Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MALEZYA OLMAKLA KORKUTULANLAR..!  (Okunma sayısı 19280 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 29, 2007, 01:44:16 ös
Yanıtla #20
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

Hangi inanç bana birden fazla kadınla beraber olmayı öngörür bu düpe düz büyük bir çirkefliktir. Benim bildiğim bir erkek kendine hakim olan nefsine mukayyet olan Erkektir. Nefisler yok edilerek Tanrı'ya ulaşılır böyle iğrençlikler içersinde kalarak kendini şehvete kaptırarak değil!'!!   


Çok doğru katılıyorum,,ama peki söylermisn sizin bildiğinz bir kadın nasıl tanrıya ulaşabilir.?

Bence de,kadının şehveti,giyimini etkilememeli,,kadında nefsine mukayyet olmalı,aksi durumda bence bir çirkefliktir.

saygılar..
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Eylül 29, 2007, 01:45:20 ös
Yanıtla #21
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

Gelip görmeye gerek yok Sn. Hiario; çevremizde günlük yaşantımızda görüp duyduğumuz olaylar bunlar ve hiç kimse de ateş olmayan yerden duman çıkartmaz. Bu arada misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim. Ama hiç gerek yok sağolun....
Ateşi dumanı bir kenara bırakınz sn.sevil,bana kanıt olabilecek örnekler gösteriniz.!.
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Eylül 29, 2007, 01:52:16 ös
Yanıtla #22

Bakın şunu açıklamaya çalışıyorum Bayan açık ve modern bir şekilde giyinebilir ancak bu şu demek değildir ki bazı köhnemiş zihniyete sahip erkeklerin şehvetine vesile olacak böyle bir kaide de yoktur. Bayanları kapatmakla erkeklerin şehvetini mi kapatmak istiyorsunuz yani sözüm ona açıklık giyim tarzı illaki bazı köhnemiş zihniyete sahip olan erkeklerin çok çabuk tahrik olup saldırganlaşmasına ve azgın bir duruma gelmelerine mi sebep teşkil ediyor?
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 29, 2007, 01:55:23 ös
Yanıtla #23

Kanıta hiç gerek duymuyorum bunlar yaşanmış ve halen yaşanan şeyler malum Ülkemizin Vazgeçilmez Gerçekleri!!!
 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 29, 2007, 01:57:11 ös
Yanıtla #24

Kanıt mı istiyorsunuz pekala göstereyim o zaman; İran, Irak, Suudi Arabistan dahil bütün Arap Ülkeleri yeterli mi???
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 29, 2007, 02:00:33 ös
Yanıtla #25
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

:)

Elbette,bazı herifler azgın,onun için açık giyinmesinler,demiyorum,hatta hiç bir şekilde açık giyinsinler,kapalı giyinsinler demiyorum..bu benim umrumda değil..
İsteyen istediği yerde,istediği gibi giyinebilmeli bence..(kamusal alanda da,kamusamasal alanda da)

Ben size şunu soruyorum:

Herifler kendi nefislerine hakim olarak,manevi derecelerini yükseltecek diyorsunuz,doğru,peki hanımlar nasıl bu basamakları aşacaklar,,sizce..??

Bence de,hanımlar,kendi nefislerine hakim olarak,orasını burasını teşhir etmekten zevk almadan ( yine alevlenmeyin,bundan zevk alanlar var,sizde bende bunu biliyoruz) bu dereceleri aşabilirler...

Her neyse..
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Eylül 29, 2007, 02:02:57 ös
Yanıtla #26

Alıntı
Bu ülkede,bu devirde,hiç kimse birisine mini etek giydi diye,dediğinz gibi bir davranış sergilemez.Kezzap dökmüş.! bu kadar komik bişey olabilirmi,lütfen örnek gösterin,gösterdiğiniz örnekte,geçerli ve doğru bir kanıt olsun..

Buyrun;

Hizbullah'ın üç tetikçisine müebbet
Diyarbakır'da makyaj yapan kadınlara saldıran, mini etek giyen bir liseliyle beraber 6 kişiyi öldüren 3 Hizbullahçı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası aldı


Dİyarbakır DHA

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde, başı açık ve makyaj yaparak dolaşan kadınların yüzüne kezzap atıp satırla saldıran, mini etek giydiği gerekçesiyle lise öğrencisi bir kız ile birlikte toplam 6 kişiyi öldüren terör örgütü Hizbullah'ın 3 tetikçisine ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi.
Silvan'da 1994-1997 arasında Hizbullah adına eylemlere katıldıkları gerekçesiyle 7 yıldan bu yana Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılanan Şafi Kırtay, Şahabettin Başaran ve Mehmet Şirin Gazanfer'e dünkü duruşmada son sözleri soruldu.


Tahliyelerini istediler
Üç sanık, suçsuz olduklarını öne sürerek tahliye isteminde bulundu. Mahkeme heyeti, sanıkların 'mini etek giydiği' gerekçesiyle öğrenci Semra Bayram'ı linç ederek öldürme, 'makyaj yaparak mesaiye gittiği' gerekçesiyle Suna Eroğlu adlı memur ile 'başı açık dolaşarak makyajlı okula gidiyor' gerekçesiyle sınıf öğretmeni Ayşe Ercin'in yüzüne kezzap dökme, 'başı açık dolaşıp mini etek giydiği' gerekçesiyle Gülbahar Azizoğlu'nu da satırla yaralama, ayrıca köy korucusu Şeyhmus Sezik ile Mustafa Taşık, Ramazan Sefunç, Mehmet Çağap ve Şafi Sümbüş'ün öldürülmesi suçlarına katıldıklarına kanaat getirdi.

Ayrıca birde Emre Kongar yazısı:

Sevgili okurlarım, başlığa bakıp da, AKP'nin "yargıya karşı giriştiği son operasyondan" söz edeceğimi sanmayım.

Henüz ilkokul çağına gelmemiş çocukların beyinlerini dogmatik düşüncelerle dolduracak olan bir "dinci eğitim seferberliğinden" de söz etmeyeceğim.

Hatta iktidarın hem ulusal hem uluslar arası bütün içtihatlara karşı (ve karşın) yürüttüğü, artık kabak tadı vermiş olan "türban dayatmasını" da irdelemek niyetinde değilim.

Meclis içtüzüğünün değiştirilerek, demokrasinin işleyişinin zedelendiğine de değinmeyeceğim.

Bugün bütün bu olaylarla ilintili olan ama çok daha "yakın ve gerçek tehlike" oluşturan bir süreçten söz etmek istiyorum:

Bu süreç "gerici ögelerin oluşturduğu toplumsal baskı" ve bu "baskının toplumu şiddete yönelten yükselişidir".


* * *
Tehlikenin "yakınlığını ve gerçekliğini" anlatmak için önce 1980'lerin başına, "türban tartışmalarının" açık oturumlarda, panellerde ele alındığı döneme geri dönmek istiyorum:

O zamanlar bu açıkoturumlardan henüz umudumu kesmemiştim; dinci kardeşlerimizin ileri gelen yazarları ve düşünürleriyle konunun tartışılmasından yarar umuyordum.

Böyle tartışmalardan birinde, ünlü bir İslamcı yazara doğrudan doğruya "Siz iktidara gelince herkesin başını örtmesi için bir yasa çıkacak mısınız?" diye sorduğumda "Hayır biz yasa çıkarmayacağız, herkesin başını örtmesini halk zorlayacak" diye yanıt vermişti.

Bunun üzerine ben izleyicilere "Bakın bizi recmettirecek" (recm: taşlayarak öldürme) deyince de bana dönüp, "Sen merak etme, sana bir şey yapmayız" diye de şaka etmişti.

Bu sıralarda Ankara'nın göbeğinde, Kızılay semtinde, mini etekleri kızların bacaklarına kezzap atma olayları yaşanıyordu.

Omnia mors aequat


Eylül 29, 2007, 02:07:21 ös
Yanıtla #27
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

sn. hiario,

satırla saldırı ve yüze kezzap dökme eylemleri TBMM Hizbullah Raporuna bile girmiştir. 1990lı yılların gazetelerini incelerseniz Oruç tutmadığı için satırla saldırıya uğrayanları görebilirsiniz.

4 Kasım 2004 tarihinde Ankara DTCF’de satırlar ve biber gazlarıyla kantindeki öğrencilere saldırıldı.

20.11.2002 tarihli bir gazete haberinden "Ankara'daki Gazi Üniversitesi'nde her ramazan, oruç tutmayan öğrenciler açısından ciddi sorun. Ülkücüler, orucu bahane ederek baskı ve şiddeti artırıyor. Geçen hafta Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi'nde 20 ülkücü öğrencinin saldırısına uğrayan iki 'oruçzede'den birinin durumu ciddi. Bia'dan İrfan Aktan'ın haberine göre geçen yıl da 10'a yakın öğrenci ülkücü saldırısı sonucu hastaneye kaldırılmış, çoğu öğrenci de 'tesadüfen' ramazana denk gelen sınavlarına girememişti. Öğrenciler baskıların engellenmesi için yaklaşık 500 dilekçeyle rektörlüğe, sonra da Cumhurbaşkanlığı'na başvurmuş, cevap alamamıştı. Bu yıl da aynı olayların yine 'tesadüfen' sınav haftasında yaşanması, öğrencileri tedirgin ediyor. Üniversitenin sınav sistemine göre arasınava girmeyen öğrenci, finalde de başarısız sayılıyor. Yönetimin tutumu açısından Ticaret Turizm ve Eğitim, Mesleki Eğitim, Endüstriyel Sanatlar, Beden Eğitimi ve Teknik Eğitim fakültelerinde, ramazan aylarında yemekhanelerin iftara kadar kapalı tutulduğunu da hatırlatayım. Bu nasıl iş?"

24 Eylül 2006 tarihli bir gazete haberi "Başkent'te sabah saatlerinde sokak ortasında alkol alan çifte bir grup genç saldırdı. Aşırı alkollü oldukları görülen çift, olay yerinde ambulans olmasına rağmen tedaviyi kabul etmeyerek kayıplara karıştı.

Sabah saat 05.15 sıralarında Kızılay Konur 2. Sokak'ta alkol alan ve kimlikleri belirlenemeyen çift, Ramazanın ilk günü, sokak ortasında alkol aldıkları gerekçesiyle, çevreden geçen bir grubun saldırısına uğradı. Saldırı sonrası yaralanan çift, bir binanın bahçesine kaçarak saldırgan gruptan kurtuldu.

Polis ekipleri çevrede alkollü çifti döven kişileri arama çalışmalarını sürdürüyor"

ve diğer haberler

"Bu ülkede Ramazanda oruç tutmayanların, Cuma namazına gitmeyenlerin, bırakın psikolojik olarak nasıl terörize edildiklerini daha önce fiziki olarak saldırıya uğradıkları, yaralandıkları, öldürüldükleri sanki bilinmiyormuş gibi davranılıyor. Çok uzaklara gitmeye gerek yok:
3 Mayıs 1987 tarihinde Van Üniversitesinde oruç tutmayan Mehmet Şirin Tekinin öldürüldüğü, 5 kişinin de ağır yaralandığı bilinmiyor mu?
Malatya Üniversitesi öğrencisi Ümit Cihan Tarho oruç tutmadığı için öldürülmedi mi?
1998 yılında, Izmitte oruç tutmayan 13 yasindaki ortaokul üçüncü sinif ögrencisi dövülerek hastanelik edilmedi mi?
Samsunda Kazım Özdemir İlkokulunda İngilizce Öğretmeni Baki Sezgin oruç tutmadığı için yumruklandığı, Pendik Belediyesinde görevli iki doktorun, Ramazan ayında dinlenme odasinda çay ve sigara içtikleri için bizat Belediye Başkan Yardımcısı tarafından tehdit edildikleri unutuldu mu?
19 Ekim 2004de Tokattaki Gaziosmanpaşa Üniversitesinde oruç tutmadığı için Bayram Yağ adlı öğrenci dövülerek 4 metre yükseklikteki Taşköprüden Yeşilırmak Nehrine atılmadı mı?
20 Ekim 2006da TRT çalışanı iki kişi oruç tutmayıp, sigara içtikleri için Ankara Ulusta dövülmedi mi?
Bu yıl, Erzurum Adnan Menderes Lisesinde S.E. isimli 15 yaşındaki bir öğrencinin okul bahçesinde oruç yediği için dövülerek hastenelik edildiği ne çabuk unutuldu? "


Eylül 29, 2007, 02:12:20 ös
Yanıtla #28
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

bu haberler bir kenara Gazi Üniversitesinden çıkarak ellerinde satırlarla sopalarla Ankara Üniversitesi kampusunü basan oruç tutmuyor diyerek önüne geleni dövenleri kantinin camlarını yere indirenleri de gördü bu gözler.


Eylül 29, 2007, 02:21:18 ös
Yanıtla #29

Sayın Hiario; size şunu söylemek istiyorum, bakın erkek ve bayanlar içersinde bir ayrım yapmam yani ben bir bayan olduğum için kendi hemcinslerimde erkeklerde olduğu gibi olumsuz bayanlarında odluğunu belirtmek durumundayım. Her erkek ve her bayan bir değildir. Tanrı'ya layık olan bir Bayan; Dişi olduğunu karşı cinse belirtmeyecek ve bütün nefslerini yok edecek. Şöyleki bir Bayan Dişiliğini hiçbir biçimde kullanmıcaktır. Nasıl ki bir erkek kendi nefsine hakim oluyorsa bu doğal olarak bayan için de geçerlidir. Giyim tarzına gelince tabiki erkekleri tahrik edecek tarzda giyinmemeli ancak açık ve modern olacaktır. Yani kendini her tarafını kapatarak değil!
Yine bahsı geçen bayan Tanrı'ya layık ve örnek bir yaşam sergileyecek. Kendi ayakları üzerinde duracak sağlam karakterli ve ekmeğini taştan çıkartacak ancak namusuyla şerefiyle ve onuruyla!!!
 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.