Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Toplumsal Yarami, Sistemin Geregimi??  (Okunma sayısı 2046 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 23, 2012, 01:55:32 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Bir 'dayak işçisi'yle söyleşi   
  23 Ekim 2012 -   
 
İşleri; emekçiyi, yoksulu, öğrenciyi, taraftarı dövmek. İş aletleri bomba, sopa, kalkan, kask, silah. Pek haz edilmeyen işlerini çok ağır çalışma koşulları altında yapıyorlar. Dövdüklerinden başkasına seslerini yükseltme hakları yok. Ama bazen “Biz de insanız” dedikleri duyuluyor. Son olarak yıllardır alttan alta tartışılan sendikalaşma çabaları “Polis Sen” girişimi ile ciddiye binince, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “sendikaya üye olana soruşturma açarız” tehdidiyle karşılaştılar. Emekçilere dönük polis şiddetinin yakın tarihteki en çarpıcı manzaralarının yaşandığı 1 Mayıs 2008’in ardından bir çevik kuvvet polisiyle, polislerin iç atmosferi ve çalışma koşulları üzerine bir söyleşi yapmıştık. Sendika.Org arşivindeki bu söyleşiyi yeniden okurun ilgisine sunalım istedik

1 Mayıs 2008’de polisin emekçilere uyguladığı şiddet çok tartışıldı. Polis Akademisi Enstitü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Cerrah, “5-6 sene önce 1 Mayıs’ta genç kız laleleri parçalıyordu. O zaman bazı gazeteciler bu genç kızın neden bunu yaptığını sorguladılar. Polis söz konusu olduğu zaman da aynı şeyi bekliyorum” dedi. Biz de çevik kuvvetten bir polisi, robocop kıyafetleri, copu, kalkanı ve gaz bombası yokken yakaladık. Çalışma koşullarını, teşkilat içi dünyalarını, halet-i ruhiyelerini sorduk...


Ne zor işmiş sizinle görüşmek…

Zamanımız yok. Gece sabaha karşı eve geldim, akşama doğru yine gideceğim. Maç oluyor, mahalleye gidiliyor, üniversiteye gidiliyor, basket maçı oluyor… Görevden önce haber veriyorlar, gidiyoruz. Mart, Nisan, Mayıs çok dolu… Mart’ta nefes alamadık mesela, sadece iki gün izin yaptım.


Maaş nasıl, bu kadar çok çalışmanıza göre fazla mesai alıyor musunuz?

Ayda bir buçuk milyar alıyorum. Ama maaşım aslında kaç biliyor musun? 670 YTL. Amirim 1650 YTL alıyor. Ama zengin olan da yok değil. Mali polisten sürgün geldi biri. Cipi var.

Özal diyordu ya, “benim memurum işini bilir”. Polis de biliyor işini. Şoförler 24-48 çalışıyor mesela…


24-48 nedir?

Bir gün çalışıyor, sonra iki gün izin. İşte korsan taksicilik yapıyor. Dolmuş şoförlüğü yapan polis var, inanır mısın? Millet işini biliyor yani.


Çalışma koşulları ile ilgili sorunlarınızı dile getireceğiniz bir kanal yok mu?

Yok abi, nerde olsun…


Amirlerinize söylemiyor musunuz?

Onlar da bir şey yapamaz ki. Öyle bir yetkisi yok.


Bazen sendikaların mail adreslerine, polislerden de mail geldiği oluyor; “Haklarımız için biz ne yapabiliriz” diye. Bunu istihbaratçılar mı yapıyordur sence, yoksa poliste gerçekten böyle kendini “solcu” diye ifade edenler var mı?

Abi yüzde doksan cemaatten (Fethullah Gülen cemaatini kastediyor). Ama Doğulu, Alevi arkadaşlar da çok. İşte Sünni falan ama babası solcu olan var. Sesini çıkaramıyor. Niye çıkaralım. Ortada dururum, şoförlüğe, büroya geçerim. Oralar rahat. Oralarda olaya karışmazsın.


Peki, Kürt, Alevi kökenlilerin, kendine “solcu” diyenlerin üstünde baskı var mı?

Özel bir şey yok. Ayırdetmeden cemaate çağırıyorlar.

Zaten sesimizi çıkarmıyoruz ki; ama kendimi de ezdirmem. Adam “Kime oy verdin” diye soruyordu öyle, herkes AKP dedi. Bizim anamız CHP’li babamız CHP’li, “AKP’ye …niz oy vermem” dedim. “Yok” diyor, “Sen AKP’yi kötülüyorsun”. Niye kötüleyeyim. Bu Anayasa referandumu vardı [Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin düzenlemeyi kastediyor], gittim göstere göstere “Hayır” bastım.


MHP’liler nasıl?

Azaldılar. MHP’liler bunlardan (Fethullahçıları kastediyor) iyidir.


Belki de azaldıkları için öyle geliyor…

Belki, ama tartıştığımızda bizi tutuyorlar bazen. Ama ülkücülerle kavga ettiğim de oldu. Kendimi ezdirmem.


Peki sen ne diyorsun 1 Mayıs’ta olanlara?

Benim yerim çatışmalı tarafta değildi. Şişli tarafı karışmış. İzin verilseydi bir şey olmayacaktı. Ama korktular, o yüzden izin vermediler.


1 Mayıs’ta bu kadar olay çıkmasının sorumlusu kim sence, Cerrah mı mesela?

Yok, yukarıdan. Vali yaptı. 80 ilden polis getirdiler. Kaç yıldır görmediğim arkadaşımı gördüm bir ara. Sonra gitti.


1 Mayıs’ta Şişli’deki polislerden biri, yoldan geçenlerden biriyle tartışırken “Biz de insanız” diye sitem ediyordu…

İnsanlıktan çıkıyoruz. Çok rahatsızlık var poliste. Durumu en kötü olan, Çevik Kuvvet. Şimdi herkes deli gibi dolanıyor. Mayıs’ta amirler bile dokunamıyor. Sakalını kesmeyen, koridorda sigara içerek dolaşan… Bir ara çıkış istemiş polisin biri, vermediler diye havaya sıkmış silahla, öyle olaylar olmuş. O yüzden şimdilerde çok dokunmuyorlar. Ama maçlar bitsin, Mayıs geçsin. Yazın rahatız.


Fethullahçılar emniyette etkilerini artırdı diye konuşuluyor…

Çoklar. Yüzde doksan. Benim de çok üstüme geldiler, “Cemaate geleceksin” diye. Gitmedim. Okulun son ayları çok zor oldu. Bir çocuk vardı cemaatin abilerinden birini dövünce birkaç ay okula tıktılar, çıkarmadılar.


“Abi” dediğin polis okulundan mıydı, yoksa dışarıdan biri mi?

Yok, dışarıdan. Ama haber vermişler. Kestiler izni, kazma kürek, iş yıktılar üstüne. Dışarı çıkarmadılar, ailesinin yanına göndermediler.


O kadar da mı etkililer?

Ne diyorsun abi. Deli para var. Gazeteye abone olacaksın, çıkan her kitabı alacaksın, her kurban bayramında 300 lira vereceksin, kurban için. Her ev bir çocuk okutacak.
Beni de çağırdılar ama gitmedim. Beni biliyorlar zaten. Ama giden bir arkadaş oldu. Şimdi çıkmak istiyor, çıkamıyor. Ben de dedim “Oğlum ben sana vaktinde söyledim, bize gel diye, sen cemaatin eve gittin”.

Bir de Alevi bir çocuk var mesela, namaza gidiyor. Ben gitmem.

Yemeye gidiyorlar aslında, biliyor musun? Yoksa, içki var, karı-kız var. Öyle adamlar yani...


Ama anlaşılan cemaat onları yiyor sonunda...

(Susuyor, gülümsüyor)


Eylemlerde çatışma çıktığında sizin polis aileleri de hemen telefon sarılıyor mu?

Arıyorlar. Önde vukuat oluyor, ben diyorum ki “İyiyim, dışarıda değilim, bir şey yok” (Gülüyor).


Peki, bu işi yapmaktan canın sıkılmıyor mu? Sonuçta insanları dövüyorsunuz?

Ben ortalardayım, gazcı yapmak istediler olmadım. Önde çatışan ekip için, özel harekatçılar için zaten seçme adam alıyorlar. İrileri seçiyorlar. Beni alacaklardı da Allahtan almadılar.

İşçiye, memura, öğrenciye vurmuyorum. (...) Üniversite’sinde olay çıktı, gittik öğrencileri gözaltına aldık. Bana birini teslim ettiler. Kelepçe taktık, bu “Sıkıyor” deyince ben de gevşettim. Sonra içeride yanlarından geçerken, baktı, “Sağol” dedi.

İşçiye, öğrenciye vurmam. Ama ben de hıncımı maçlarda çıkarıyorum. Geçenlerde (…) maçından sonra taraftarın biri gelmiş, “(...) benim tanıdığım” diyor. Ben de amirime dedim ki, “Bana biraz müsaade”, sonra çektim bunu otobüse. Bir giriştim, rahatladım.
Gazi Mahallesi’nde çok olay oluyor. Orası karışık. Bir seferinde arkadaşların üstüne ateş açmışlar.


Onların da çok kanı dökülmüş, öfkeli olmaları anlamsız mı?

(Susup başını yana eğiyor.)


Gaz kullanıyorsunuz, cop kullanıyorsunuz? Niye bu kadar ayarsız davranıyor polis, ya da Vali’nin deyimiyle “orantısız” davranmanın sebebi ne?

Bu gaz işi çok fena. Omuzda taşınan var, sadece bir kere sıkıp geri çekiliyorsun. Bir keresinde arkadaş sıkarken bunu eline kaçırmış. Öylece kabardı çocuğun eli.

Bak biz okuldaydık, spor salonuna soktular. Smoke diye bir gaz var, gazı bastılar üstümüze. Maske falan da yok, habersiz öyle. Öksüren, kusan, yere yapışan... Sonra dediler ki, siz de bunu insanlara kullanacaksınız, biz size böyle yaptık ki, etkilerini göresiniz, ona göre davranasınız.


Pek işe yaramamış anlaşılan, ya da başka türlü yaramış...

(Gülüyor.)


1 Mayıs’ta sizinkilerden biri Şişli Etfal’de Acil’e gaz bombası attı?

Abi o da ayyaşın tekidir biliyor musun, üstlerdendir. Soruşturma açmışlardır herhalde.

(Kim olduğunu sorduğumuzda susuyor).


Önümüzdeki yıllar bu yıldan belki daha zor olacak. Sizin deyimle “toplumsal olaylar” çoğalabilir. Canınızı sıkıyordur herhalde...

Büroya geçsek, şoförlüğe geçsek rahat ederiz. Ne yapacaksın ki? Böylesi çok zor; gece yok, gündüz yok, rahat yok. Ama işte şimdi de iyiyim. Para biriktiriyorum. Yaza da rahata çıkarım. Bakalım...

(Biz söyleşiyi bitirdiğimizde, o yeni bir göreve gitmek üzere yanımızdan ayrıldı.)

Mayıs 2008, İstanbul
 
Sendika.org


Ekim 23, 2012, 03:59:30 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Büroya geçsek, şoförlüğe geçsek rahat ederiz. Ne yapacaksın ki? Böylesi çok zor; gece yok, gündüz yok, rahat yok. Ama işte şimdi de iyiyim. Para biriktiriyorum. Yaza da rahata çıkarım. Bakalım...


Yazının tamamı sonuna kadar doğru ...
 :-[
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3950 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2013, 08:19:00 ös
Gönderen: Melina
1 Yanıt
3950 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2007, 11:17:37 ös
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
2148 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 29, 2007, 01:42:29 öö
Gönderen: shemuel
6 Yanıt
6420 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 15, 2008, 06:29:11 ös
Gönderen: Anatolic
1 Yanıt
5442 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 09, 2010, 09:09:18 ös
Gönderen: Texan
3 Yanıt
2862 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 11, 2014, 01:45:08 öö
Gönderen: Melina