Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Rennes-la-Château Olayları - 13 (Soruşturma)  (Okunma sayısı 2567 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 24, 2010, 09:09:17 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Bérenger, piskoposun sorgulamasını savuşturduktan sonra, Henri Boudet ile görüşmek üzere Rennes-les-Bains’e gitti ve ona Carcassone’da olup bitenleri anlattı.

Henri buna çok kızmış olsa gerek ki, bu görüşme, yıllardan beri aralarından su sızmayan iki rahibin o gün bozuşmasıyla sonuçlandı. Henri’ye göre, her zaman yaptığı gibi Carcassonne tren istasyonundan sivil giyimli olarak ve hiç kimseye de görünmeden geçip gitseydi ya!... Kiliseye uğramak nereden çıkmıştı? Durup dururken yakalanmıştı. Henri, «Ben artık bu işin içinde yokum.» demeye getirmişti. Kısa bir süre sonra da para çeşmesi akmaz oldu.

Carcassonne Piskoposu Félix Beuvain de Beauséjour, sonunda bir yönetici olarak görevinin gereğini yaptı. Önce Bérenger’e onu bir başka köye atadığını bildirdi.

Bérenger, bu durumda rahiplikten istifa etmek zorunda kalacağını belirten bir yanıt verdi.

Piskopos da ona, istifasını kabul etmek için Rennes-la-Château köyünden hemen ayrılmasını şart koştu.

Bérenger buna gülüp geçti; yanıt bile vermedi.

Piskopos, Rennes-la-Château köyüne bir başka rahip atayıp, bu sorunu bitirmek istedi. Ancak Carcassonne’nda görevli diğer papazlar, bunun başta yapılmış olması gerektiğini, iş bu raddeye geldikten sonra yöntem bakımından yanlış olacağını, ortaya çok daha karmaşık bir durum çıkabileceğini belirtti. Piskoposa, öyle yapacağına kilise mahkemesine başvurup, Bérenger hakkında soruşturma açılmasını istemesini önerdiler.

Piskopos durakladı. Öyle ya, iş bu aşamaya gelinceye kadar beklememiş olmalıydı. Şimdi kendisi de görevinin gereğini zamanında yapmamış duruma düşüyordu. Bérenger hakkında suç duyurusunda bulundu. Piskoposluğun bilgisi ve onayı dışında köyde âyinler düzenlediğini, bunun için para topladığını hatta bu işi ticarete dönüştürdüğünü, üstelik hiç söz dinlemediğini, verilen talimata uymayarak kendi bildiğini okuduğunu belirtti.

Bérenger ise, epeydir yürütmekte olduğu o özel âyinleri zaten durdurmuş, gönderilmiş paraları geri veremeyeceği için de kendince güç durumda kalmıştı. Açılan soruşturma uyarınca çağrıldığı duruşmaya gitmedi. Suçlamalara karşı yazılı bir savunma sunmakla yetindi.

Bu sözüm ona savunmada anlattığı şeyler, yıllardan beri köyde ne gibi güzel işler gerçekleştirmiş olduğuydu. Anlatıyor da anlatıyordu. Savunmanın en ilginç yanı da, her şeyi Carcassonne piskoposunun bilgisi altında yapmış olduğunu ileri sürmesiydi.

İster istemez «Hangi piskopos?» diye sormak gerekiyor.

Bunu belirtmemişti ki!... Elbette yıllar önce ölmüş olandan söz ediyordu.

Yargı soruşturmasının bir sonraki aşamasında, köyde harcadığı paraları nereden bulmuş olduğuna ilişkin ayrıntılı bilgi ve hesap vermesi istendi.

Bérenger, buna da bir yazılı yanıt gönderdi. Bu işe Carcassonne piskoposluğunun vermiş olduğu ödenek ile başladığını, bu arada Chambord kontesinin köyde yapmayı öngördüğü yararlı işleri her nasılsa öğrenip, yeterli tutarda para gönderdiğini, başka bağışlar da yapıldığını belirtti.  Özel olarak yürüttüğü işlere gelince; yıllarca biriktirdiği maaşlarından, ailesinden aldığı destekten söz etti.

Bunları anlatırken, yeni piskoposun kendisini suçlar gibi bir tavır takınıp, anlattıklarına birazcık olsun inanmadığından yakınıyordu. Kiliseye yapılmış bağışların sadece kilise için harcandığını, kendi hesabına yapmış olduğu işler için ise borçlandığını ileri sürdü. Topladığı paraların bir hesabını bile verdi.

Mahkemenin görüşü uyarınca bu hesap, yaptığı işler göz önünde tutulunca harcamış olması gereken tutarın olsa olsa dörtte birini gösteriyordu.

Kilise mahkemesinde Bérenger’in davasının görüşülmesi yıllarca sürdü. Bunda özellikle Bérenger’in duruşmalara gitmeyişinin de etkisi vardı.

Sonunda mahkeme kararını verdi: Bérenger, geçici bir süre için rahiplikten alındı. Şayet gelip de mahkemenin öteden beri kendisinden istediği belgeleri getirir, suçsuz olduğunu kanıtlarsa görevine dönebilecekti.

Kilise mahkemesinin kararını alan Bérenger, bunu hiç beklemiyormuş gibi, Vatikan’a bir itiraz dilekçesi yazdı. Hatta bunun için tuttuğu avukatı yetkili kişilerle gerektiğince görüşmesi için Roma’ya yolladı.

Hiçbir değişiklik olmadı. Vatikan, ne mahkemenin kararını onayladığını ne de Bérenger’in itirazını kabul ettiğini bildirdi.

Sadece bir söylenti sayılsa bile, Vatikan’ın Bérenger hakkındaki tutumuna ilişkin ileri sürülmüş bir iddiaya daha değinmek gerekir. Özeti şöyle:

“Bérenger’in Roma’ya bir avukat göndermesi boşuna değildi. Bunun bir nedeni vardı. Vatikan, başından beri Bérenger’in keşiflerini, neler yaptığını, bunlardan ne gibi sonuçlar elde ettiğini biliyordu. Katolik Kilisesi açısından bu çok tehlikeli bir konuydu. Kurcalanmasına hemen son verilmeliydi. Çok uzun zamandan beri küllenmiş olan bir ateşin yeniden alevlendirilmesi, Vatikan’ın hiç işine gelmezdi. Vatikan, daha önce Fransa’daki kralcı akımdan yana çıkarak göstermiş olduğu yararlı çalışmalarını göz önünde tutarak, Bérenger’e “hizmet primi” adı altında bir miktar para göndermişti. Bérenger de bu parayı kabul etmiş ama kendisine iletilen tembihe aldırmamıştı. Şımarmış, bambaşka işlere girişmişti. Durdurulması gerekirdi. Bunun için, yeni piskoposa özel talimat verilmişti.Ancak yeni piskopos, ya acemi olduğu ya da Vatikan’a karşı kendisini göstermek istediği için, aldığı talimatı yerine getirirken, hem çok sert hem yanlış bir tutum takınmıştı. Bérenger’i usulca yola getirmek yerine, çıkışarak karşısına almıştı. Bu yetmezmiş gibi bir de mahkemeye başvurmuştu.

Bérenger piskoposa öyle kızmıştı ki, gönderdiği avukat aracılığıyla sözlü olarak Vatikan’ı tehdit etti. Şantaj yaptı. Rahipliği sürdürmekte gözü olmasa bile, görevden alınışını bir onur sorunu haline getirdi. Eğer bu yargı kararının kaldırılması sağlanmazsa, bildiği her şeyi kamuoyuna açıklayacağını bildirdi. Aslında blöf yapıyordu ama Vatikan bu blöfü görmeyi göze alamadı. Bérenger, kurmuş olduğu karanlık ilişkilerden yararlanıp olmadık işler edebilirdi. İşte o zaman Vatikan çok daha zor bir durumda kalırdı. Artık can sıkıcı olmaya başlamış bir çılgınla didişmektense, zararı yok, küçük bir köyde rahiplik etmeyi sürdürsündü. Carcassonne piskoposu da varsın buna göz yumuversindi.”

Sonunda Vatikan, kilise mahkemesinin kararında yöntem bakımından bir yanlışlık yapılmış olduğu gerekçesiyle bozdu. Bérenger’in görevine devam etmesini uygun buldu. Ancak bunu Carcassonne piskoposuna bildirmekte çok gecikti. Bu kez de Piskopos Félix Beuvain de Beauséjour, Vatikan’ın bu talimatını göz ardı etti. Zaten mahkeme kararına dayanarak Rennes-la-Château köyüne bir başka rahip atamıştı bile.

Rennes-la-Château’ya atanan yeni rahip Henri Marty, köye gelir gelmez, piskoposun kendisine verdiği emir uyarınca Bérenger’den lojmanı boşaltmasını istedi.

Sanki lojmandan çıkarılmak Bérenger’in umurundaydı! Orada elbette yeni rahip kalacaktı. Fakat ayrılırken, kendinden hiç de beklenmeyecek bir iş yaptı. Lojmanın her bir yanını kırıp döktü; âdeta harabeye çevirdi.

Kimileri Bérenger’in yeni rahibe karşı bir art niyeti olmadığını, lojmanda birçok gizli bölme yaptırmış olduğunu, bunlar anlaşılmasın, ortaya çıkmasın diye evin orasını burasını yıkıp darmadağın ettiğini ileri sürer. Nitekim Bérenger’in rahip lojmanında bazı gizli bölmeler yaptırmış olduğu bilinir. Bunun kanıtı bile vardır.

Yeni rahip Henri Marty, Bérenger’in kiliseye girmesini de yasakladı. İşte bu hiç olmayacak bir işti... Rahipliğine son verilmiş olsa bile Hıristiyan değil mi?... Hatta Hıristiyan olmasa bile ne çıkar?... İsteyen herkes kiliseye alınmaz mı?... Buna karşın yasaklamıştı işte!

Henri Marty’nin Bérenger ile herhangi bir zoru olamazdı. Önceden tanışmıyorlardı. Herhalde bu da Carcassonne piskoposunun emriydi.

Bérenger aldırmadı. Piskopos ile dalaşmayı sürdürmeyi gereksiz gördü. Köyün yeni rahibine de boş verdi. Onun için “rahiplik” artık çok geride kalmıştı. “Vatikan tarzı Hıristiyanlık” bile umurunda değildi.

O, kendi kilisesini yapmış, anlayabilecek olanlara vermek istediği mesajını oraya yerleştirmişti. Yeni rahip onları da oradan söküp atamazdı ya! Bundan böyle oraya hiç gitmese de olurdu.

Bérenger Saunière’in Rennes-la-Château köyünde yapmış olduğu çok ilginç birtakım işler daha var. Bunlardan kimileri, aradan yüz yıl geçmiş olmasına karşın günümüzde sapasağlam durmayı sürdürüyor. Bunlardan biri de, köyün dışına, ovaya bakan yamacın başına inşa ettirdiği, minyatür bir şato görünümünde binaydı. Buna “Tour Magdala” (Magdala Kulesi) adını koydu. Kütüphanesi ile koleksiyonlarını oraya taşıdı. Hatırlı konuklarını orada ağırlamaya başladı. Bu bina, sadece dış görünümü bakımından değil, estetik ayrıntıları, kullanım tarzı ve işlevleri bakımından da pek ilginçtir. Günümüzde Rennes-la-Château’nun âdeta bir simgesi gibi dimdik ayakta durmaktadır.



 


Bu arada şöyle bir açıklama yapayım; Magdala, Kudüs’ün kuzeyindeki “Galile” adlı bölgede yer alan bir köyün adıdır; İsa’nın karısı Magdalena’nın köyü. Zaten Magdalena adı da oradan gelmedir. Ayrıca Merovenjlerin adı tarihten silinmiş olan kralı 2. Dagobert’in oğlu 4. Sigebert’in karısının adı Magdala idi ama bu ikincisinin burada bir anlam taşıdığını sanmam.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
3952 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2019, 10:06:25 ös
Gönderen: ebedicirak
0 Yanıt
2883 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2010, 09:44:23 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2686 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 14, 2010, 11:23:44 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3778 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2010, 02:32:01 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2523 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2010, 08:15:18 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
5078 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2011, 08:21:55 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2273 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 27, 2010, 10:16:10 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2513 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2010, 11:06:40 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2204 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2010, 09:03:59 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2130 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 02, 2010, 08:38:19 öö
Gönderen: ADAM