Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Alevilik ve Şeker Bayramı  (Okunma sayısı 3818 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 31, 2014, 11:54:33 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 224
  • Cinsiyet: Bay

Bu aralar sosyal medyada dolaşan bir derlemeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ne kadar doğrudur bilmem ama tartışmak faydalı olacak kanısındayım. Kaynağını soranlar olacaktır. Sosyal medyada gezdiği için kaynağını bulamadım, ancak benzer görüşleri Cem Haber websitesinde paylaşmış. Bu derlemenin linki http://www.cemhaber.com/seker-bayrami-emevi-bayramidir.html

Sosyal medyada dolaşan bu yazı şu şekilde;

İŞTE BİR DEDENİN AĞZINDAN ŞEKER BAYRAMI GERÇEĞİ..Alevi inancı içerisinde asla kutlanmayan, köylerden şehirlere göç ile adından haberdar olduğumuz Ramazan Orucu ve Şeker Bayramı ne yazık ki bu günlerde camiamızın ikiye bölünmesine neden olmuştur. “Öyle bir oruç tutarız ki Ramazana benzemez” diyen Fuzuli Hazretleri acaba bu gün aramızda olsaydı ne derdi? Köylerimizi terk ettiğimiz 1950’li yıllarda dışlanmama ve baskı görmeme adına yeni tanıştığımız bu âdeti zamanla biz Alevi çocukları da sahipleniş bulunduk. İlk başlarda Ramazan orucunu tutmayıp sadece ay sonunda bayramı kutladık, ama zamanla orucunu da tutanlarımız oldu.Aklı karışan dostlarımızın bu karışıklığını gidermek adına bu yazımı kaleme almayı yerinde buldum. Dil bizden nutuk Pirimiz İmam Hüseyin’den olsun diyorum.Şeker bayramını daha iyi anlayabilmemiz için sizlere kısaca o günün içinde bulunduğu şartları azda olsa hatırlatmam gerekiyor.Halife Ömer ölmüş, onun yerine Halife Osman geçmişti. Ancak İslam âlemi içindeki karmaşa bitmemiş, içlerinde Halife Ömer’in de oğlunun bulunduğu bir gurup Halife Osman’nın evini basıp onu öldürmüştü. Halkın isteği ile Hz. İmam Ali yönetime getirilmiş, İslam âleminin yaşadığı karmaşayı gidermesi isteniyordu.Halife Osman’ın öldürülmesinden sonra başta Muaviye olmak üzere fitne çevreleri Hz. İmam Ali’yi katilleri yakalamamakla suçluyordu. Halife Osman’ın kanlı gömleğini Şam Mescidi kapısına asan Muaviye halkı kışkırtıyor, Hz. İmam Ali’nin katilleri bilerek yakalamadığını söylüyordu. Halife Osman’a ağlayan kişileri Hz. İmam Ali’ye karşı ordusuna alıyordu. Yüksek maaşlarla tuttuğu askerlerini hem maddi hem de kini yönden yetiştiriyor ve destekliyordu. Hz. Ali’ye karşı ilk baş kaldırı M. 656’da Deve (Cemel) Savaşı diye bilinen, Aişe’nin bir deve sırtında kılıç kuşanıp Talha ve Zubeyr ile iş birliği yaptığı savaştır. Güçlü ordusu ile münafıkları dağıtan Hz. İmam Ali kısa süre sonra M. 657’de Muaviye ordusu ile Sıffeyn Savaşını yapmıştır. Bu sırada İslam âlemi üç kola ayrılmış, Muaviye’den yana olanlar, Hz. İmam Ali’den yana olanlar ve her ikisini de reddeden Hariciler. Bu savaş sonunda her iki ordudan da büyük zahiyatlar verilmiş, ancak her iki orduda bir birine galip gelememiştir. Muaviye bu savaş esnasında her türlü hileye başvurmuş, Hz. İmam Ali’nin ordusunu geri püskürtmek için Kuran sayfalarını dahi askerlerinin mızrakları ucuna taktırmaktan geri durmamıştır. Daha fazla kan akmaması için İslam tarihinde ilk defa hakemlerin vereceği ortak kararla savaşın bitirilmesi istenmiştir.Muaviye’yi temsilen Amr İbn-ül As hakem olmuş, Hz. İmam Ali’yi temsilen de Ebu Musa el-Eş’ari hakem olmuştur. O günlerde yaşananları kısaca da olsa dile getirmekte fayda görüyorum:İki hakem yetkilerini gösteren sahifeleri alarak M. 657'de bir araya geldiler. Erzuh'ta Dumetü'l-cendel'de her iki taraftan dörtyüzer kişilik birer grup hakem kararını almak üzere toplantıya katıldı. İki hakem önce niçin toplandıklarını konuşarak karara vardılar. Bunun amacı halkın arasındaki gerginliği azaltmaktı. Önce Amr söz aldı. "Halife Osman'ın haksız olarak öldürüldüğü fikrine katılıyor musun?" Ebû musa "evet" dedi. Amr; İsrâ suresi 33. âyette haksız yere insan öldürülemeyeceğ ini gösteren delilini ileri sürdü. O halde ey Ebû Musa! Seni Halife Osman'ın velisi Muâviye'ye karşı çıkaran nedir? O, Halife Osman’ın katilini ortaya çıkarmak için çaba harcamaktadır ve Kureyş'tendir deyince Ebu Musa’da; Hz. İmam Ali'nin Peygamber'in soyundan olduğunu ve damadı olarak Muâviye’den önce geldiğine işaret etti. Çekişmeler uzun bir süre daha devam etti. Onlar sulhun böyle devam edemeyeceğini, hem Hz. İmam Ali hem de Muâviye'ye bey'at edilmemesi gerektiğine inanarak fikir birliğine vardılar. O halde yeni halife müslümanlar tarafından seçilmeliydi. Amr, olayların gitgide karıştığını anlayınca, Ebu Musa ile yaptığı gizli görüşmede ona garanti sunarak, Hz. İmam Ali’yi halife ilan etmelerinin daha sağlıklı olacağını söyledi. Ancak halkın huzuruna çıktıklarında Ebu Musa’nın hem Hz. İmam Ali’yi hem e Muaviye’yi hilafetten azletmesini, bu karar ardından kendisinin söz alacağını ve Hz. İmam Ali’yi İslam’ın başına getireceğini söyledi. Şimdi yapılacak iş bu kararlarını müslümanlara bildirmeye gelmişti. Bu kararı cemaate açıklamak üzere Ebu Musa minbere çıktı ve Allah’a hamd ve senadan sonra "Ey halk! Biz ümmetin durumunu düşünüp bir çözüm bulmakta epey zorlandık. Hem benim, hem de Amr'ın görüşü şudur: Hz. İmam Ali ve Muâviye'yi hilâfetten uzaklaştırmak ve ümmetin kendisinin istediği birisini halife tayin etmelerini sağlamak gerekir. Bundan dolayı ben, Hz. İmam Ali ve Muâviyeyi parmağımdaki şu yüzüğü çıkardığım gibi hilâfet görevinden alıyorum" dedi. Sıra Amr'a gelince o da minbere çıktı ve söyle konuştu; "Şüphesiz Ebu Musa'nın söylediklerini duydunuz. O Ali'yi görevden almıştır. Ben de onun yerine Muâviye'yi elimdeki şu yüzüğü parmağıma taktığım gibi halife tayin ettim" deyince herkes şaşkınlıktan ne yapacağını, ne diyeceğini bilemedi. Bu karara Ebu Musa derhal itiraz ederek "Sana ne oluyor ki anlaşmaya ihanet ediyorsun, sen fitneci oldun. Bana söylediğin bu değildi” diyerek orayı terk etti. Her iki gurup arasındaki hoşnutsuzluk şiddetini arttırarak devam ediyordu.Tarihe Hakem Olayı diye geçen bu ihanet vakası ardından Hariciler bir araya gelerek, Muaviye ve Hz. İmam Ali’yi öldürmeye karar verdiler. Berk bin Abdullah, Amr İbn-ül As’ı da öldürmeleri gerektiğini, fitnenin başının o olduğunu söyledi. Böylece sıra suikastları gerçekleştirece k kişileri seçmeye gelmişti. Muaviye için Amr bin Bekir, Hz. İmam Ali’ye suikast yapması için kendi isteği ile Abdurrahman bin Mülcem, Amr İbn-ül As için Berk bin Abdullah görev aldı. Muaviye suikastçısından ufak bir yara alarak kurtulmuş, lakin kılıcın zehirli olması nedeniyle yatağa düşmüştü. Amr İbn-ül As yerine suikastçı yanlışlıkla bir mahsumu öldürmüş, o da böylelikle kurtulmuştu. Mülcem çocukken annesi ve babası ölünce yetim kalmış, Kufe’de Hz. İmam Ali’nin yardım ve şefkati ile büyümüştü. Yapacağı bu suikast sonucu alacağı altınlar, ekmeğini yediği İmama ihanet etmesini engelleyemiyord u. Ramazan ayının 17. günü Kufe’ye gelmiş, halktan bilgi alabilmek için girdiği mescitte gördüğü Kuttema’ya aşık olmuştu. Mülcem kapıldığı bu kadına evlenme teklif etmiş, Kuttema bu teklife karşılık üç istekte bulunmuştu. Birinci isteği; üç bin dirhem altın, ikinci isteği; biri erkek biri kadın iki köle, üçüncü isteği; Hz. İmam Ali’yi öldürmesi idi. Mülcem son isteğini duyunca bir adım geri çekilmiş, Ali’yi öldürürse kendisini de öldüreceklerini , bunu yapamayacağını söyledi. Kuttema, Ali’yi öldürmek cennete gitmektir diyince Mülcem asıl niyetinin zaten onu öldürmek olduğunu söyledi. Kuttema’nın babası, kardeşi ve kocası Uhud savaşında Hz. İmam Ali tarafından öldürülmüştü. Olan kini de bunun içindi. Kuttema’nın evine yerleşen Mülcem Ramazan ayının 18. günü yanına aldığı iki kişi ile Hz. İmam Ali’nin evinin etrafında planlar yapmış, ertesi gün sabah şafak vakti evinden dışarı çıkan Hz. İmam Ali’yi evinin kapısı önünde ağır şekilde yaralamıştı. Devesine binip kaçarken Hz. Celal Abbas tarafından yakalanmış ve bir odaya hapsedilmişti. İmam Ali yaralanmasından iki gün sonra Ramazan ayı 21. günü hakka yürümüştür.Bu haber kısa sürede her yere yayılmıştı. Üçe bölünen İslam âlemi yasa bürünmüş, karmaşa daha da içinden çıkılmaz bir durum almıştı. Mervan hasta yatan Muaviye’ye gelerek; “Ey Efendimiz, size sevineceğiniz bir haber vereyim, düşmanınız Ali bin Ebu Talib’in öldüğü haberini aldım. Bu ulu günü bayram ilan edelim mi? Dedi. Muaviye hasta yatağından sevinerek başını doğrulttu; “Şuan bayram etmeyin, daha iyileşmedim, eğer iyileşmezde ölür isem Ali’nin taraftarları da arkamdan bayram eder” diye ikaz etti.Ramazan ayının 29. günü iyileşerek hasta yatağından kalkan Muaviye bayram ilan etti. Şeker kamışından yapılmış şekerleri çocuklara dağıttırdı. Günlerce eğlenceler tertip edildi. Şarabın olup oluk akıtıldığı, dansözlerin oynatıldığı gecelerde Hz. İmam Ali’ye ve ailesine lanetler ve küfürler edildi. Etmeyenler öldürülüyor, işkencelere tabi tutuluyordu. Her yıl günü geldikçe bu katillik bayramı kutlanıyor, Ehli Beyt’e duyulan kin pekiştiriliyord u. Emeviler döneminde aksatılmadan devam edilmiş, Abbasiler döneminde de dini bir zorunlulukmuş gibi kesintiye uğratılmadan yapılmıştır. Ramazan yirmi birdir, bu gün doğmasın güneşŞahın bendeki acısı cümle dertlerime eş.Münafıklar eğlenirler kurtulduk Ali’den deyuEle bayram bana matem ol Ramazan ayı.Çıka geldi ol zamanda yüzü peçeli bir ArapYıkadı kefenledi ol Şahı götürüyor hiç durmayarak…İslamiyet içerisinde olmayan, Hz. Muhammed Mustafa zamanında kutlanmayan, Muaviye döneminde Mervan’ın icat ettiği katillik bayramı ne yazık ki şuan İslami bir emirmiş gibi kutlanmaktadır. Bu yazımdaki amacım, birilerinin inancına karışmak değil, Alevi inancının başkalaştırılma ması ve zedelenmemesi içindir.Hakk-Muhammed-Ali bizleri Sıratel Mustakiminden yani dosdoğru yolundan ayırmasın diyor, cümlenizi Ehli Beyt’in muhabbeti ile niyaz ediyorum. Gerçeğe Hü


Ağustos 01, 2014, 12:39:14 öö
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 323
  • Cinsiyet: Bay

Ben bir aleviyim. Böyle bir bilgiyi ne aile alevi kültürümüzde işittim nede Cemevinde ki dedelerimizden işittim. Bayramdır bu, şeker bayramı, küçükken kapı kapı dolaşır avuçlarımızı açar gülümserdik. Bize verilen bir tane şekerle mutlu olurduk.

Bu kadar da derine inip, bunu çıkartmakta ayrı bir marifet olsa gerek. Her nasılsa top oynamak için de aynı sorun teşkil edilmişti.

Şeker bayramı da küçük çocuklar için güzel günlerden bir tanesi oldu. Bence buna bakalım. Yukarı da ki bilginin doğruluğunu da kim nasıl sorgular orası da meçhul.

Sevgiler.
Dünya üstündeki en üstün yaşam formu olduğumuza ama yine de sözcüklere sığmayacak kadar mutsuz olduğumuza,çünkü başka hiçbir hayvanın bilmediği şeyi,ölmek zorunda olduğumuzu bildiğimize dair bir ironi


Ağustos 01, 2014, 08:17:54 öö
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 224
  • Cinsiyet: Bay

    Bende Bektaşi bir ailenin mensubuyum. Ben daha önce de duymuştum bu bilgiyi. Doğrulatma aşamasına da gireceğim. Doğruluğunu öğrenmem kutlamayacağız anlamına gelmez. 1 yaşında bir kızım var. O'nu bu zevkten mahrum bırakamam elbette. Ama kestirip atılmayacak kadar önemli bir bilgi


Ağustos 03, 2014, 12:21:15 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

         Demek ki, neymiş ? yanlız İsrail müslümanları katletmiyormuş. Demek ki, müslümanlar ezelden beri zaten bir birlerine düşmanmışlar.
         İşte uzun zamandır burada anlatmaya çalıştığım hep bu olmuştur. Salt kendi inancının bütün inançların önüne geçmesini istemek. Geçmişte önceleri  kendi içinde, daha sonra da kavimler arasında hep bir inancın öbür inançları yok etmesi hedeflenmiştir. Bu gün sözü edilen dinlerin kardeşliği söyleminin nasıl masal olduğu daha başka nasıl anlatılır ki!.
         Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ağustos 04, 2014, 09:23:23 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 224
  • Cinsiyet: Bay

   Sn Alşah'ın düşüncelerine katılmaktan kendimi alamasam da klişe sözlerle sevgi ve saygı bağların kopmaması adına bu ve yakın tarihimizde ki mezhep katliamlarını Müslümanlığa değil Müslümanlara mal etmeyi daha uygun buluyorum. Ancak daha da tehlikelisi söylemler. Sn Başbakanın sen Alevisin sen Zazasın diyerek rakiplerini fişlemesi ve ayrımcılığı tetiklemesi son derece tehlikeli. 


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Şeker Hoca

Başlatan blossom Mizah

2 Yanıt
3520 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 15, 2008, 10:58:38 ös
Gönderen: blossom
3 Yanıt
6899 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2008, 04:25:29 ös
Gönderen: nietzsche
21 Yanıt
19183 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2019, 05:29:27 ös
Gönderen: vendor
Alevilik ve Ezoterizm

Başlatan semih_tatar « 1 2 3 4 5 » Ezoterizm

40 Yanıt
49309 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 21, 2016, 03:08:50 ös
Gönderen: Zennn
16 Yanıt
19812 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 13, 2012, 08:37:06 öö
Gönderen: ceycet
15 Yanıt
22122 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2012, 03:24:02 öö
Gönderen: Sifir
0 Yanıt
4898 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2011, 02:37:27 ös
Gönderen: Bireyci
4 Yanıt
2369 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 04, 2013, 10:55:22 öö
Gönderen: Melina
0 Yanıt
1991 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 06, 2013, 03:31:37 ös
Gönderen: 418
2 Yanıt
2347 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 15, 2014, 04:28:43 ös
Gönderen: Melina