Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Holokost'u Anlatmak  (Okunma sayısı 2889 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 13, 2007, 09:24:37 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

 
 
Nisan ayında ajandamın neredeyse her sayfası dolu; anılacak, kutlanacak pek çok olay bu tarihlere denk düşüyor, dernek ve kurumların etkinlikleri bu dönemde yoğunlaşıyor…
Pasta aynı pasta, katılımcılar genelde aynı kişiler ve bahar yorgunluğunu da eklerseniz insan ister istemez biraz daha seçici olmak, her yere yetişebilmek kaygısından arınmak zorunda kalıyor.
 Oysa her geçen yıl daha geniş kapsamlı etkinliklerle anılan Holokost, insanlığın geleceği açısından yüzde yüz sahiplenmemiz gereken tarihin dehşet verici bir sayfası…
“Varşova Gettosu Anma Günü” töreninde hazır bulunmayacaksak, “Kara Kare Film Günleri”nde ‘yine içimiz kararacak’ önyargısı ile filmleri izlemeyeceksek yüzümüz biraz kızarmalı, sorumszluğumuzu sorgulamalıyız.
2000 yılında başyazımda şöyle demekteydim: “Avrupa’da yaşamakta olan 3,5 milyon Türk, yabancı düşmanlığının potansiyel hedefidir. Holokost deneyiminin Zygmunt Bauman’ın nitelendirdiği üzere bir ‘sosyoloji laboratuarı’ olarak görülmesi; bundan dersler çıkartılması ve hükümet düzeyinde uluslararası platformlardaki yeni oluşumlar da göz önüne alınarak anma günlerine geniş yelpazeli bir katılımın sağlanması oldukça tutarlı bir davranış olacaktır.”
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1 Kasım 2005’de, 104 devletin katılımı ile aldığı 'Yahudi Soykırımı'nın Anılması' başlıklı kararı uyarınca,  Auschwitz ölüm kampının kurtarıldığı 27 Ocak tarihi 'Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü' olarak ilan edilmiştir. Bu karar önerisinin sunucularından olan Türkiye, antisemitizmin ve her türlü ırkçılığın insanlığa karşı suç olduğuna ve hepimizin ortak kaygısı olan bu sorunlara karşı kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiğini dile getirmiştir.
Bu yıl ikincisi düzenlenmekte olan “Kara Kare Holokost Film Günleri” bu çerçevede ve daha ‘geniş yelpazeli bir katılımın’ sağlanmasına yönelik bir girişimdir.
‘Sayıların İsimleri Unutturduğu Yerde’  teması etrafında odaklanan etkinliğin düzenleyicileri geçen yılki deneyimlerinin ışığında hem gösteri günlerini üçten yediye, hem de her film için seans sayısını birden dörde çıkardılar.  Böylece her yapıt dört farklı gösterimde sunulacağından izleyicinin zamanlama yönünden seçenekleri artmış olacak. Yine geçen yıl 2400 olan koltuk sayısı ikiye katlandı. Filmlerin tümüne yakın bir bölümünün ilk kez vizyona girmesi de önemli bir artı. Umudumuz toplumun her kesiminden insanın ‘karanlığa ışık tutan’ bu filmlere gereken ilgiyi göstermesidir.
Gazetemiz, 2. Dünya Savaşı sırasında 6 milyon dindaşımızın yok edildiği, tarihte bir benzeri olmayan Holokost vahşetini ‘asla unutmamak’ ve yeniden gözler önüne sermek için geçen yıl olduğu gibi bu yıl da konu ile ilgili özel bir ek sunuyor.
Bu özel ekin Editörleri Marsel Russo ve David Ojalvo giriş yazılarında amaçlarını şöyle belirlemekteler: “(…) önümüzdeki yıllarda tanıkların ardından söz sırası yarın, bizlere gelecek… Gerek ulusal, gerekse uluslararası ortamlarda Holokost’u anlatacağız. Yeni nesiler bizlerden öğrenecekler. Tarihin unutulmaması ve insanlığın geleceği için aktarabileceklerimiz ise, kuşkusuz bu günden itibaren öğrendiğimiz ve eldeki birikimi sahiplendiğimiz oranda olacaktır.”
2005 yılında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Yad Vaşem ziyaretinde bulundum. Gazeteciler, fotoğrafçılar, kameralar, protokol, kalabalık Türk heyeti… Açıklamalar havada kalıyordu. Aynı izlenimi Türk Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya da edindi ve bu konuda bilgilendirme yönünde kapsamlı bir çalışmanın yapılmasının zorunluluğunu öngördü.
Gözlem Gazetecilik tarafından yayımlanan  ‘Tanıklık Etmek - Yad Vaşem’de Holokost’u Anma’ kitabı hem mevcut bir eksikliğin giderilmesi açısından son derece önemli bir yapıt, hem de Holokost inkarcılığının yükseldiği son yıllarda herkesin ibretle okuyacağı bir belge niteliğinde.
‘Tanıklık Etmek’ kitabını edinmekle yetinmeyelim, doğru bilgilendirme adına dostlarımıza da hediye edelim.
 

 
 

 
« Son Düzenleme: Nisan 13, 2007, 09:42:30 ös Gönderen: shemuel »


Nisan 14, 2007, 01:58:31 öö
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Alıntı
“Avrupa’da yaşamakta olan 3,5 milyon Türk, yabancı düşmanlığının potansiyel hedefidir.
3 bucuk milyon turk  :o o kadar varmi yaw?

Hakikaten sadece avrupadaki turkler bir kerede ayaklansa yeter... Tek ayaklanmada Almanyayi aliriz kesin. Ordusuda yok artik zaten :D

Guzel bilgiler vermissin arkadasim saol.



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
2093 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2013, 03:22:28 öö
Gönderen: Melina