Sayin merimac,
daha farklı sorarsam mason kardeşlerinizden birinin pensilvanyada şeyh eli öpmek için taklalar attığını ögrenirseniz ne yaparsınız bu üye hakkında??
Masonik yasalar verdiginiz ornek uzerinde bir yaptirim uygulayamaz. Kisinin sahsi inanci ve tercihidir. Ancak kisi bilinen taninan ve Masonlugunu gizlemeyen bir Kardesimiz ise elbette Mason kimligi ile yaptiklari bir arada tutulacagi icin hosgorulmeyen yanlari Kardesler arasinda agir basacaktir. Loca disi kisisel rahatsizliklar ve sogumalar gorulebilir. Tartismalar ve hatta gruplasmalara dahi neden olabilir. Fakat ne olursa olsun, kisi Kardestir. Loca icerisinde diger Kardeslerden hicbir farki yoktur.
masonluk aydınlanmış bir kişinin daha fazla aydınlanmak, kardeşlerine bu aydınlanma yolunda katkı saglamak ve böyleyece birey olarak topluma değerler eklemek en geniş anlamıyla toplumda bilgeliği ve iyiliği yaymak anlamına gelmez mi masonluk, mason olabilmenin ilk şartı özgür olmak değilmidir, bu tür insan nasıl özgür olarak kabul edilebilir?
Oldukca guzel bir soru.. Oncelikle Masonluktaki Hur olma kavrami hakkinda Sayin skullG nin aciklamasini okumanizi oneririm.
3.1. Masonlukta Özgürlük Kavramı ve Sınırları
Özgürlük kavramı, Eylemsel Masonluktan beri Mason kimliği ile özdeşleşmiştir. [HÜRMASON]. Hürmasonluk, düşünsel Masonluğun temeli olan eylemsel Mason localarını diğerlerinden ayırt etmek için kullanılan tanımlayıcı bir isim olmuştur. Geçmişteki kökleri oluşturan bu Mason localarının mesleki yeteneklerini özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını korumak için kullanmış olmaları, özgürlük ve bağımsızlığı ülkü ve amaçlarını gerçekleştirme yolunda ön koşul olarak görmelerinden kaynaklanmıştır.
Ortaçağdaki eylemsel Mason localarının bu kadar değer verdiği özgürlük nasıl bir özgürlüktü? Bu özgürlük, düşünsel Masonluğun 18/19.yy.da ateşli biçimde savunduğu ve halen savunmakta olduğu insanların ve insanlığın evrensel özgürlüğü değildi. Bu özgürlük kapalı bir topluluk olarak Mason localarının ve onun üyesi duvarcı ustalarının derebeylere kul olmama ve kısıtlanmadan seyahat etme özgürlüğüydü.
Özgürlük gibi yüce bir kavramı böylesine dar kapsamlı ve öz çıkarcı olarak kullandıkları için ataları kınamak yerinde olmayacaktır. Çünkü, onların gözettikleri insanlığın değil localarının yüceltip yaşatılmasıydı, Masonluk o zamanda henüz insanlığa hizmete soyunmuş evrensel bir Kardeşlik değil birbirinden bağımsız localar içeriğinde çalışan kapalı bir meslek örgütüydü. Yine o günün baskıcı skolastik dinci-feodal toplumuna böylesine ters düşecek “devrimci” hatta o devir için “anarşist” bile kabul edilebilecek görüşleri açıkça ortaya koymak Masonluğun intiharı demek olurdu.
Özgürlük kavramına bu kısıtlı yaklaşımdan 18.yy.ın heyecanı içinde Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik sloganını bayrak yapıp yücelten düşünsel Masonluğa kadar yaşanmış olan değişim, Batı toplumunun düşünsel ve siyasal alamda geçirdiği evrimle paraleldir. O halde, Masonluğun özgürlük kavramına yaklaşımı, bu alandaki toplumsal hareketlerle uyumlu, belki de onlardan olsa olsa bir adım ilerisindedir denilebilir. Gerçekten de Fransız Devrimi, Amerikan Devrimi ve İnsan Hakları Bildirgesiyle ilgili olarak her biri Mason olan, dönemin önde gelen düşünce ve siyaset adamlarının katkıları insan hakları ve özgürlükleri konusunda o çağ ve yörelerin insanlarının genel eğilim ve beklentileriyle uyumlu olmuştur. 19 ve 20.yy.da Batı dünyasında gelişen demokrasi düşüncesi de Masonluk tarafından desteklenmiştir. Bünyesinde aristokratların çoğunlukta olduğu ve törenci elitist yapısına karşın Masonluğun demokrasi düşüncesini desteklemesi, özgürlük düşüncesini ne kadar benimsemiş olduğunun da bir göstergesidir.
Çağdaş Masonluğun savunduğu özgürlüğün boyutu, niteliği nedir; sınırı nerede çizilir?
Eylemsel özgürlüklere Masonluğun yaklaşımı çağdaş batılı demokrasilerin yaklaşımıyla özdeştir.
Birey diğer bireylere ve topluma ait hak ve özgürlükleri rencide etmediği ölçüde davranış ve eylemlerinde özgürdür. Yalnız felsefe ve inancı ile ilgili olarak yaşam biçimini seçmekte birey, topluma rağmen özgür tutulmuştur. Bu, bireyin içinde bulunduğu toplumun çoğunluğunun sahip olduğu inançtan farklı inanca sahip olma özgürlüğünü vurgulamak için konulmuştur. Bu yaklaşımın sınırı, dinsel ve felsefi inançlar alet edilerek özgürlüklerin kötüye kullanılmamasıdır.
Eylem özgürlüğü ile ilgili yukarıdaki sınırlamalardan sonra düşünce özgürlüğüne bakıldığında, ilk göze çarpan Masonlukta düşünceyi kısıtlayan hiçbir sınırlamanın bulunmadığıdır. Masonluk, hakikatin arayışında üyelerini düşünce açısından kısıtlamaz. Ancak, Hürmasonluğun ana ilkelerinden olan “Masonluk, Evrenin Ulu Mimarı dediği Yüce Varlığa ve Ruhun Ölmezliğine inanır” hükmü ile düşünce ve inanç özgürlüğünün sınırı çizilmekte olup, Mason kimliğini alacak kişinin bu düşünce ve inanç yapısında olması ön koşul olarak ortaya koyulmaktadır. Ayrıca Tekris Töreninde her adaydan inancının bu doğrultuda olduğunu beyan etmesi istenmektedir. O halde, masonlukta düşünce, bu genel sınırlamayla yönlendirilerek özgür bırakılmıştır denilebilir.
Gunumuzdeki kolelik kavrami "Gonullu (bilincli) yapilan kolelik"`tir. Kisinin bilincli ve gonullu olarak yaptiklari da sizin bahsetmis oldugunuz ozgurluk kavrami ile ters dusmez. Koleligi secebilmek dahi bir ozgurluktur.
Her insanin boyun egdigi, sozunu dinledigi, ornek aldigi yada emir aldigi merciler mevcuttur. Duygusal ihtiyaci olan kisiler ailelerine, ekonomik ihtiyaci olanlar islerine (patronlarina), ruhsal doyuma ihtiyaci olanlar dinlerine (yada dini mercilere) baglanarak kendilerini onlara adarlar. Kisinin yaptigi (dini, ekonomik yada duygusal) tercihler ve bunlardan yola cikan "Bir Masona yakismayacak" hayat tarzi, onu Kardeslikten atmayi gerektirmez.
Kisi, eger Masonlugun verdiklerinden bir miktar alabilmis ise zaten nasil bir hayat tarzi secmesi ve uygulamasi gerektigini bilecektir. Bir dini tarikat liderinin (sizin deyiminizle) elini opmek icin taklalar atacak kisi, "Aklin ve Hikmetin" yolunda bilime ve bilgiye kendine adamasi ogretilecek bir kuruma uye olmayacaktir. Sonuc olarak vermis oldugunuz ornek oldukca siradisi ve hayal etmesi zor olmasina ragmen eger boyle bir durum vuku bulursa Masonik yasalar herhangi bir yaptirim uygulayamaz.
Sayın mason bunun yazmamın nedeni de sizin konunun radikallik kısmına vurgu yapmanız. fanatik düzeyde bir kişinin degilde cemaate sempati duyan, yakınlık hisseden bir kişinin de ben sizin açıklamalarınızın kapsamına girmesi gerektiğini düşünüyorum.
Dogru dusunuyorsunuz. Kisi sempatide duyabilir, aktif yada pasif uye de olabilir. Kardesler arasinda hosgorulmeyebilir, rahatsizlik uyandirabilir, bircok tartismalara neden dahi olabilir. Fakat faaliyet kisinin kendi tercihidir. Saygi duyulmalidir.
Saygilarimla