Bu başlık altındaki olası soru ve bunların kısa yanıtlarına Masonluğun Türkiye’deki tarihi ile başlamak gerekiyor. Gerçi forum alanında Türkiye’deki Masonluk Tarihi üzerine başlı başına bir bölüm var. Ancak burada sorular ve yanıtları söz konusu olacağı, ayrıntılara girilmeyeceği ve ara sıra tarihsel anlatımların dışında bazı noktalara da değinilebileceği için, bu başlığı burada açtım. Her sorunun yanıtı olabildiğince kısa olacak.
Türkiye’de Masonluk ne zaman başlamıştır?
Kıta Avrupası ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de mason localarının kurulmasına (elsette salt spekülatif nitelikli olmak üzere) 18. yüzyılda başlanmıştır. Daha 1720’li yıllarda Osmanlı Devleti’nde, çoğu İstanbul’da olmak üzere birtakım mason localarının varlığı bilinmektedir. Fakat Masonluğun Osmanlı Devleti’ndeki asıl gelişimi 19. yüzyılın ilk yarısında görülür.
Osmanlı Devleti Dönemi’nde Türk mason locaları var mıdır?
20. yüzyıl öncesinde Türkiye’de kurulmuş olan hiçbir locanın ulusal nitelikli bir Türk locası olduğu söylenemez. Birçok Türk aydını çeşitli localarda Masonluğa girmiş hatta bazı localarda üyelerin çoğunluğunu bile oluşturmuşlardır ama tüm bu localar Avrupa’daki bir büyük locaya bağlı olarak çalışmıştır. [Bu bağlamda “büyük doğu” (grand orient) tarzındaki bir mason örgütünü de “büyük loca” olarak görüyorum. Çünkü genelde pek fark etmez.]
Masonluk Türkiye’de ne zaman ulusal bir nitelik edinmiştir?
Türkiye’deki ilk ulusal mason örgütü Şurayı Âliyi Osmanî adı altında 1861 yılında kurulmuş fakat belirgin bir çalışması olmamıştır. Masonluğun yüksek derecelerinde çalışan atölyeleri yöneten Şurayı Âliyi Osmanî 1909’da yeniden örgütlenirken, simgesel derecelerde çalışacak ulusal nitelikli locaların kurulmasına başlanmıştır. Bu locaların bir araya gelmeleriyle gene 1909 yılında Maşrık-ı Âzam-ı Osmanî oluşturulmuştur. Osmanlı Masonluğu ancak böylece ulusal bir kimlik edinebilmiştir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Masonluk ile ilgisi var mıdır?
Bu konu üzerinde başka başlıklar altında da duruldu ve duruluyor. Burada da özetleyelim.
2. Meşrutiyet’ten önce, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin özellikle Batı Trakya’daki mason localarıyla özdeşleşmiş olduğu ileri sürülmüştür. Gerçekten de Batı Trakya’da kurulu mason localarından bazılarının bu politik örgüt ile yakın ilişkiler içinde olduğu yadsınamaz. Ancak, mason locaları ile İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni âdeta özdeşleştirmek yanlıştır. 2. Meşrutiyet’in ilânından bir süre önce kimi Türk masonları İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılmıştır ama ne tüm masonlar ne de herhangi bir locanın üyelerinin tümü aynı zamanda bu örgütün üyesi olmuşlardır. Bu iki örgütün ortak yanı, o dönemlerde her ikisinin de özgürlük, eşitlik ve çağdaşlaşma arayışı içinde olmalarıdır.
Padişahların Masonluğa karşı tutumu nasıl olmuştur?
Kimi Osmanlı padişahları mason localarının çalışmalarını yasaklamış, kimileri buna göz yummuştur. Örneğin 2. Mahmut mason localarına karşı çıkmış olanlardandır. Abdülaziz ise destekleyenlerdendir. Fakat Türk Masonluğu'nun tarihinde en çok 2. Abdülhamit'in tutumundan söz edilir.
2. Abdülhamit ne yapmıştır?
İlk meşrutiyeti askıya alan 2. Abdülhamit'in tahtta olduğu 1876-1908 yılları arası, Osmanlı Devleti Tarihi boyunca halk üzerinde her bakımdan en ağır baskı rejiminin uygulanmış olduğu dönemdir. Bu dönemde, ülkedeki locaların hepsi de yabancı mason örgütlerine bağlıdır. 2. Abdülhamit, istemese de bu locaların çalışmalarına göz yummuştur. Böyle ılımlı bir tutum takınılmasında, politik ve ekonomik kaygıların etkisi vardır.
Abdülhamit, tutsaklatıp Çırağan Sarayı'na kapattırmış olduğu kardeşi 5. Murat’ın “mason” olduğunu bilmektedir. Mason localarını kapatmak gibi bir girişimde bulunursa, yabancı ülkelerdeki mason örgütlerinin kendisini tahttan indirmeye kalkışacaklarını düşünmüştür. Bu nedenle yalnızca mason olduğu bilinen, özellikle devlet memuru Türklerin pek sıkı bir şekilde izlenmelerini sağlamak, kimilerini İstanbul’dan uzak yerlere sürmekle yetinmiştir. 5. Murat’ın 1907 yılında ölümü üzerine ise, Masonluğun gelişimine karşı sert önlemler alınmasına girişmiş, fakat 2. Meşrutiyet'in ilân edilip tahttan indirilmesi nedeniyle daha ileri gitmeye fırsat bulamamıştır.
Türk Masonluğu ne zaman hızlı bir gelişim göstermiştir?
1909 yılında Osmanlı Devleti bünyesindeki ulusal kimliğini kazanmasından sonraki ilk yıllarda Türk Masonluğu oldukça hızlı bir gelişim göstermiş fakat birbirini izleyen savaşların etkisiyle oldukça yıpranmış ve zayıflamıştır. Asıl hızlı ve olumlu gelişimi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra görülür.
Burada duralım… Eminim ki bu coğrafyada Osmanlı Devleti dönemindeki Masonluk ile bağlantılı birtakım başka sorular da sorulacaktır. Ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne geçeriz.