Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Sadomazoşizm  (Okunma sayısı 2423 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 18, 2015, 03:09:27 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

Sadizm, karşısındaki kişiye acı vermek veya eziyet etmekten seksüel bir haz duymanın adıdır. Bu adın kaynağı, Fransız filozof ve sadistik öykü yazarı Marquis de Sade'den gelmektedir. Sadizm'in acıyı duyan taraf açısından karşıtı olan olgu ise mazoşizm olup kendisine acı verilmesinden, eziyet edilmesinden seksüel bir zevk alma duygusudur. Genellikle, dövülme, aşağılanma, bağlanma, işkence edilme, vb. seksüel fanteziler içerir. Bazen de kişilerden biri köle olur ve diğer kişi ona tasma takar. Bu isim ağırlıklı olarak mazoşist bir içeriği olan "Venus in Furs" romanıyla tanınan 19. yüzyıl yazarlarından Leopold von Sacher-Masoch'dan gelmektedir. Sadomazoşizm 19. yüzyılda çıkmış olmasına karşın günümüzde popüler olmuştur.

Marquis de sade'in adından alınmış olan "sadizm" ve sacher-masoch'un adına izafe edilen "mazohizm" sözcüklerinin her ikisinin de, aynı patolojik süreçte geliştiğinin ve sık sık birbirinin yerine geçtiğinin kabul edilmesinden dolayı, birlikte anılması tercih edilen bir davranış bozukluğu.





Sado mazoşist tanımının ortaya çıkışı:

Sadizm ve Mazoşizm tanımları, bilimsel şekilde ilk olarak 1886 yılında Richard von Krafft-Ebing tarafından Cinsel Psikopati adlı yazısında kullanılmıştır. Kendisi, burada yazar olan “Sade”nin eserlerine atıfta bulunmuş ve onun romanlarındaki pornografik içerikler ile bir çok eserinde cinsel hazzı acı ve aşağılanma ile tanımlayan “Sacher-Masoch”un zor kullanma fantezileriyle birbirine karıştırmıştır. Schrenck-Notzing, 1892 yılında acı tutkunluğu (Algolagnia) tanımını ortaya çıkarmış ve tüm kompleksi, muhtemel ilk kez sadizmle ilişkili olarak aktif ve mazoşizmle ilişkili olarak pasif olma üzere, ikiye ayırmıştır.

Sigmund Freud tarafından 1905 yılında Cinsel Teori Kapsamında Üç Bilimsel İnceleme adlı eserinde, Sadizm ve Mazoşizmi çocukluk yıllarında ortaya çıkan psişik (ruhsal) hastalık kaynaklı gelişim kusuru olarak ele almasından ve konunun detaylı değerlendirmesinin müteakip on yılık dönemi temelden etkilemesinden sonra, 1913 yılında Viyanalı Psikanalist Isidor Sadger tarafından Sado-Mazoşist Kompleks Üzerine isimli makalesinde, bileşik isim olarak “Sado-Mazoşizm” terimi ilk kez türetilmiştir.

Sado Mazoşistler ne kadar sıklıkla görülür?

Sado-Mazoşizm, cinsiyetten ve cinsel yönelimden bağımsız olarak ortaya çıkmaktadır. Klinik teşhis ve tedavi kapsamında teşhis koyma işlemi yüzde 85 oranında heteroseksüeller arasında yapılmaktadır. Sado-Mazoşizm, diğer cinsel parafili teşhislerine kıyasla kadınlarda çok daha fazla görülmektedir.

İnsanların cinsel davranışları ve cinsel fantezileri üzerine yapılan bir çok çalışmada olduğu gibi, bilimsel açıdan mevcut araştırmaların hepsine fon temin edilmemektedir ve bu araştırmaların bir kısmı eskimiş ve artık kullanılmamaktadır. Sado-Mazoşist fanteziler ve uygulamaların yayılması konusuna ilişkin yapılan en yeni araştırmaların neticeleri ise, çok geniş bir aralıkta oldukça büyük farklılıklar göstermektedir, burada kural olarak sado-mazoşizme BDSM üst başlığı altında alt madde olarak yer verilmekte ve artık ayrı ve izole bir konu olarak dikkate alınmamaktadır. Özet olarak uzmanlar gün geçtikçe artan sayıdaki çoğunluğu toplumun yüzde 5 ile 25’i arasındaki bölümü, acı çekmekten zevk alma ve benzer şekilde, güç ve güçsüzlükle bağlantılı cinsel uygulamaları düzenli olarak uyguladıklarını tespit etmekte ve vurgulamaktadır. İlgili fantezilere sahip toplumsal oran düzenli olarak daha yüksek rakamlarda öngörülmektedir.

Sadizm ve Mazoşizm nedenleri ve ortaya çıkışı:

Modern bilimsel standartlarda bu kapsamdaki psikolojik konuları ele alan çok az sayıda çalışma mevcuttur. Bu kapsamdaki merkezi bir araştırma, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan ve cinsel araştırmalar konusunda uzman olan Amerikalı bilim adamı Charles Moser tarafından yapılmış ve 1988 yılında Sosyal Hizmetler ve İnsan Cinselliği Bülteninde yayınlanmıştır. Bu araştırmada öncelikle sado-mazoşistlerin formüle edilebilecek hiçbir ortak psiko-patolojilerinin bulunmadığı ve etkilenmiş olan kişilerin klinik literatürde yer alan hiçbir ortak portreyi sergilemedikleri sonucuna ulaşmıştır. Bunun üzerine Moser, direkt olarak sado-mazoşist eğilimlerle ilişkili olarak ortaya çıkan ve sadece spesifik olarak kendilerinde veya tercihlerine dayalı olarak ortaya çıkan hiçbir özel ve farklı psikiyatrik özelliklerinin bulunmadığını ortaya koymuştur.

Sado-Mazoşizmin nedenleri ve ortaya çıkışı konusunda farklı teoriler mevcuttur, bunlar kural olarak sadizm veya mazoşizmle ilişkili olarak ortaya çıkmakta ve sado-mazoşist tercihin ortaya çıkışı için hiçbir genel olarak geçerli neden bulunmamaktadır. Sadist içerikli şiddet düşkünleri ve aşırı mazoşistlere ilişkin olarak, özellikle çocukluk çağlarında taciz ve suiistimale sık maruz kalma durumuyla bağlantı kurulmaktadır. Dinamik psikoterapinin, anneden ayrı kalmanın neden olduğu bir bozukluk olduğu ve anneden ayrılmak zorunda kalmanın, kendini korku şeklinde dışa vurduğu ve bunun öncesinde, korkunun başka bir şekilde oluşamayacağı düşünülmektedir. Bu nedenle kişi, cinsel eşi konusunda karışık duygulara kapılmaktadır. Mazoşist açıdan ise, bu korku kendini agresiflik olarak değil de, aksine kendini daha aşağı ve bir köle gibi hissetme şeklinde ve anneye karşı olumsuz duyguları nedeniyle kendi kendini cezalandırma eğilimiyle dışa vurmaktadır. Diğer teoriler ise haz ve acının bir arada cinsel açıdan daha yoğun ve doyurucu şekilde yaşandığı anal haz, yani anal dönem (S. Freud) dahilinde, bireysel biyografik oluşumundan yola çıkmaktadır.

Psikoterapist ve Cinsel Terapistlere tavsiyeler:

1. Psikoterapist ya da Cinsel terapistler Sado Mazoşistleri otomatik olarak hemen hastalıklı/hatalı/ahlaksız olarak değerlendirmemelidir.
2. Psikoterapist, terapi uygulamasına neden olan problemlerin muhtemel sebebi olarak daima BDSM tipi cinselliği görmemelidir: SM’nin terapisi çerçevesinde, hemen otomatik olarak günah keçisi olarak ilan etmemek ve iyice incelemek kaydıyla, tüm diğer kişisel özellikleri ve tercihleri ele alınmalıdır.
3. Sağlıklı SM cinselliği (SSC) ile patolojik biçimleri arasındaki ayrımı yapabilmelidir. Bu kapsamda, terapistin erotik sado-mazoşizm üzerine belirli seviyede temel bilgilere sahip olması gereklidir.

Sado-Mazoşistlere yönelik tavsiyeler

Buna ters açıdan bakıldığında, tüm sado-mazoşistlere yönelik tavsiyeler ortaya çıkmaktadır, başka deyişle, terapistlerini seçerken, onu tam olarak izlemeli ve tartmalıdır. Bir terapiye başlamadan önce, daha önceden not alınmış özel sorulardan yaralanmanız ve terapist adayınıza şunları sormanız tavsiye olunur:

a) Terapist adayının, erotik BDSM üzerine yeterli bilgisi var mı?
b) Terapist adayı ne kadar sıklıkla BDSM tercihleri olan bireylerle çalışmış? Bu durumlarla sık karşılaşıyor mu? Telefon üzerindende Terapist adayınız hakkında bilgi almaktan sakınmayın. Eğer ki bu iki soruya da “evet” cevabı alamazsanız, ya da öyle gelişigüzel bir “evet” dendiğini hissediyorsanız, o zaman, belki de başka bir terapist bulmanız daha iyi ve faydalı olacaktır.


Kaynaklar:

www.wkipedia.org
www.cinselterapi.org
(Abdullah ÖZER M.A./M.Sc. www.cinselterapi.org )
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe