Masonlukta öğretimim öncelikle simgeler, alegoriler ve özdeyişler aracılığı ile yapıldığını biliyoruz.
Öncelikle öyle ama o kadar değil. Masonluğun öğretisinin verilişinin yönteminin tümü bunlardan oluşmuyor.
Bir de doğru dürüst tümcelerle anımsatmalar, dikkat çekmeler, uyarmalar hatta yönlendirmeler var. İşte bunlara genelde aşılama/telkin diyebiliriz.
Tüm bunlar Ezoterizmin kaçınılmaz gereklerinden…
Elimizdeki masonik sözlükte aşılama sözcüğü “sözlerin dolaylı bir yöntemle kullanılması, böylece inanç, görüş, eğilim ve benimseyişlerin oluşturulması, bunların değiştirilmesi ya da yerleştirilmesi” biçiminde tanımlanmış.
Bazı kurumlarda (ezoterik olanları da dahil) bu uygulama bir baskı ya da zorlama niteliği taşır. Hani Masonluğun o diğer ezoterik kurumlardan farkları sayılıp dökülür ya ara sıra; işte bunu da eklemek gerek. Çünkü Masonlukta baskı ya da zorlama yok. Her mason, ritüeller aracılığıyla kendisine aktarılan öğretinin düzenlenmesinde bir aşılama/telkin yönteminin kullanıldığının farkındadır. Bu nedenle de verileni alıp almamak, ondan yararlanıp yararlanmamak, kendi istem ve buyrultusuna kalmıştır.
Dünya yüzündeki mason kuruluşları arasında anlayış farklılıklarından da söz ediyoruz ikide bir. İşte bu, ritüellerdeki aşılamalarda/telkinlerde kendini açıkça gösterir. Bir ritüele bakarak Masonluğun tüm eşdeğer örgütlerindeki ritüellerin öyle olduğunu sanmayın. Dış bakışta bir anda fark edilemeyen, birçoğu ayrıntılarda gizli ama önemli farklar vardır.
Masonluğu dinsel nitelikli bir kurum olarak gören mason kuruluşlarının ritüellerindekiler, öncelikle benimsenen/önerilen dinsel inanç ve eğilimlerin doğrultusu ya da koşutundadır.
Masonluğu bir özgür düşünce kurumu olarak gören mason kuruluşlarının ritüellerindekiler, ötekilerin tersine, bireyi dinsel dogmaların etkilerinden arınarak düşündürmeye yöneliktir.
Bu ikisinin ortası da var kuşkusuz. Özgür düşünceyi o kadar da çok önemsemeyen ama her tümcede bir dinsel inanç öğesini de kapsama getirmeyerek daha çok bir hümanist ya da mistik nitelikli eğilimi benimseyen.
Bir mason, bunların herhangi birinden yararlanırken, temel niteliğini, hangi eğilim ile düzenlenmiş olduğunu bilmeli, yorum ve değerlendirmelerini ona göre yapmalı. (Öyle mi yapıyorlar acaba? Kuşkuluyum.)
Nitekim ritüellerdeki çeşitli simge ve alegorilerin anlamlandırılışı da böyle. Masonların herhangi bir konuda belli bir tarzda düşünmeleri istenecek olursa, ritüellerde kullanılan simge ve alegorilerin kesin açıklamaları yapılıyor. Bireysel yoruma, özgür düşünceye yer yok. “Masonluk böyle ve bu kadar. Burada buna uymak zorundasın. Bireysel yorumunu git başka yerde yap. Özgür düşünceni başka alanda kullan.” deniyor âdeta. Ancak bu durumda aşılama/telkin, öz niteliğini yitirmiş demektir çünkü hiçbir zaman “beyin yıkama” ile özdeş ya da eş anlamlı sayılmamalıdır.
Ne yazık ki bazı mason kuruluşları günümüzde bile üyesi olan masonların beyinlerini yıkamaya çalışıyor.
Ben böyle dedim ama yanlış söylemiş de olabilirim. Doğrusunu bilen düzeltsin lütfen.