Bende bu iddianıza karşılık, bunların aslında iki görüşten birisine ait olduğunu, ahmet altan'ın böyle şirin kelime oyunlarıyla kendini örtemediğini söylemişim. Libertenizyim(işte kullandığınız izmlerden sadece birisi, diğer yazılarınızdaki izmleri de toplarsam yazım çok çok uzun olacak) Ne demektir? Kapitalizmin son aşamalarından birisidir. Emperyalizminde ağababasıdır. Tek başına bir görüş değildir. Ancak böyle yutturulmaya çalışılmaktadır. Global sömürgenin başlangıcı olarak Libertenizm' e ihtiyacı vardır. Siz ise ahmet altanı bunlarla övmeye, Kerem Doksat'ı da bunlara karşı olarak yermeye çalışıyorsunuz. Yani önce dayandığınız şeyleri çürütüyorum.
Yazınızla alakasız mı? Yok diyorsanız peki öyle olsun.
Yaptığınız şey bir genelleme üzerinden gidiyor. Offtopic dedim, aslında bunun ismi gavurcada "fallacy" dir. O da şudur; spesifik bir alanda cevap vermekten kaçınıp, daha genel etiketlerle konuya cevap vermek. Off topic olunan yer burasıdır.
Yani Ahmet Altan'ın spesifik dediği bir şey var; Kemalizmle yola devam edilemeyeceği. Ben Kerem Doksat'tan bu konu üzerinde bir yazı beklerdim fakat o Ahmet Altan'ın etrafında dolaşmış. Ve Altan'ı Taraf gazetesi çerçevesinde bugün Altan yapan da budur. Yani adam, aylardır devlet ideolojisine laf söylüyor. Doksat buralara bir eleştiri getirebilmiş değil. Adam taraf gazetesinde liberal değerleri savunuyor. Ben onun sosyalizme serenad yaptığı bir yazısını okumadım. Ki varsa da bu, sosyalizmin liberalizme kaydığı, gerçek sosyalistlerin "revizyonist" diye saldırdığı türden bir sosyalizmdir herhalde. Kavramlar aynı kalsa da terimler çoğu kez kaymaya uğruyor. Mesela Roni Marguiles de bir sosyalisttir, ama liberal değerleri savunur. Hiçbir sosyalist de kendisini sevmez. Çünkü aslında sosyalist değildir.
Bir kere burada bir çuvallama var. Yani gelin, önce T.C. resmi devlet ideolojisi Kemalizmi savunmak için argüman üretin. Çünkü Ahmet Altan, ve onu haklı bulan benim gibilerin derdi bu. Konumuz bu. Davamız da bu. Kerem Doksat Ahmet Altan'ın intihallerini oraya yazsa ne olur, yazmasa ne olur, bu benim savunduğum şeye bir zeval vermez. Kerem Doksat, Ahmet Altan'ın ne kadar kötü biri olduğunu göstermeye çalışırsa çalışsın. Bu, sadece Altan'ı ilgilendirir, "konuyu" ilgilendirmez. Ahmet Altan da her şeyden önce bugün taraf gazetesinde yazdıklarıyla gündemde olan biridir, ve altan'ı altan yapan da budur.Ben onu edebiyatını sevdiğim için desteklemiyorum ki intihalleri beni ondan soğutsun. Kerem Doksat ne yapmaya çalışıyor?
Bir ikincisi, sizin bu paragrafınızda yazdıklarınızdan büyük bir önyargı ve yanlış bilgi ortaya çıkıyor. İşte benim asıl cevap vermekten üşendiğim nokta burası. Şimdi sizinle oturup liberal teorilerin emperyalizmle bir ilgisi olup olmadığını (1), ve dünya üzerindeki bir çok akımın, dualist bakış açısıyla sadece ikiye indirilemeyeceğini (2), ve ikiye indirilen akımların birine kendinizi (komunizm), diğerine de karşı akımı (liberalizm, -teryenizm, kapitalizm) ve geri kalan her tür kötülüğü (emperyalizm vb) eklemenizin yanlış olduğu (3) konusunda tartışmaya girmem gerekecek.
İnanın ben de buraya kitaplar dolusu bilgi koyabilirim. Sadece şunu söyleyebilriim ki, çapraz okuma yapamıyorsunuz. Savunduğunuz düşünceleri savunmaya başlamadan evvel yeteri kadar objektif olamamaış ve zaten taraf olduğunuz teorinin okumalarını yapmışsınız. Çünkü böyle olmasaydı, dünyayı ikiye bölmek gibi, gerekçesinin ne olduğunu çok merak ettiğim bir öncülü öne sürmezdiniz. Dünyayı ikiye ayırmak, yani tüm teoriyi iki kampa bölmenin, ve bölünen iki kampın birine iyiliği, diğerine kötülüğü koymanın gerekçesi nedir? Ben söyleyeyim; liberalizmi, sosyalist kaynaklardan okumak. Liberalizmi kendi kaynaklarından okusanız, emperyalizmin bu teorinin derdi olmadığını, bunun daha çok, belki bir üçüncü akım olarak adlandırılabilecek devletçiliğin, ve belki dördüncü akım olarak adlandırılabilecek "milliyetçiliğin" ve belki bilmem kaçıncı akım olarak adlandırılabilecek "lobiciliğin/cemaatçiliğin/muhafazakarlığın vb." ürünü olduğunu anlardınız. Evet, emperyalizmin komunizmle bir ilgisi yoktur (Her ne kadar pratikte sscb'nin tüm kaynakları rusyada toparlamış olması gerçeği varsa da şimdilik bu gibi durumları es geçiyorum) ama emperyalizmin liberalizmle de bir ilgisi yoktur. Fakat nedense sosyalistler, emperyalizmi kapitalizme, liberalizme yamamayı çok severler. Adeta liberallerin niyetlerini hiçbir kanıt ve bağ göstermeden okurlar. Liberalizmin veya kapitalizmin veya liberteryenizmin, emperyalizmle hiçbir bağı yoktur. Teori bağlamında böyle bir şey bulamazsınız. Amerika ve Avrupa'nın kaynakları halen (Libya, ırak, afganistan savaşında görüldüğü üzere) kendi ülkelerinde toparlamak istemesinin nedeni liberalizm değil, devletçiliktir. Liberal teori, emperyalizmin aktörü olan devletin diliyle değil, bireyin diliyle konuşur. Bireyi, devlete karşı korur. Bireyin haklarını savunur. Derdi özgürlüktür. Maksimum birey özgürlüğü ve minimum devlet anlayışına sahiptir. Bireyin haklarını savunan bir teori, devletçiliğin amacı olan başka kaynakalrı adaletsizce veya ne pahasına olursa olsun kendisinde toplamak gibi, başka insanların haklarını çiğneyip, onların mallarını çalan bir hırsızlığa hiçbir satırında yer vermez. Vermiştir derseniz, buyrun kaynak gösterin.
İşte liberalizm, bu yüzden kemalizmle de çelişir. Kemalizmi eleştiren liberallere bu yüzden cevap verilemez. Verilse verilse en fazla intihalleri, kadın sevgisi, seks düşkünlüğü, ailesi, geçmişi vb. gibi konuyu değil, kişinin kendisini ilgilendiren "ad hominem" verilebilir. Bunun da tartışmanın özüyle hiçbir ilgisi yoktur. Kerem Doksat, bu yüzden liberalizme, özgürlüğe bir şey diyemez. Kemalizmin, çağın gerisinde kaldığını kabul edemez. Kemalizmin özgürlkle çeliştiğini kabul edemez. Bu konu adeta onun için çoktan kapanmıştır; ona göre yukarıda yazdığım her şey koca bir yalandan ibarettir, ve der ki "artık böylelerine laf anlatmaktan bıktım usandım". Prometheus olarak siz de böyle dersiniz. Böyle dersiniz, ama hiçbir kanıt gösteremezsniz. Liberalizmin pür halini, muhafazakarlığın, devletçiliğin, milliyetçiliğin eylemleriyle bağdaştırmak daha kolay bir çözümdür ne de olsa. Muhafazakarlık, devletçilik ve milliyetçilik mi? Bunlar tabii ki, iki boyutlu düşünce yapısında şeytan unsur olan liberalizmin dalları, budaklarıdır değil mi Sayın Prometheus?
Saygılar.