Kanımca "Mutluluk",yaşam biçimine dair olan her şeyi "dışsal" bir ilizyonda tanımlayarak, ona teslim olma halidir."Haz ve arzunun" sonsuz nötrlenmelerinin sonu ise,nötrlenmiyecek "içsel" bir özgürlüğü arayıştır.Mutsuzluk,içe ve dışa dönerek gelişen bu devinimsel gelişimin her düzeydeki motivasyonudur.
Mutluluk,makro düzeydeki ait olma hissinden doğarak, ruh denilen kavramla özdeşleşir.Nefis,mikro düzeydeki varlığın haz ve arzu arayışındaki tanımıdır.Beden, "ruh ve nefsin" konağıdır.Bu üç unsur gelişip,değişip dönüşerek döngünün içinde bir olup,döngünün de kendisi haline gelir.İlk tek hücreli var olduğunda evren de onun içinde var olur, ve son yaratılan ona dokunduğunda döngü başa sararak daha üst bir varoluş deneyimlenir.
Kısaca: Ruh,ego ve beden ayrı ayrı geliştirilip birbirleri ile akord edilmelidir.
Konu başlığındaki video da konuşan şahıs ise,haz ve arzusunda nötrlenmeyen bir yol bulmuş sadece.Bu tip insanlar,haz ve arzu kontrolsüzlüğü yüzünden hayat boyu tranvalar yaşar; bu yüzden oluşan duygusal sanrılarına bir anlam ararken,o sanrıları yüklicek diğer boşluktakilerini bulurlar, ardından olanı da siz tamamlayabilirsiniz.
Saygılar
Mesajınızı sanırım tek boğucu bulan ben olsam gerek. Yolda ilerleyişin işareti uygulamalardaki başarının nektarını içerek sarhoşluk, tatmindir. Bunun birazını edinmeye başladığımızda başkalarına salça olmayı bırakırız (Bknz. Rudolf Steiner, How to Know Higher Worlds) ki eğer Kabala ile ilgiliyseniz Hayat Ağacındaki bu pasajı bilirsiniz diye düşünüyorum.
Yazara gelince kendisi epey sevdiğimiz birisidir. Kendisini çeşitli Hermetik cemiyetten, gruptan insan takip eder ama mütevaziliği sayesinde çok fazla öne çıkmaz. Travma yaşıyor ve haz kontrolsüzlüğü yaşıyorsa ne yazık ona ki insanlara salçı olup duracaktır.
Sayın Novayst; kimse sınanmadığı günahın masumu değildir; doğrudur.Sınanmak,bilinmeyen boşluklara doldurduğunuz herşey gibi,yüzleşilmesi gereken bir gerçekliğe dönüşür.Boşluklara yüklediğiniz korkulardan korkarak ve savaşıp yendiğiniz bu ilizyonların kaynağı kimdir? sizler mi? O boşluğu egonuz ile oynayarak dolduranlar mı?
Sezgisel algının açılması demek,çevredeki her olgu ile uyarılarak, onları kendi zihnimiz içinde de tanımlamak demektir.Vucut bu duruma, tehlike ve uyarılma anında gelir.Uzun süre bu durumda kalmak,boşlukları kabul etmeyip her yaşanılan olguyu kendi varlığınıza atfetmek demektir ki bu korkudan doğar.
Anksiyete,şizofreni vb ruhsal hastalıklar,insanın kendini herşeyin merkezine koyarak ve etrafındaki tüm olgulara bireysel anlamlar katmaktan oluşur.Esrar ve benzeri maddeler, eğer kişide bu genetik alt yapı var ise,bu hastalıkları ortaya çıkarır.Bu hasta şahıslar,zihinsel dünyaları içinde, bilgileri dahilinde bazı çıkışlar bulabilirler.Peki, onlar kendi akıllarının bedelini ödemiş olabilir; o aklı alanlar bu bedeli ödeyebilecek mi?
Boğulmaktan bahsetmişsiniz.Suyun ilmini bilen dalgıç,kurşun taksada boğulmaz; bilmeyen ise, istesede su üstünde kalamaz.
Sizleri bu konuda biraz daha boğmam gerekicek:
İnsanoğlu,güneşin doğuşundan ay'ın batışına; ay'ın doğuşundan,güneşin batışına kadar olan tüm olguları, kendi varlığını bu yaratım içinde tanımlayabilmek için kullanmıştır.
Bir portreyi örnek alırsak, resmin kendisi, ölçtüğümüz ve gözlemlediğimiz (Gece ve gündüz gibi)döngülerdeki tekrarın içinde kendimizi tanımladığımız huzurlu yerdir.
Peki portrede ki boşluklar? O boşluklar bazen bilindik mikro rastgele eylemlere anlam yüklemek iken,bazen makro olana dair hipotez üretmektir.
Varoluşdaki boşlukları doldurmak,bir noktadan sonra o doldurduklarımız ile yüzleşmeyi gerektirir.Yaratım zaman içindeki her düzeyde ayni biçimi tekrar eder.Kısaca ilk nitelik niceliklere dallanırken,tüm niceliklerinin özünde o ilk niteliği ile yaşamaya devam eder.Boşluklar yanlış doldurulur ise,dolan ve dolduranın çökmesi zaruridir, zaman ile.
Hermetik yapı, bu tip şahısların şahsi fantezilerini içinde barındırmaz.Zira, bilimsel olarak sonsuzluk, sıradan bir yüzük içine sıkıştırılabilir; ya da evren boyutunda tanımlanabilir.Zaman ve boyut,düz bir akış içinde değil, parça parçadır.Kısaca; zaman,boyut ve sonsuzluk kavramlarını yap boz biçiminde algılarsak,bu parçalar yerine oturmaz fakat gereklidir.
Çünkü ezoterizm kendi özünü bu meczup kabuklar ile korurken,şizofrenik algının sırladığı o kaosun içindeki düzen yaşamalı.
O şahıs,Hermetik külliyatı nasıl oluyorda homoseksüel maji veya esrarla dumanlanmak ile birleştirmiş, anlayamadım.Bir şeylerle oynamak isteyen kumda da oynayabilir.Veya insan neden hep kumda oynamak ister?