Sizin ekonomik sistem dediginiz sey insanlarin üretim araclari karsisindaki konumlari degilmidir?
Sizin adaletsizlik dediginizde bu üretim araclarinin özel mülkiyetin elinde olmasi degilmidir?
Yoksa sizin yeni bir ekonomik sistem taniminizmi var ? Varsa söyleyin bizde yeni birsey ögrenmis oluruz.
Saygilar
Güzel, böyle soruları sormakla tartışmış oluyoruz.
Ekonomik sistem deyince benim anladığım, daha doğrusu okuduğum ve gördüğüm şey şu: İnsanların serbest olarak mal alıp satabilmesi, iş kurabilmesi, iş akdi imzalanmasıyla bu işte çalışmaya niyetli insanları işe alması, veya doğrudan bir insanın bir işte çalışmasıdır. Burada iş kuran insan veya o işte maaşla çalışan insanın herhangi bir şeyin karşısında olması gibi bir durum yok. Üretim araçlarının karşısında olan bir insan da yok. Sadece o üretim araçlarına sahip olan ve üretim yaptıran biri, ve bu işte bu üretim araçlarını kullanarak üretim yapan işçiler var. İşçi biri de bir gün üretim araçlarına sahip olursa, o da işveren konumuna yükselebilir ve kendi işyerini açabilir. Lokantada çalışan bir garson da ileride kendi lokantasını açabilir. Yani üretim araçlarına sahip olmak herkese açıktır. Dolayısıyla bir dönem bu araçlara sahip olmamış olması, o kişinin ilelebet sahip olamayacağı anlamına gelmez. Yeter ki, yasalar o insana bir engel çıkarmasın. Antik yunanda mesela sizin dediğiniz doğruydu. Köle sınıfı veya halk sınıfı vardı ve bu insanlar sadece köle olarak veya işçi olarak çalışırlar, kendi işlerini kuracak bir girişimde bulunmaları yasa ile engellenirdi. Bu son durum kapitalizmde yoktur, ve işte bu çeşit bir durum "adaletsizlik"tir. Böyle bir engel olmayıp bir serbesti olduğu için de kişiler sermaye biriktirme sürecinde bir dönem bu araçlara sahip olmaz, ama biriktirdiği anda bu araçları temin edebilirse, o da bu araçlara sahip olabilir. Sistem, herkese açık bir sistemdir. Dolayısıyla kayrılan ve "sen hep işçi olarak çalışacaksın, bu aile ise daime işveren olarak çalışacak" türünden, hukuki eşitsizlik doğruran bir uygulama olmadığı sürece, insanların üretim araçları önündeki durumu geçişken ve serbest olacak, ve bu durum bir adaletsizliğe yol açmayacaktır.
Diyebilirsiniz ki, şu zamanda, hangi işçi maaşından bir şeyler arttırıp kendi işini kurabiliyor. Böyle bir şey mümkün mü?
Bu konuda kişinin önüne yasal engeller çıkarsa elbette böyle bir şey mümkün olamaz. Fakat yasal engel yok dedik. O halde neden kuramıyorlar. Herhalde maaşlarından arta kalan değerin ve işlerinden arta kalan zamanın az olması dolayısıyla böyle bir girişimde bulunamıyorlar. Bunun adı da zaten fakirlik, bir dereceye kadar da orta hallilik oluyor. Kapitalizmin bu fakirlik konusundaki görüşleri neler? Ne yapılırsa bu önlenir? Bunu sorarsanız, vergilerin asgari düzeye indirilmesi ve sosyal sigorta gibi uygulamaların kişilerin kendisine bırakılmasını bir çözüm olarak söyleyebilirim. Her ne kadar bugün hakim sistem kapitalizm olarak görülse de, aslında kitabına uygun bir kapitalizm, vergiler bu kadar arttığı sürece yoktur. Bir işçi işinden 1 milyar maaş alıyor, ve bu işçi için işveren sigortaya 400-500 lira para ödüyor. Ne için? Bu kişi ve ailesi hastalanırsa hastaneden tedavi alsın ve belli bir yaşa geldiğinde emekli olabilsin ve çalışmasın diye. Şimdi düşünelim. Böyle bir sistem olmasa, işveren, elde ettiği kârı sigorta havuzuna aktarmak yerine işçiye verebilir. Ve işçinin maaşı artar. Ve hastalandığında kendi hastalğını kendisi öder duruma gelir. Ayrıca emeklilik de ortadan kalkar ve kişiler, "iş göremez" raporu alıncaya kadar çalışmasına devam eder, ve hem üretim yapan yaş skalası artar, hem de tüm işçi tabanında aylıklar %40-50 ye varan bir artış gösterir. Bu durumda harcama da artar, harcama arttıkça da işler açılır, işler açıldıkça da daha fazla istihdam olur. Kapitalizmin özü budur. Belki hala bu işçi bir şeyler arttıramaz, ve ilerde kendi işini kuramaz, fakat aldığı maaşla zaten standartları yükselmiş olacaktır. Artı, bu çeşit bir minimal vergili sistem, ilerleyen yıllarda istihdamı da arttıracağı için, kar ve maaşlar da o ölçüde artacak, işsizlik sorunu da önemli ölçüde düşecektir. Kapitalizm bunu der, ama sosyal kaygılar devlet denen organa büyük bir para aktarımını hala destekler, bu yüzden bugün karma ekonomi var ve bu yüzden bugün insanlar az maaşla yaşıyor, fakat hastalandığında devlet ona bakıyor, ve emekliliğinde maaş bağlanıyor. İnsanlar yüksek maaşla çalışmaya başladılar mı zaten bir bıkkınlıktan doğan arzu olan emeklilik arzusu da ortadan kalkacaktır. Öte yandan insanlar kendi sağlık masraflarını kendileri ödemek durumunda kaldıklarında, sağlıklarını korumak için dah fazla çabalayacaklar, devlet hastaneleri ortadan kalkıp, özel muayenehane ve hastaneler çoğalacağı için de zten tedavi fiyatları düşecektir. Buna rağmen, ekstrem durumlar için, bir sigorta sistemi olabilir, ve isteyen yine maaşından bir miktarı ilerde emekli olmak veya sağlığı bozulduğunda tedavi olmak için, zaten bugün de var olan özel sigorta şirketlerine katılım payı verebilir. Kapitalizmi suçlayıcı "işsizlik" "düşük maaş" da ortadan kalkar. Ayrıca büyük bir havuz olan devlet yolsuzlukları da, devlete minimal para gideceği için bu şekilde önlenebilir.
Saygılar