Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Fetullah Gülen Kimdir?  (Okunma sayısı 176266 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 27, 2008, 12:18:17 öö
Yanıtla #50
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 106
  • Cinsiyet: Bayan

 Sayın Blossom ,
  Kızım daha iyi puan almak istediği için tercih yapmadı ve ikinciye sınava girmeye karar verdi.
  Ben büyük bir yanılgıyla, özel bir okullar grubunun bir parçası sanarak,evimize yakın olduğu için o dershaneyi tercih ettim.
  Ertesi gün durumu öğrenmiştim ama kızım kendisine güvenmemi ,sadece disiplinli çalışmak için dershaneye gereksindiğini ,durumun farkında olduğu için dikkatli davranacağını söyledi .(Fem dershaneleri değildi)
 


Mart 27, 2008, 12:49:48 öö
Yanıtla #51
  • Ziyaretçi

Sayın Blossom ,
  Kızım daha iyi puan almak istediği için tercih yapmadı ve ikinciye sınava girmeye karar verdi.
  Ben büyük bir yanılgıyla, özel bir okullar grubunun bir parçası sanarak,evimize yakın olduğu için o dershaneyi tercih ettim.
  Ertesi gün durumu öğrenmiştim ama kızım kendisine güvenmemi ,sadece disiplinli çalışmak için dershaneye gereksindiğini ,durumun farkında olduğu için dikkatli davranacağını söyledi .(Fem dershaneleri değildi)
 

Sn. seteney,

Teşekkür ederim nezaketle açıkladığınız için. Ozaman şunu söylemek isterim, kızınız gereçekten karakteri sağlam bir çocukmuş. Böyle bir çocuk yetiştirdiğiniz için size saygı duyuyorum, iyi bir evladınız var gerçekten şanslısınız.

Saygılarımla,


Mart 27, 2008, 08:51:03 ös
Yanıtla #52
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 106
  • Cinsiyet: Bayan

Çok teşekkürler Sayın Blossom.


Nisan 11, 2008, 10:51:53 öö
Yanıtla #53
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 281
  • Cinsiyet: Bayan

Fethullah Gülen 1999 yılında rahatsızlığı sebebiyle tedavi amacıyla yurtdışına çıkmış ancak Türkiye’de hakkında açılan davalar ve hukuksuzca aleyhinde yürütülen kampanya sonucu yurtdışında ikamet etmek zorunda kalmıştır. Fethullah hocanın suçu neydi? Türkiye’nin birçok ilinde ilçesinde okullar, kurslar gibi eğitim kurumları ya da devletin imkanlarının yetersiz olmasından dolayı, gittikleri şehirlerde barınacak yer bulamayan gençlerimize yönelik yurtlar açmak mıydı?. Ya da Türk bayrağını, dünyanın dört bir yanında dalgalandıracak, Türk insanının eğitim kalitesini adı aklımıza bile gelmeyecek ülkelerde gösterecek eğitim kurumlarına gönül elçiliği yapması, Anadolu insanının büyüklüğünü göstermesi için vesile olması mıydı?  Bugün kimi kesimler taşıdığı misyonu görmek, nasıl destek oluruz diye araştırmak yerine nasıl köstek oluruz çabasına giriyorlar ve bilerek ya da bilmeyerek, Türkiye’ye zarar veriyorlar. Hangi ülke vardır ki, kendi özvarlığından çıkmış bir okulu, kendi basını aracılığı ile şikayet etsin ya da onlar hakkında olumsuz bir haber yapsın. Fransa’da Sen Benuva ya da ABD’de Robert Kolej hakkında olumsuz bir haber çıktığına hiç şahit oldunuz mu? Bilakis bu okullarda okuyan Türk öğrencilere özel avantajlar sağlanır ve söz konusu ülkelerle Türkiye arasında bir köprü olarak görülürler.

 

Bugün sayın Gülen’in vesilesiyle açılan yurt dışındaki onca okul yeri geldiğinde Türkiye’nin söz konusu ülkelerdeki fahri konsoloslukları, elçilikleri olarak görev görmekte, Türkiye’nin çıkarlarını söz konusu ülkelerde korumaktadırlar. Bulundukları ülkelerin, elit tabakasının çocukları bu okullarda okumakta, Türk insanına, Türkiye’ye ve Türkçe’ye aşina olmaktadırlar. Günümüzde küreselleşmenin en önemli kollarından birisi olan “Kültürel Küreselleşmenin” uygulamasını bu okullar vasıtasıyla görmekteyiz. Bu okulların görevini tamamlamak için Türkiye’nin bilgi, demokrasi, adalet ve zenginlik üreten bir yapıya kavuşması elzemdir.

 

İşte aslında bu okullar ve sayın Gülen’in Türkiye içindeki eğitim faaliyetleri Abdulhamid vizyonunun günümüze derlenmiş bir aktarımıdır. Bununla birlikte Abdulhamid’in özellikle doğu politikası okunduğunda bölgedeki din alimlerine önemli misyonlar yüklediği ve  yardımlarını aldığı görülmektedir. II. Abdülhamid Han bölgeye dönük alt ve üst yapı yatımları ile birlikte manevi birlikteliğin sağlanmasının da bir zorunluluk olduğunu görmüştür. İşte sayın Gülen, modernlik ile İslamiyeti bağdaştıran çalışmaları, ki onun vesilesiyle açılan okullar ve o okullardan mezun olan gençlerin uluslar arası düzeyde gösterdikleri başarılar, modernite-din ilişkisinin iyi kurgulanmasının müspet sonuçlar vereceğinin bir göstergesidir. Sayın Gülen’in tüm eserlerinde Türkiye’ye olan bağlılığı görülmektedir. Kendisinin, din üzerinden toplumsal çatlaklar oluşturulmaya çalışıldığı zor zamanlarda yaptığı ufuk açıcı tespitler ile gerilimlerin dozunu azalttığı da bilinmektedir. Bugün kendisine Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde duyulan muhabbet de not edilmelidir. CHP lideri Deniz Baykal’ın henüz yeni gördüğü gelişmeleri sayın Gülen yıllar önce öngörmüş ve hem söz konusu bölgelerimizde hem Kuzey Irak’ta okullar açılması yolunda tavsiyeler de bulunmuştur. Bugün söz konusu bölgede sayın Gülen’in öngörüsüyle açılmış 6 okul bulunmakta ve bu okullar  Öyle ki bugün söz konusu eğitim kurumları terör örgütünün ve onun temsilcilerinin karşı çıktığı yapıların başında gelmektedir. Bu kişiler, söz konusu eğitim kurumlarına karşı ne yazık ki kimi kesimlerce kullanılan irtica perdesi üzerinden yapmaktadırlar. Kimi çevrelerin silahını kullanarak, bölgeye yönelik girişilen eğitim hamlelerine ve bu hamleler sonucu oluşan gönül birlikteliğini sarsmaya uğraşmaktadırlar. PKK ve uzantısı gruplar, içinden Selahaddin Eyyubi gibi büyük bir İslam komutanını çıkarmış Kürt halkının açıkça “dinsizleşmesini” istemektedirler. Biliyorlar ki bu coğrafyayla aralarındaki en önemli bağ din bağıdır ve o nedenle yüzyıldır başlatılmak istenen hiçbir kalkışma başarıya ulaşamamıştır.

 

Bununla birlikte son yıllarda sayın Gülen’in Batı bölgelerimizdeki işadamları Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgemize yönelik motive ettiği ve yönlendirdiği de görülmektedir. Örneğin geçen sene Kurban Bayramında, bölgeye dönük oluşturulan Kurban kampanyası, sivil toplumun bölgeye yönelik kucaklama girişiminin en önemlilerindendi.bu ziyaretler sırasında karşılaşılan bir olay bu noktada dikkat çekicidir. İşadamlarımız bölgedeki şehirlerin birinde, bir evi, gıda maddeleri ile birlikte ziyaret ediyorlar. Karşısında işadamlarımızı gören ev sahibi kadın partiden (PKK) geldiniz di mi soruyor? İşadamlarımız ise kendilerini ve geldikleri yerleri anlatıyor. Ev sahibi kadınımız bir anda gözyaşlarına boğuluyor ve şimdiye kadar Batı bölgelerinden hiç kimsenin kendilerine hal hatır sormadığını dile getirerek, aslında büyük bir eksikliği de vurguluyor. Evet devlet bölgeyle ilgilenmeli ancak sivil toplum olarak biz de söz konusu bölgedeki kardeşlerimize elimizi uzatmalı ve onları kucaklamalıyız. Bu nedenle sayın Gülen girişim önceliği verdiği bu faaliyete büyük önem vermek ve her türlü katkıyı sunmak zorundayız.

 

Sayın Gülen’in düşünceleri ve varlığı, Türkiye’yi etnik bir çatışma sürecine taşımak isteyenlerin önünde önemli engellerden biri olacaktır. Toplumsal diyaloğa ve uzlaşıya her fırsatta büyük önem verdiğini söyleyen Gülen’in Türkiye’ye geri dönüşü hızlanmalı ve gerçekleşmelidir. Bu aynı zamanda Türkiye’nin demokratik olgunluğunun gelişimi için de önemli bir işaret olacaktır. Türkiye için son derece önemli çalışmaların gerçekleşmesine vesile olmuş, Türk bayrağının dünyanın dört bir tarafında dalgalanmasını ve Türkiye’mizin sesinin duyulmasına vesile olmuş muhterem bir şahsın, ülkesine dönmesi ve kendisine yönelik mesnetsiz suçlamaların kaldırılması zor bir şey olmasa gerektir. Pire için yorgan yakmanın hiç vakti değildir. Teröristle mücadelede yararlanılması askeri yöntemler sonuna kadar uygulanırken, terörle mücadelede de her türlü kuvvetimizden özellikle sosyal barışın sağlanması hususunda önemlidir.  Her röportajında vatan hasretiyle yandığını söyleyen sayın Gülen de eminim ki kendi sütüne düşen görevin farkındadır. Türkiye gönül ve aklın ortak çalışması gereken bir süreçten geçiyor. İlk meclisin kompozisyonu aslında Türkiye’nin neye ihtiyaç duyduğunu da ortaya koyuyor! Tarihten ders almanın vaktidir.

 

 

Metin Külünk
Kimse almasin seni, Yine bana kalasin


Nisan 11, 2008, 12:12:23 ös
Yanıtla #54
  • Ziyaretçi

Nihai hedefe ulaşana kadar, her yöntem ve yol mübahtır. Bunun içine yalan söylemek ve insanları aldatmak da girer. Yeter ki, 'hizmet' kesintiye uğramasın. Hizmet denilen çalışmanın en büyük özelliği, sessiz ve derinden olmasıdır. Bu gizlilik de güçlü oluncaya kadar devam edecektir. Cemaatin temel felsefesi budur...


Nisan 11, 2008, 12:16:45 ös
Yanıtla #55
  • Ziyaretçi

The Economist dergisinin Fethullah Gülen’i "peygamber" ilan etmesi konusunda Hürriyet Gazetesi’nde yayımlanan haberi anımsarsınız. Haber üzerine, Fethullah Gülen, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’e sitem dolu, duygusal bir protesto mektubu göndermiş. Bu haberi yayınladığı ve "prophet" sözcüğünü yanlış çevirdiği için Hürriyet’i kınıyor.

Hürriyet’in de yayınladığı gibi "prophet" sözcüğünün birçok anlamı vardır. Ama asıl anlamı "peygamber"dir. Öteki anlamlar yananlamlar sınıfına girer. "Prophet" sözcüğünün anlam kaymasına uğraması dinsel bağlamın dışında kullanılmasını gerektirir. Örneğin, ("Fethullah Gülen, a prophet of Turkish politics") gibi bir cümle kurulsa, sözcüğün anlamı değişir, cümlenin Türkçesi "Türk politikasının üstadı (önderi) Fethullah Gülen" olur.

Hürriyet’te yayınlanan tercüme doğrudur. Bu doğruluğu da The Economist’teki yazıda yer alan bilgiler kanıtlamaktadır: "Kendisi, dinleyenlerin gönlündeki bam telini çalan ve gözyaşlarıyla sulanmış olan vaazlar veren son derece duygusal bir vaiz olmasına karşın başında bulunduğu hareket, içinde bulunduğu şartlara fevkalade riayet etme irfanına sahiptir ve küresel bir şirket gibi profesyonel hareket etmektedir." (Zaman, 08.03.08)

Ayrıca bunca şamataya gerek yok, isteyen The Economist yazarına sözcüğü hangi anlamda kullandığını sorabilir.

KUTSAL ÇEVİRİ

Fethullah Gülen’in protesto etmesi gereken yer Hürriyet Gazetesi değil kuşkusuz, The Economist Dergisi. Bakalım haberin kaynağını protesto edecek mi?

İşin içinde Fethullahçılığa özgü bir oyun da var: Fethullah Gülen, Ertuğrul Özkök’e yazdığı mektupta The Economist’i de eleştirirken, Fethullahçı hareketin komutanı Zaman Gazetesi, söz konusu haberi iftiharla yayınlamış bulunuyor. (Zaman, 08.03.08)

Zaman Gazetesi’ndeki çevirinin Hacivat Türkçesi Nuray Mert’in de dikkatini çekmiş; "Zaman gazetesindeki tercüme, nedense, fazlasıyla ağdalı ve bol sayıda eski Türkçe kelime ve deyimlerle doluydu" diyor (Radikal, 11.03.08). Amaç, kutsal metin duygusu yaratmak!

Çeviride bazı değişiklikler yapılması Nuray Mert’in dikkatini çekmiş. "A ’prophet’ who finds honour, and some suscipcion, on his own country" ("Kendi ülkesinde saygı ve biraz da şüpheyle karşılanan bir peygamber") cümlesinin Zaman’da yayınlanan çeviride yer almaması benim dikkatimi çekti. Neden acaba?

FETHULLAHÇI KAFA

Fethullah Gülen, hakkında yayınlanan bir yazı ve o yazıda kullanılan bir sıfattan çok rahatsız (!) ama Zaman Gazetesi o yazıyı iftiharla yayınlıyor. Fethullah Gülen peygamber sıfatını geri çevirip sempati toplarken ne kadar alçakgönüllü bir zat olduğunu da kanıtlıyor. Ve böylece bir taşla bir kuş sürüsü vuruyor. Buna Fethullahçı ticaret kafası denir!

Özdemir İNCE


Nisan 11, 2008, 12:22:23 ös
Yanıtla #56
  • Ziyaretçi

Zaman gazetesinin 30 Temmuz 2007 sayılı Avustralya baskısında bir ilan yayımlandı. Gazetenin 3. sayfasındaki ilanı veren kurumun adı aynen şöyle:

Australian Catholic University.

Türkçesiyle, Avustralya Katolik Üniversitesi.

İlanın ana başlığı da şu:

İslami Araştırma ve Müslüman-Katolik İlişkileri Fethullah Gülen Kürsüsü

Büyük puntolarla yazılmış bu başlığın hemen altında ilanın amacı ve adresi yazılı:

3 yıl süreli, tam zamanlı görev. Fen ve Edebiyat Fakültesi St. Patrick Kampüsü, Fitzroy, Victoria.

Yapılacak başvurularla seçilecek kişiler, öğretim elemanı olarak yetiştirilecek. Daha sonra da üniversitenin Melbourne Kampusu'na yerleştirilecek, İlahiyat, Felsefe ve Dini Eğitim Enstitüleri ile birlikte çalışacak.

Ücret Avustralya ölçeklerine göre de dolgun:

Yıllık 143 bin 110 Avustralya Doları.

Avustralya Doları'nın değeri Amerikan Doları'na çok yakın.

***

Buraya kadar olan bölüm için şu yorum yapılabilir:

Ne güzel... Türkiye'den bir kişinin adı, üniversitede İslam dini ile ilgili bir kürsüye verilmiş. Demek ki üniversite ile çok iyi bağlar kurulmuş ve başarılmış!

Ancak adaylarda aranan özelliklerden biri ayrıca dikkatimizi çekti. Okuyalım:

"Başarılı görülen aday, üstün insani ilişkiler ve iletişim yeteneği sergilemeli, üniversitenin misyonuna, Katolik ilke ve değerlerine bağlılık göstermelidir."

İslam dini ile ilgili bir kişinin böyle bir kürsüde Katolikliğe saygı duyması beklenir mi?

Beklenir...

Katolikliğin ilke ve değerlerinden haberdar olması istenir mi?

İstenir...

Peki Katolikliğe bağlılık istenir mi?

İşte bu olmadı. İşin içine bağlılık girince, artık ona ait olma, onunla birlikte hareket etme duyguları da öne çıkar!

Bir Fethullah Gülen Kürsüsü kuruluyor ve burada görev yapacak elemanların Katolikliğe bağlılığı isteniyor!

Bu durumda sormak gerekir:

Hizmet, İslamiyete mi Katolikliğe mi?

***

Fethullah Gülen adını kullanan kişiler, Hıristiyanlığın en katı kurallara sahip mezhebi Katolikliğe de hizmet edebilirler.

Buna da saygı duyarız.

Ancak, Türkiye'de İslamiyet satıp dünyada bambaşka şeyler yapmanın başka bir adı olmalı!

Hıristiyanlığın kendi içinde belirlediği uzun erimli hedef zinciri şu:

İsa 'nın ardından birinci binyılda, Avrupa'nın tümü Hıristiyanlaştırıldı.

İkinci binyılda, Amerika kıtasının tümü ve Afrika'nın bir bölümü Hıristiyanlaştırıldı.

Üçüncü binyılda, Afrika'nın kalan bölümü ve Asya Hıristiyanlaştırılacak.

Fethullah Gülen hareketi, girişte aktardığımız ilan bağlamında bu hedefin tam ortasına oturuyor!

25-27 Ekim 2007'de İngiltere Lordlar Kamarası'nda uluslararası bir konferans var. Adı şu:

Müslüman Dünyasının Dönüşümünde Gülen Hareketi'nin Rolü!

Müslüman dünyası nereye dönüştürülüyor?

Kim dönüştürüyor?

Gülen bu dönüştürümün neresinde?

Belki de konferansta yanıt verilir!

Şu soruyu eklemek gerek:

Müslüman dünyası dönüştürülürken Türkiye'ye nasıl bir don biçiliyor ve bu biçilmede Gülen'in rolü ne?

Tümünün yanıtı şu saptamayla da özetlenebilir:

Gülen hareketi, dini de kullanan Amerikan küreselleşmesinin İslam coğrafyası taşeronudur!

Cumhuriyet 08.10.2007



Nisan 11, 2008, 12:48:05 ös
Yanıtla #57
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 281
  • Cinsiyet: Bayan

Daha öncede üzerine basarak belirttiğim gibi tüm karalamalar ve yürütülen linç politikası hocanın islami kimliği sebebi ile dir.

Cumhuriyet gazetesinin de cizgisinin ve amacının ne olduğu başındaki kişiden belli.Gazetemi  gizli örgüt mü belli değil.
Kimse almasin seni, Yine bana kalasin


Nisan 11, 2008, 01:06:22 ös
Yanıtla #58
  • Ziyaretçi

Sn.asli sizin isinize gelen yayin organlarini burada yayinliyorsunuz ben sizin yayinladiginiz yayin organin hakkinda herhangi bir yorumda bulunmadim ama gercekleri yazdigi icin koskaca Cumhuriyet gazetesi hakkinda ithamlarda bulunabiliyorsunuz.Bunlar karalama ve linc politikasi degil belgelerdir ama hosunuza gitmedigi seyler icin istediginizi diyebilirsiniz....

Saygilarimla....


Nisan 11, 2008, 03:00:40 ös
Yanıtla #59
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Daha öncede üzerine basarak belirttiğim gibi tüm karalamalar ve yürütülen linç politikası hocanın islami kimliği sebebi ile dir.

Cumhuriyet gazetesinin de cizgisinin ve amacının ne olduğu başındaki kişiden belli.Gazetemi  gizli örgüt mü belli değil.

Sn Asli Hanim,

Sizi oldukca samimi bir kul olarak gordugumden supheniz olmasin. Duru ve berrak bir bakis acisina sahip olmaya calismaktan ote bir  niyetinizin olmadigi acik. Ancak gozunuzu kapatip ekolunuzun yanlislarini bile elestiremiyorsaniz bu cemaatin itaat kulturunden ileri geliyor yaniliyor muyum?Oncelikle cemiyetiniz surada hataya dusuyor. Butun teb'asina diyor ki, "Bakin biz Islam'in bayraktarligini yapiyoruz, agbiler ablalariniz sizin birer ordu komutani Halid Bin Velidiniz, Yemen Valisi Ebu Hureyreniz, Misir Valisi Yusufunuz ... dolayisi ile onlara itiraz, itaatsizlik, elestiri, sahabilerdeki bu sunnete aykiridir. Zaten biz ne yapiyorsak, ne ediyorsak referansimiz Kuran ve Hz Peygamber." 

 Hani neredeyse hic utanip sikilinmasa Hz Aise'nin Hz Peygamber (saw) icin soyledigi "Onun ahlaki Kuran ahlakidir"  dedigi gibi "Bizim kulliyyen butun hal ve davranislarimiz Kuran ahlakidir" diyecekler. Sadece Gulen'in kitaplarinda sik sik kullandigi " Islam yorungeli, Iman eksenli" tasvirine ayak uydurmaya calisiliyor, referans Kuran'dan ve Sunnetten deniliyor. (insallah oyle olurlar, ne diyelim).Ancak takdir edersiniz ki ne Gulen ne de muntesipleri boyle buyuk bir iddiada bulunma riskini goze alamaz. Bu devirde kim kendi ekolu icin "Ben bastan asagi Kuran ahlaki uzerineyim" diyebilir? Bu payeye hic kimse kendini koyamaz. Kimin kuran ve sunnet ahlak uzerine oldugunu ancak Allah bilebilir. Bundan dolayidir kiiiiiiiiiii;  her yapilan reddiye icin "suphesiz bu bir iftira, yalan, yakistirmaca" demeden once madem insaniz , hata yapilabilir fehvasinca, yanlis yapilan yerde duzelebilmeyi bilmek, yanlis anlasildilarsa daha hassas davranmaya calismaktir erdemlilik.

Yalniz reddiyeleri hic okudunuz mu siz karalama demeden once?Yoksa bakislarinizin bulanmamasi icin cogunu okumuyor musunuz? Insan bir ekole gonul verebilir, fikirlerini benimsemis olabilir ancak sadece kendi kaynaklarini okursaniz objektif olamaz, sadece o gonul verdiginiz grubun penceresinden baktiginiz icin, yapilan yanlislari da goremezsiniz. Size tavsiyem, objektif olmayi hedefliyorsaniz sayet, hem kendi kaynaklarinizla birlikte yapilan her turlu elestiriyi de okumaniz, uzun uzun dusunmeniz. Iste o zaman duru ve berrak bir bakis acisini yakalamis olursunuz..


 Diyorsunuz ki, "Bunlarin sebebi Hoca'nin islami kimligi tasimasindan" Varsayalim ki gercekten Hocayi hazmedemeyenler olabilir, Islam dusmani olanlar olabilir, yahu hic mi bunlarin arasinda samimileri olamaz? Bu nasil bir mantiktir? Siz nereden bilebilirsiniz, insanlarin kalplerini mi acip baktiniz da bu soyledir diyorsunuz? Sizin bir musluman olarak "madem reddiye sahipleri hataya dusuyor" sizin de ayni hataya dusmeden, kesin bri delil ve ispat olmaksizin "Cunku Islam dusmanilar, cunku Hocayi hazmedemiyorlar" diye soylemeniz sizin Islam ve Kuran kimliginizle yakisik aliyor mu? Karalama veya degil, onemli olan ekolunuzun bu reddiyelerde gecen ithamlari sayet samimiyse dikkate alip, "Demekki buralarda yanlis anlasilmisiz, yanlis anlasilan konularda daha hassas olmaliyiz, bakin bir ilan vermisiz misyonerlikle suclanmisiz, daha aciklayici olmaliyiz "  demesi gerekmez mi? Koru korune cemaatinizi lutfen savunmaktan vazgecin. Bu sizin ufkunuzu hic acmaz emin olun. Yanlislari gormuyorsaniz  "Haksizliga karsi susan dilsiz seytandir" nebevi beyanindaki ithama maruz kalirsiniz hafezanallah. Yanlislari gorun ve duzeltin, duzeltemiyorsaniz katildiginiz meclislerinizde elestirilerde bulunun,  yanlislari sakin kabul ederek, sineye cekmeyin. Cunku bir vakit gelir ki, artik butun hal ve hareketler, soylemler ulfet olusturur ve Hallac'in dil surcmesiyle soyledigi "Enel Hak" deme kustahligina kadar gideriz. (Onunkisi kustahlik degildi gerci, o sadece Allah'la oyle butunlesmistiki, agzindan bir anda cikti ve o donemin insanlarinca ilahlik iddiasinda bulunuyor diye yanlis algilandi.. )


Muhabbetle

« Son Düzenleme: Nisan 11, 2008, 03:16:57 ös Gönderen: Kirlangic »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
12127 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2011, 08:30:08 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
6891 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2008, 01:54:29 öö
Gönderen: Mozart
10 Yanıt
8363 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 27, 2008, 11:04:35 ös
Gönderen: Isis
2 Yanıt
16103 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 29, 2011, 11:48:57 ös
Gönderen: Masor1976
Fethullah Gülen

Başlatan oya « 1 2 » Islam

14 Yanıt
18642 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 30, 2011, 10:37:25 öö
Gönderen: Eser
17 Yanıt
10464 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 29, 2011, 01:15:33 ös
Gönderen: Prometheus
0 Yanıt
4089 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 09, 2012, 10:20:00 ös
Gönderen: Tij
1 Yanıt
11034 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 28, 2012, 12:47:54 ös
Gönderen: peacewings
2 Yanıt
3504 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 16, 2013, 10:32:59 ös
Gönderen: Tij
27 Yanıt
20011 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 03, 2015, 10:18:48 ös
Gönderen: ABCDEF