Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mutluluğun Nörolojik Yapısı  (Okunma sayısı 1691 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 13, 2017, 09:34:27 ös

  Mutluluk hormonumuzun adı serotonindir.Dopamin ise azim , hayattan keyif alma , eylemlerin itici gücü işlevindedir.Örnek vereyim:ders çalışmaya başlamak için dopamine gereksinim duyarız ; çünkü dopamin olmadan iş yapılamaz.Bundan sonra dopaminden mutluluk hormonu olarak söz edeceğim.

  Hipotalamusun salgıladığı dopamini kullanmak için beynimizde birtakım algılayıcılar , yani reseptörler vardır.Dopamin yemek , reseptör midedir.Şimdi alışverişe gidip aldığınız bir yığın ürünü torbaya koymayıp ellerinizde eve götürmeye çalıştığınızı düşünün.Bütün ürünler yerlere dökülür ve israf olur , değil mi?Oysaki torbaya koysaydık , bütün ürünleri kullanabilecektik.Dopamin - reseptör ilişkisi de bunun aynısıdır.Reseptör olmadan dopamin anlamsızdır.

  Bedenimizde hemoestasi , yani iç denge sağlama içgüdüsü vardır.Kan şekeri çok yükselince insülin üretilerek düşürülmesinin nedeni budur.Bedende ne çoksa o azaltılır ; ne azsa o çoğaltılır.

  Bedenimiz eğer dopamin azsa çok reseptör , dopamin çoksa az reseptör üretir.Reseptör üretiminde ana etken dopamin üretimindeki emektir.Eğer dopamin ; tütün , alkol , uyuşturucu veyahut internet , pornografi , mastürbasyon vb. emeksiz zevklerle üretildiyse bol keseden üretilmiştir ; beyin de reseptörlerin fazla dopamini emmelerini engellemek için reseptörleri azaltır.Eğer dopamin ; kitap okuma , ders çalışma , cinsel ilişki , para kazanma gibi emek verilen yollardan üretildiyse dopamin doğal miktardadır ; beyin de bundan tam anlamıyla yararlanmak için reseptör üretir.

  Emek vererek keyif alırsak , kopya keyifleri bırakırsak reseptör miktarımız artacak ve böylece eskiden zevk alamadığımız her türlü küçük şeyden bile zevk alabileceğiz.