Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İslam da Kadın  (Okunma sayısı 10459 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 09, 2010, 08:34:38 ös
Yanıtla #10
  • Ziyaretçi

Sayın Hiram ,

Atatürk 'ün kadınlara vermiş olduğu haklar ile İslam 'daki kadının değeri mukayese dahi edilemez.

İslam hukukunda 1 erkeğin şahitliği , 2 kadının şahitliğine eş değerdir. Atatürk 'ün Cumhuriyetinde ise şahitlikler birebirdir. İslam kadınının yöneticiyi seçme hakkı yoktur. Bizim Cumhuriyetimizde kadınımızın seçme ve seçilme hakkı vardır. İslam kadını karaçarşafın içindedir. Cumhuriyet  kadını , erkekleri gibi medeni giyinir , kendinden utanmaz , kimliksiz  hortlak gibi gezmez ortalıkta. İslam Hukuku 'na göre miras bölüşülürken  büyük payda erkek evlada düşer. Ülkemizde ise miras cinsiyet gözetmeden her evleda eşit pay edilir. İslam 'da 1 erkek 4 kadınla evlenebilir ; Cumhuriyetimizde ise 1 erkek ancak 1 kadınla  evlenebilir.

Allah aşkınıza kadına verilen değer konusu işlenirken niçin  pantolon giyindiği için kadınlarını kırbaçlayan , fecri meşru kılan ilkel bir ülkeye  aklınız gidiyor ki? Atatürk 'ün kurduğu Cumhuriye 'te kadın zaten çok değerlidir. Ancak  verilen hakların kıymetini bilmeyip kendini  karanlığa saklayan cahil kadın sayısı fazladır . Arap 'ın entarisine tutunarak cennet  hayalleri kuran zavallı sayısı da  hayli fazladır :)


Görmeniz  ümidiyle



Şubat 09, 2010, 09:10:32 ös
Yanıtla #11
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bayan ozak1977 ,

1) Belirtmiş olduğunuz İslam hukuku'nun kaynağı nedir?

İslam hukukunda 1 erkeğin şahitliği , 2 kadının şahitliğine eş değerdir.

İslam Hukuku 'na göre miras bölüşülürken  büyük payda erkek evlada düşer.



2) İslam kadını nedemek, aydınlatırmısınız?

İslam kadınının yöneticiyi seçme hakkı yoktur.

İslam kadını karaçarşafın içindedir.  

 
3) Elmayla armut karşılaştırılmaz ki, din ve devlet işleri ayrılalı çok oldu. Yani bir devletin kanunlarıyla, bir dinin sözde gereklilikleri karşılaştırmak neye hizmet.

İslam 'da 1 erkek 4 kadınla evlenebilir ; Cumhuriyetimizde ise 1 erkek ancak 1 kadınla  evlenebilir


Şubat 09, 2010, 09:14:11 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Günümüz kadını ile eski  Arap  adetlerini karşılaştırmak neye hizmet ? İslam Hukuku buysa ben ne yapabilirim ? Daha savunduğunuz şeyin ne olduğunu bilmiyorsanız ? Neden bu kadar Arap hayranıysanız ?
Zaten  sfinkteri sıkışan da laiklikten  bahseder oldu...


Şubat 09, 2010, 09:32:42 ös
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bayan ozak1977

1)İslam hukuku'nun ne olduğunu ve kaynağının ne olduğunu belirtebilirseniz, sizi daha rahat anlayacağım. Arap adetleriyle İslam'ın ne alakası var:) Arapların çoğunun İslamla alakası bile yok:)


Günümüz kadını ile eski  Arap  adetlerini karşılaştırmak neye hizmet ? İslam Hukuku buysa ben ne yapabilirim ?


2)İslam hukuku olarak Kuran'ın içindeki bilgilere dayalı olarak tasvir ediyorsanız, Kuran'da aşağıda söylediğiniz şeyler yok.


İslam hukukunda 1 erkeğin şahitliği , 2 kadının şahitliğine eş değerdir.

İslam Hukuku 'na göre miras bölüşülürken  büyük payda erkek evlada düşer.

İslam kadınının yöneticiyi seçme hakkı yoktur.


3)Hangi cümlemde Arap hayran olduğumu gördünüz?


Neden bu kadar Arap hayranıysanız ?

Not: Sorularıma neden cevap vermiyorsunuz yoksa cevap veremiyormusunuz? Benden size tavsiye bilmediğiniz konular hakkında yorum yapmayın. Bakın eminim ki yukarıda belirttiklerimin aksini söylemeyeceksiniz bile. Bir önceki mesajımdaki sorulara cevap veremediğiniz gibi.


Şubat 09, 2010, 09:54:55 ös
Yanıtla #14

Bu konuyu başka bir platformda tartışmıştım. Aynen alıyorum. Aynen aldığım için de imla hatalarını düzeltmeye üşendim açıkçası. Bu hataların sorumluluğunu üstüme alarak yayınlıyorum. Böylesi daha işime geliyor :)

"islam’dan önceki kadın haklarına ve farklı coğrafyalara baktığımızda, kişilerin kendi akıllarıyla bu durumu çözemedikleri ve kadının çoğu yönden “erkek” tarafından kısıtlandığını görürüz. iş, güç bakımından baskın cins olan erkeğin hükümlerine kaldığında, durum işin içinden çıkılamaz bir hal alıyor. batı medeniyetini derinden etkilemiş filozofların kadının hakkını hiçe saydığı kendi metinlerinde açık seçik bellidir. aristoteles’in, kadını gelişimini tamamlayamamış bir insan olarak görmesinin, bu zamanla ne ilgisi var diyecekseniz söyleyeyim, aristoteles etkisi en iyimser tavırla soylersek 17yy’a kadar uzamıştır. 17.yy’a varana kadar batıda kadın şeytanın bir unsuru olarak görülürken, eş zamanlı olarak islam’da kadın miras hukuku, çalışma hakkı, mülkiyet edinme hakkı bakımlarından özgürlük içerisindeydiler. islam öncesi arap toplumunda da, kadının yeri iyi irdelenmelidir. kadın bir “mal” olarak görüldüğü için, ölen kardeşin tüm mirası diğer erkek kardeşe veya babaya geçerken, karısı da bir miras malı olarak görülüp, vesayet altına alınıyordu. dikkat edin, kadına bir miras bırakılmasından bahsetmiyorum, kadının kendisinin de bir miras malı olduğundan bahsediyorum ki, bu adet halen bazı kültürlerce devam ettirilmektedir. arap toplumunun 7.yy’daki sosyolojik yapısını göz ardı ederek olayları değerlendirdiğimizde islam’ın bırakın kadını köleleştirmesini, ona o güne kadar hiçbir toplumda görülmemiş haklar verdiğine şahit oluyoruz. biz bu hakları ve kısıtlamaları, tabii ki kendi görüşümüze göre bugün “özgürlükçü” veya “kısıtlayıcı” olarak değerlendirebiliriz, bu ayrı bir konu. ancak şu gerçek kabul edilmelidir ki, “kadının hakkı” diye bir kavramın henüz ortalarda olmadığı, ve kadının bir mal olarak değerlendirildiği bir zamanda (artık kız çocuklarının neden boşu boşuna yıllarca beslenilip yetiştirilmesinin yerine direk öldürüldüğünü mantıksal olarak anlayabiliyoruz, ) kadına mülkiyet hakkı, çalışma hakkı, boşanma hakkı, oy kullanma hakkı, eğitim hakkı, davalarda şahitlik hakkı vb.. gibi hakların verilmesi, bir çok bakımdan bir “devrim”dir. bu gerçek öyle bariz ve açıktır ki, islam’ı karalamak isteyen kaynaklar islam’ın bu haklarının “kavramsal varlığına” bakmazlar da (yani her şeyden önce bu hakların “var olması” başlı başına bir devrimdir, unutmayalım ki batının da bu olgunluğa gelebilmesi uzun zaman almıştır), gerçekleşen devrime hiç değinmeden, o hakların bugünkü yasalar çerçevesindeki yerine bakıp “yetersiz ve eşitliksiz” görürler (ki bunlar da tartışılabilir).

eğer birileri 7.yy arap yarımadasında, ataerkil, savaşçı ve kadınların özgürlüğünü erkekler lehine kısıtlayan bir sistem kurmak isteseydi ve bu amaçta bir erkil düzen oluşturmak isteseydi, bunun daha hızlı ve kısa yolları da vardı; mesela eski düzeni devam ettirip kadına hiçbir hak tanımamak, bu amaçta olan bir sisteme en çok yarar sağlayacak tutum olurdu.

kadını mirastan men eder, mülkiyet hakkı tanımaz, boşanma hakkı vermez, onu eskisi gibi bir mal olarak görüp tamamen erkeğin tahakkümünde bir şekle soksaydık, yani kısaca “eski düzene” bir şey koymayıp kolay yoldan aynen devam etseydik, bu bizim çıkarlarımıza daha çok uyardı. böylece kadını hor gören, onu erkeğin objesi haline getiren, toplumsal hayattan çeken bir sistem kurabilirdik; çoğu kişinin boyle olmasını arzu ettiği gibi (!)"
28.01.2007
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Şubat 09, 2010, 10:11:02 ös
Yanıtla #15
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Kuran'da şahitlik ile ilgili olarak gösterilen delil bildiğim kadarıyla Bakara 282. ayettir. Evet orada "(...)şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir" ifadesi geçmektedir. Ama ayet şahitliği mi anlatmaktadır yoksa başak bir şeyi mi? Bakara 282'de ticari bir ilişki anlatılır. "Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın" diye başlar. Ve borç ilişkisi hakkında bilgi verir. Yani açık açık biriniz birinize borç verdiğinde bunu yazılı olarak bir sözleşmeyle yapsın der. Hatta şu pek meşhur şahitlik alıntısı da aslında bu işlem yapılırken orada şahitler bulunsun ki ileri de sorun çıkarsa onları mahkemede tanık olarak dinletirsiniz diyedir. E peki niçin kadınlar iki? Onu da o devir için düşünmek gerekir. Acaba kadınlar ticari hayatta aktif bir rol alıyor muydu? Acaba o devirde kadınlar ticaretin kurallarıyla ilgili miydi? İş hayatında var mıydılar? bu böyleyken acaba borçlar hukuku, ticaret hukukundaki bir işlemle ilgili olarak getirilen açıklama mesela ceza hukuku için de geçerli midir? (bunu bilen biriler elbet cevaplar)

Gelelim miras mevzusuna. "Allah size evlâtlarınızın miras taksimi hususunda, erkeklerin paylarının kızların iki katıolmasını emretmektedir. Eğer bütün çocuklar kız olup ve sayıları ikiden fazla ise, bunların payı ölenin bıraktığı malın üçte ikisidir. Eğer mirasçı bir tek kız ise mirasın yarısı onundur. Eğer ölen ana ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa ana ve babanın herbirini terekeden payı altıda birdir. Şayet ölenin çocuğu bulunmayıp da, mirasçı olarak ana ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır. Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten soma hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu, siz bilemezsiniz. Bu, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz ki Allah, her şeyi çok iyi bilen, hüküm ve hikmet sahibidir" Nisa 11. ayet.

Ve fakat bu ayeti de devrin hükümlerine göre değerlendirmek lazım. En önce iki erkek bir kadın hükmü anne-babadan ya da karı-kocadan miras kalması durumundadır. Mesela ölen çocuksa annesi ve babası eşit oranda pay alır(1/6) ölenin çocukları arsında da o pek bilindik hükme göre erkek - kadın farkı varsa ikiye bir verilir.

ama neden? cevabı yine aynı surededir. Nisa 34 "Mallarınızdan harcayıp kadınların geçimini sağladıkları için erkekler, kadınları gözetip kollayıcıdırlar" . Erkeğin kadını kollayıcı olmasının nedeni malında harcama ile kadının geçimini sağlamasıdır. Peki günümüzde de böyle midir? Bence değil.

Ayrıca nisa 11 bir tavsiyedir ve o dönem için kadının hakkını koruyucudur. Kadın kendine düşen miras payını dilediği gibi harcayabilir. Ama erkeğin o dönem için görevlerinden birisi de kendi malından harcama yaparak kadının geçimini sağlamasıdır.

İslam'da Kadının seçme hakkı yok mudur? yoktur diyeceksiniz ama hayır tam tersine vardır. Peygamber biat alırken kadınlardan da almıştır. Sadece erkeklerden değil.

Hatta Mümtehine 12. ayette Tanrı, peygamberine kadınlarında biatını alma emri vermiştir. "Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret dile". O dönemde seçme denilen şey de biattan öte bir şey değildi. Yoksa oy sandıkları kurulup, propaganda elbetteki yapılmıyordu. Ama daha da ötesi Hz. Ali'nin seçiminde kadın, erkek, genç kız, genç erkek herkesin görüşü alınmıştı.

Halifeler döneminden sonra başlayan Ümeyye ogulları diktatörlüğü (Emevi Krallığı) ve devamındaki monarşilerde erkeğin seçme hakkı var mıydı ki seçme hakkı yönünden kadın-erkek ayrımcılığı yapılmıştır diyebilelim? Emevi-Abbasi'yi geçtim Fransa Kralı'nı ya da İngiltere Kralı'nı halk mı seçiyordu? Ya zaten bu cumhuriyet denilen şey de tam olarak devlet başkanının ırsi yollarlar işbaşına gelmesini kabul etmeme ve Devlet Başkanının seçimle gelmesini önerme bakımından Monarşi'nin tersi değil mi?

O zaman İslam'da kadının seçme hakkı yoktur önermesi de yanlıştır. Monarşilerde kimsenin seçme hakkı yoktu. Hadi geçtim onu da kadınlara seçme ve seçilme hakkı bu dünyada ne zaman genel olarak tanınmıştı? 20. yy.ın ortaları mıydı?


Ionanna Kucuradi'den okumuş veya dinlemiştim ilk kez, diyor ki,' İslam 1400 sene evvel kadına ve genel olarak insana o devir için büyük birer insan hakları atılımı sayılacak haklar tanımıştır. Ama sonra bu haklar geliştirilememiştir.'

 İslam, sadece bir zamana sıkıştırılıp bırakılamaz. Onun devamlı yenilendiği ve zamana göre değiştiği de bir gerçektir. Buna da ilm-i hal denir. Halin ilmini bilmek ve ona göre davranmak da Kuran'ın inananına verdiği bir emirdir.  

Bu gelişememenin etkeni de bence İslam değildir. Gelenektir.


Şubat 09, 2010, 11:34:14 ös
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi

Sayın Skull G


Çok teşekkür ederim... O kadar  güzel  yazmışsınız  ki  artık üstüne bişey yazılmaz :)  Ancak diğer İslam ülkeleri gibi biz de din devleti olsaydık , yıllardır süren ilkellik devam edecekti. Mustafa Kemal ' e bu ülkenin kadınları çok şey borçludur...


Saygılarımla


Şubat 10, 2010, 09:46:01 ös
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Sn skullG güzel özetlemişsiniz, müsade ile bir kaç örnek vermek istiyorum...

Gelenek olarak noktaladığınız nokta aslında, çoğu konuşma/tartışma dahilinde *bağnazlık*, *aymazlık*, *cehalet* kavramlarının tezahürüdür. Ancak hem ülkemizde hem de *modern batı!* da aynı şekilde bu kavramlar din üzerine konuyor.

Niyetim herhangibir şekilde hizipçi tartışmaya girmek değil. Dinler tarihinde az çok okuyanlar bilir, semavi dinlerin peygamberleri döneminde ve sonrasında sosyal bir altın çağ olmuş (istisnai peygamber katleden Yahudi kavimleri hariç), sonrasında ise bir şekilde Emevi-Abbasi örneği gibi krallık ve dikta rejimlerinin sosyal çalkantıları tecrübe edilmiş. Roma, Hristiyanlığı kabul ettiğinde dinselden ziyade siyasal bir etki çok rahat gözlemlenebilir.

Bugünki durumda, hukukçular bilir, medeni kanunumuz, borçlar kanunu vs -çoğu- kanunda olduğu gibi modern sıfatına haiz düzenlemeler mevcut. Miras hukukuna dair örnek vermek gerekirse, hatırı sayılır oranda aile halen bırakın ayetlerdeki oranları, kız çocuklara psikolojik baskı ile tüm miras haklarından feragat ettirmeye devam ediyor. Belirli süre sonra, hakkı olduğunu öğrendiğimde ise, miras davası açılabilmesi için (10 -20 yıl )gerekli zaman aşımı süresi çoktan geçmiş oluyor....

Bu örneği kıyaslama yapmak için değil, hangi sistem uygulanırsa uygulansın, halkın ve bireylerin samimi niyetleri ile istismar içiçe olduğunda her daim kötü örneklere rastlamak mümkün....
« Son Düzenleme: Şubat 10, 2010, 10:01:14 ös Gönderen: cardiffmonster »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
İTTİHAD-I İSLAM (İSLAM BİRLİĞİ)

Başlatan LuckyEye « 1 2 ... 11 12 » Islam

118 Yanıt
50398 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 18, 2009, 04:46:32 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
2890 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2008, 02:12:06 öö
Gönderen: blossom
Kadın ve Erkekler

Başlatan blossom Mizah

2 Yanıt
3274 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 21, 2008, 11:15:15 ös
Gönderen: blossom
Kadın

Başlatan Kaan « 1 2 3 4 5 » Islam

46 Yanıt
22843 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 09, 2009, 01:27:41 ös
Gönderen: Prenses Isabella
2 Yanıt
5129 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 16, 2009, 12:41:06 ös
Gönderen: karahan
Güneşe Küs Kadın

Başlatan kudüs prensi Gece Cenapları

1 Yanıt
3474 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 19, 2009, 01:23:43 ös
Gönderen: Isis
4 Yanıt
5425 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 10, 2011, 02:53:38 ös
Gönderen: oasis
0 Yanıt
5538 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 04, 2011, 04:21:29 ös
Gönderen: AQUA
1 Yanıt
3077 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 10, 2011, 02:57:31 ös
Gönderen: ruzber
10 Yanıt
5303 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 17, 2013, 08:05:21 ös
Gönderen: karahan