Sayin Burakc’ ye paylasimi icin tesekkur ediyorum. Onun vesilesi ile bazi kaynaklara rahat bir sekilde ulasabildik. Sanirim daha boyle pekcok sayfa vardir, arayan bulur, derlermis.
Sayin Sanver’ in kitaplarindan “Unutma beni ciceklerinin devrim hikayesi” ‘ni ilgi ile okudum. Okudukca gercekten de devrimler yapmis diye dusundum. Sizi bilmem ama ben cok sasirdim…
Zamanimizda bizler bir vatandas, herhangi bir kuruma bir uye, bir calisan olarak, bir uretim/ hizmet zincirinin herhangi bir yerinde bir tedarikci veya isveren olarak yukardan gelen ( pushed top-down) talimatlari mantiksal bir suzgecten gecirmeliyiz yoksa farkinda olmadan haklarimizdan vazgecmek zorunda kaliriz veya icinde oldugumuz durum farkinda olmadan olmasi gereken yerden uzaklasabilir. Buna ornek vermek icin cabuk unutamayacagim iki tane olay veya hikaye paylasmak istiyorum musadenizle.
Uzun yillar suren zorlu bir calismanin ardindan bir mucit veya istiyorsaniz bilim adami- insani deyin ates yakma sanatini kesfetmisti. Atesin ozellikle buyuk bir ihtiyac oldugu, her tarafi karla kapli olan ulkenin kuzeyine gitti, beraberinde ona lazim olan aletlerini de goturdu. Orada insanlara ates yakma sanatinin bircok faydasini, anlayisli yani sade bir dil ile anlatti.
Insanlar, onun soyledikleri ile o kadar ilgilendiler ki, bir gun mucidimizin ordan ayrildigini bile fark edemediler, ve hatta ona bir tesekkur etmeyi bile aklillarina getirememislerdi. O, insanlarin icadindan faydalanmasini yeterli gordu, ve icadini buyuk topluluklara iletmeye de karar vermisti. Derken kendisini buyuk bir toplulugun icinde bulmustu.
Burada da insanlar onun buluslarindan fevkalade memnundular. Ancak rahipler… insanlar uzerindeki etkisinden dolayi o garip adami kiskandilar ve onu uyduruk bir nedenden oturu zindana attilar.
Bir daha hickimse ondan bir haber alamadi. Herhangi bir suc suphesini onlemek icin de rahipler, kilisenin sunagina (ALTAR) bu buyuk bilimadamin buyuk bir resmini yerlestirdiler. Ve ritueller bile sonradan onun anisini taze tutmak icin yeniden dizayn edildi.
Rituellerin tek bir harfinin degistirilmemesi veya cikarilmamasi veya bunlarin degistirilmesinin teklif dahi edilmesinin onlenmesi icin yeni kanunlar hazirlandi. Ates yakmak icin kullanilan arac ve gereclerin saklanmasi icin ozel bir bolme yapildi. Ve kim elini inanarak bunlarin uzerine koyarsa iyilesecegi inanci olusturuldu. Bas rahip bu buyuk bilim adaminin hayat hikayesini bizzat kendisi yazdi. Bu hikayeye buyuk bilim adaminin insan, doga ve hayvan sevgisi, yaptigi mucizeler ve diger fevkalade isleri eklenerek bir kitap haline getirldi ve sonradan bu bir kutsal kitap olarak kabul edildi.
Rahipler, bu kitabi gelecek nesillere aktarmayi ve gozetmeyi kendilerine gorev edinmisti. Buna uymayanlar siddetli bir sekilde cezalandirildi.
Ha bu arada ates yakma sanati da hemen hemen tamamen unutulmustu artik…
Sonra forumda bir baslik okuyordum, ve paylasimda locanin herhangi bir yeri icin “kutsallar kutsali” veya altar gibi terimler kullanilmisti. Onun icin birisinin Goethe’ e ait oldugu (one surulen) bir hikaye ve bir olay paylasmak istiyorum.
Seytan, bir gun ahbaplarindan birisi ile sokakta yuruyor. Onlerinde hayatin agir yuku altinda ezilmis perisan bir insan gorurler. Ahbabi, efendisine “bu insan ne yapiyor olabilir” diye sorarak bir diyaloga baslarlar.
Seytan, “O kisi muhtemelen bir kez daha varolusun anlamini, arayisinin yolunu aydinlatabilecek ilahi gercekleri ariyordur” diye acikliyor.
“Ama bu senin icin hic de iyi degil,” diyor ahbap, “cunku o kisi her ilahi gercegi buldugunda, sen gucunden bir parca kaybedersin.”
“Ahh! “diye devam eden seytan, “Ben o oyunu uzun zamandir bilirim. Ben o insanlardan hep ondeyim. Insan ne zaman ilahi bir hakikat bulsa, ben onun etrafinda bir institut veya muessese kurarim.” …
Bati dunyasinda Masonlugu topluma anlatmak icin yilda bir veya iki defa aksamlari “Bilgilendirme toplantilari” duzenlenir. Ilgi duyup o aksam locaya gelen bir vatandas programin sonunda sorularin sorulabilecegi zaman diliminde soyle der:
"Sizler hep mabetler insa ettiginizi soyleyip duruyorsunuz, eger oyle ise burasi bana gore bir yer degildir. Oysa ki ben hayatimda onca sahte mabetlerden ve anlayislardan kurtulmak istiyorum, ve bu hic de oyle kolay degildir. Buraya gelip yeni yeni mabetler mi insa edecegim, hic te degil!" …