Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsan-Sağlık-Spor  (Okunma sayısı 3941 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 20, 2011, 10:41:31 öö
  • Ziyaretçi

Değerli Form üyeleri,
 
Şüphesiz spor ve beslenme çok geniş bir konudur. Ben burada ilgilenenler açısından aşağıdaki kısa bilgileri ve bilimsel verileri birkaç bölüm halinde bilgilerinize sunmak istiyorum.

Sevgi ve Saygılarımla,
HERKÜL
 
SPORTİF ÇALIŞMALAR HAKKINDA ÖZET GENEL BİLGİLER I

   Sportif çalışmalar kandaki değerlerin dengede kalmasına ve gerekiyorsa düzelmesine yardımcı olur:
 
   Düzenli olarak ağırlıklarla (Kassal) ve kardiyovasküler (Solunum, dolaşım sistemleri ile ilgili yürüyüş, koşu, bisiklet vs.) beraberlikle yapılan çalışmaların kolesterolü düşürdüğü, kalp krizini önemli ölçüde önlediği, bütün vücut sistemlerini olumlu yönde etkileyerek, organ kapasitesini, kondisyonu ve vücut kuvvetini arttırdığı muhtelif araştırmalarla tespit edilmiştir.    
Buna örnek olarak Oregon Sağlık Bilimleri Üniversitesinde yapılan bir araştırma sonuçlarına göre:

Test neticeleri                                 Kadınlar                  Erkekler
Kuvvet artışı (ortalama)                   % 260                       % 147
Kolesterin (LDL) eksilişi                   % -9,5                       % -6,8
Kolesterin (NDL) eksilişi                   % -17,59                   % -16,2
Trigliserid eksilişi                              % -28,3                    % çok az
Kolesterol. (HDL) artışı                     Hafif yükselme         % 15,8 artış.

Sağlığı kontrol için yapılan check-up kontrol tablosu

Kan değerleri

Kan basıncı (Tansiyon): Küçük tansiyon 7 – 8, büyük tansiyon 12 –14 sınırlarında olmalıdır.

Nabız: Erkeklerde dakikada 60 – 74, kadınlarda 64 – 80 atış.

Sedimantasyon: Kandaki elementlerin çökme hızıdır. Vücutta iltihap, romatizma ve tümörlere yönelik bulgu verir. 1 saatlik değer 10 mm., 2 saatlik değer 20 mm.yi geçmemelidir.

Kan yağları: Toplam kolesterin 150 – 200 mg. LDL 130 altında olmalıdır. HDL (iyi kolesterin) ise 35 – 45 üstü olmalıdır.

   Kötü kolesterol olarak adlandırılan LDL kolesterol seviyesi kanda arttıkça kalp hastalıklarına yakalanma riski de o oranda artar. LDL kolesterol kalp ve damar kenarlarında birikerek damar sertliği ve tıkanmalara yol açar.
   İyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterol ise kötü kolesterol olan LDL kolesterolü damarlardan akciğerlere taşıyarak azalmasına neden olur.
   Trigliserit ise besinlerle aldığımız ve yağ hücrelerinde depolanan yağ türüdür. Özellikle aşırı kuruyemiş ve alkol, kan trigliserit düzeyini hızla arttırır, kalp ve karaciğer hastalıklarına zemin hazırlar. (ABD Ulusal Kolesterol Eğitim Programı (NCEP), HDL kolesterolün fazla olması durumunda kandaki sınır kolesterol değerini 200–239 miligram olarak belirlemekte.

Kan şekeri: (Kandaki Glikoz) açlık en alt ve en üst sınırı 60 – 110 sınırları arasında olmalıdır.

Karaciğer fonksiyonları: (Karaciğer enzimleri ile hastalık teşhisi açısından). Gamma GT en yüksek 25 U/I, GOT değeri en çok 20 U/I, GPT değeri en çok 20 U/I ve billirubin en çok 1,0 mg/dl. olmalıdır.

Ürik asit: Kandaki ürik asit düzeyi desilitrede 6;5 mg’nin altında olmalıdır. Fazlası böbrek sorunlarını gösterir.

Demir ve hemoglobin: Demir 50–190 mg/ml, hemoglobin kadında 12–16 gl/dl, erkekte 13–18 gl/dl olmalıdır.

Sportif egzersizlerin kalp ve dolaşım sistemine etkileri:   

Sportif çalışmalar esnasında dolaşım sisteminin görevi, aktif dokulara enerji için gereken kanı temin etmektir. Bu sayede kasın görevini yapabilmesi için gerekli olan oksijen ve diğer besin maddeleri temin edildiği gibi, metabolizma artıkları da kan yoluyla temizlenmiş olur.
   Normal koşullar altında, istirahat halinde kalbin bütün organizmaya pompaladığı kan miktarı dakikada 5–6 litre civarındadır. Sportif çalışmaya başlandığı zaman, kalbin sisteme gönderdiği kan miktarı (kalbin dakika volümü) ihtiyacı karşılayacak tarzda artar. Diğer yönden iç organlara ve dokulara giden kan miktarında azalma olur. Ancak beyine giden kan miktarı değişmez.
   Kan, kalp gibi tabiatın insan vücudunda yarattığı mükemmel pompa sayesinde her gün 1.000 defa civarında devreder. İnsan vücudunda 5–6 litre kan vardır. Bu da günde 6.000 litre civarında kanın pompalanması demektir.

   Bilimsel yapılan sportif aktivitelerde kalp yorulmaz, daha yararlı çalışır.

   Genelde 40 yaşlarına kadar önce kaslar sonra kalp yorulur. Kırklı yaşlardan sonra ise, önce kalp sonra kaslar yorulur. Bu da kırklı yaşlardan sonra egzersiz yaparken kalbin önce yorulması sebebiyle, çalışmacı tarafından kalp yorgunluğunun anlaşılamayacağı sonucunu doğurur.  Bu yüzden, ileri yaşlarda bilimsel dozlar ayarlanmalı ve vücudun yorulması beklenmemelidir.

   Nabız ise; çalışmanın yükü arttıkça belirli bir oranda artar. Ağır yüklenmeli çalışmalarda, nabzın normale dönüş süresi daha uzun zaman alır. Kondisyonu yüksek olan sporcuda, ayni çalışma yükünde, kondisyonsuz olana veya hiç spor yapmayana göre nabzın geri dönüşü daha çabuk olur.
   İleride görüleceği gibi 220 sabit sayısından yaş çıkarılarak bulunan formül sportif çalışmada tayin edilecek kalp atım sayısını hesaplayan yararlı bir formüldür. Bunun standart sapması artı veya eksi yüzde on kadar bir değer olabilir.
   
   Sportif çalışmaların dolaşım sistemine etkileri ve kalp hakkındaki bazı bilgiler:

—Sporla maksimum enerji kullanma kapasitesi (VO2) artar. Bu da daha büyük yüklenmelerde, daha uzun zaman, yorgunluk duymaksızın güç sarf edilebilmesi demektir.
—Egzersiz sırasında, kanın aktif olan ve olmayan dokular arasındaki dağılımı, düzenli spor yapanlarda daha mükemmeldir.
—Düzenli spor yapanların kalbinde, spor yapmayanlara nazaran kalp kaslarında kuvvetlenme ve buna bağlı olarak da “Hipertrofi” denilen, sağlıklı bir büyüme meydana gelir.
—İstirahat halindeki kalp atım sayısı sporla düşer. Kalbin normal kişilerdeki atım sayısı 60–75 civarındadır. Kadınlarda bu sayı birkaç atım daha fazladır.
—Kalp kendi sinir sisteminin özellikleri nedeniyle, diğer bütün sinir sisteminden bağımsız olarak çalışır. Ancak diğer sinir sistemlerinden de etkilenir. Sempatik yöndeki uyarılara kalp atım sayısını arttırarak cevap verir. Vücudun bu uyarılarıyla kalp hızı değişir…
—Yapılan araştırmalarda kalp hastalığının en önemli etkeni olarak hipertansiyon, sigara içimi, oturgan hayat (spor yapmamak), şişmanlık ve şeker hastalığı gösterilmiştir. Türkiye’de bu oran artmaktadır.
—Kalp krizi geçirip sağ kurtulanların %85 ini spor yapanlar oluşturmaktadır.

Sportif çalışmaların solunum sistemine etkileri:

   Fiziksel egzersizlerde, kasların oksijen ihtiyacı arttığına göre, bu ihtiyacı temin edecek olan dolaşım ve solunum sistemlerinin, duruma fizyolojik bir uyum sağlaması doğaldır. Dokuların oksijen ihtiyacı arttıkça, buna paralel olarak solunum sisteminin organizmaya dâhil ettiği oksijen miktarı artar. Bunun neticesi olarak, bu oksijeni dokulara taşıyacak olan dolaşım sisteminin faaliyeti de o oranda artar.
   Normal koşullarda akciğerle alınan ve verilen hava (solunum volümü) dakikada 500 cc. kadardır. Sportif çalışmalar sonucu, hem solunum volümü hem solunum frekansının artmasıyla, solunumun dakika volümünde de yükselme meydana gelmektedir.
   Solunum, omurilik soğanındaki “Solunum Merkezi” tarafından idare edilir. Özellikle kardiyovasküler (koşu vs.) çalışmalara başlayan yeni çalışmacılarda, çalışmanın başında dalak ağrısı görülür. Bu “Second Wind” denilen ikinci soluğa erişmeden meydana gelir. Bu gerçek dalak ağrısı olmayıp, solunum kaslarının zorlanmasından oluşur. Çalışma devam ettikçe geçer ve yeterli kondisyona sahip olunca da tekrarlamaz.

-   Solunum yaptığımız akciğerlerde kas yoktur. Diyafram ve göğüs kafesi kaslarının genişleme ve kasılması bu hareketi sağlar. Spor bu kabiliyeti geliştirir. Bu da daha fazla oksijen almasını sağlar.
-   Ciğerlerin büyüklüğünden çok, kullanılabilen bu kapasiteye “Vital Kapasite” denir. Sporcu bu kapasiteyi, spor yapmayanlara göre iki misli daha fazla arttırabilir.
-   Antrenmanlı sporcularda, artan kırmızı küre sayısına bağlı olarak kan hacmi de artar. Kan hacminin artması demek, kanın litresinin çoğalması değil, kırmızı küre sayısının artmasıdır.

Egzersizlerin kalp, damar ve solunum sistemine yararlı olabilmesi için, çalışma sırasında, dakikada atması gereken azami kalp atış sınırı:

Yeniler ve çok yaşlılar            :  220 – yaş = çıkan sayının %60-65 i.
Orta derece ve orta yaşlılar   : 220 – yaş = çıkan sayının %70–75 i.
İlerlemiş ve gençler               :  220 – yaş = çıkan sayının %80-85 i.
Profesyoneller                       :  220 – yaş = çıkan sayının %90-95 i.

Egzersiz süresince, yukarıdaki rakamlar civarında, dakikada kalp atım sayısında olmalıdır. Bu sayı performansa göre değişmekle beraber, ileri sporcular dışında genelde en alt ve en üst sınır olarak 100 ile 140 arasında tutulmasına dikkat edilmelidir. Profesyonel sporlarda bu daha yüksektir. İnterval çalışmalarda ise, kalp atım sayısı bir artıp bir ineceği için kısa süreli olarak kalp atım sayısı daha da artmaktadır.

Kısa bölümler halinde devam etmek arzusuyla bilgilerinize sunarım.
Sevgi ve Saygılarımla,
HERKÜL


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2702 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 06, 2008, 05:07:48 ös
Gönderen: newyork
0 Yanıt
2916 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2011, 04:07:38 ös
Gönderen: sundance
Sağlık

Başlatan Özer Baysaling Saglik

8 Yanıt
4696 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 07, 2014, 04:20:08 ös
Gönderen: HERKÜL
İnsan-Sağlık-Spor

Başlatan Özer Baysaling Saglik

0 Yanıt
4075 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2011, 10:33:09 ös
Gönderen: Özer Baysaling
İnsan-Spor-Beslenme III

Başlatan Özer Baysaling Insan

1 Yanıt
4838 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 25, 2011, 04:39:26 ös
Gönderen: Masor1976
3 Yanıt
4386 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2013, 11:57:52 öö
Gönderen: karahan
1 Yanıt
3509 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2013, 10:04:40 ös
Gönderen: Melina
0 Yanıt
2982 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2013, 12:54:19 ös
Gönderen: Samuray
1 Yanıt
3973 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 19, 2014, 07:05:10 ös
Gönderen: Melina
2 Yanıt
3835 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 20, 2015, 11:43:38 öö
Gönderen: egeran