∞

[Genius Loci]

" İki  Mustafa Kemal vardır:

Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal...

İkinci  Mustafa Kemal, onu  "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil,  bizdir!

O, memleketin her köşesinde yeni fikir,  yeni hayat ve büyük ülkü için  uğraşan  aydın ve savaşçı bir topluluktur.

Ben, onların rüyasını temsil  ediyorum.  Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin  içindir.

O Mustafa Kemal sizsiniz,  hepinizsiniz.

Geçici olmayan, yaşaması ve  başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur! "





Yaktığın ışığı taşıyan eller değişecektir YAKTIĞIN IŞIK ÖLÜMSÜZDÜR!

∞

[Prenses Isabella]

Çok güzel olmuş Sayın skullG

Bu arada bişey söylicem, izninizle; bugün malum Atamızın ölüm yıldönümü ve ne yazıkki bulunduğum ortamda sanırım bir tek ben Atatürkçü olduğum için gerici olarak nitelendirdiğim kişilerin ne yazıkki Müslümanlığı kullanıp, Islamcı adı altında aslında Atatürk ' karşı olmaları sebebiyle ( Ilerici ve Aydın olduğu için ) genelde her ne kadar çoğunluk içersinde yalnız olsanız da böyle bir Kişi' ye yapılan saygısızlıkları ne yazıkki kabullenememe durumunda bulunduğum için genelde sevilmeyen durumuna rahatlıkla gelebiliyorum. Genelde sessiz kalma ve muhatap olmama yolunu benimsediğim için her ne kadar Atatürk lehinde herhangi bir söz söylemeye bile hacet duymasam da sonuçta Dünyaya Kendisini kabul ettirmiş bir Lider konumundakiyle sıradan insanların yani O'nun aleyhinde davrananların sahip oldukları seviye aynı olmadığı için açıkçası Ata' mızın yüceltilecek bir şeye ihtiyacı olmadığını bilerek davranmaya itina gösteriyordum. Ancak bazan öyle durumlar olabiliyor ki, çoğunluğun içersinde bazı Insanları savunmak adeta dışlama ya da benzeri durumlara maruz bırakabiliyor. Bugün düşündüm de bence gerçekten bazı Insanları, Yüceleri sadece takdir etmekle değil, eğer gerçekten O'na bağımlıysak, nerede olursak olalım bence O'nu savunarak da kendimize gelecek zararları düşünmeyerek görev ve sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Sadece bir sözle hepsine verilmesi gereken cevabı verdiğimi düşünüyorum. Acaba şu ortamda bulunananlardan ben de dahil olmak üzere hangimizin dünya genelinde yapmış olduğu bir eylemle, herhangi bişeyle tanınıyoruz? Kaldı ki O'nun düzeyinde olmadığımız için bize de O'nun gibi Birisini eleştirmek düşmez. 

Bugün O'nu ve O'nun gibilerini saygısızlığın en hat safhasında bulunarak yanlış sözler sarfedenler ne yazıkki küçüklüğün temsili olmaktan asla kurtulamazlar. Ama bütün bunlara rağmen de kendimizi düşünerek bulunduğumuz ortamda yapılanlara müsaade edersek o zaman hiçbir anlamı da kalmayacaktır. Yeri geldiğinde savunmak pahasına da olsa herşey göze alınmalıdır, diye düşünüyorum.

Saygılar,     

[dogudan]

∞

[Mozart]

Yılmaz Özdil'in yazısı;

Yarın 10 Kasım

Bir tornacının oğlu...

Windsor Hanedanı’nın vârisi, Kral 6’ncı George’un kızı, Birleşik Krallık Hükümdarı, Büyük Britanya Kraliçesi, 2’nci Elizabeth’in elinden “devlet adamı” ödülü alıyorsa bugün...
*
Bir esnafın kızı...
Peri masalındaki balkabağının faytona dönüşmesini andıran gecede, Yunan Kralı’nın torunu, Danimarka Prensi, Merioneth Kontu ve Greenwich Baronu’yken, kuzeni 2’nci Elizabeth’le evlenip, Edinburgh Dükü ilan edilen Prens Philip Mountbatten’le sohbet edebiliyor ve Veliaht Galler Prensi’yle, onun biraderleri York Dükü ve Wessex Kontu’nun hatırını sorabiliyorsa...
*
Prens, Dük ve Kont da, sıradan tornacının torunuyken, henüz 15 yaşında işadamı olup, biriktirdiği harçlıklarıyla okumaya Harvard Üniversitesi’ne giden mahdumun başarısını tebrik ediyorsa...
*
Mustafa Kemal’e “mahluk” diyen gazeteci Ali Kemal’in, şu anda Londra Belediye Başkanı olan torunu Boris, töreni izleyen Türk gazetecilere “onurlu birey” muamelesi yapıyorsa...
*
En başta tornacının oğlu...
Herkesin, yarın sabah Anıtkabir’e gidip, dua etmesi lazım.
*
Çünkü, o olmasaydı...
Sıradan vatandaşların bırak Buckhingham Sarayı’ndan ödül almasını, Dolmabahçe Sarayı’nda bahçıvan bile olması imkânsızdı. Bahçıvanlık bile babadan oğula geçiyordu, o kovana kadar.
*
60 milyon dolarlık Gulfstream tipi makam jetimiz Başbakanımıza lazım olduğu için, Airbus tipi makam jetimize binerek Londra’ya giden... Dorchester Hotel’in süiti, üç aylığına bir Arap şeyhi tarafından kapatıldığı için, bu seferlik Mandarin Hotel’de kalan... Dört geceliğine, 35 bin liracık ödeyen cumhurbaşkanımız, ihmal etmeyecek, yarın sabah gidecek Anıtkabir’e.
*
E siz gidemeseniz bile... Cumhuriyetimizin geldiği şahane seviyeyi görüp, bi fatiha okursunuz artık.


Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16249798.asp?yazarid=249&gid=61

[Mozart]

1881-∞

[lucifer]

1881-∞

[Genius Loci]

Ölür ise ten ölür canlar ölesi değil

Pusulamiz, karanlıkta fenerimiz, yükseği, hep yükseği, en yükseği, tahdidi olmayan yükseği ve ileriyi, en ileriyi gösteren Rehberimiz, hep bizimlesin, icimizdesin.

∞

[popperist]

Bir halkın kurtuluşunu sağlamış, daha da önemlisi, bir halka özgürlük yolunu açmıştır. Hasta adamı ayağa kaldırmış, ve motivasyon sağlamıştır. Önemi yadsınamaz. Fakat bu vesileyle parantez içinde belirtmek isterim ki, inandığım dinin peygamberinin yapıp ettiklerini bile yargılayan, yeri geldiğinde beğenmeyen ben, rehberimi bir şahısla birleştiremem. Benim rehberim Atatürk'ün de söylediği, ve bence istediği gibi "ilim ve akıl"dır. Atatürk'ün kendisi değil.

Saygılar.

[Mozart]

Bayım, rehberin anlamını bilirmisiniz, örnek vererek açıklayayım size; bir tura gidersiniz ve başınızda rehber vardır. Bu rehber size gitmeniz gereken yerleri gösterir, gidilecek yolları tarif eder, yani Sizin anladığınız gibi insanlar rehber edinerek rehbere bakmazlar, gidilecek yollara, görülecek yerlere bakarlar ve ulaşmaya çalışırlar özet olarak; Kılavuzdur rehber.

Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne de bakmanızı öneririm.

Rehber:
1. Kılavuz
2. Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse veya şey, delil

Kaynak: http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=rehber&ayn=tam

[popperist]

Sayın Mozart, rehberi bu anlamda kullandım zaten. Benim rehberim, ve doğruyu bulmama yardımcı olan şey ilim ve akıldır.