Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mazi Dagi Katliaminin Bilancosu  (Okunma sayısı 6363 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 07, 2009, 04:41:49 ös
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay Skullg

Alıntı yaptınız veriler İHD ait olduğunu bildiğinize göre İHD neye hizmet ettiğini de biliyorsunuzdur herhalde, pkk'nın, dtp'nin yandaşı bir dernektir.
En basit en kolay örnek vereyim yeterli olur mu acaba size, ayrıca bunları bildiğinize de eminim yani kör olmak gerekir İHD'nin neye hizmet ettiğini görmemek için. Böyle ırkçı düşünceleri olan derneklerden alıntı yapmak bir akademisyene yakışır mı, ama buna ben karar veremem, bana da düşmez.

İhd, Leyla Zana'ya 'İnsan Hakları' Ödülü Verdi;
Kyanak:  http://www.haberler.com/ihd-leyla-zana-ya-insan-haklari-odulu-verdi-haberi/
Fıkra gibi:):):):):)
Kuruculardan Adalet Ağaoğlu istifa etti, ne dedi; İHD'nin tek yanlı ırkçı-milliyetçi bir tutum takındığını belirterek, PKK terörüne karşı yeterli tavır alınmadığını vurguladı. İHD, PKK'cı artık istifa ediyorum

Kaynak: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=610863

Sn. Dino Üstadım,

Koruculuk iyi bir şey midir? sorusuna ben hiç düşünmeden HAYIR diyorum.

Çünkü koruculuk bölgedeki aşiret düzeninin, feodal yapının korunaklı alanı olmuştur, bu feodal yapı üzerine tesis edilmiştir. Korucu aşiretler vardır mesela. Bucak aşireti gibi.

Çünkü oluşturulduğu 1986 yılından beridir 35 ilde korucular tarafından pek çok suç işlenmiştir. bunlar arasında öldürme, ırza geçme, kız/kadın kaçırma, köy yakma, köy boşaltma, eroin ticareti kaçakçılık (her türlüsü, insan, silah, mal...) hatta terör örgütünüe yardım en önde gelenleridir. [İHD Verilerine göre ; 38 köy yakma, 14 köy boşaltma, 12 taciz ve tecavüz, 22 insan kaçırma, 294 silahlı saldırı. Silahlı saldırılar sonucu yaralananlar 176 kişi, Silahlı saldırılar sonucu ölenler 132 kişi, 2 Kayıp olayı, 50 infaz, 70 Gasp, 454 İşkence ve kötü muamele, 9 intihara sebebiyet verme, 17 ormanlık alanı yakma. ) Bölgedeki uyuşturucu ticaretinin önemli bir kısmı korucular tarafından gerçekleştirilmektedir. 2006 yılında içişleri bakanının bir soru önergesi üzerine verdiği bilgilere o güne değin geçen 18 yılda göre yaklaşık köy korucuları tarafından gerçekleştirilen suç sayısı resmi olarak 5.000 civarındadır. Yine İçişleri Bakanlığına göre son yıllarda hakkında yasal işlem başlatılan korucu sayısı 1000 civarında. Bu katliam öncesi Mardin'de 2008 yılında korucular tarafından iki çocuk kaçırılmış ve katledilmiştir aynı yıl bir rahip kaçırılmıştır.

Bugün bölgede 70 bine yakın korucu bulunmaktadır ve hala korucu alımı devam etmektedir (en son korucu sistemi olmayan Tunceli'de de korucu alımı yapılmış ve il sayısı 36ya çıkmıştır).



Bay Skullg peki ne yapılması gerekiyor? TSK'nın açıklamalarını dikkate alıyorsunuz da, TSK'da personel sayısının yetersiz olduğu ile ilgili açıklamaları neden dikkate almıyorsunuz. Beslediğinizi düşündüğünüz TSK acaba olmasaydı ne olurdu hiç düşündünüz mü? Siz beslemek olarak tabir ediyorsanız ben de sizi beslemekten rahatsızım, çünkü Türkiye'deki akademisyenlerin bir çoğu kompleksli ve hiç bir işe yaramayan insanlar. Türkiye'ye hiç birşey veremedikleri için Türkiye bu duruma gelmiştir.

20 yıllık sürede ölen korucu sayısını da gçetiğimiz günlerde Genelkurmay Başkanı söyledi 1335. Koruculuk sisteminin devlete yıllık maliyeti 250 trilyona yaklaşmakta. 70 bin kişilik ağır silahlarla donanmış bir orduyu besliyoruz. Halbuki biz aynı zamanda bir milyonluk bir başka orduyu da besliyoruz adı TSK olan. Ben yüzü astarından pahalı diyorum bu sisteme, hiç düşünmeden ve vakit geçirmeden ortadan kaldırılmalıdır.

Sevgi ve Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Mayıs 07, 2009, 04:49:02 ös Gönderen: M.Akyol »


Mayıs 07, 2009, 05:33:44 ös
Yanıtla #11
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Akyol,

Akademiyi ya da akademisyenleri savunacak değilim. Bu ülkeye YÖK'ü armağan eden de bu ülkenin SİLAHLI KUVVETLERİ'dir. O YÖK sayesindedir ki en kifayetli hocalarımızın üniversiteyle ilişikleri kesilmiştir, o YÖK sayesindedir ki pek çok hocamız artık burası üniversite değildir diyerek istifalarını vermişlerdir. Ha akademisyenlerin, üniversitenin özerkliği, demokratikliği olmadığı için üniversitelere bir alay işe yaramayan adamla doldurulmuştur doldurulmaktadır. Bu ülkenin yönetimi bunun böyle olmasını istediği için olmuştur bu. Size akademiyi anlatmayacağım akademisyenlerin perişanlığını da... Hayatlarını ikame edebilmek için ek iş yapanlarından da bahsetmeyeceğim. Besliyorsunuz ya... Ben Hocalarıma hep saygı duydum, ufacık bir şey öğrendiğim için saygı duydum, derse geldikleri için saygı duydum, gidip bir büro açık ünvanlarını da kullarak çok zengin olabilecekken bir aşkla geldikleri için saygı duydum. Ben akademisyenlere de saygı duyuyorum. Çünkü bu canına yandığımın demokratik ve gelişmiş ülkesinde Silahlı Kuvvetlerin bütçesinin yanında hiç olan bütçeleriyle bir şeyler yapmaya çalışırlar. İş Güvenceleri yoktur ta Doçent olana kadar. Tezlerini bin dertle yazarlar. Taksitle kitap alırlar ama alırlar. Bu ülkede devletten aldıkları parayı yine meslekleri için kullanan bir akademisyenler vardır çünkü o yüzden saygı duyarım. Kendi aylıklarıyla yurtdışından kitap getirtirler ve eğer anne babalarından parasal destek alamıyorlarsa çok zor şartlar altında yaşar pek çoğu. Besliyorsunuz ya bilin diye söylüyorum. 50/d'liktir araştırma görevlileri, doktoraları bitince işsiz kalırlar. Sonra kime iş verilir? En çok kim boyun eğmişse, kim kul köle olmuşsa ona... Neden? Çünkü bu ülkeyi yönetenler böyle istediler. Silahlı Kuvvetlerimizin o en güzel armağanı olan YÖK böyle iştemişti çünkü. Bugün herkes YÖK'ün karşısında ya aslında YÖK'te değişen hiçbir şey yok. CUNTA'NIN ARMAĞANI ÜNİVERSİTELERİ BİTİRDİ ÇÜNKÜ... Yani sn. AKYOL Türkiye'nin bu duruma gelmesinde en az duhlu olanlar akademisyenlerdir. Ben tabi benim bildiklerimi söylüyorum. Yoksa YÖK'ün akademisyenlerini değil...

Gelelim beslediğimiz bir başka kuruma... Evet demokratik bir ülkede bunu söylediğim zaman pek karşı çıkan olmazdı. Silahlı kuvvetleri Halk besler. Besler çünkü ondan belli bir görevi yerine getirmesini ister. Ülkeyi hariçten gelecek tehlikelere karşı korumak. Ben TSK'nin personel eksiği olduğuna falan inanmıyorum. Beni askere alarak bu eksikliğin giderilebileceğine de inanmıyorum. 6 ay 12 ay 15 ay her ne kadarsa o kadar süre beni hayattan koparıp yeşiller giydirdikleri zaman ülkenin kamil anlamda korunacağına da inanmıyorum. ASkere alınan herkesin ASKERLİK Yapmadığına inanıyorum. HER TÜRKÜN ASKER DOĞMADIĞINA İNANIYORUM. Zorunlu askerliğin ne o zorunluluğu yerine getiren için eğer askerlikten kastınız temizlik yapmak, yemek pişirmek, tucalet temizlemek, boya yapmak, orduevinde garsonluk yapmak değilse ne de o zorunluluğu kullanan için yarar sağlamadığına inanıyorum. Yüzbinlerce insanını her yıl silah altında tutan bir Silahlı Kuvvetlerin "açık var" demesini de inandırıcı bulmuyorum. Eğer açığı varsa hangi alanda açığı olduğunu da açık açık söylemesi gerekir.

Şimdi söylediklerim bambaşka bir tartışmanın vesilesi de olacaktır eminim ama söylemeden de duramadım.

saygılarımla.


ps: İHD yerine Mazlum-Der TOHAV, İHOP, TİHV verilerinden bahsetseydim eminim ki onlara da itirazlar gelecekti. İHD verilerinden bahsettim çünkü bu verilerle İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'nın açıkladığı rakamlar birbiriyle örtüşüyordu.


Mayıs 07, 2009, 05:45:02 ös
Yanıtla #12
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Skullg

İtirazı olacak bir konu ve yazım değilki bu bence haklı bir serzeniş.Ewet halk bir orrdu besliyor,kendi içinde hiyerarşik bir yapı kurmuş emir komuta belirlemiş bir birim tsk.Tarih boyu gözbebeğimiz dedik ama şu var mesela anlamadığım görevi ve kaynağı halktan alan her kurum nedense halkı pek takmaz.1 milyona yakın bir gücü beslemek için doğal oalrak bir kaynağa ihtiyaç hep var.Silahlı kuvvetlerimiz hep olmalı ama tüm kurumlar en tepedekinden en altına kadar bence önce patron kim onu bilmeli.Devlet gücü ,yetkiyi ve kaynağı halktan aldığına göre tek ve tartışmasız patron halktır.Bir şirkette çalışan işçi yada eleman nasılki patrona emir komuta edip hırpalayamazsa bu kurumlarda bunu kendilerine örnek almalı işte ozaman herşey yerine oturur.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Mayıs 08, 2009, 11:37:30 öö
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

         

          Değerli arkadaşlar;

         O bölgede 12 yıl görev yapmış birisi olarak GKK ların,PKK ile mücadelede,yadsınamayacak biryeri olduğuna yürekten inanan birisiyim.Bu insanlar 25 yıldır PKK ile birebir mücadele ediyorlar.Bir sürü kayıp verdiler,birokadarı da sakat kaldı.Şimdi bu insanların içinden birkaç tanesi böyle bir katliama karıştı diye,60.000 GKK yı kapı önüne koymak reva mıdır.Sonra bu insanların can güvenliği nasıl sağlanacak?Bunların silahları ellerinden alınırsa ,onları PKK nın elinden kim kurtaracak?


          Katliam devlete ait silahlarla yapılmış olabilir.Sanki,o silahlar olmasa,Mardin gibi bir yerde silah bulmak çok mu zor?Kuzey Irak ta hergün semtpazarları gibi silah pazarı kuruluyor.İnanın o bölgede silah bulmak,enginar bulmaktan çok daha kolay.


          Bazı korucular suç işliyor diye koca bir sistemin  tasfiyesine rıza göstermek,suç işleyen polisler var diye,emniyet teşkilatını lav etmeyi benimsemekle aynı değerdedir.O bölgedeki terör tehdidi tamamen ortadan kalkmadan,böyle bir işe girişmek,yüzlerce katliama fırsat vermek ve PKK nın ekmeğine yağ sürmek olacaktır.


          Aşiretler konusuna gelince,GKK lık yapan birkaç aşiret varken,PKK ya müzahir onlarca aşiret vardır.Bucak aşiretinin 600 korucusunun tamamı gönüllüdür;yani hiçbirisi maaş almamaktadır.Bu aşiretin gönüllü koruculuk yapmasının başlıca sebebi ise PKK ile arasında yıllardır süre gelen kan davasıdır.Artık günümüzde kronik hale gelmiş,korucularla PKK arasındaki kan davası devam ederken,siz bir tarafın elindeki silahları alırsanız,onları terör örgütüne,tabakta ikram etmiş olursunuz.Bu konuda yorum yapmadan önce,biraz empati yapmakta fayda var diye düşünüyorum.


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...