Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Dinler Tarihi--Mısır'ın Dini  (Okunma sayısı 1385 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 22, 2016, 05:46:55 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Mısır'ın dini hakkında Yunan ve Latin yazarları tarafından bize birçok bilgiler verilmiştir. Bunların başında da M.Ö. V. yüzyılda Mısır'ı ziyaret etmiş olan Herodot vardı ve : "Mısırlılar çok dindar bir kavimdir" diye yazmaktadır.

Mısır dininde Totemizm'in birçok kalıntılarına, izlerine rastlamaktayız ki,bunlar ölülerin ileriki hayatlarına verilen önemle beliren bir Animizm; ve bazılarının Tektanrıcılığa doğru yöneltmek istedikleri bir Çoktanrıcılıktır.

Mısır'da kutsal hayvanlar vardır ki bunlar , memleketin her yerinde saygı görürler. Örneğin ,kedi de bunlar arasındadır. İran hükümdarı Kâvus, M.Ö VI yüzyılda Mısır'ı fethetmek istediği zaman askerlerinin önüne kedilerle leylekler yerleştirmek gibi bir kurnazlık yaptı ve Mısırlılar da bunlara karşı silah kullanmaya cesaret edemediler.

Tanrılar çoğu zaman hayvan başları ile ya da hayvanlar aleminden alınan bazı ayrıntılarla tasvir edilirler. Örneğin;  Horus şahin başlıdır. Anibis'in çakal başı, Bastis'in bir dişi kedi başı vardır.  İzis ise çokluk inek boynuzları taşır  Efsaneye göre her insanın vücuduna nasıl biçim veriyorsa ,dünyaya da öylece bir çömlekçi çarkında biçim veren Yaradan o idi.Bu yaratıcı(hayvan-insan) Totemizm'in efsanelerini bilhassa hatırlatmaktadır.

Mısır'da ölülerin sonradan yaşaması problemi de onları yakından ilgilendirmiştir. Mesela adın(ismin) tasvirden daha da fazla kudreti vardır. Adını dayanaklı harflerle hak ederek ve rahiplerle yoldan gelip geçenlerden bu adı söylemeleri  istenerek ölünün sonradan da yaşaması sağlanır.

Ruh da yok olmaz bir nesnedir. Ruh fikri,insan başlı bir kuş hiyeroglifi ile ifade edilir. Onun gökte ,güneşin yanında uçtuğu ya da yeryüzünde mutlu vâhalarda oturduğu , yahut bir yeraltı dünyasında yaşadığı tasvir edilir.

Ölüler Kitabı , ölenlerin öte dünyada karşılaştıkları engelleri ve bunları güçlükten kurtarma çarelerini anlatır. Bazen cenaze töreni sırasında ölenin kendisine hasım iblisçe kuvvetlere karşı kazandığı zaferi sembolleştiren dramlar oynanır.

Ölüler Kitabı'nın ünlü CXXV. bölümü bize ölünün Oziris'in mahkemesi huzurunda yapması gereken menfi itirafı anlatmaktadır :

"Hiç kimseye haince kötülük etmedim.Yakınlarımı bedbaht etmedim. Hakikat evinde alçaklık etmedim. Kötülüğü yakınlık göstermedim. Kötülük yapmadım. İnsanların efendisi olarak kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım. Kimseyi aç bırakmadım. Kimseye gözyaşı döktürmedim.Kimseyi öldürmedim. Kimsenin kahpece öldürülmesini emretmedim. Hiçbir insana yalan söylemedim. Yiyecekleri eksik veya pahalı satmadım. Terazinin dirhemi üzerine hiçbir zaman elimi bastırmadım. Ölmüş balığı avlamadım. Feyezan zamanında suyu hiç geriye sürmedim. Tanrılara sunulacak hediyelerde hiyle yapmadım. Göçtüğü sırada hiçbir Tanrıya engel olmadım.

Ben temizim,temizim, temizim!"

Daha sonra M. Ö XIV. yüzyılda soylu bir ülkücülüğe ve hayret verici bir enerjiye sahip IV.Amenhotep adlı bir hükümdar Mısır'da Tektanrıcılığı kurmak istedi.

Başlıca değil de, tek tanrı olarwk o zamana kadar önemsiz olan bir Tema'yı ,Aton'u benimsedi. Aton ; güneş yuvarlağını kişileştirmekteydi.

İlkel toplumlarda adların adeta büyülü bir önemi vardır. Nitekim Mısır'da da Amon adı böyle bir öneme sahipti. Amenhotep her yandan Amon'un adını kazıtıp sildirmeye uğraştı. Kendisi de "Amon memnundur" anlamına gelen eski adını bırakıp "Aton'un ihtişamı" anlamına gelen Akhnaton adını aldı. Yeni başkente yerleşen memurlar da onu örnek alarak 'atonist' birer ad aldılar. Böylelikle olağanüstü bir din ihtilali başarıldı. Çoktanrıcı geçmişle bütün bağlar parlak bir şekilde kesildi.


« Son Düzenleme: Ocak 22, 2016, 06:08:43 ös Gönderen: İNSAN »