Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: ADAM - Aralık 12, 2009, 05:58:49 ös

Başlık: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: ADAM - Aralık 12, 2009, 05:58:49 ös


Bu belki de bir tekrar niteliğini taşıyor ama önceden tasarımlamıştım...



Günümüzde Özgür Masonlar Büyük Locası adını taşıyan Türkiye Büyük Mason Mahfili’nin üyesi olan masonlar, 1970’li yıllarda, Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonları Büyük Locası’nı, İngiltere Birleşik Büyük Locası’nın dinsel dogmalar üzerine kurulu ilkelerini benimsediği için “dogmatik” olarak nitelemiştir. Buna karşılık Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın üyesi olan masonlar da Türkiye Büyük Mason Mahfili adını taşıyan örgütün “gayri muntazam” (düzensiz) olduğunu ileri sürmüştür.

Bu durum bir atışmaya bile dönüşmüş, karşılıklı suçlamalarda bulunulmuştur. (Bunlar Türk Masonluğu’nun tarihinde belgelenmiştir.)

1970’li yılların ortalarında bir durulma baş göstermiş, her iki büyük loca da kendi yoluna gitmiştir.

1980’li yıllarda bu iki büyük loca arasında en üst düzey boyutunda kalmak üzere zaman zaman yakınlıklar oluşmuş, görüşmelerde bulunulmuştur. Ancak bu yakınlaşmalar Türk Masonluğu'nun yeniden birleşmesine yönelememiştir.

Benzer bir ortam 2000’li yılların başlarında daha da ileri bir düzeye vardıysa da engellenmiş ve bir sonuca varamamıştır. (Özellikle bu son yakınlaşmalar belgelenmiştir.)

Ayrı örgütlerin üyeleri arasında bireysel olarak yer yer kardeşçe ilişkiler kuruludur ama bu iki kuruluş arasında bugün için örgütsel bakımdan hiçbir ilişki yoktur.

Öte yandan, ikisi de Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin Türkiye’deki tek egemen yönetici organı olduğunu ileri süren Yüksek Şûra ile Süprem Konsey, birbirlerinin değil yetkesini, varlığını bile âdeta göz ardı etmektedirler.




Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: Genius Loci - Aralık 12, 2009, 06:07:18 ös
Alıntı
Ayrı örgütlerin üyeleri arasında bireysel olarak yer yer kardeşçe ilişkiler kuruludur ama bu iki kuruluş arasında bugün için örgütsel bakımdan hiçbir ilişki yoktur.

Sn. ADAM,

Kardeşçe ilişkilerden kasıtınız acaba Masonik ilişkiler midir? Yoksa genel anlamıyla bireysel dostluk ilişkisi midir? Eğer bireysel bazda da olsa Masonik bir ilişki var ise, ÖMBL acısından bir sorun olmaz ama, HKEMBL üyesi bir Mason, ÖMBL üyesi bir kişiyle Masonik bir ilişki kurarsa bu onun da düzensiz addedilmesini gerektirmez mi?

Sevgi ve Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: ADAM - Aralık 12, 2009, 06:47:34 ös

Her şeyden önce burada söz konusu olan, iki mason örgütünün öncelikle büyük üstatları arasındaki görüşmelerdir.  Bu görüşmeler, bazı aşamalarda daha gelişmiş ve kimi büyük loca görevlilerinin de katılımıyla gerçekleşmiştir.

Bunlara masonik terimle "kardeşçe ilişkiler" demeyi öngörmüştüm. Belki "masonca ilişkiler" de denilebilir. Hangisi denilirse, bu görüşmelerin herhalde Masonluk ile bağlantılı konular üzerinde olması gerekir; sıradan bambaşka konularda söyleşide bulunmuş olacakt değiller ya!

Büyük locaların tutumunu bir yana bırakalım; ben zaten bir konuyu bir türlü anlayamıyorum. Deniyor ki, «Bir mason, düzenli olmayan bir kuruluşun üyesi olan bir masonlar ilişki kuramaz.» Bu hangi akla, hangi mantığa sığar? İki biyolojik kardeş mason düşünün. Biri bir büyük locada; öteki diğerinde. Şimdi bunlar artık bu durum böyledir diye birbirleriyle görüşemeyecek mi? Diyelim görüşürler de, masonik konular üzerinde konuşamazlar; bu yasaktır. Böyle bir yasak nasıl olabilir? Bence birileri bu yasakları kendi kafasından uyduruyor.

Sayın SkullG belirtmiş:  Bu yasaklardan söz edenler HKEMBL üyeleri. Bunu neye dayanarak söylüyorlar? Yoksa biz bu konuyu yanlış mı anlıyoruz?

Lafı uzatmak, yanlış olması olası yorumlar üretmek istemiyorum. Benim yöntemim genellikle sadece bilgiyi vermek. Bu sitede birçok HKEMBL üyesi mason var. Lütfen bu yasağın nasıl ve niçin işlerliği olduğunu açıklasınlar da ona göre tartışalım.

Eğer buna yanıt vermezlerse, ya bilmiyor ya da korkuyorlar demektir.

Bilmiyorlarsa hiç olmazsa bilmediklerin, kendilerine öyle denmiş olduğu için bunu kural edindiklerini i söylesinler.

Bu deyişim çok sert olduysa özür dilerim ama sanırım bunu öğrenmeye hakkımız var.

Sevgiler.




 


   
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: erdal - Aralık 12, 2009, 07:57:39 ös
sayın adam, HKEMBL ve  ÖMBL   üye  alımlarında  hangi farklı yöntemleri kullanırlar . aralarında gizli bir rekabet olurmu .sevgiyle.
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: ADAM - Aralık 13, 2009, 07:50:28 öö

Bu forumumda da birkaç kez açıkça belirtilmiş olduğu üzere; HKEMBL üyelerinin  Tanrı'ya ya da bir "Yüce Yaradan"a ineanmelerğnğ zorunlu tutar. Bunun birtakım ayrıntıları da vardır ama yeni bir aday ile bağlantılı soruşturma yapılırken o kadar da ince eleyip sık dokunmaz. Ayrıca HKEMBL'nın yurdumuzdaki "tek mason örgütü" olduğu belirtilir ve ötekinin varlığından söz edilmez; ancak bu konu gündeme gelecek olursa diğer örgütlerin hepsinin "düzensiz" (gayri muntazam) olduğu ortaya konur.

ÖMBL ise herhangi bir din ya da inanç koşulu gözetmediği için bunu gündeme getirmez ama dindar bir kimsenin mason olup olamayacağı sorulacak olursa bunun hiçbir sakıncası olmadığı belirtilir. Ayrıca her mason adayına HKEMBL adlı bir diğer mason örgütünün de bulunduğu, isterse başvurusunu oraya yapabileceği de söylenir.

Her iki büyük loca da üyelerinin sayısını elbette artırmak, böylece Masonluğu olabildiğince yaygınlaştırmak ister ama birbirlerinden "üye kapmak" gibi bir eğilimleri olmadığı için bu bağlamda bir rekabet olduğu söylenemez.



Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: Universal - Aralık 13, 2009, 10:41:37 öö

Her şeyden önce burada söz konusu olan, iki mason örgütünün öncelikle büyük üstatları arasındaki görüşmelerdir.  Bu görüşmeler, bazı aşamalarda daha gelişmiş ve kimi büyük loca görevlilerinin de katılımıyla gerçekleşmiştir.

Bunlara masonik terimle "kardeşçe ilişkiler" demeyi öngörmüştüm. Belki "masonca ilişkiler" de denilebilir. Hangisi denilirse, bu görüşmelerin herhalde Masonluk ile bağlantılı konular üzerinde olması gerekir; sıradan bambaşka konularda söyleşide bulunmuş olacakt değiller ya!

Büyük locaların tutumunu bir yana bırakalım; ben zaten bir konuyu bir türlü anlayamıyorum. Deniyor ki, «Bir mason, düzenli olmayan bir kuruluşun üyesi olan bir masonlar ilişki kuramaz.» Bu hangi akla, hangi mantığa sığar? İki biyolojik kardeş mason düşünün. Biri bir büyük locada; öteki diğerinde. Şimdi bunlar artık bu durum böyledir diye birbirleriyle görüşemeyecek mi? Diyelim görüşürler de, masonik konular üzerinde konuşamazlar; bu yasaktır. Böyle bir yasak nasıl olabilir? Bence birileri bu yasakları kendi kafasından uyduruyor.

Sayın SkullG belirtmiş:  Bu yasaklardan söz edenler HKEMBL üyeleri. Bunu neye dayanarak söylüyorlar? Yoksa biz bu konuyu yanlış mı anlıyoruz?

Lafı uzatmak, yanlış olması olası yorumlar üretmek istemiyorum. Benim yöntemim genellikle sadece bilgiyi vermek. Bu sitede birçok HKEMBL üyesi mason var. Lütfen bu yasağın nasıl ve niçin işlerliği olduğunu açıklasınlar da ona göre tartışalım.

Eğer buna yanıt vermezlerse, ya bilmiyor ya da korkuyorlar demektir.

Bilmiyorlarsa hiç olmazsa bilmediklerin, kendilerine öyle denmiş olduğu için bunu kural edindiklerini i söylesinler.

Bu deyişim çok sert olduysa özür dilerim ama sanırım bunu öğrenmeye hakkımız var.

Sevgiler.
   

Sn. ADAM,

Herşeyden önce belirtmek istediğim birkaç husus var. Bundan sonra lütfen "Masonlar bunu bilmiyorlar mı?" ya da "korkuyorlar mı?" tarzı konularda beyhude cevap beklemeyiniz. En genç üyelerimizden olduğunu beyan eden bir üyemizin "masonların bu kadar uzun zamandır  susarak varoldukları halde konuşmalarını beklemek" üzerine yazdıkları bu konuda çok hoşuma gitmişti. Oldukça deneyimli ve bilgili bir üyemiz  olan zat-ı alinizden böyle bir tavır görmek beni şaşırtıyor ve üzüyor. Masonluk anlamında bu kadar araştırma yapmış, bu kadar bilgili bir büyüğümüzün, bir Masondan bu şekilde cevap alamayacağını bilakis konuda art niyet olduğu düşüncesi ile tamamen susacağını bilecek ölçüde bizleri tanıdığını tahmin ediyorum.

Buna rağmen neden yazdığımı da belirtmek isterim;

Terminolojimizde önemli farklılıklar var sanırım. Masonik ilişkiden siz masonik konuları konuşmayı ve/veya üst yönetimler arası karşılıklı yapılan gönül alma nitelikli ziyaretlerini de anlıyorsunuz. Ben ise ritüelik bir Mason toplantısında kardeşçe birlikte çalışmayı ve birlikte sofraya katılmayı. Demek ki Masonik ilişkiye bakış açılarımız farklı. Zira sizin anlayışınıza göre “Harici Forumu” üyesi tüm haricilerle ben ve kardeşlerim bir “masonik ilişki” kuruyoruz.

Bir çoğumuzun ÖMBL' de çalışan arkadaşları var. Azınlıkta kalan bir kısmımızın eşleri de benim paramasonik olarak gördüğüm kadın localarında çalışmakta.

Bu insanlara "karınla konuşma","arkadaşın ile konuşma" denmesi gibi bir gülünçlük elbette mevcut değil. Öte yandan Masonik konular üzerine ben evimde eşimle dahi kısıtlı ölçüde konuşurum. Bunu yeminimin bir gereği kabul ederim. Kardeşlerimin de üç aşağı beş yukarı aynı şeyi düşündüğünü - istisnalar kaideyi bozmaz- kabul ediyorum. Ama bir kişinin gerçekte hemşirelik makamı ölçüsünce oldukça değerli ve kendisine mason diyen eşi ile masonik selamlaşma yöntemleri ile selamlaştığı gibi şeylere inanmak ve bunu masonik ilişki olarak kabul etmek istiyorsanız kendi tercihiniz.

Karındaş Kardeş örneğinizde benim elimde gerçek ve daha geniş bir örnek var. İki ayrı karındaş kardeşimiz aynı dönemde farklı locaların Üstad-ı Muhteremi oldular. Birisi diğerine ben seninle karındaşım, aynı zamanda kardeşinim gel senin locanı bugün ben yöneteyim demeyeceği, diyemeyeceği gibi masonik konularda farklı obediyanslarda çalışan ve kendisine Mason diyen iki kardeşten biri diğerini Mason olarak değerlendiremez. En azından Türkiye Büyük Locasındaki kardeşimiz. Eğer ki Mason olarak değerlendiriyorsa değerlendirmesinin bir sonucu kardeşini locasında ziyaret de edebilmesi olmalı. Bunun sonucu ise bağlı bulunduğumuz Türkiye Büyük Locasında harici aleme iade olarak belirlenmiştir. Masonluk bu konularda çok net bir sanattır.

Masonluk bir yönüyle de nur arama işidir. Nuru arar iken iki karındaş birbiriyle yardımlaşamaz mı? Elbette. Fakat nurun kaynağı konusunda "Özgür Düşünce"  namına belirsizliklere düşmüş bir kişi, "Masonlukta icat yaratan" bir kişi yolu saptırmaz mı? Bana sorarsanız büyük ihtimal. Ben yoldan çıkma aradığımda yanılgıya düşmektense hamtaşımı VITRIOL usulunce yontmayı tercih ederim.

 Kaldı ki merak buyuruyorsanız ben ÖMBL' de çalışan kişileri üvey kardeş diye nitelerim. Ailedendirler ama aramızda çok fark vardır. Aykut YAZGAN' ın loca kardeşlerini harici aleme açık bir kitapta şikayet etmesi örneği bu farklardan birinin temelini oluşturur sanırım.

Bu vesile ile kardeşlerime ve bana yönelik forumdan uzaklaşma eleştirisine de en azından kendimce bir açıklık getirmek istiyorum.

Sn. ADAM yüklü bir birikime sahip, sağolsun oldukça yoğun bir şekilde aktarıyor. Bu çok sevinç verici bir durum. Üstelik kardeşlerimizle hassas olduğumuz üyelik sözleşmesinin masonik sırlarla ilgili maddesine de dikkat ederek. Fakat öyle konular var ki kaygan bir zemin, üzerinde biraz daha tartışılması masonik sır kavramı ile çelişir açıklamaları tartışılabilir hale getirecek. Konunun oraya kayması söz konusu olacak bu açıdan ben o konulara azami ölçüde girmiyorum. Forumda modere edilmesi gereken konu olup olmadığına bakıyor. Bazı konularda sessizliği tercih ediyor ve işlerime dönüyorum.

Özel Bölümde kardeşlerimiz tarafından sürdüregelen bir çok konu yanı sıra başlıbaşına Sn.ADAM’ ın birikimini takip edebilmek de inanın ciddi bir mesai gerektiriyor.

Birikimini forumla usulune uygun paylaştığı için Sn. ADAM’ a teşekkür ederim.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: ADAM - Aralık 13, 2009, 12:08:14 ös

Öncelikle Sayın Omnia Tempus Alit'e yapmış olduğu açıklamalar için çok teşekkür ederim. Zaten bu forum alanında konuyu izleyenler de sanırım bir masondan böyle bir açıklama getirmesini bekliyordu. İyi oldu.

Hani son zamanlarda medyada dolaşan beylik bir söz var ya, «Herkes kendi lafını kendi kulağıyla işitsin. » diye yada buna benzer bir şekilde... Bu forum alanında daü elbette herkes kendi yazdığını kendi gözüyle görmeli. Ben uzun yazılar yazdığımda buna özen gösteriyorum ama iki arada bir sıkıda kısa bir şey yazıverince bunu kaçırdığım oluyor.

Bu nedenle eğer son sözüm nedeniyle incitmiş olduğum masonlar varsa, özür dilerim. Demek istediğim, diğer kimi forum üyelerinin de yakınmalarında olduğu gibi, ilgi göstermeleri, bir şeyler söylemeleri gerektiğiydi. Biraz aşırıya kaçmışım; bağışlayınız.

Sayın Omnia Tempus Alit'in anlattıklarının üzerine denilebilecek şeyler, sorulabilecek sorular, yapılabilecek tartışmalar var. Ancak ben  bu bağlamda yapılmış olan görüşmeleri,  kendi açımdan genel bir bilgi edinilmesi bakımından yeterli bulurum. Didiklemeyi ve ardından didişme çıkarmayı gereksiz görürüm. "Masonik ilişki" teriminin açıklamasını çok iyi yapmış Sayın Omnia Tempus Alit. Böylece olası yanlış anlamaların önlenmiş olduğunu düşünüyorum.

Tekrak teşekkürler ve sevgiler.

 
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: Mustafa Kamil - Aralık 14, 2009, 12:58:45 öö
Sayın Adam,

Ülkemizdeki 2 Büyük Loca'da 2000'li yıllarda bir yakınlaşmanın olduğunu fakat engellendiğini belirttiniz. Bu engellemenin detaylarına girebilirmisiniz. 2010'lu yıllardaki durum hakkında da kısaca bilgilendirebilirmisiniz. Ben Mason değilim. Bu konuları geçmiş zamanlarda az buçuk okumuştum. 
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: ADAM - Aralık 14, 2009, 08:21:05 öö

Mason örgütlerinin karşılaştığı iki önemli sorun var.

Bunlardan biri, Masonluğa karşı yapılan saldırılar, masonlara yöneltilen suçlamalardır. Mason örgütleri, bunun için hem kendilerinin ne olup olmadığını hem de bu tür eylemlerle bulunanlarla polemiği girmeden bu kurumu iyi ve doğru bir biçimde anlatmak zorunluluğunu duyumsarlar. Buna korunma kaygısı da denilebilir ama asıl konu korunmadan çok iyi ve doğru tanıtımdır. Bunun için mason örgütlerinin arasında üst düzeyde de olsa bir dylalog bulunması gereklidir. İşte 2000'li yıllarda HKEMBL ile ÖMBL büyük üstat ve ileri gelenlerinin bir araya gelişlerinin bir nedeni budur.

İkinci neden ise örgütlerin yönetimsel bir sorunundan kaynaklanır. Şöyle bir örnek verelim. Bir büyük locada falanca üye, bir olay yaratmıştır. Bu o kadar önemlidir ki, o büyük loca onu artık kendi bünyesinde üye olarak tutamaz; hakkında gerekli işlemleri yapar ve üyeliği düşürülür. Fakat falanca bunun üzerine gidip öteki büyük locaya üye olmak üzere başvurur. Öteki büyük locanın ise bu olaydan haberi yoktur, dolayısıyla sonuç olarak karakteri bakımından Masonlukta yer almaması gereken bir kişiyi alır ve benzer bir olayın doğması bakımından farkına varmadan bir risk altına girer. Bu gibi sorunların karşılıklı olarak bilinmesinde, büyük locaların birbirlerini bu bağlamda bilgilendirmelerinde yarar görülmüüştür.

Bu işler yürümüş müdür?... Kısa bir süre için yürümüştür. Sözünü ettiğim engelleme ise, aslında yönetimde yer almamakla birlikte yönetim üstünde etkili olabilen, hatırı geçen kişilerin böyle bir ilişkiyi uygun bulmaeyarak baltalamasıdır. Bir büyük locanın büyük üstadı ve üst düzey görevlileri öyle her istediklerini yapamaz. Gerek büyük locanın genel kurulu gerekse sözünü ettiğim hatırlı kişiler (örneğin önceki büyük üstatlar) onları yönlendirir.   Sonra büyük üstat ve diğer görevliler değişmiş, bir ara kurulmuş diyalogun yeni ekipler arasında da sürdürülmesi olanağı bulunamamıştır.






   
 
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: Mustafa Kamil - Aralık 14, 2009, 09:05:55 ös

Mason örgütlerinin karşılaştığı iki önemli sorun var.

Bunlardan biri, Masonluğa karşı yapılan saldırılar, masonlara yöneltilen suçlamalardır. Mason örgütleri, bunun için hem kendilerinin ne olup olmadığını hem de bu tür eylemlerle bulunanlarla polemiği girmeden bu kurumu iyi ve doğru bir biçimde anlatmak zorunluluğunu duyumsarlar. Buna korunma kaygısı da denilebilir ama asıl konu korunmadan çok iyi ve doğru tanıtımdır. Bunun için mason örgütlerinin arasında üst düzeyde de olsa bir dylalog bulunması gereklidir. İşte 2000'li yıllarda HKEMBL ile ÖMBL büyük üstat ve ileri gelenlerinin bir araya gelişlerinin bir nedeni budur.

İkinci neden ise örgütlerin yönetimsel bir sorunundan kaynaklanır. Şöyle bir örnek verelim. Bir büyük locada falanca üye, bir olay yaratmıştır. Bu o kadar önemlidir ki, o büyük loca onu artık kendi bünyesinde üye olarak tutamaz; hakkında gerekli işlemleri yapar ve üyeliği düşürülür. Fakat falanca bunun üzerine gidip öteki büyük locaya üye olmak üzere başvurur. Öteki büyük locanın ise bu olaydan haberi yoktur, dolayısıyla sonuç olarak karakteri bakımından Masonlukta yer almaması gereken bir kişiyi alır ve benzer bir olayın doğması bakımından farkına varmadan bir risk altına girer. Bu gibi sorunların karşılıklı olarak bilinmesinde, büyük locaların birbirlerini bu bağlamda bilgilendirmelerinde yarar görülmüüştür.

Bu işler yürümüş müdür?... Kısa bir süre için yürümüştür. Sözünü ettiğim engelleme ise, aslında yönetimde yer almamakla birlikte yönetim üstünde etkili olabilen, hatırı geçen kişilerin böyle bir ilişkiyi uygun bulmaeyarak baltalamasıdır. Bir büyük locanın büyük üstadı ve üst düzey görevlileri öyle her istediklerini yapamaz. Gerek büyük locanın genel kurulu gerekse sözünü ettiğim hatırlı kişiler (örneğin önceki büyük üstatlar) onları yönlendirir.   Sonra büyük üstat ve diğer görevliler değişmiş, bir ara kurulmuş diyalogun yeni ekipler arasında da sürdürülmesi olanağı bulunamamıştır.

Cevabınız için teşekkür ederim. Büyük Loca'nın Genel Kurulunun üstündeki hatırlı kişileri ilk defa sizden duymaktayım. Mesele bu haliyle devam etmeyi sürdürürse iki büyük locanın birleşme şansı yok gibi duruyor. Bu hatırı sayılır kişilerin yaşlarından dolayı mı yoksa Masonluk tecrübelerinden dolayı mı itibar edilmektedir. Seneler önce yaşanmış bir olayın devam ettirilmesi biraz saçma kalıyor.

Bu konuyla pek alakalı olmasada son günlerde yazılıp çizilmektedir. Kaya Paşakay olayı hakkında düşüncelerinizi öğrenmek isterim. Loca'nın parasını usulsüz olarak kullandığına dair Mahkeme kararına göre kendileri suçsuz bulunmuş. Hürriyet Gazetesinde bununla ilgili bir haber vardı.  Bu konuyla alakalı sormak istediğim;

1) Kaya Paşakay Mahkeme kararının sonucuna göre Derneğin paralarını kanuna aykırı olarak harcamadığına göre bu suçlamayı yapan Mason Biraderler şimdi ne durumda?

2) Paşakay masonluktan atıldı mı? Atıldıysa veya atılmadıysa mahkeme kararına göre tekrardan Üstadı Muhterem koltuğuna oturabilecekmi.

3) Bir masondan ben sizlerin mahkeme kararlarının kendi içlerinde alındığını söylemişti. Mason Yargı Organlarından bahsetmişti ama detaya girmedi. Paşakay olayını Masonlar kendi yargı organlarında değilde neden Normal bir mahkemede çözme gereği duydular.

4) Masonların ödediği aidatlar ne kadardır?

Sorularımda konu dışına çıktığım için kusura bakmayın. 
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: ADAM - Aralık 15, 2009, 08:05:11 öö

Sayın Mustafa Kamil'in soruları üzerine:

Önce şunu benimsersek çok iyi olur: Türkiye'deki iki büyük locanın birleşmesi değil, birleşmemesi çok daha yararlıdır. Çünkü bu bölünme o tarihte o şekilde olmasaydı bile, sonradan bu şekilde olacaktı ve olmalıydı da... Ancak iki büyük loca birbirlerine tanımazlık, aldırmazlık, umursamazlık taslayacağına, karşılıklı olarak selamlaşsalar ve aralarında bir biçimde iletişim kurulsa hepsinden daha iyi olur.

Bir büyük locanın tek başına büyük üstat ve onanla birlikte yönetimde bulunanların tartışılmaz egemenliği altında olması düşünülemez. Bir büyük loca imparatorluk değildir. Büyük üstat ve yöneticilerin hesap vermek zorunda olduğu genel kurulu bir yana bırakalım, bu kurumda mutlaka bilgili, deneyimli, hatırı sayılan üstatlar vardır. Gerçi bu örnekte bunlardan kimilerinin hâlâ eski bir sorunu canlı tutmaya çalışmaktadır; bu nedenle kendilerinden sonra gelenlerin kimilerini de olağanüstü düzeyde etki altına almışlardır. Kan davası gibi bir şey... Ancak elbette bir gün bunun sonu gelecektir. Umalım öyle olsun.

Kaya Paşakay ile bağlantılı olaylar basın ve medyada çok dallanıp budaklandı ama henüz masonik literatüre yerleşmedi. Bu nedenle benim de bu konu hakkında bildiklerim pek sınırlı. Sadece soru numaralarına bağlı kalarak şunları söyleyebilirim:

1- Büyük Üstat Kaya Paşakay, derneğin olanaklarını umarsız kullandı.  Çok aşarıya kaçtı. Bu da derneği mali bakımdan sıkıntıya soktu. Olay derneğin kendi bünyesi içinde çözümlenebilirdi ama çözümlemek istemediler. Mahkeme böyle sonuçlandığına göre, artık bu suçlamada bulunan masonlar düşünsün. Masonluğun evrensel yasaları, masonik konuların mahkemelere taşınmamasını gerektirir. Ancak bildiğim kadarıyla sonuçlanmış olan ceza davasıdır. Bir de hukuk davası olmalı, çünkü olay kişisel davranışlardan değil mali konulardan kaynaklanmıştır. Bu bile bence masonların kendi aralarında çözümlenebilirdi; çözümlenebilmeliydi.

2- Bildiğim kadarıyla Paşakay dernek üyeliğinden çıkarıldı. (Burada bir yanlışı düzeltelim: Üstad-ı Muhterem loca başkanıdır. Büyük Loca başkanı Büyük Üstat unvanını taşır.) Ancak yine döner mi, dönmez mi; dönebilir mi, dönemez mi, orasını bilemem. Dönse bile eski görevine gelmesi söz konusu olamaz.

3- Masonlar bu olayı elbette kendi iç yargı ya da disiplin organlarında çözümleyebilirdi ama istemediler. Bir güçlü grup ya da belki de çoğunluk istemedi desek beltki daha doğru.

4- Mason aidatları sanıldığı kadar yüksek değildir. Bir rakam veremem çünkü bu ilgili locanın bulunduğu bölgeye, oranın olanaklarına, orada kaç mason bulunduğu gibi koşullara bağlıdır.  Şöyle diyelim: Bir mason lokali var. Buranın en büyük iki harcama kalemi lokalin işletimesi ve personel gideridir. Bu giderleri orada kaç mason varsa onların paylaşması gerekir. Ödenti (aidat) buna göre belirlenir.

Sevgiler.

 

 

   
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: Mustafa Kamil - Aralık 20, 2009, 05:36:13 ös

Sayın Mustafa Kamil'in soruları üzerine:

Önce şunu benimsersek çok iyi olur: Türkiye'deki iki büyük locanın birleşmesi değil, birleşmemesi çok daha yararlıdır. Çünkü bu bölünme o tarihte o şekilde olmasaydı bile, sonradan bu şekilde olacaktı ve olmalıydı da... Ancak iki büyük loca birbirlerine tanımazlık, aldırmazlık, umursamazlık taslayacağına, karşılıklı olarak selamlaşsalar ve aralarında bir biçimde iletişim kurulsa hepsinden daha iyi olur.

Bir büyük locanın tek başına büyük üstat ve onanla birlikte yönetimde bulunanların tartışılmaz egemenliği altında olması düşünülemez. Bir büyük loca imparatorluk değildir. Büyük üstat ve yöneticilerin hesap vermek zorunda olduğu genel kurulu bir yana bırakalım, bu kurumda mutlaka bilgili, deneyimli, hatırı sayılan üstatlar vardır. Gerçi bu örnekte bunlardan kimilerinin hâlâ eski bir sorunu canlı tutmaya çalışmaktadır; bu nedenle kendilerinden sonra gelenlerin kimilerini de olağanüstü düzeyde etki altına almışlardır. Kan davası gibi bir şey... Ancak elbette bir gün bunun sonu gelecektir. Umalım öyle olsun.

Kaya Paşakay ile bağlantılı olaylar basın ve medyada çok dallanıp budaklandı ama henüz masonik literatüre yerleşmedi. Bu nedenle benim de bu konu hakkında bildiklerim pek sınırlı. Sadece soru numaralarına bağlı kalarak şunları söyleyebilirim:

1- Büyük Üstat Kaya Paşakay, derneğin olanaklarını umarsız kullandı.  Çok aşarıya kaçtı. Bu da derneği mali bakımdan sıkıntıya soktu. Olay derneğin kendi bünyesi içinde çözümlenebilirdi ama çözümlemek istemediler. Mahkeme böyle sonuçlandığına göre, artık bu suçlamada bulunan masonlar düşünsün. Masonluğun evrensel yasaları, masonik konuların mahkemelere taşınmamasını gerektirir. Ancak bildiğim kadarıyla sonuçlanmış olan ceza davasıdır. Bir de hukuk davası olmalı, çünkü olay kişisel davranışlardan değil mali konulardan kaynaklanmıştır. Bu bile bence masonların kendi aralarında çözümlenebilirdi; çözümlenebilmeliydi.

2- Bildiğim kadarıyla Paşakay dernek üyeliğinden çıkarıldı. (Burada bir yanlışı düzeltelim: Üstad-ı Muhterem loca başkanıdır. Büyük Loca başkanı Büyük Üstat unvanını taşır.) Ancak yine döner mi, dönmez mi; dönebilir mi, dönemez mi, orasını bilemem. Dönse bile eski görevine gelmesi söz konusu olamaz.

3- Masonlar bu olayı elbette kendi iç yargı ya da disiplin organlarında çözümleyebilirdi ama istemediler. Bir güçlü grup ya da belki de çoğunluk istemedi desek beltki daha doğru.

4- Mason aidatları sanıldığı kadar yüksek değildir. Bir rakam veremem çünkü bu ilgili locanın bulunduğu bölgeye, oranın olanaklarına, orada kaç mason bulunduğu gibi koşullara bağlıdır.  Şöyle diyelim: Bir mason lokali var. Buranın en büyük iki harcama kalemi lokalin işletimesi ve personel gideridir. Bu giderleri orada kaç mason varsa onların paylaşması gerekir. Ödenti (aidat) buna göre belirlenir.

Sevgiler.

Cevaplarınız için teşekkürler.

Yüksek Şura ile Hür ve Kabul Edilmiş Masonların Paşakay olayına bakışları aynı mı ?

Bu söylenen Mason Örgütleri dışında daha başka bilmediğimiz localar var mıdır. Mesela İtalya'daki olaya benzer ülkemizdede P-2 Mason Locası tarzında örgütlenmeler mecut mu.
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: merimac - Ocak 14, 2010, 11:28:25 ös
Sayın ADAM

Bildiğim kadarıyla bu ayrılığın nedeni Demirel olayı olarak biliniyor Fakat sizin de belirttiğiniz gibi temelinde bir gurubun genel gidişattan mutsuz oldugu için bunu bahane ettiği söyleniyor ama benim anlamadıgım; Özgür Masonlar; Demirel olayında HK Masonların genel kuralları çiğnediğini ileri sürerek ayrılıyorlar sonra kendi kurdukları büyük locada bu genel kuralları kendileri çiğniyorlar biz masonlukta dogmalara karşıyız diyorlar, benzer bir biçimde de HK Masonlar da Demirel olayında kuralları çiğneyebiliyorlar daha sonrada Özgür Masonları kuralları çiğnedikleri için düzensiz Mason ilan edip kendilerinden saymıyorlar. İlginç
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: ADAM - Ocak 15, 2010, 08:47:29 öö

Sayın Merimac'ın ne demek istediğini doğrusu tam anlayamadım. Ancak açıkça ortada olan şu var: bu ayrılığın temel nedeni kamuoyunda sansasyon yaratmak amacıyla "Demirel olayı" gibi yansıtılmıştır. Öyle bir olay yok mudur? Vardır. Ancak aradaki olaylardan bir tekidir. Bunun nasıl ve niçin olduğunu tam olarak kavrayabilmek için önce birtakım kişilerin yapılarına ve aralarındaki bireysel ilişkilerin ne ve nasıl olduğuna bakmak gerekir. Sonra da Nafiz Ekemen'in "Arşivlerimiz İçinde 1965 Olayları" adlı kitabını çok dikkatlice, baştan sona okumak gerekir. Sonra bu bölünmenin oluşmasının hemen ardından yayınlanmış olan bildigeleri dikkatle incelemek gerekir. Sonra Celil Layıktez ve Murat Özgen Ayfer'in kitaplarını okumak gerekir. Özetle gerekir de gerekir. Ancak bunlardan sonra kimin ne zaman, nerede ve hangi kuralları çiğnediği belirlenebilir. Ben demiyonum ki Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası kuralları çiğnemiş, buna kaşılık Türkiye Büyük Mason Mahfili ya da Türkiye Yüksek Şûrası her şeyi tam kuralına uygun olarak yapmıştır.  Bu konuda hem nalına hem mıhına tarzı bir irdeleme yapılmadıkça tutum ön yargılı ve yan tutucu bir biçimde yürür.

Sevgiler.
   
Başlık: Ynt: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?
Gönderen: Mustafa Kamil - Şubat 15, 2010, 04:50:52 ös
Sayın Adam,

İskoç Riti'nin hakim organı Yüksek Şura değil mi ? Süprem Konsey nedir?
Günümüzde böyle bir örgütlenme var mıdır?