Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İlk tekris töreni.İlk mabed.İlk İnisiye.  (Okunma sayısı 4524 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 20, 2016, 05:47:14 ös



Kadim Mısır’da üst sınıf rahip  İnisiyatörler ve Tapınakların yapımında çalışan duvarcılar var idi.
Hz. Musa Mısır’da bir  katib ve İnisiye olmuş bir rahip idi.

Üst sınıf rahiplerin İnisiyasyon ayinleri, büyük ihtimal ile Hz.Musa aracılığı ile Mısır duvar ustalarının kültürlerine geçti.Aşağıda görüşümün nedenlerini açıklamaya çalıştım.


Rahip ayinleri

Eski Mısır’da  “Ölüler Kitabı” gercek adı ile “Günle Beraber Doğuş”Yazıtın içeriğinde anlatılan “tek ses” ayinidir . Ayrıca Mısır kayıtlarında gecen ve içeriğini aşağıda anlattığım yazıt“Chiram” zaman ile değişerek günümüze “hiram” olarak geçmiş olabilir.
 
 Hermes’in  "Zümrüt Tablet" de "Kainat Temsilci, Öz,  Üçlü" yazar. Chamach, Ruach ve Majim ; Ateş, Su, Toprak demektir. Baş harfleri Chiram olur sonradan Hiram’a dönüşmüş olabilir demiştik.


Duvarcıların mısır'dan cıkışı ve mısır rahiplerin felsefeleri ile ilk tanışmalarının başlangıcı.
Hz.Musa aracılığı sayesinde üst sınıf rahiplerin felsefeleri ile duvarcı ustalarının birleşen felsefesi.
 
Exodus 1:11, “ve Firavun için Pitham ve Raamses hazine şehirlerini kurdular” II. Ramses İ.Ö 1292-1225 arasında hüküm sürdü. Firavunluğu sırasında pek çok inşaat yapıldı. Abidos’daki Seti tapınağı, Luksor ve Karnak’taki mabetler, Teb şehrinde kendisinin dev heykellerini de içeren Ramsesyum, Ebu Simbel’de kayaların içine oyulmuş mabed örneklerdir. Hükümranlığının ilk yıllarında Hititlerle savaştı, Suriye’ye seferler düzenledi ve pek çok esiri Mısıra geri getirdi. Saray katiplerinden olan Hz. Musa ilk Kadim Kardeşlerini esir duvar işçiler içinden seçti.
 
Mısır’dan ayrılanların Sina dağında  İ.Ö 1180 li yıllarda yaptıkları ve ilk Mabet diyebileceğimiz “Tabernakl” duvarcı ustaları ve yeni felsefeleri için büyük önem taşır.Tevrat’ın ilk beş bölümü  “Pentateuch” sembolik olarak mabed içine işlendi.Gelecek nesiller için bazı anahtarlar barındırıyordu.“Ahit Sandığının” bir süre burada korunduğu söylenir.

İlk tekris töreni.İlk mabed.İlk İnisiye.

Duvarcı ustalığı ile Hermetik felsefeyi ilk birleştiren Hz.MUSA sonucuna varır isek:

Bu durumda; ilk felsefi  duvarcı olarak terkris olmuş kişi  HZ.MUSA...İlk  felsefi anlamda tekris olan duvarcının inisiyasyondan geçtiği mabed ise ,“Tabernakl” gibi gözüküyor.

Başka bir acıdan bakılır ise:

Ayrıca,Operatif duvarcılık,II.Ramses zamanında büyüyerek, Memeptah’ın zamanın da ise Spekülatif şekle dönüştüğü de söylenebilir.


« Son Düzenleme: Kasım 20, 2016, 06:13:00 ös Gönderen: Tik-Tak »
Sen Özelsin


Kasım 20, 2016, 08:32:32 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

İlginç bir kurgu... (Tabernakl pek tutmamış olsa da boşver; nasıl olsa çoğu kimse onun ne ve nasıl bir şey olduğunu bilmez.)
Dan Brown duysa, bu tema üzerine bir roman yazar. (Romanların tarihsel gerçeklerle tam bir uyum içnde olması gerekmez.)
Fakat ünlü Musa heykelinin resmi de çok güzel hani. (Belki bunun Mısır'da yapılmış olduğu bile yutturulabiir çoğu insanlara.)
« Son Düzenleme: Kasım 20, 2016, 08:38:28 ös Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 21, 2016, 12:11:31 öö
Yanıtla #2


 Sökülmeden karışmış bir mozaik,zorlansada yerlerini bulmuyor demekki. Bu bilgiler, Yağmur yağar iken, 3 gözüken kuş sayısını,tekmiş gibi görme haline  benzer vaziyette,ortalığa serpiştirilmiş çıkmazların kurguları.

Bende gözleri bulanıklaştıran bir yağmur yağdırmış oldum sanırım  :) - -

Sen Özelsin


Kasım 21, 2016, 11:34:12 öö
Yanıtla #3



Kadim Mısır’da üst sınıf rahip  İnisiyatörler ve Tapınakların yapımında çalışan duvarcılar var idi.
Hz. Musa Mısır’da bir  katib ve İnisiye olmuş bir rahip idi.

Üst sınıf rahiplerin İnisiyasyon ayinleri, büyük ihtimal ile Hz.Musa aracılığı ile Mısır duvar ustalarının kültürlerine geçti.Aşağıda görüşümün nedenlerini açıklamaya çalıştım.


Rahip ayinleri

Eski Mısır’da  “Ölüler Kitabı” gercek adı ile “Günle Beraber Doğuş”Yazıtın içeriğinde anlatılan “tek ses” ayinidir . Ayrıca Mısır kayıtlarında gecen ve içeriğini aşağıda anlattığım yazıt“Chiram” zaman ile değişerek günümüze “hiram” olarak geçmiş olabilir.
 
 Hermes’in  "Zümrüt Tablet" de "Kainat Temsilci, Öz,  Üçlü" yazar. Chamach, Ruach ve Majim ; Ateş, Su, Toprak demektir. Baş harfleri Chiram olur sonradan Hiram’a dönüşmüş olabilir demiştik.


Duvarcıların mısır'dan cıkışı ve mısır rahiplerin felsefeleri ile ilk tanışmalarının başlangıcı.
Hz.Musa aracılığı sayesinde üst sınıf rahiplerin felsefeleri ile duvarcı ustalarının birleşen felsefesi.
 
Exodus 1:11, “ve Firavun için Pitham ve Raamses hazine şehirlerini kurdular” II. Ramses İ.Ö 1292-1225 arasında hüküm sürdü. Firavunluğu sırasında pek çok inşaat yapıldı. Abidos’daki Seti tapınağı, Luksor ve Karnak’taki mabetler, Teb şehrinde kendisinin dev heykellerini de içeren Ramsesyum, Ebu Simbel’de kayaların içine oyulmuş mabed örneklerdir. Hükümranlığının ilk yıllarında Hititlerle savaştı, Suriye’ye seferler düzenledi ve pek çok esiri Mısıra geri getirdi. Saray katiplerinden olan Hz. Musa ilk Kadim Kardeşlerini esir duvar işçiler içinden seçti.
 
Mısır’dan ayrılanların Sina dağında  İ.Ö 1180 li yıllarda yaptıkları ve ilk Mabet diyebileceğimiz “Tabernakl” duvarcı ustaları ve yeni felsefeleri için büyük önem taşır.Tevrat’ın ilk beş bölümü  “Pentateuch” sembolik olarak mabed içine işlendi.Gelecek nesiller için bazı anahtarlar barındırıyordu.“Ahit Sandığının” bir süre burada korunduğu söylenir.

İlk tekris töreni.İlk mabed.İlk İnisiye.

Duvarcı ustalığı ile Hermetik felsefeyi ilk birleştiren Hz.MUSA sonucuna varır isek:

Bu durumda; ilk felsefi  duvarcı olarak terkris olmuş kişi  HZ.MUSA...İlk  felsefi anlamda tekris olan duvarcının inisiyasyondan geçtiği mabed ise ,“Tabernakl” gibi gözüküyor.

Başka bir acıdan bakılır ise:

Ayrıca,Operatif duvarcılık,II.Ramses zamanında büyüyerek, Memeptah’ın zamanın da ise Spekülatif şekle dönüştüğü de söylenebilir.


 Heykeli belirtmeyi unutmuşum: "Michelangelo’nun Boynuzlu Musa Heykeli".Niye boynuzlu denir ise uzun bir anlatım doğar;araştırılabilir.

  Yazdığım kurgusal düşünceme bazı şeyler eklemek isterim: Hz. Musa için inisiye olmuş bir Mısır rahib'i demiştim.Kurtardıkları içinde çoğunluğun duvar/İnşaat işcileri olduğunu biliyoruz.Hz.Musa bu karmaşık eski mısır öğretilerini, ancak bir şekilde öğretebilirdi.

Duvarcı ustalarının bakış acılarına uygun olan alet/edevat ve çalışma prensiplerini, kendi öğrendiği kadim mısır öğretileri ile yoğurup, benzetme/teşpih/alegori/metaforik şekilde onlara sunarak, bu prensipleri yaratmış olabilir.

Eski,karmaşık ve seçilmiş kişilerin anlıyabileceği bir öğreti olduğu için çoğu kişi anlayamayınca...Baktı bu iş böyle olmuyor. "10 emri patlatayım" demiş olamaz mı ? - -  :) Bu olayın, Kabala'nın evrimleşmesi ve Hindu inançlarının semavi dinleri etkileme sürecininde başlangıç aşaması ve tetikleyicisi olabilir.

Anlayabilenler de bu gizemi devam ettirmiş olamaz mı?.

Mısır'ın son zamanlarında bu rahip öğretilerinin halka kadar indiğini biliyorum.Herkez kendince aydınlanmaya başlamış.Zaten boynuzlu Musa heykeli de bu konu ile ilintili.İnanç karışması.Roma'nın Mısır'ı işgali,Roma felsefecilerinin etkilenmesi,Roma komutanlarının dahi kendini mumyalatması; hep bu dönemde görülmüştür.


Başka açıdan bakılır ise:

Halka, "O" imkansız şartlarda, "O" devasa eserleri yaptırmak, duvarcılığa bir felsefe ve ilahilik kavramları arasında bir aşılanma yapılması gerekmiş olabilir.Rahiplerin öğretileri seyreltilmiş olarak duvarcılara kasten öğreltilmiş de olabilir.

Tabiki hepsi varsayım. Konuyu "O" yüzden "Bana Göre Masonluk" bölümüne açmıştım.
« Son Düzenleme: Kasım 21, 2016, 11:55:54 öö Gönderen: Tik-Tak »
Sen Özelsin


Kasım 21, 2016, 08:23:29 ös
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Kurgu iyi de...
Açıkça tutmayan bir noktası var: İsrailoğulları inşaat yapmayı bilmezdi; ne ahşap işini. Ne taş yontmayı, ne duvar işlemeyi.
Bilselerdi, Fenikeliler'e gereksinme duymazlardı.
Nitekim Filistin ve dolaylarındaki Antik Çağ yapılarının hiçbirinde Mısır tarzı yoktur ama Akad ve Asur hatta Kenger ve Hitit uygarlıklarının tarzını, Mezopotamya doğusunun esinlenmelerini bile görebilirsiniz; Kızıldeniz batısı yok.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 21, 2016, 10:24:46 ös
Yanıtla #5

İp uçları için teşekkür ederim.Daha derin bir araştırmaya girişmek farz(mecburi) oldu.
Sen Özelsin


Kasım 23, 2016, 02:30:55 öö
Yanıtla #6

Kurgu iyi de...
Açıkça tutmayan bir noktası var: İsrailoğulları inşaat yapmayı bilmezdi; ne ahşap işini. Ne taş yontmayı, ne duvar işlemeyi.
Bilselerdi, Fenikeliler'e gereksinme duymazlardı.
Nitekim Filistin ve dolaylarındaki Antik Çağ yapılarının hiçbirinde Mısır tarzı yoktur ama Akad ve Asur hatta Kenger ve Hitit uygarlıklarının tarzını, Mezopotamya doğusunun esinlenmelerini bile görebilirsiniz; Kızıldeniz batısı yok.




 Bu durumda yazdıklarımı az biraz geriden başlatmam gerek sanırım:
 
Mu ve Atlantis mitlerine hiç girmeden... :) :) :)

Olay sanırım Urfa'da bulunan 12.000 yıllık Göbekli tepede başlıyor.

 Daire çevrendeki 12 taş ve ortasındaki 2 taş ve taşlardaki "boğa" tasfiri zaten belirttiğiniz bütün kültürlerin ilahi teması Boğa olarak tasfir edilmiş.Boğa'nın boynuzları bir cok dilde "parlamak ışıldamak" anlamına gelir.Ayrıca Yılan sembolü de cok kez kullanılmış.Yılan zaten başlı başına bir hikaye...

Ortadaki "2 taş": "eril ve dişil",2'li 1'liğin ve macro ve micro ölçüde bilinen evreni oluşturan bütün karşıtlıklı yaratıcı enerjinin tasfiri ve bütün hayatın kaynağı olduğu...Daire çevrendeki 12 taş... Bir cok kültürdeki 12'li ilahi tasfirleri acıklıyor olabilir.Bu konu cok uzar burayı atlıyorum ; konuyu okuyanlar araştırabilir.(Bu anlatım cok zorlama olmamıştır umarım - -  :) )
 
Burdaki tarihsel boşluğu atlıyorum direk ibraniler'e geçiyorum.(Hindu,brahma,veda etkileri)
 
 İbranilerin yolu HZ.Musa ile kesişmeden evvel Mezopotamya ve harran düzlüklerinde yaşamışlar.Gezgin bir kavim olup "Asur" devletine bağlılarmış.HZ.muhammed'in de esinlendiği tek tanrılı bir inanç tarzının yozlaşmış hali olan "saabi" dinine bağlılarmış saabi inancı babil kökenli imiş.

 Kuraklıklar yüzünden mısır'a göçmüşler.Kralları İbrahim büyük ihtimal ile "İSİS"'e ithafen oğullarına "İshak ve İsmail"adını vermiş. İbranilerin mısır'dan cıkışı sonunda Galiba  İbranilerin"Saabi" inancı ile  eski Mısır dini Hz.Musa aracılığı ile bu şekilde buluştu.(Duvar ustalığınıda mısır'da 400 yıllık bir süreçte öğrenmişler sanırım.)

"Süleyman dönemi" (Fenike dili) Zaman içinde diğer dillere cevrilen ibranilerin dini kitapları yanlış anlamalar yüzünden iyice anlamını yitirdi.Sanırsam İlk orjinde "Makro evren" ve "Mikro evren" anlayışı "eril ve dişil" tanrı anlayışına(Isıs ve Osiris) ardından Tanrı'nın birer kulu olan "Adem ve Havva"ya; ardından da Adem'in kaburga kemiğinden havva'nın yaratılma tasfiri ile...Tamamen eril,tekil bir tanrı inancına dönüştü.


"Süleyman dönemi"ne gelirsek Süleyman'nın bir cok kaynaktan araştırıldığında pek abartıldığı gibi biri olmadığı izlenimini uyandırıyor.Kadın düşkünü,alkol bağımlısı kolay yönlendirilen dinsel bir tarafının olmadığı...Bütün gücün babası Davut'dan kaldığı anlaşılıyor.

 Ayrıca yapılan mabed ile pek de alakadar olmadığı gözüküyor.Mabedin Mısır'daki örnekleri gibi İlizyonlar,aynalar,sesler,dumanlar vasıtası ile halka ilahi zannedilen sihirbazlıklar sergileyip, korku ve güç hükümdarlığı sürdüğü anlaşılıyor.Ayni sihirbazlıklar Kadim mısır'da da görülmüştü.(Mabedin varlığı tartışılır bir konudur)

Süleyman’ın ölümünden sonra, M.Ö. 587’de Babil kralı Nabukadnezar tarafından yıkıldı. Ülkede yaşayanların bir bölümü işgalciler tarafından köle olarak Babil’e götürüldü.

Yahudiler, babillilerin sümerler'den kalma inançlarını da kendi inançlarına entegre ettiler.

Yahudilerin esareti, Pers kralı Kyros’un Babil’i işgali (M.Ö. 530) ile son buldu. Kyros Yahudilere, mabetlerini yeniden yapmaları için izin verdi. Bazı kaynaklar, Zerdüşt dini ile benzerliğini bildiğini ve bu nedenle mabetlerini yapmak için Yahudilere izin verdiğini belirtmektedir.

 Bütün bu yozlaşma sürecinde KABBALA gercek sırları ve aslolanı bölünerek ve geliştirerek saklamış olabilir.

 İlerki yıllarda Romanın işgali sonucu büyük sorunlar yaşandı.Romalılar işgal ettikleri topraklardaki inançlara karışmamalarına karşın yahudilere ayni töleransı göstermediler; ilerki yıllarda Hiristiyanlara da göstermiyecekleri gibi; Constantin'e kadar.(Roma,Saabilik dininin içrek versiyonundan inanılmaz derecede etkilenmiştir; uzun bir konu olduğu için burayı atlıyorum; Gerci Saabilik bütün bu anlatımın temel taşı.İbrani Saabilerin bir kısmı Mısır’a ,bir kolu da Yemen’e gitmişti.Süleyman’ın karşılaştığı Belkıs bu Yemen Saabilerinin kraliçesi idi. Ku-ran’nın da esinlendiği büyük ihtimalle Saabiliğin bu koludur.)

 Hz. Musa'nın,"Saabi" inancı ile eski Mısır dini karması terbiyesi almış "Esenniler" arasında "HZ.İsa" dünyaya geldi.Hz.İsa'nın doğum günü olduğu söylenen 25 aralık...Hz İsa'nın "Esenniler"den olduğu 25 aralık gününden de bellidir. Bu tarih, Esennilerin Elohim adına düzenledikleri ayin günüdür.Hz.İsa bilinen/anlatıldığı gibi bir kişilik değildir.Yukarıda anlattığım tarihsel sürecin sonucunda yozlaşmış bir simgedir.farklı farklı tarihsel replika ilahi kişilikleri vardır."Yoanna İncili" bu sürecin akışında en yakın tasfirleri barındırır.

Ufak bir acıklama yapar isek:

"Saabi" İnancı Hz.Muhammed'in bütün anlatımlarının temelini oluşturur. "Esseni" inancı Hz.İsa'nın bütün temel anlatımlarını oluşturur.HZ.Musa, "Saabi" inancı ile "mısır dinini" birleştirdi demiştik.Esseniler'de ayni anlayışın türevi demiştik; İsteyenler araştırabilir.

Konu dahada uzatılabilir,lakin; cok karmaşık ve cıkmazlarla dolu.Boşlukları uydurma bilgiler ile istemeyerek doldurmamak için oldukca caba gösterdim.Yukarıda da dediğim anlatımdaki tarihsel boşluklar cok oldu;uzun bir araştırma gerektirir.Yazdıklarımdaki bilgileri; kendi bilgi dağarcığım,bu form,belgesel,kitaplarım ve internet'den derleyerek yazdım.

Not:Konu yazdıkca Duvarcılık'dan da oldukca uzaklaştı; olsun o kadar. :)--

En derin Saygılarımla.



« Son Düzenleme: Kasım 23, 2016, 02:57:23 öö Gönderen: Tik-Tak »
Sen Özelsin


Kasım 23, 2016, 02:31:31 ös
Yanıtla #7

Kısa  bir ekleme yapılır ise...

 Göbekli tepe'deki inanç şekli,zaman ile form değiştirdi.Göbekli tepeyi yapan "avcı toplayıcılar",kuraklık vs nedenler ile bölünerek guruplar halinde kendi inançlarını göç ettikleri yerlere taşıdılar.Bu inanç sistemi farklı farklı kollarda evrimleşme ve gelişme imkanı buldu.Bu topluluklar tarım ve hayvancılıgı keşfettikden sonra yerleşik düzene geçmeleri,daha karmaşık sosyal topluluklar kurmalarına olanak sağladı.

İbranilerin Hinduzim kökenine bakarsak:

Ortadoğu, İran ve Hint dilleri ortak anlamlar taşır.

İbrahim Adının Sami dillerinde baba anlamına gelen "Ab" ve ulu manasına gelen "Raam/Raham" kelimelerinin birleşiminden kaynaklanan ortak anlamı; “ulu baba” veya yükselmişlerin babası’dır. Ab = "Baba;" Hir veya H'r "Baş; Üst; Yükseltilmiş;" Am = "Halk/Topluluk."

Hir-Am= "yücelmiş topluluk" , "Dogum yeri" ,  " Yücelmenin başlangıcı"
 
Abhiram veya Abh'ram "Yükseltilmişlerin Babası"

Değişik kaynaklara göre; Brahma ve Abraham aynı kişilerdir. Keşmir dilinde "Ab" veya "Ap" baba, Ram’dan türeyen "Raham" ilahi merhamet anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, Ab-Raham İlahi affediciliğin babası anlamına gelir.
 
 Bu durumda Hinduzimin; Babilin,sümerlerin ,asurluların,eski yunanlıların ortak/benzeri inançlarına İbrahim aracılığı ile girdiği sonucunu doğuruyor."Hinduzim" sanırsam bu bütün eril ve dişil tanrılardan olan inançların içine ezoterik ve derin tekil bir anlam katmış.

 İbranilerin Hinduzim kaynaklı anlayışları "Saabilik",Babil,Sümer Roma,Asur,eski Yunan,Fenike,Mısır vb eril dişil ve cok tanrıcı anlayışlarından oluşan bir dinsel corba yaratmış.( yada benim kafam corba oldu - :)- )

 İbranilerin Yusuf önderliğin de Mısır'a  göçmeleri, hinduzim kökenli multi kültürel dinler ile etkileşim göstermiş kendi dinlerini daha da geliştirerek... ve sanırsam Mısır'da saklı olarak yaşamaları gereken saabi dinlerini korumaya çalışır iken, içrek olarak kabala'nın evrimleşme sürecini başlatmış olabilirler.Mısır dini ile birleşen Saabilik gelişmiş...Ayrıca mısır dinini de geliştirmiş.Ayrıca; Duvar ustalığı mısır'da hem öğrenilmiş; hem de ilahi vasıflar kazanmış.

Fenike mabedleri ile kabe'nin benzer şekilde olması ilginçtir.Fenikeliler denizcilik'deki ustalıkları ve yeni buldukları ticareti basit kılan alfabeleri ile bu dinsel corbayı oldukca güzel şekilde dünya'ya yaymışlar sanırım.

Çıkan sonuç ise: İbranilerin hint kökenli olduğu... Tarihler boyunca yayıldıkca bütün dinlere kültürlere içrek/Ezoterik olarak kendi inançlarını empoze ettikleri...Ayni şekilde de etkilendikleri sonucu doğuyor.

Bu karma İnançları her din'de olduğu gibi, hem içrek hem dışrak olarak gelişim göstermiş. Sıradan Halkın anlaya bileceği; Zahiri/Harici/egzoterik/dışrak... ve derin felsefesi olan; İçrek/dahili/Ezoterik dinsel anlatımlar doğmuş.

Not: Cok eksikler ve yanlışlar olabilir; Uyarılır ise düzelterek devam edebilirim.

En derin saygılarımla



« Son Düzenleme: Kasım 23, 2016, 02:35:11 ös Gönderen: Tik-Tak »
Sen Özelsin