltildiğinde "Evet" diye yanıt veriyor, inanmakta olmasa da...  Doğru mu? 


Mabede daha ilk kez ayağınızı basıyorsunuz, inanılmaz heyecanlısınız, oraya Kardeşliğe katılmak için gelmişsiniz ve size o ortamda sorulan "Yaradan'a inanıyor musunuz?" sorusuna "Yaradan derken ne demek istiyorsunuz? Siz onu açıklarsanız, ben de ona göre yanıt vereyim" diye cevap vermek:

1. Olmadık yer ve zamanda diyalektiğe girmek
2. Törenin düzenini bozmak
3. "Buraya geldiysem her dediğinize inanacağımı sanmayın, yeniyim ama zor adamım" anlamına gelebilecek yersiz bir meydan okuma

anlamlarına gelir. Bu şekilde bir karşılığın gereği var mıdır? Ancak diğer taraftan, ileriki zamanlarda bu konuda kendi düşündüklerinizi bir sunu veya konferans şeklinde mabedde anlatabilir, hatta herhangi bir Kardeş Sofrasında, konuyu tartışılmak üzere gündeme getirebilirsiniz. Çok da güzel oluyor bu tür Kardeş Sofrası tartışmaları.

Not: İnanmadığı halde yalan söyleyerek giren varsa, onu da bilemem. Böyle bir kişi, yukarıda yazdıklarımın kapsamının dışında.
Live long and prosper.


Ekim 11, 2014, 08:47:32 ös
Yanıtla #33
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

     Nereden başlayacağımı şaşırdım!. Yukarıda yazmış olduğum  iki yazımı da defalarca okudum.  Gene aynı noktaya geldim. Bu konu başlığının  tam bir polemik konusu olduğunu daha önce de belirtmiştim. Bakın gene öyle oldu.
     Sayın ADAM, "....Alşah'ın dediği gibi  olmaz ki..." diyor. Hayır bunu kabul edemem. Yazdıklarım tamamen doğru  ve  bu konu başlığına tam manası ile "cuk oturuyor". Nedenini çok kısa olarak tekrar açıklıyorum. SÖZ KONUSU DİN VE TANRI OLDUĞUNDA, kişilerin düşünce ve kanaatlerinin hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur. Dini ve Tanrı'yı bilimsel olarak açıklayamazsınız.  Şimdi İslamiyeti ele alalım. Vereceğiniz ilk referans İslamiyetin rehberi Kur'an olmalıdır. Kur'anda nasıl tavsif edilmişse tavsif edilen şey öyledir. Siz buna başka bir mana yükleyemezsiniz. Bir tek harfini inkar veya değiştirmek küfre sapmaktır. Bunun içindir ki anlatımlarımda her zaman kutsal kitaplardan Ayetlerle konuyu vurgulamaya çalışıyorum. Burada da yine öyle yaptım.
        Şimdi neden benim anlattığım gibi olmadığının  yine Ayetlerle çürütülmesi gerekir. Ben sayın Keskiner'in alıntı yazısından söz ederken kendisinin Hadisle başlamasını eleştirmiş keşke konuya Ayetle başlasa idi demiştim. Yine aynı şeyi söylüyorum. Ben nasıl Ayetleri referans gösteriyorsam, beni eleştirenler de aynı şekilde davranmalı. Sayın Keskiner'in alıntı yazısında sözünü ettiği hadisin sahih hadi olduğunu kim bana nasıl ispat edecek?
        Sayın Selim,bir çok konuda haklı. Tabii ki tartışacağız, paylaşacağız. Ama bunları yaparken sağlam veriler göstermeye özen göstereceğiz. Kanaatimiz, düşüncemiz tabii ki olacak, ancak kanaatimizi veya düşüncemizi dinin emri gibi aksettirmemeye özen göstereceğiz. Mesela Yaratan kavramının din içindeki yeri bellidir. Ancak Masonluk'taki yerini tam manası ile bilebilmek için her şeyden önce Mason olmak , ritüellerine ve diğer sırlarına vakıf olmak gerekir.  Ben bu nedenle (yani Mason  olmadığım için)  Yaratan kavramını  düşüncelerime göre açıklamaya çalıştım. 
         Sayın Spock maalesef yanılıyor. Yukarıdaki açıklamalarım  kendi düşünceleri için de geçerlidir.
 
         Saygılar-sevgiler
"Vur ama dinle beni"


Ekim 14, 2014, 08:06:03 öö
Yanıtla #34
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Alşah'ın dediği işte bunun için olmaz..

Bu başlık altındaki konumuz DİN DEĞİLDİR.

Bu başlık altındaki konumuz TANRI DA DEĞİLDİR.

Bu başlık altındaki konumuz DİNLERDEKİ TANRI KAVRAMI KESİNLİKLE DEĞİLDİR.

Hele İSLAM DİNİ'NDEKİ ALLAH HİÇ DEĞİLDİR.

Bu başlıktaki konuya katkıda bulunan kimi katılımcılarımız konuyu hep o yöne çekmeye çalıştı. Biz
de buna pek ses çıkarmadık. Çünkü bu bir tür içtepi... Kimileri, gideremedikleri ailesel kökenli alışkanlıklarından ötürü hemen konuyu dinsel yönden ele almaya yöneliyor. Hatta biraz dindarca olan Müslüman üyelerimiz, hemen Kuran'daki ayetlere falan sarılıyor. Oysa bir de İncil'deki ayetlerden örnek veren çıksa... Ya da Tao Teh King adlı din kitabından....

Hayır efendim... Biz bu konuyu Forumun İnanç başlığı altında açtıysak, bunu ille de şu ya da bu dine bağlamak gerekmiyor. Gerekseydi, o zaman Budizm'deki Yaradan kavramını da (varsa) irdelemek gerekirdi. Konu sosyoloji yani toplum bilim ile bağalantılı. Bilimsel.

Çünkü konumuz dönüp dolaşıp Masonluktaki yaklaşıma gidecek. Öyle olması, burada masonların sitesinde böyle bir konuyu açmamızın ne gerekçesi olabilir ki?... Masonluktaki  yaklaşımın da evrensel, bilimselliğe ve akıl ilkelerine yaslanması gerekiyor; dine ve dinsel inançlara değil. Bunu ben demiyorum; masonlar, kendileri diyor.

Ha, dünya yüzünde kimi masonlar bu kavramı bir dine ya da dinsel inanca yaslama çabasını sürdürüp duruyor. Aynı nedenle... Ancak o durumda, evrensel bir nitelik taşıyamıyor, ayırımcılık etmiş oluyorlar.

Burada polemik yok.

Ancak öyle "Benim dediğim doğrudur. Tek doğru da budur." gibi bir bağnazlık da yok. Olmamalı. Kimi masonlar kendi birincil amaçlarından birine ihanetle, tutuculuğu aşırılığa vardırıp bağnazlık etmekte olsalar bile...

Bu başlığı getirmiş olduğumuz noktada, Masonluğa giriş ile bağlantılı olmak üzere sorduklarımıza yanıt veren çıkmadı. Neden acaba? Yoksa yanıtını bilmiyorlar mı? Yoksa yanıtlamak işlerine mi gelmiyor?

Sayın Alşah Yaradan ya da Yaratan kavramını düşüncelerine göre açıklamaya çalışmış. HAKLI. Gerekçesini de belirtmiş, ben mason olmadığım için diye.

Ancak biz burada bir masonlar sitesindeyiz. Masonların bu konuya nasıl baktığını irdeleyebilmemiz için mason olmamız değil Masonluk üzerine bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Kimi masonlar Masonluğu bizim kadar bile bilmedikleri için diyebilecekleri bir şey yok. Öylesine kapılmış gidiyorlar üyesi oldukları mason kuruluşunun rüzgârına...

Belki bir Sayın Spock farklı... O nedenle, Sayın Alşah onun dediğine karşı çıksa bile ben destekliyorum. Onun dedikleri bana doğruya daha yakın gibi geliyor.

Çünkü doğru olan "göreli". (izafi, nispi, rölatif) Konu Tanrı'nın gerçekliği gibi olsaydı saltık olurdu. (mutlak, absolü) 

Standart dışı, farklı düşünen başka masonların da bulunduğundan eminim.



 
« Son Düzenleme: Ekim 14, 2014, 08:14:37 öö Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 14, 2014, 11:07:37 öö
Yanıtla #35
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 228
  • Cinsiyet: Bay



Kabenin Allah tarafından korunduğu, yıkılmasının olanaksız olduğu ve bunun sebepleri Kuran da Fil süresinde anlatılır. Fakat tarihi kaynaklarda da şunu yazar "Haccac 684 yılında Arafat'ta Abdullah bin Zübeyr'in ordusunu mağlup ederek Mekke'yi kuşattı. Haccac, 7 ay boyunca Mekke'yi kuşatma altında tuttu. Bu sürede şehri mancınıklarla vurdu ve Kabe'yi yıktı." şimdi buna nasıl bir yorum getireceğiz. Buna da bazı kaynaklarda ilginç yorumlar yapılır "efendim yıkılmak derken tamamen yok olmasından bahsediyoruz, aslolan temel taşlarıdır, temel taşları yerinde duruyordu". kabe yeniden inşa edilirkende şu tartışma yaşanmıştır "efendim Hz ibrahim zamanından kalan temeller hangi tarafta idi, kuzeydeki mi güneydeki mi, ..."  Şimdide ISIS diye haricilerin bir kolu çıktı kabeyi yıkacağını söylüyor.

Bir birey olarak kendime soruyorum ve araştırıyorum "fil süresinde anlatılanlar göre Allahın kabeyi koruması gerekiyordu, bir taşına bile zarar verilemezdi, öyle ise Haccac nasıl olduda kabeyi yıktı, yoksa müslüman olanlar kabeyi yıkamamaktan muaf mı? kabeyi tamamen yok edemediler, temel taşları duruyordu, bilim şunu söyler" hiçbir şey yoktan var edilemez, vardan da yok edilemez".

Kabenin tamamen yok edilmesi taşlarının dahi yok edilmesimidir, evrenden silinmesimidir, yoksa binanın yıkılmasımıdır? yada Ebrehe kabeyi yıkmak isterken başka bir şey mi yapmak istiyordu da anlaşılmıyor?

Bazılarıda şunu söylüyor "ISIS müslüman değil, dürziler müslüman değil, aleviler müslüman değil, sünniler müslüman değil, şiiler müzlüman değil, vahabiler müzlüman deği, Haccac müslüman değil, yezid değil, muaviye değil, emeviler değil ..."  tüm bunlar müslüman değil ise kim müslüman?

Diyorumki "ya arkadaş, islam aleminde var mı ki bir grup diğerinin müslüman olmadığını iddia etsin".

Anlatmaya çalıştığımı kısaca özetleyecek olursam;

Her bireyin kendi evrim sürecine göre dini, yaradanı, kutsalı olabilir. Bu gün kuran dan, arapçasını okuyan dahi  farklı farklı yorumlar çıkartırken bu böyledir denmesi sadece oluşturulmak istenilen veya oluşturulan egemenliğin devam ettirebilmesi sağlamaya yöneliktir. Dogmalar bireyin sorgulamasını, özgürleşmesini, bağımlılığının yok edilemesini engellemek isteyen egemen grupların yarattığı ve yaratmaya çalıştığı algıdır diye düşünüyorum.

Eğer herşeyden önce birey olarak insan, yani varlık olarak, akıl ve zekaya sahip olarak dogmatik herhangi bir şeyin ortasına kendisini koyarsa sınırlar oluşturur, ağları örer ve oradan çıkamaz. Acaba öylemi diye sorgulayabilmeyi kimseye ve hiç bir düşünceye terketmediği sürece insanoğlu özgür olur, yaşamın her alanında bilimi ön plana çıkartır.

İnsanın insana köleliğinin devam ettirilmesi için yapılanları yok edip en kutsal varlık olan insanı, bireyi değerli kılabilmektir. Bireyin üzerinde ne adına olursa olsun yaratılan, yaratılmaya çalışılan ve hür iradeye yok edecek şeyleri yok edebilmektir. Bireyin özgür iradesi ile karar verebilmesini elde etmesi insanoğlunun yaradanı kavramasını, Allah veya tanrıyı her ne ise çok daha net algılamasını sağlayacaktır.




« Son Düzenleme: Ekim 14, 2014, 11:19:22 öö Gönderen: ADAM »
Madem yersizlik alemi aslım
Artık bana tek bir şey düşecek
Yücelip aslıma gitmek


Ekim 17, 2014, 04:19:28 ös
Yanıtla #36
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

     Sayın ADAM'la bunun için sık sık ters düşüyoruz. Demiş ya" DİN DEĞİLDİR", "TANRI DEĞİLDİR"  diye.
     Başlangıcından beri ne diyorum. Konu TAM BİR POLEMİK KONUSU. Şimdi "Yaradan" ifadesinden ne anlıyoruz ? önce ona bakmamız gerekiyor.
     "Yaradan" varlığı kabul edildiği anda, siz istemeseniz de DİN ve TANRI kavramları devreye girer. O zaman da o eksen etrafında değerlendirmeler yapılması gerekir. Bir şekilde "Yaradan" kavramı kabullenilmez ise o takdirde din ve tanrı kavramları zaten söz konusu olmaz. Bir Ateistle tanrı kavramını tartışabilir misiniz ? Ya da nasıl tartışabilirsiniz?
      Konuyu genellikle İslam açısından ele aldığıma dair sayın ADAM'ın beyanını kabul etmiyorum. Dikkat edilirse Tevrat'tan da söz ediyorum. İncil'den veya diğerlerinden  söz etmememin nedeni aslında çok açıktır. Bunu burada uzun uza diye yazarak başka bir polemik konusu yapmak istemiyorum.
       Yukarıda belirttim ya ! sayın ADAM'la ters düştüğümüz yerler olduğu gibi, çakıştığımız bir çok konu da var elbette. Özellikle Masonlukla ilgili söylemlerine karşı diyeceğim olamaz.
       Bundan önceki yazımda meramımı anlattığımı zannediyor ve daha fazla bu konunun içinde olmak istemiyorum.
       
« Son Düzenleme: Ekim 17, 2014, 04:28:11 ös Gönderen: ADAM »
"Vur ama dinle beni"


Ekim 17, 2014, 04:34:31 ös
Yanıtla #37
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

O zaman da o eksen etrafında değerlendirmeler yapılması gerekir.

Böyle bir düşünce benim açımdan kabul edilemez. Deistler için sadece Yaradan vardır, din yoktur. Deistleri geçelim yukarıdaki gibi bir ifade dayatmadır. Herkes hangi çerçevede değerlendirme yapmak istiyorsa, o çerçevede değerlendirmesini yapar ve yapmaktadır da... Sonu kazıkta yakılan Giordano Bruno veya bu ay aynı sebeple İran'da idam edilen Mohsen Amir-Aslani gibi olsa bile... https://www.tytnetwork.com/2014/10/01/iran-kills-man-for-doubting-jonah-lived-in-whale/


Live long and prosper.


Ekim 17, 2014, 04:42:54 ös
Yanıtla #38
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Spock haklı.

O haklı ama, Sayın Alşah elbette öyle düşünebilir. Özgürlüğü var.

Başka çok kişi Sayın Alşah gibi düşünebilir. Yanılmakta olsalar da...

Yanılmakta oluşları, kültürlerinin biraz dar çerçevede kalmış olmalarından ileri geliyor ne yazık ki...  Daha geniş perspektiften bakabilmek için, insanın kendisini zorlmaması gerekiyor; özgürce...

Ben daha önce yazdıklarımı yinelemeyi gereksiz bulurum. Aynı başlık altındayız.

Ancak şunu eklerim: Tanrı kavramı ne İslam Dini'ne, ne ondan önceki Hıristiyanlığa ne de ondan önceki Museviliğe bağlanabilir. Çünkü o dinlerden hiçbiri doğmadan önce de vardı.

Kaldı ki konumuz Tanrı kavramı bile değil. Yaradan yani bir şeyi yaratmış olan; ille de o Tanrı kavramının içerdiğince egemen olan falan değil.

Ayrıca bu konu (yaradan kavramı) Ateistleri de pek rahatsız etmeyebilir çünkü onlar Teizme karşıdır. Teizm ise tanrıcılıktır. Oysa Yaradan ile Tanrı özdeş değil.

Kimileri özdeş tutuyor ve onunla mutlu oluyor.

Biz insanları mutsuz kılmak istemeyiz. Öylesine inananlar da bizim için saygı ve sevgiye değer.

Asıl soru ise tüm bunlar değil. Mason mabedinin kapısında durum ne olacak? Bunun yanıtını kim verecek?


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 17, 2014, 07:13:38 ös
Yanıtla #39

Acaba konuyu düşünebilmek adına ufkumuzu genişletmek için şöyle bir senaryo ile düşünsek; diyelim ki hiç bir dinden haberimiz yok ama sembolizm diye bir şeyin varlığını biliyoruz ve bir çok sembolden faydalanabilir bir duruma gelmişiz. Biri bize gelip adına tanrı ya da yaratıcı denen bir sembol olduğunu anlatıyor ve bunu yorumlamamızı istiyor. Bu durumda böyle bir sembole neden ihtiyaç duyulmuş olabilir, bu sembol kişiye nasıl katkılarda bulunur? Bu sembol sayesinde kişide oluşacak duygu, düşünce, izlenimler ile kişi nereden nereye doğru yol alabilme şansına sahip olur?

Bir başka deyişle, tanrı veya yaradan adında bir sembolün varlığı bir insanın zihnini nasıl ve nereye doğru açabilir? Bir insan bu sembolü verimli bir şekilde yorumlarsa yaşamında ne tür değişiklikler olabilir?


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
9999 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2011, 08:01:58 ös
Gönderen: NOSAM33
2 Yanıt
4624 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2008, 01:43:19 ös
Gönderen: dogudan
7 Yanıt
15107 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2008, 09:18:44 ös
Gönderen: saskin
2 Yanıt
5748 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2009, 02:55:29 ös
Gönderen: ceycet
26 Yanıt
15947 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2014, 10:51:19 ös
Gönderen: blackfriairs
7 Yanıt
9681 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2012, 12:46:38 öö
Gönderen: CAMPANELLA
2 Yanıt
6176 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2011, 01:44:08 ös
Gönderen: Maledictum
12 Yanıt
9200 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2011, 08:03:12 ös
Gönderen: Tij
14 Yanıt
8170 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2011, 05:05:54 ös
Gönderen: ADAM
10 Yanıt
7009 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2012, 06:54:15 ös
Gönderen: karahan