Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Demokrasiye sizce erken mi geçtik?  (Okunma sayısı 13179 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 26, 2008, 03:05:12 öö
  • Ziyaretçi

Zamanında İsmet İnönü'yü muhalefet eden mebuslar onun için şöyle derlerdi:

"İkinci Dünya Savaşı'nda Faşizm galip gelseydi İsmet İnönü ülkeyi demokrasiye geçirmeyecekti."

Nazi Almayası ile Faşist İtalya savaşta mağlup olmuş ve diğer taraf kazanmıştı ve Türkiye'nin artık taraf olması gerekiyordu çünkü Sovyetler Birliği boğazlar için yavaş yavaş Türkiye'yi sıkıştırmaya başlamıştı bile.
İsmet İnönü'de çaresiz faşizmin yenilmesi ile demokrasiye geçme mecburiyetinde kaldı.

Türkiye için iki büyük talihsizlik şunlardır:

- Mustafa Kemal Atatürk'ün zamansız vefatı,
- Türkiye'nin demokrasiye erken geçmesi.

23 sene CHP tek parti olarak iktidar kaldı ve sırasıyla devrimler yapıldı ama ülke çok zamansız halka teslim edildi.
Halk daha tam olarak bilinçlenmeden, eğitimsizken oylamalar başladı.
İşte bu yüzdende bizim ülkemizde demokrasiler, çoğunluğun diktatörlüğü olarak süre gelmektedir.
Ve haliyle zamanında doğru düzgün diktatörlük yapması gereken kısım, erken demokrasiye geçtiğinden bugünün acısını çekiyorlar ve çektiriyorlar darbeler yaparak.

Mustafa Kemal Atatürk her şeyi zamanında yapardı. Devrimleri sırasıyla yaptı, zamanı gelince. Aslında yaptığı anda gelmedi, hepsi planlı programlı kafasında mevcuttu, eğer aynı dönemde yapsaydı bütün yaptıklarını halk bunu kaldıramazdı, işte bundan dolayı onun erken ölümü bizim için talihsizliktir çünkü kim bilir daha neler yapacaktı!?
Atatürk yaşarken uslu duran iki kavgacı arkadaş İsmet İnönü ve Celal Bayar, o öldükten sonra durumu ayarlayamadılar...

Demokrasiye halk hazır değildi; bence zamansız bir şekilde, erken girilmiştir!

Ya sizce? Demokrasiye erken mi girilmiştir?

Saygılarımla.


Eylül 26, 2008, 04:02:28 ös
Yanıtla #1

Bizde yüzyılların geleneği tek adamcılıktır. Maalesef  Türk Devrimi de yalnız kalmış bir devrimcinin eseridir. Çünkü en güvendiği adamların hala gelenekçi oldukları daha sonraki hal ve hareketlerinden belli olmuştur ve bu yönde de siyaset yapmışlardır. Eğer Mustafa Kemal olmasaydı bırakın demokrasiyi devletimizin çok farklı bir yerde olacağı açıktır çünkü bugünkü yapıyı kuran odur ve onun kafasında o dönemde onun kaldığı yerden devam edecek kimse yoktur.

Demokrasi hap değildir ki yutturalım da faydasını göstersin. Bu tamamiyle evrimsel bir süreç. Bu konuda genelde ileri sürülen klasik tez şudur:  "İnsanımız aç demokrasi karın mı doyuruyor?"

İçler acısı durumda yaşayan vatandaşlarımız olduğu kesin. Bu işin ekonomik boyutu diyerek olayın içinden çıkabilirmiyiz elbette hayır. Bugün sosyalizm çökmüş olabilir ama fikir babası marx'ın maddeciliği ve vurguladığı kapitalizm anlayışı belki de onun tahminin de ötede. Ama  insanlar  ben neden bu kadar fakirim, ben nerede eksiğim diye düşünmeye başladıklarında bir şeyler değişmeye başlayacaktır. Bu durumuda engelleyen  halkımızın şuursuz kadercilik anlayışı olabilir.


Biz henüz kendine sorular sormaya korkan, başkaları sorgulayınca ya dalga geçen ya kavga çıkaran bir topluluğuz. Eleştiriyi sadece yergi sanatı olarak görüyoruz. Karşımızdakinin başarısını çekemiyoruz, alkışlamayıp çamur atıyoruz, başarısız olanı yüreklendirmek bir tarafa üstüne iyice hayatta soğutuyoruz. Birbirimizle iletişim kurmakta zorluk çekerken; eşitlik getiren, birbirine saygı duymayı gerektiren ve böyle gelişme sağlayacak kavramlara, sistemlere kapalı olmamız doğal.

Bundan farklı olarak demokrasi günümüzde sorunlara cevap veriyor mu  onu da ayrı tartışmak gerekir diye düşünüyorum. Yani savunma mekanizması gereği suçu biraz da demokrasiye yüklesek mi acaba? : ) Hoş sohbetler...
« Son Düzenleme: Eylül 26, 2008, 04:05:02 ös Gönderen: nietzsche »
ars longa, vita brevis...


Eylül 26, 2008, 04:16:50 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Temel nedenini bilmiyorum ama ülkemizde demokrasi gitmiyor, bir faydası yok.
Zaten demokrasi yok ki faydası olsun!
Ünlü bir düşünürün tanımı bizim demokrasimize tam uyuyor:

"Demokrasi çoğunluğun diktatörlüğüdür."

Demokrasinin bir suçu yok, demokrasi güzel bir sistemdir ama her şeyin zamanı var.
Dediğim gibi o dönemde demokrasinin zamanı gelmemişti. Şimdi zamansız alınan ilacın yan etkisini yaşıyoruz.

Saygılarımla.


Eylül 26, 2008, 04:46:40 ös
Yanıtla #3
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Demokrasiye erken mi geçtik? Bence hayır. Hatta geç kaldık. Ya da geçtik mi ayrı bir sual. Ben ülkenin hakla teslimi, emaneti vesaire gibi tabirlere pek bi akıl sır erdiremiyorum, kusura bakmayın. Atatürk'ün "eşhas devleti"nin tümüyle ortadan kalkarak "halkın devleti"ni kurmak istediğini düşünüyorum. Dolayısıyla ülkenin halka teslimi gibi bir tabiri kabul etmemekle birlikte bunun 1921de gerçekleştiğini söyleyebilirim.

Türk Demokrasi pratiğinin eksikleri var. Oncelikle Demokratikleşemiyoruz. Demokratikleşme denilen husus iki boyutludur. Biz bir demokrasiye geçtik ama kurumlarımız demokratikleşemedi. Neden? Çünkü Türk toplumunu temel özelliği bürokratik yönetim geleneğidir. Patrimonyal bir zihniyet. Bu patrimonyal düşünce ne yazık ki Cumhuriyete geçişten sonra da sürmüştür. Bürokrasi toplumsal grup ve sınıglardan ayrı olarak varlığını sürdürme / özerkleşme peşinde koşmuş ve demokratikleşme eğilimlerine rağmen devlet içerisindeki konumunu korumayı başarmıştır.

Demokrasi çoğunluğun diktatörlüğü değildir. En azından çoğulcu demokrasi oyle değildir. Çoğunlukçu demokrasi evet sonuçta çoğunluğun diktasını doğurur. Biz bu evreyi bir nebze olsun 50-60 arası yaşamış bir ülkeyiz ki bu yüzden 61 anayasasıyla çoğulcu demokrasinin kurumlarını oluşturma gayesi güdüldü. Çoğulcu demokrasi de çoğunluğun seçtikleri yönetir ancak azınlığın hakları korunur. Yöneten hukukla bağlıdır. Anayasa Mahkemesi vs. bunun ürünüdür.

Türk Demokrasisinin dediğim üzere pek çok sorunu var. Ama bunlar demokrasiye geçişin "erken" olmasıyla alakalı değil.


Eylül 26, 2008, 04:48:23 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Atatürk'ün vefat etmesi Türkiyeyi zincirleme bir kabusa girmesine vesile olmuştur.Eğer Fevzi Çakmak İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı olmasına izin vermeseydi bunların hiçbiri başımıza gelmeyecekti.Çünkü İsmet İnönü'nün yaptığı hatalar Adnan Menderes'i doğurmuştur.Adnan Menderes'de bildiğiniz gibi dinci ve Türkiye'yi kaosa sürükleyen bir numaralı kişidir.

Atatürk'ün zamanın bildiğiniz gibi tek partili sistem korunmuştu,eğer ki 1950li yıllara kadar devam etsey belki inkılapları Türk halkı benimserdi.

saygı ve sevgilerimle


Eylül 26, 2008, 04:54:03 ös
Yanıtla #5

erken geçmedik bana göre,sadece "demokrasi"yi mücadele etmeden ve uğraşmadan elde ettik.Mustafa Kemal'in öngörüsü ve ileri görüşlülüğü sayesinde bu kavrama sahip olabildik.cefasını çekmeden,bir büyük adamın dehası ve liderliği sayesinde böyle bir lütfa nail olunca,millet olarak "demokrasi"nin kıymetini asla bilemedik...özgürlüğün,devlet olabilmenin kıymetini belki biraz biliyoruz ama "demokrasi"nin kıymetini bilmiyoruz milletçe...maalesef!
Bilgi , en kutsal güçtür !


Eylül 26, 2008, 04:59:50 ös
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Aslında sorun tam sizin dediğinize dayanıyor bay dogudanesen.Özellikle soylu Türk katunları özgürlüklerini çaba göstermeden kazandıkları için değer kıymet bilememişlerdir.En güzel örneği şuan ki dönem...


Eylül 26, 2008, 05:03:21 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Toplumsal İnkılaplar
Kadınların Erkeklerle Eşit Haklara Sahip Olması (1926 - 1934)
Şapka ve Kıyafet Devrimi (Şapka Kanunu, 28 Kasım 1925)
Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)

Eğitim ve kültür alanındaki İnkılaplar
Millet Mekteplerinin Açılması (1920)
Öğretimin Birleştirilmesi (3 Mart 1924)
Medreselerin Kapatılması (1926)
Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun (1926)
Harf Devrimi (1 Kasım 1928)
Güzel Sanatlarda Yenilikler(1928)
Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması (1 Nisan 1931, 12 Nisan 1931)
Üniversite Reformu (1933)
Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)


Sizce demokrasi sürecinde bu inkilaplar gerçekleştirilebilir miydi? Genelde her inkilabın hangi tarihte gerçekleştirileceği Atatürk'ün kafasında programlanmıştı çok önceden, demokrasi de öyledir.
Demokrasi geldikten sonra medreseler kapatılabilir miydi? Ya harf devrimi? Kıyafet devrimi?
Sanmıyorum...


Eylül 26, 2008, 05:14:36 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Bence mesele demokrasiye giriş zamanımız değil , giriş biçimimizdedir. Bu cümleden kastım şu : Demokrasi "Batı'lı" bir kavram ve orada toplumların evrim süreci ,toplum katmanları yönünden "aşağıdan yukarıya yani tabandan tavana" biçiminde oldu. Bu toplumlar Rönesans, Reform Süreçleri'ni ve Sanayi Devrimi'ni geçirdiler.

Bu nedenle "bireyleştiler " ve toplum yapısına , devlet aygıtına aşağıdan yukarı olacak biçimde evrilerek  pozitif müdahalede bulundular  . Bu "bireyleşme" neyi getirmiştir? "Doğulu-Batılı" arasındaki en önemli ayrım bence kişinin kendini ve "devlet aygıtını" algılaşıyışındadır.

Batı toplumları demokrasiyi yaratıp kendileri için  seçtiler ve birey "orada" kendisini devletten "büyük" olarak algılamaktadır.Beğendiği yapıyı,düzeni, lideri işbaşına getirmekte , süreci irdeleyip iyi hizmet almadığını düşündüğünde verdiği konumu devletten "geri almaktadır." Ancak Rönesans -Reform ve Sanayi Devrimi Süreçleri'nden geçip evrilmemiş toplum yapılarında kişi "bireyleşmemiştir." Hep önünde eğileceği bir "otorite figürü" , "öpülecek bir el ve sözü dinlenecek bir "bilen" arar.

Bu nedenle özellikle ülkemizde vatandaşımız asgari ücretle 4 çocuk büyütmek zorunda da olsa, engelli olsa ve sokağa dahi sorunsuz çıkamasa da, düşük gelir grubunda diye düzgün sağlık hizmeti alamasa da , bizim insanımız yine de boynunu büküp "Allah devletimize zeval vermesin." diye dua etmektedir.   Bu nedenle ülkemizde devlet "iyi hizmet vermek zorunda" olduğunu hissetmemektedir.

Bu noktada din konusu da devreye giriyor doğal olarak.İslam , ruhu ve özü itibarıyla, hiç soru sormadan koşulsuz itaati ve "halifeye" biat geleneğini de yoğun olarak barındırıyor. Bu kültür ve yapı , insanımızı hür iradeyle demokratik düşünüş-hissediş ve tavırdan uzak tutmaktadır. Demokrasiye geçişimiz pek tabii ki , halkın gelişiminden  önde gitmiş ve bu sürece ancak o "evrimsel frekansa sahip" olan vatandaşlarımız tam manasıyla geçebilmiştir. Gazi Kemal bunu görmüş ve toplumun kendi haline bırakılsa belki de hiçbir zaman laik-demokratik yapıya doğru kendini evriltemeyeceğini hissederek dahiyane bir süreç tasarımıyla 300 senelik dönüşümü 15 yılda tamamlatmıştır.   

Bu süreçte geride kalanlar  ise demokrasiyi genellikle "sayısal çoğunluğa sahipse istediği yerde istediği gibi davranabilme hakkı" olarak algılamaktadır. Bu sebepledir ki müthiş bir çelişki olarak son 60 yıldır ülkemizdeki olağanüstü antidemokratik yaklaşım ve uygulamalar hep "demokrasi adına "diye lanse edilmiştir.

Demokratik açılımların ivedilikle güçlendirilmesi gerekmekte çünkü Batı İslam'ın demokrasiyle örtüşmediği savını elinde tutmaktadır. Bu konunun tek antitezi bizim ülkemiz olduğuna göre , ön koşulu laiklik olan gerçek demokrasinin ne olduğu halkımıza aktarılmalıdır .

Saygılarımla
Quality has no fear of time ..


Eylül 26, 2008, 05:43:05 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Ak Parti, gerçekten zor dönemlerine girmeye başladı ve Başbakan'ın da sinirleri iyice gerilmeye başladı.
Şu anda ülkemizde "Çoğunluğun diktatörlüğü" olan bir demokrasi görüyorum. Muhalefet MHP ile uzlaşmacı ortamlar gerçekleştiriliyor bazen ama ana muhalefet ile hiç göremedik daha; mahkemeler sayılmıyor, asker sayılmıyor, ana muhaefet sayılmıyor. Uzlaşma içerisinde olunacaktı AK Parti'ye oy vermeyenler ile ama göremiyoruz bunu. Bu AK Parti'nin kabahati değil elbette, gelenek bu! Muhafazakar Demokrat olan AK Parti de bu geleneği sürdürüyor.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
131 Yanıt
84365 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2018, 01:40:30 öö
Gönderen: Venus
Sizce Mesih batılmıdır?

Başlatan Anarkons. « 1 2 » Hiristiyanlik

19 Yanıt
14495 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 14, 2008, 08:01:57 ös
Gönderen: b.iskender
Erken Seçim Geliyor

Başlatan Ittihatci « 1 2 » Guncel Konular

17 Yanıt
8137 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2007, 06:47:39 ös
Gönderen: Ittihatci
25 Yanıt
18326 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2012, 02:28:17 ös
Gönderen: cerberus
56 Yanıt
35156 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 05, 2015, 03:24:23 ös
Gönderen: karahan
20 Yanıt
10726 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2011, 08:50:30 ös
Gönderen: 418
12 Yanıt
11398 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2012, 11:45:29 öö
Gönderen: peacewings
2 Yanıt
2990 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2013, 01:37:19 öö
Gönderen: _SplendouR_
0 Yanıt
2039 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 01, 2013, 02:16:52 ös
Gönderen: Spock
15 Yanıt
8208 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 21, 2013, 10:56:24 ös
Gönderen: Alşah