Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Diger Inanclar => Konuyu başlatan: Fraternis - Nisan 13, 2007, 02:51:12 öö

Başlık: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Fraternis - Nisan 13, 2007, 02:51:12 öö
Deizm (tanrıcılık), 17'inci ve 18'inci yüzyılda İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde belirginleşmiş dini bir felsefedir.

Deistler genelde doğaüstü olayları (kehanet veyahutta mucizeler) ,yaradanın dinlerle olan bağını, kutsal metinleri ve ortaya çıkmış tüm dinleri reddederler. Bunun yerine; deistler doğru dini inanışların insan mantığında ve doğal Dünya'nın kanunlarında görmeyi tercih ederler. Bu doğrultuda da; varolan tek bir tanrının ya da üstün varlığı kabul ederler.


 Kelime manası  Deizm kelime anlamı olarak; "tanrı"'dan gelmiştir; Latince "deus" kelimesini kullanır; tam Türkçesi ile "Tanrıcılık"dır.

17'inci yüzyıl öncesinde; deizm yerine teizm kelimesi kullanılmıştır ve benzeri inanışlara sahiplerdir.

Deist kelimesinin ilk kez kullanımı Pierre Viret tarafından Instruction Chrestienne (1564) isimli yapıtında olmuştur. İngiltere'de de Robert Burton Melankolinin Anatomisi (1621) eserinde kullanmıştır.

TDK'nın tanımına göre "Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık." manasına gelir.


 Tarihi Deist düşünce; eski zamanlardan beri (örn. Heraklitos) vardır. Deizm kelimesi ise; 17'inci yüzyılda özellikle İngiltere'de kullanılmaya başlamıştır.

Doğa dinine inanış 17'inci yüzyılda Avrupa'da bir devrim olmuş; bir çok kültür bu akıma destek vermiştir.

Rönesans dönemindeki hümanist yaklaşım; Avrupa'nın klasik Roma ve Yunan dönemindeki düşünceleri çalışmaya itmiştir.

Bunun yanı sıra; eski dokümanların analiz edilmesi doğrultusunda ve bilimin de sunduğu olgularla tarihte ilk defa Hristiyan toplumlar tarafından İncil eleştirilmiştir. Yapılan araştırmalar doğrultusunda; Dünya tarihi'nin İncil'de anlatıldığından çok daha farklı olduğu ortaya çıkmıştır.

Mitoloji üzerine yapılan araştırmalarda da; bir çok dinin kendinden önceki dinlerden örnekler alarak hikayelerde karakterlerin isimlerini değiştirerek kullandığını ortaya çıkarmıştır.

16'ıncı ve 17'inci yüzyılda Avrupalıların Amerika, Asya ve Pasifik'i de keşfetmesinden sonra; aradaki farklılıklardan, dini Nuh'tan geliş teorisinin bozduğuna inanmışlardır.

Bu konuda Herbert; De Religione Laici (1645) de şu sözleri yazmıştır.

..bir çok inanış ya da din, açıkca, bir çok ülkede uzun süredir vardı, ve kesinlikle kanun koyucuların bahsetmediği bir tane bile yoktu, Wayfarer'ın Avrupa'da bir tane bulması gibi, başka biri Afrika'da, Asya'da ve bambaşka bir tanesi de Hindistan'da..

Bu doğrultuda; Hristiyanlığın bir çok din arasındaki dinlerden biri olduğunun farkına varılmış; ve hiç bir şeyin bir dinin diğerinden daha iyi ya da daha doğru olduğunu ispatlamayacağına inanmışlardı.


 Dinlerle anlaşmazlıklar  Avrupa Reformizm'in başladığından bu yana yaşadığı dini savaşlarla oldukça sorun yaşamıştı. 1642'de Herbert'in De Veritate yayımlanmış; 30 yıl savaşı Avrupa'da 25 yıl boyunca yaşama standartlarını oldukça zorlamıştı. O kadar büyük ve yokedici bir dini savaştı ki; Almanya'daki nüfusun %15 ila %20'si bu savaşlarda öldü. Daha da yakın olarak; İngiliz İç Savaşı'nda kral ve parlemento karşı karşıya gelmişti.

Tarikatların uyguladığı yoğun şiddet; geniş anlamda duyguların reddedilmesine yol almıştı. Bu ayrıca; doğal dini doğrulara insanları yönetti. Evrensel olarak kabul edilebilecek doğrular, doğa'nın kanunu veyahutta insan mantığının içindeki kanunlara ilgi duyuldu.


 Bilimde ilerlemeler  17'inci yüzyıl bilimde oldukça fazla yeniliklerle karşılaştı. Kopernik, Kepler ve Galileo Dünya'nın kainatın merkezi olduğu düşüncesini yoketti ve kainatın gösterilmeye çalışıldığından oldukça büyük olduğunu ortaya sundu. Bu uyuşmazlıklar dini otoritelerce büyük tepki gördü; ve Galileo dince kabul edilmiş görüşlerin karşısında bir buluş sunduğu için yargılanması en belirgin örneklerindendir.

Bu doğrultuda din inanç ve mantık konusunda bir otorite olsa da; artık bilimsel konularda bir otorite değildi.

Isaac Newton'un evrensel yer çekimi; Dünya'da ve uzaydaki nesnelerin davranışını açıklamasıyla, doğal evren'in doğa kanunlarıyla yönetildiğini ortaya çıkardı. Bu teoloji de (Watchmaker anolojisi) Tanrı'nın kainatı yarattığı, doğa kanunlarına uygun bıraktığı ve sahneden çekildiğini önerdi.

Bu doğrultuda; dini mucizeler altında anlatılan doğa üstü olayların da doğa kanunlarına aykırı olması büyük fikir ayrılıklarına sebebiyet verdi.


 Deizmin özellikleri  Deizm konsepti; belli bir merkezi, temsilcisi, ya da belirgin kanunları olmadığı için bir çok değişik bakış açısına sahiptir. Ancak; Deizm'in merkezinde iki kural bulunmaktadır.

İlan edilmiş bir dinin reddi - (bu Deizm'in negatif - eleştirici bakış açısından yönüdür)
Mantığın bize dini doğruları öğretebileceği - (bu da Deizm'in pozitif - yapıcı bakış açısından yönüdür)
Eleştirici deizm öğeleri şunları içerir:

Tanrı tarafından ilan edilmiş veyahutta yazıldığı iddia edilen kitaplara sahip olan dinlerin reddi.
İncil'in Tanrı'nın sözü olduğunun reddi.
Mucizelerin ve kehanetlerin reddi.
Dini bilinmez öğelerin reddi.
İncil'deki yaratılış hikayesinin ve insanların doğuşta günahkar olduklarının reddi.
Hristiyanlığın reddi.
Yapıcı deizm öğeleri de şunları içerir:

Tanrı vardır ve kainatı yaratmıştır.
Tanrı insanların mantıksal davranmasını ister.
İnsanların ruhları ölümden sonra hala vardır, bu doğrultuda ölümden sonra yaşam da vardır.
Yaşam sonrasında, Tanrı iyi davranışlarımızı ödüllendirecek, kötü davranışlarımızı cezalandıracaktır.
Kişisel olarak deistlerin düşünceleri oldukça geniş ve değişiktir. Bazıları aralarında kendilerini asıl hristiyanlar olarak da ilan etmiş; İncil'den mucizeleri, kehanetleri ve bilinmezleri çıkartarak; İsa'nın insanlara iyilik öğretmek isteyen biri olduğunu sunmuşlardır. Örnek olarak Thomas Jefferson; bu öğeleri çıkartarak Jefferson İncili'ni yazmıştır.

Radikal olarak da; hristiyanlığı ve tüm dinleri tamamen reddeden ve mantık aramayan deistler de mevcuttur. Radikal deistler de dindar insanlar tarafından genelde ateist olarak görülmüştür.

Deizm dönemle Amerika'da da yayılmış; ancak daha sonra popülaritesini yitirmiştir.


 Günümüzde deizm  Bir çok hristiyan deist; Üniteryanizm inancına bağlanmıştır. Modern deistler klasik deizm inanşını, modern felsefe ile birleştirerek günümüz bilimiyle kullanmak istemişlerdir. Bu doğrultuda da bir çok yeni inanışın çıkmasına sebebiyet vermiştir.

Eski deizm inanışında; Tanrı ile kişisel bir diyalog veyahutta karşılaşma mümkün gösterilirken; günümüzde Tanrı'nın insanüstü olduğu ve Tanrı'yı anlamanın insan mantığı sınırları içinde olmadığına inanılmıştır.

Bunun yanı sıra; Agnostisizm, Evrenselcilik ve Panteizm de başta olmak üzere; bir çok felsefi akımın ortaya çıkmasıyla Deizm'e olan ilgiyi düşürmüştür. Deizm isminin yerini günümüzde bir çok deist tarafından Evrenselcilik (Universism) almıştır.


 Deizm ile ilgili eleştiriler  Deizm düşünce sisteminin dini konularda insan düşüncesini reddettiği, ve insan düşüncesinin tanrı kavramını algalıyacak yeterliliğe sahip olmadığı öngörülerek eleştirilir. Cennet ve cehennem kavramı kilise, sinagog, cami, tapınak ya da diğer mabetler tanrıyla kul arasındaki ibadete reheberlik edildiği önerilen papaz, imam, şaman, rahibe, rahip, kardinal, şeyh vb. dini görevliler ve peygamberleri reddederler. Evrim teorisini reddetmemesi, evrim teorisini reddedenler tarafından eleştirilmiştir.

                                                                                                                                                      http://tr.wikipedia.org/wiki/Deizm
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: ceycet - Ocak 10, 2010, 08:52:02 ös

Newton'un deizme yakın olduğu sayın ADAM tarafından işaret edilince,tavsiyesi üzerine bukonu ile ilgili bir başlık açmayı planlamıştım;ancak daha önce sayın Fraternis tarafından açıldığını,verilen bilgilerin başlangıç için yeterli olduğunu görünce vazgeçtim ve bu başlık altında devam etmenin uygun olacağına karar verdim.

Deizm,mensuplarının kendilerine has kabullenmeleri olan ve bu doğrultuda kişiye özel özgün kuramların benimsendiği bir din olarak kabul edilebilir mi...

Neden edilmesin?Vahiy dinlerinden eksiği,peygamberlerinin ve kutsal kitaplarının olmayışı...Diğer dini kabullerden  farkı ise dini metinlerinin ve dayatılmış kurallarının ve ibadet şekillerinin olmayışı...

Bu durum da;bir deist,"Ben ilişki tesis edebildiğimi öngördüğüm Tanrı ile direkt irtibat kurabiliyorum,bir aracıya,peygambere veya kutsal metinlere ihtiyacım yok,ibadetimi ve dualarımı da kendime has geliştirdiğim yöntemlerle yapıyorum,karşılığını da alıyorum"derse ve bukonuda ikna olmuşsa,deizm,o nun dini olmuyor mu?

Onun kabul ettiği dini,başkaları inkar edebilir mi?...

Hatta budurumdaki bir inanan,mevcut dinleri ve onun mesajlarını,sınırlardan azade olduğu için daha iyi yorumlayamaz mı?...Neticede,o nu kafirlikle suçlayacak,uydurma günahlar yükleyecek otoriteleri benimsemiyor olduğu için,yapacağı tefekkür daha özgür ve sınırsız olmaz mı?

Bence,bukonu üzerinde konuşmak,tartışmak,düşünmek ufkumuzu genişletecektir.Hazır,Newton gibi bir nebi-derya nın da bukonuya kafa yorduğunu öğrenmişken,ilahi bir fırsat gibi değerlendirilmelidir,diye düşünüyorum.



Saygılarımla
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: popperist - Ocak 10, 2010, 10:59:44 ös
Tabi ki kimse kimsenin inancına bir şey diyemez Sayın Ceycet. "Kabul edilebilir mi?" diye sorarken bunu kabul edip etmeyecek bir üst merci yok ki insanlar arasında. Siz kendinizden sorumlusunuz.

Ateistlerin inancına bir şey deniyor mu ki, Deistlerin inancına bir şey söylensin?

İslamda "salt deizm" sanırım "tevhid" kavramıyla tanımlanmıştır. Bu konuya çok büyük önem verilir. Yani adeta "yaratılan hiçbir şeye benzemeyen tek bir tanrı" olduğunu söyelen İhlas suresi, Kuran'ın üçte biri değerinde görülmüştür.

Deizm, bu anlamda bir seviyedir. Ancak tabii ki "deist" olmak ile "teist" olmak, yani İbrahimi dinlerden birine inanmak farklı şeylerdir.

Her müslüman aynı zamanda deisttir, fakat her deist müslüman olmak zorunda değildir.

Bir de şu var; Deizm deyip bir tanrı tanımını siz kafanızdan kurguluyorsunuz. Bu tanrı, teistik dinlerin tanrısına benzeyebilir. Ama benzemeyebilir de! Yani şeytani bir tanrı kurgulayıp deizm diye onu tanrı kabul edebilmeniz mümkün. Aynı şekilde "doğa"yı bir tanrı kabul etmeniz mümkün. Enerjiyi bir tanrı kabul etmeniz mümkün. (Enerji ile tanrı tanımları örtüşüyor; ezeli ve ebedi. Yok edilemez, yoktan var edilemez.) Bunlar teistik dinlerin tanrısıyla aynı şey olmadığı, sadece isim benzerliği olduğu için teizmle bağdaşan bir deizm olamaz diye düşünüyorum. Onun teizm ile barışık bir deizm olabilmesi için, "tek" olması, "yaratılanlara benzememesi, onlarla mukayese edilememesi" "tüm yaratılanların ona bağlı olması" gibi kapsayıcı ve aşkın tanımları olması gerekir.

İlginçtir, Hristiyanlık deizmi ile, İslamın deizmi farklıdır. Çünkü İslam, Allah'ı "birlik" "benzemezlik" "mukayese edilmezlik" "aşkınlık" gibi özelliklerle tanımlar. Halbuki Hristiyanlık teslisle "birlik" konusunu müphem bırakır, Baba ve oğul sıfatlarıyla yaratılan ve yaratan benzerliği, mukayesesi yapar. Ve kapsayıcı değildir; çünkü kötülük hristiyanlıkta tanrı takdiri değil; şeytan işidir. İslam, o denli tek tanrıcıdır ki, kötülük dahi tanrı onayıyla vuku bulan bir şeydir. (Bu nedenle kötülük argümanı İslam'a karşı sökmez)

Saygılar.

(Edit: Bu arada sorgulanması gereken bir şey daha var; Masonlar büyük dinlerin tanrılarına inananlardan üye alıyorlar. Görüldüğü gibi burada İslam ile Hristiyanlık arasında bir farklılık var. Bundan daha önce, "evrenin ulu mimarı" ile tanımlanan tanrının, nasıl bir tanrı olduğu açıklanmıyor hiç. Bu tanrı tek midir? Kapsayıcı mıdır? Aşkın mıdır? Mimar ile mukayese edilen şey nedir? Evrenin mimarıdır da, ahiretin mimarı değil midir? Bunlar bilinmelidir. Yoksa benim inandığım tanrı inancına tamamen karşıt bir tanrı da olabilir bu. En azından mümkündür.)
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: ADAM - Ocak 11, 2010, 09:19:47 öö

Bu kavram, gerek Sayın Ceycet'in yeniden gündeme getirmesiyle gerekse Sayın Popperist'in katkılarıyla çok güzel bir şekilde işlenmiş. Bana katacak pek bir şey kalmıyor gibi ama şu terimin Türkçesine bir itirazım var.

Dilimizde Deizm'in karşılığı "Nedentanrıcılık" olarak veriliyor. "Tanrıcılık ise Teizm'in karşılığı.

Hazor buna değinmişken izninizlme birazcıkt ukalâlık da edeyim.

Deizm, Tanrı’yı yalnızca bir “ilk neden” olarak benimseyip, onun başka nitelik ve güçleri üzerinde varsayımlarda bulunmayan, temel özelliği “dogma” olan inançları yadsıyan dinsel benimseyişlerin genel adıdır.
Latincedeki “Deus” (Tanrı) sözcüğünden türetilmiştir. Gerçi önceleri “Tanrıtanımazlık” ile eş anlamlı tutulan Ateizm’e karşıt olarak “Tanrıcılık” anlamına gelmek üzere de kullanılmıştır ama sonraları Katolik Kilisesi, Yunanca’da “Tanrı” demek olan “Theos” sözcüğünden “Teizm” kavramını türetmiş, bunu bir de  “Tanrıcılık” kavramıyla özdeşleştirmiştir. Bunun üzerine, Katolik Kilisesi’nin dogmatik inanç ilkeleriyle bağdaşamayan Deizm, “doğal din” anlamında kullanılır olmuştur.

Sayın Ceycet bunun bir din sayılması gerektiği görüşünde ama ben biraz kuşkuluyum.

Deizm, inançta bilimsel ve akılcı yolu önerir. Belirtilmiş olduğu üzere; üstün sayılan bir din adamının, Tanrı ile insan arasında gereksizliğini savunur. Nitelikleri her ne olursa olsun, bir “din adamları topluluğu”nun “tanrısal bilgi” konusundaki otoritesini yadsır. Bu yüzden, Teizmi benimseyenlerin sert saldırılarına uğramış, hatta Ateizm ile bir tutulmuştur.

Din, inançların bir toplulukça benimsenmesi ve ortak kurallara bağlanması suretiyle oluşur. Deizm'de ise sadece bir genel benimseyiş (inanış) olup, ortak kurallar bulunmadığına gğöre acaba "doal din" bile dense "din" kavramının tanımına sığar mı?

Deizmin geçmişteki ve çağımızdaki niteliği aynı değildir. Kökeni aslında çok eski tarihlere uzanmakla birlikte, çağdaş Deizm yine belirtilmiş olduğu üzere 18. yüzyıl başlarının bir ürünü sayılır. Çağımızdaki en önemli özelliği, Teizmin temeli olan “vahiy”i kabul etmeyerek bunun karşısına “akıl” ile çıkmasıdır.

Deizme göre; Tanrı’nın varlığı, nitelikleri ve dilekleri “vahiy” yolu ile öğrenilemez, açıklanamaz ve kanıtlanamaz. Tanrı’nın, iyi ya da kötü, herhangi bir töresel karakteri belirlenemez, tanımlanamaz. Salt insan düşüncesinden doğan ve insanın yaşam deneyimleriyle oluşturup tasarladığı birtakım nitelikler Tanrı’ya yakıştırılamaz. Tanrı hiçbir varlığa benzetilemez. Hiçbir varlık Tanrı’nın benzeri olamaz.

Düşünüyorum da, acaba ben de Deist mi sayılırım. Çünkü bu forum alanında bu bağlamda tanımlamalar yapanlara hep karşı çıkıyorum.
 
Deizm ilkelerine uygun bir inançta Tanrı’nın varlığını yadsınmaz ama onun bir “ilk neden” olmanın ötesinde, evreni, dünyayı, insanı ve diğer varlıkları sürekli olarak yönetim ve denetim altında tuttuğu, geleceklerini istediğince düzenleyip gene istediğince değiştirdiği kabul edilmez. Tanrı, canlı ya da cansız, tüm varlıkların evrende geçirmiş ve geçirmekte oldukları oluşumları etkilemez. Dolayısıyla insanın düşünü ve eylemlerine de karışmaz.

Oysa teist dinler bunların tam karşıtını ileri sürüyor. Öyle diyenlere de ben hep «Nereden biliyorsunuz? Siz bunları biliyorsanız sözünü ettiğiniz varlık Tanrı değildir.» diye karşı çıkıyorum.

Deizm, insanın bireysel buyrultusuna önem verir. Bireyin, düşünü ve davranışlarından dolayı yalnızca kendi vicdanına karşı sorumlu olduğunu savunur. Bu nedenle, Tanrı’nın, insanların ölümlerinden sonra, onlara yaşamları sırasındaki yapıp etmelerinin hesabını soracağını, öteki dünyada insanları bunlara göre ödüllendireceği ya da cezalandıracağına ilişkin yargıları “kanıtlanamaz bir imge” olarak niteler.

Deizm’e göre; “ölüm’den sonraki yaşam”, “yeniden doğuş” ve “ruhun ölümsüzlüğü” insanların oluşturduğu varsayımlardır. Bunların ortaya çıkarılışının nedeni de, tümüyle insanın yaşamı çok sevmesi, sonsuzca yaşamak isteyişi, ölüm olgusunun gerçekliğini bir türlü kabul edemeyişi ya da içine sindiremeyişidir. Bunlarla birlikte Deizm, “ruh”un varlığını da yadsımaz. İnsanı, biri maddi, diğeri manevi olmak üzere ikili bir oluşumun ürünü, yani “beden” ile “ruh”un bir sentezi olarak benimser. Fakat bu iki temel öğenin birlikte doğup birlikte öldüklerini savunur. Bu açıdan bakıldığında Panteizm ile çelişir.

İşte benim bu konuda diyeceklerim bu kadar.

Sevgiler.



 
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: karahan - Ocak 11, 2010, 04:19:35 ös

Sayın ADAM,

bu başlık altında tartışılmasının uygun olmadığının farkında olduğum,ama anlatımlarınızın zihnimde yaptığı çağrışımın bir ürünü olan bir hususu söylemeden geçemeyeceğim.

Ben zaman,zaman kendime sorarım:

Acaba,"Deizm"de,mensuplarının kendilerine has kuramları benimsediği,bireysel yaklaşımları olan bir din olarak kabul edilemez mi?...

Ben ce edilebilir...Edilmelidir de!...

Ozaman,o gözle bakabilen bir inanan,kendisine dayatılan,ama kabullenmekte zorlandığı birçok hurafeye kendine has yanıtlar üretebileceği gibi,mevcut dinleri anlamakta ve yorumlamakta da birokadar daha mesafe kat edecektir,diye düşünüyorum.


Saygılar

Sn.Ceycet

Tezinize bende ufakta olsa bir cevap vermek isterim.Deizm herhangi bir manada din olmasının imkanı yoktur.Din denen olgunun oluşum mantığına aykırıdır.Eğer herhangi bir şeyi inanç haline getirip inanan sayısınıda artırıp adına din demeye çalışırsak sanırım bı olacak şey değil.Ben genel anlamda gündelik muhabbet ortamı yada muhabbetlerde kullanılan dinler sözcüğünün kullanım amacının dahi yanlış olduğunu düşünen biriyim.

O ifade ile sanki ortalıkta bir sürü din varmış gibi bir anlam çıkıyor.İnanç anlamından baktığımızda bence sakıncalı siz başka bir anlatımlamı ifade ettiniz bilemiyorum.Deizm ateizmden farklı mantığı ile sanki din olabilecekmiş bakış açısı sunması bence olası değil.Sadece ateizmden biraz farklı o kadar.

Kaldıki deizmdeki kuramlar nerde ise materyalizm ile birebir örtüşen ifadelerdir.

Sevgiyle kalın.
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: ceycet - Ocak 11, 2010, 06:12:49 ös

Bu başlık altında deizmin din olarak kabul edilebilirliğini savunurken,"Din"in dahabir evrensel bakış açısıyla yorumlanmasının ortaya çıkarabileceği bilinçli  kabullenmelerden bahsetmek istemiştim;yoksa kasdım,deizmin teist dinlerle kıyaslanması veya aynı kategoride sınıflandırılması değildi.

Sanırım bir yanlış anlaşılmayla karşılaştım;olabilir,zaten böyle hashas bir konuya dokunurken buna hazırlıklı olmak gerekir.

Deistler,varolan,yaratıcı ve tek olan bir Tanrı'yı kabul ediyor ve inanıyorlar.Ruhban sınıfını,peygamberleri,dolayısıyla Tanrı ile aralarına girecek 3.şahısları reddediyorlar.Hal böyle iken,odak noktası Tanrı olan felsefi bir yorum,birileri tarafından derlenir,toplanır,teist dinlerin aksine kuralsız olduğu açıklanırsa ne olur?...Veya bu anlayış nasıl sınıflandırılır?

Tanrı'yı kabul eden bir kimseyi,Tanrı reddeder mi?

Tanrıya inanmak,kabul görmüş bir dini benimsemeden olmaz mı?

Agnostiklerin şifası deizm olamaz mı?

Teist dinleri benimsemiş inananların içinde,kendilerini deizme yaklaştıran şüpheler yok mudur?

Teist dinlerin içinde yeşeren kimi akımlar,deizme yakın olarak kabul edilebilir mi?

Deizm,din olarak kabul görse,dünya tarihinin ilk dini olma vasfına erişebilir mi?

Kadim dinler,deizm mantığıyla daha kolay açıklanabilir mi?

Tevhid dinlerin ve bu dinlerin peygamberlerinin atası Hz.İbrahim,bir deist olarak kabul edilebilir mi?



Kimse yanlış anlamasın lütfen...Kimsenin inancına bir diyeceğim yoktur.Amacım sadece sorgulamak...Bu başlık altında mevcut sotu işaretlerine daha düzinelercesi eklenebilir.

Bakalım bu arayış bizi nerelere kadar sürükler.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: ADAM - Ocak 12, 2010, 08:32:35 öö
Sayın Ceycet bu konuyu benim bir başka başlık altındaki sunumda kendisinin de benimsediği üzere yanlışlıkla açmış, sonra buraya taşımıştı.

O başlık altında Sayın Karahan'ın da bir yazdığı var. Sayın Ceycet de ona o yazdığını buraya taşımasını önermişti.

Sayın Karahan Sayın Ceycet'in önerisine uymuş olsaydı, Sayın Ceycet ona yanıt verecek, sonra benim de bu konu üzerine bir diyeceğim olacaktı. Büyük olasılıkla bu tartışmaya Sayın Popperist de katılır.

Ben şimdilik bekliyor, Sayın Karahan'ın görüşlerini buraya aktarmasını rica ediyorum. Çünkü bana göre belirgin bir kavram uyuşmazlığı var ve bunu Sayın Karahan'ın yazısından sonra çözümlemeye çalışabiliriz.

Sevgiler.

 
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Genius Loci - Ocak 12, 2010, 09:34:32 öö
Sn. karahan'ın NEWTON'UN ANLATILMAYAN KİMLİĞİ (EKEİR-20)  (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=8519.0) başlığında DEİZM ile ilgili göndermiş olduğu mesaj, burada tartışılmakta olan konuyla alakalı olduğundan ve üyeler tarafından bu başlık altında cevap verilmek istendiğinin belirtilmesinden dolayı tarafımca bu konu başlığına aktarılmıştır.
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: ceycet - Ocak 12, 2010, 12:18:58 ös

Teşekkür ederim sayın SkullG.Şimdi oldu...
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: ADAM - Ocak 12, 2010, 07:06:30 ös

Sayın Karahan anlatımında Sayın Ceycet’i hedef alıyor ama her ikisinin izniyle ben de araya bir parçacık gireyim.

Sayın Karahan’ın dediği doğru: Deizm bir din olamaz. Değildir zaten. Sadece bir inanç tarzıdır. Teizm de, Panteizm de başka inanç tarzlarıdır.

Ancak bir din yapısı bakımından teist olabilir, deist olabilir, panteist olabilir.

Din teizme özgü değildir. Onunla sınırlı kalamaz. Örneğin Hıristiyanlık kapsamında hem teist hem deist mezhepler vardır. Buna sadece Katolik Kilisesi karşı çıkarak Hıristiyanlığın tek olduğunu savunur. Öte yanda, özellikle Doğu’da teizme kesinlikle karşı çıkarak hatta umursamayarak tam anlamıyla deist bir nitelik taşıyan dinler vardır. Dolayısıyla Deizm’in Ateizm’den biraz farklı olduğunu söylemek, ancak kesin teist bir bakış açısıyla olanaklıdır.

Deizm, Materyalizm ile bire bir falan örtüşmez. Bunlar apayrı doktrinlerdir. Bir materyalist, ille de Ateist değildir; Deist de olabilir hatta Teist bile olabilir. Materyalizm inançtan arınmış bir kavramdır; onun alanı başkadır. Deizm’in Materyalizm ile bağdaştığını ancak her ikisine de ön yargı ile karşı olanlar ileri sürebilir. Madem masonların sitesindeyiz; o zaman kimi antimasonların masonlar için söyledikleri bir sözü belirteyim: “Masonlar hem emperyalisttir, hem komünisttir, hem siyonisttir.”

Oldu mu?... Elbette. Bu kavramların ne anlama gelmediğini bilmeyenler una kolayca inanabilir.

Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: amurdad - Ocak 13, 2010, 05:00:14 ös
  Merhabalar;siz tartışıyorsunuz ben okuyorum ve acaip sıkıldım.Ben bu okumaları yaptıktan sonra kendimi ancak kültürcülüğe oturtabiliyorum nede olsa gerisi inanç bilemeyiz ki kim doğru kim haklı,deizm kötü teizm iyi diyemeyiz sanırım..Bence ahlaki normları olan ve sonsuz yaşama inanan akılcılık en iyisi.Bu hangi tanımlamaya girer?Nerde iyisen kalbin rahatsa iyi şeyler yapıyorsan orası iyi.Şimdi dinim adam öldürün demişse adam mı öldüreyim bu emirin sakat olduğu açık ama zina yapma diyor bende yapmam veya hırsızlık...
Saygılarımla
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: calatrava - Kasım 28, 2010, 01:18:37 öö
Bu durumda deist birisi Tanrı'ya inandığı için mason da olabiliyor. Doğru mu anladım?
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: baron - Kasım 28, 2010, 01:31:30 öö
Izlenimlerime gore deizt ler doga veya doga kanunlarina inanim o izlenimlerden yola cikarak hareket ederler.
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: futurum - Mayıs 10, 2011, 10:42:11 ös
Deizim bana çok mantıklı geliyor.Dinler olmadanda Tanrının varlığına büyüklüğüne inanabilirim.
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: ustad_ - Kasım 11, 2011, 01:41:55 ös
Yorumları okudum,güzel..Fakat algıladığımız,anladığımız,anlattığımız gerek Tanrı,gerekse dinler ne olursa olsun,demekki insanın tasavvur edebileceği bir kavramdır.Deizm,evet dinlerin olmadığını,koskoca bir Tanrının yarattığı kullarına kitap indirerek bana tapın,bana kulluk yapın demesi biraz garibinize gitmiyor mu?yorumlarda da okudum,kavram karmaşası var,birisi materyalizmi,deizm ile aynı kefede tutmuş,onu temellendirmeye çalışıyor.Birisi din ile temellendirmeye çalışıyor..Deizm zaten bütün dinleri dışlar,dışlamasının sebebi ise,dinleri iyi bilmesinden kaynaklanmaktadır.Yani bir Deist olarak belirtiyorum ki,Bir tanrı yarattığı kullarına kitap göndererek bana tapın demez.İnsan,vahdeti vücut anlamında,onunla bütünleştiği zaman Tanrılaşmış olur..Bu tanrılaşma iyide olabilir,kötüde olabilir.Ama siz Tanrısınız.Kötülükte tanrıdan,iyilikte tanrıdandır.Yani siz derseniz ki,Kötülük şeytandandır,o zaman inandığınız Tanrının zıttını yaratmış olursunuz ve bu da diğer dinlere göre şirk koşmaktır.Ama şunu unutmayınız ki,şeytan bile Tanrının haberi olmadan hiçbir işlem yapamaz,dinlere göre...

Selam ile...
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Supeluta - Aralık 04, 2011, 03:21:25 öö
Merhaba, bir deist olarak bende deizm hakkında bir şeyler yazmak istedim. Ancak yukarıda yazılan entrilerin hiç birini okumadım, uzun geldiler :)

Deizmde, en başta evreni yaratan bir tanrıya inanılır. Sonra bu tanrının günümüzde yaşayan dinlere benzer bir din göndermesinin mümkün olmadığına inanılır. Tanrıdan illa bir kitap bekleniyorsa, bu kitabın evren olduğuna inanılır. Ve bir çok deistin bu hayattaki tek amacı, evreni tanımaya, sırlarını çözmeye çalışmaktır. Ki zaten deistlerin bir çoğu, bilim  ile haşır neşir olmuş insanlardır.

Ölümden sonra bir hayat olduğuna inanan deistler vardır, ben inanmıyorum. Şak diye vurup öldürdüğünüz sineğe ne oluyorsa, bana da o olacaktır, inancındayım. Klasik dindar tepkisi burada, "e bu kadar şey niye yaratılmış, boşuna mı bu düzen?" olur. Cevabım şimdilik bilmiyoruzdur. Evrende, bugün kullandığımız ölçü birimlerini kullanırsak, yerimiz bile yok. O kadar küçüğüz, hiç tasavvur edemeyeceğimiz bir sistemin, olması gereken parçaları olabiliriz. Mesela kompleks bir makinadaki vida gibi. Vida işi neyse onu yapar, ancak makineden, ve makinenin işlevinden bi' haberdir, eskidimi değiştirilir, yerine yenisi getirilir. Elbette bu örnek çok basit bir örnek, ancak tanrı tarafından anlamamız için bir yol çizilmemiş olabilir, şimdilik yaptğımız bir kaç fizik teorisi ile evrenin bildiğimiz kısmını açıklamaya çalışmak. Ki bu formüllerimiz de günü geldiğinde tamamen yanlış çıkabiliyor. (Newton'un Yer Çekimi Kanunu, ya da şu an meşhur olan Nötrinolar gibi)

Tanrının varlığını elbette ispatlayamam, büyük patlamadan hemen öncesini şu an bilmemiz imkansız ve bu sorunun cevabının şimdilik bize tanrıyı vereceğine inanıyoruz. Ama kişisel olarak, bir mühendis olarak, evreni, canlıları izlediğim zaman, bütün yollar beni bir tasarımcıya çıkartıyor. Tanrının kontrolünde devam eden bir evrim, mantıklı geliyor bana.

Yine tüm bunların yanında, bazı deistler dua etmenin gereksiz olduğuna inanırken, ben dua etmeyi seviyorum, üstüne dualarıma karşılık bekliyorum ve çoğu zaman bu karşılığı somut bir şekilde alıyorum. Koyu bir müslümanlıktan sonra aradığım iç huzuru tamamen bulmuş durumdayım, bir inançtan şimdilik beklediğim de bu ve bunun adının deizm yahut agnostisizm olup olmamasıyla çok ilgilenmiyorum. Deizmi seviyorum :) :p

Saygılar.

----
edit: Dayanamadım yukarıda yazılanlara göz gezdirdim, deizmin din olup olmadığı tartışılmış kıymetli yazarlar tarafından. Ben bir deist olarak burada, forumda çok kıymet verdiğim büyüğüm sn ADAM'a katılırken şöyle de bir ekleme yapayım:

Hz. TDK der ki: din b. Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet.

Deizmin bu tanıma uymadığı gayet açık, deizmde ne tapınmak vardır, ne ibadetler, ne de tapınaklar vardır, ne de sistemleşmiş ve kalıba sokulmuş değerleri vardır.

Toplumda bilinen manasıyla ise din, bir tanrı tarafından gönderilmiş olmak zorundadır, deizmin tanrı tarafından gönderilmediğini de biliyoruz.

O halde deizm, din değildir, binaenaleyh din olsa ne olur yahu ;)

-----

Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: karahan - Şubat 14, 2012, 09:08:46 ös
deist sözler
''Tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir din adamını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir."  Victor Hugo

''İnsanın dini ne tapınaklardır, ne altarlar ne de ayinlerdir. İnsanın dini tamamen en üstün olan Tanrı’ya içsel bir ibadet ve ahlak kurallarına sonsuza dek uymaktır.'' Jean Jacques Rousseau

''Aklımız/mantığımız ve inancımız ancak Deizm’de bir arada bulunur. Evrenin harika yapısı ve gördüğümüz yaradılış sistemi, tanrının mevcudiyetine, bize kitapların gösterebileceğinden çok daha büyük bir kanıttır ve aynı zamanda onun gücünün büyüklüğünü gösterir.'' Thomas Paine

''Tanrı'nın varlığı, bir hakikati ifade eden geometrik teorilerden daha hakikidir.'' Descartes

''İnsan rastlantıların yarattığı bir şey değildir; rastlantılar insanın yarattığı şeylerdir.'' Benjamin Disraelli
 
“Uygarlığımızın geleceği bilimsel düşünme alışkanlığımızın gitgide yayılmasına ve derinleşmesine bağlıdır.” John Dewey
 
“Bizler laik hukuku güçlü bir şekilde oluşturmalı ve güven altına almalıyız.'' Martin Luther
 
“İki şey dünyaya hükmeder; biri kılıç, diğeri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir.” Napolyon
 
“Protestanizm adını verdiğimiz şey, gerçek bir serbest düşünce hareketiydi: Dine karşı bir tepki hareketiydi.” E.W. Howe
 
''Aklını kendin kullanmak cesaretini göster!'' Immanuel Kant
 
“Ateizm ve dincilik toplumu parçalayacak iki büyük canavardır. Bununla birlikte ateist aklını muhafaza eder ve kötü davranışlarından kaçınır. Buna karşın dinci, sahip olduğu deliliğin etkisinin altında eylem ve davranışlarda bulunur.'' Voltaire
 
“Din bir yanılgıdır ve gücünü bizim içgüdüsel dürtülerimizin hemen uyum göstermesinden alır.'' Sigmund Freud
 
''En iyi kalbi, en iyi beyni olanlar üstündür. Üstün insan yerdekine eğilerek ayakta durur ve onu kaldırarak yükselir.'' Robert Ingersoll
 
 “Ben doğal din ile insan ırkına uygun ahlak ilkelerini anlıyorum.” Voltaire
 
“İnsanın alması gereken isim deist olmalıdır. İnsanın okuması gereken kutsal kitap Tanrı’nın yazdığı ve mührünü bastığı ‘Doğa’ kitabıdır. İnsanın sahip olması gereken tek din Tanrı’ya iman etmek ve iyi bir insan olmaktır.” Voltaire
 
“Din, aklın yokedilmesinden başka bir şey olamaz. Din kesinlikle kavranamayacak olan şeylere karşı sessiz bir tapınmadır. Bu nedenle din, insanın kendisini inanmazlığa teslim etmesidir.” Voltaire
 
“Eğer İngiltere’de bir tek din olsaydı, onların despotluğundan korkulurdu. Eğer iki din olsaydı o zaman da birbirlerinin boğazlarını keserlerdi. Çok fazla din olduğu için insanlar barış ve mutluluk içinde yaşıyorlar.” Voltaire
 
“Organize edilen, kurumsallaştırılmaya çalışılan, insanın iman etmesi gerektiği belirtilen ve dini tören ve usullere bağlanılan bütün dinler içten olmayan eylemlere dönüşürler.” Harry Emerson Fosdick
 
“Deizm, Tanrı’ya inanmak demektir ve bu inanç her insanın imanının ilk ilkesi olmalıdır.” Thomas Paine
 
“Bize yaşam veren Tanrı, özgürlüğü de verdi.” Thomas Jefferson
 
''Putların, Kabenin istediği: Kölelik; Çanların, ezanın dilediği: Kölelik; Mihraptı, kiliseydi, tespihti, salipti, nedir hepsinin özlediği? Kölelik.'' Ömer Hayyam
 
“Benim ülkem dünyadır, tüm insanlar benim kardeşimdir, iyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir.” Thomas Paine
 
“Tanrı’nın varlığı hakkında insanın ikna edilmesi gerekli, fakat Tanrı’nın varlığının ispat edilmesi o kadar gerekli değildir.” Immanuel Kant
 
''Dinler ateşböcekleri gibidir: Parlayabilmek için karanlığa gereksinim duyarlar. Tüm dinlerin koşulu yaygın olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yaşayabilirler ancak.'' Arthur Schopenhauer
 
''Bir insanın ahlaki davranışları; anlayışa, eğitime ve sosyal bağlara dayanmalıdır; dini dayatmalara gerek yoktur.'' Albert Einstein
 
''Dinsel görüşlerim hakkında okuduklarınız elbette bir yalandı, düzenli olarak tekrar edilmekte olan bir yalan. Eğer içimde dinsel olarak tanımlanabilecek bir his var ise, bu dünyanın yapısının karşısındaki sınırsız hayranlığımdır.'' Albert Einstein
 
''Tabiatta öylesine yüksek bir akıl kendini gösteriyor ki, insanın en ince düşünceleri ve buluşları bu aklın yanında sönük bir gölge gibi kalır.'' Albert Einstein
 
''Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.'' Albert Einstein
 
''İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.'' Albert Einstein
 
''Kendi gözüyle gören ve kendi yürekleriyle hissedenler çok azdır.'' Albert Einstein
 
''Bir koyun sürüsünün kusursuz bir üyesi olmak için her şeyden önce koyun olmak gerekir.'' Albert Einstein
 
''İnancı dışlayan bilim topal, bilimi dışlayan din kördür.'' Albert Einstein
 
''Çok fazla okuyan ve beynini çok az kullanan bir adam, basit duşüncenin tembel alışkanlıkları içinde kalır. Albert Einstein
 
''Kötülük sadece bir insanın kalbinde Tanrı sevgisi olmadan gerçekleştirdiği şeylerden ibarettir.'' Albert Einstein
 
"Kinlerin en büyüğü bile, bilgisizliğin bilgiye duyduğu kinden daha büyük olamaz." Galileo Galilei
 
"Doğanın sırrını açacak anahtarı, skolastik mantık değil matematiktir." Galileo Galilei
 
"Şans tasarımın kalıntısıdır." John Milton
 
“İnanç, Tanrı’yı ve insanları sevmekten başka bir şey değildir.” William Penn
 
“Din insan egoizminin tarihi içerisinde anıtsal bir bölüm oluşturur.” William James
 
''İnsan, doğası gereği baskıya karşı gelir.'' Tacitus
 
''Özgür doğan insan, heryerde zincire vurulmuştur.'' Jean Jacques Rousseau
 
''Bütün insanlar eşit yaratılmışlardır. Yaradan tarafından vazgeçilmez haklara sahip kılınmışlardır. Bu haklar; yaşam, özgürlük ve mutluluğa ulaşma hakkıdır.'' Thomas Jefferson
 
“Yeryüzü, güneş, yıldızlar ve evrenin kendisi, birbirinden güzel mevsimler... Hepsi Tanrı’nın varlığına işarettir.” Eflatun
 
“Doğa insanı asla aldatmaz... İnsanı aldatan daima kendisidir.” Jean Jacques Rousseau
 
“Toplumsal çıkarlar bütün dinlerin üzerinde anlaştığı (bütün dinlerin hepsi, cinayeti, çalmayı, soygunculuğu ve yalancı şahitliği yasaklar) ahlaki kaidelere dayalıdır. Gayriahlaki olan dini dogmalar ile ilgilenmemeliyiz.” Thomas Jefferson
 
''Yeni fikirleri yakalamaktan daha zor olan şey, beynimizin tüm köşelerini tutmuş olan eski fikirlerden kurtulmaktır.''  John Maynard Keynes
 
“Din devletten tamamen ayrı tutulmalı, din adamları da politikadan...” Felicite de Lamennais
 
“Şaşılacak kadar çok aklım olmalı! Bazen aklımı başıma toplamam gerekiyor.” Mark Twain
 
“Benim inancım, kendisini küçük detaylarda açığa vuran sonsuz üstün bir ruhun mütevazi hayranlığından ibarettir. Evrendeki açığa çıkan üstün bir mantık gücünün varlığına olan derin duygusal sağlam inancım benim Tanrı düşüncemi şekillendiriyor.” Albert Einstein
 
“İnsanın aklı kendisine sınırlamalar getirilmesinden nefret eder.” Joseph Addison
 
“Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.” Rene Descartes
 
''Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun
Cennet-i alâ meyhane midir?
Her mümine iki huri diyorsun
Cennet-i alâ kerhane midir?'' Ömer Hayyam
 
“Hala öğreniyorum.” Michelangelo
 
“Büyük şeyleri başarmak için bilgi ve cesaret gereklidir.” Gracian
 
''Bilginin elde edilmesi bizi iyiye ulaştıracaktır.''  Eflatun
 
''Dünyayı anlama ve reform isteği ilerlemenin iki büyük motorudur.'' Bertrand Russell
 
''Dünyanın açık kalplere ve aydın insanlara ihtiyacı var ve bunu statik sistemlerle elde edemeyiz.'' Bertrand Russell
 
''Hem dinlerin zarar verdiğinden hem de yalan olduklarından çok eminim.'' Bertrand Russell
 
''Ben dine hastalık olarak bakıyorum. İnsan ırkı için adı konmamış bir sefaletin kaynağı.'' Bertrand Russell
 
''Tek kitaplı adamdan kork!'' Bertrand Russell
 
“Eğer güneşe akıllıca bakmazsak, karanlık içinde kalırız.” John Milton
 
“Bağnazın kafası gözbebeği gibidir; ne kadar aydınlık olursa o kadar küçülür.” Oliver Wendell Holmes
 
“Bu dünyada hiçbir şey bilinçli cehaletten ve aptallıktan daha tehlikeli değildir.” Martin Luther
 
“Cehalet ne kadar fazla ise dogmatizm de o kadar büyüktür.” Sir William Osler
 
“İyi bir akla sahip olmak yeterli değil, önemli olan aklı iyi kullanmaktır.” Rene Descartes
 
“Öğrenme ilkesi insanın temiz karakterini ortaya çıkarmak, insanlara yeni yaşam vermek ve nihai iyiye ve doğruya ulaşmak demektir.” Konfüçyüs
 
''Doğa kanunları Tanrı'nın emirleridir. Onlar olmasa, biz âhlakı dayandıracak bir temel bulamayız.''  John Locke
 
''Tanrı vardır, insanlara akıl vermiştir ve insanların akıllarını kullanmasını ister.''  Cherbury
 
''Bence temelde ikimiz de dinsiziz. Sadece ben, senden bir tane fazla dini daha reddediyorum. Sen diğer tüm olası dinleri neden reddettiğini anladığın zaman, benim de neden senin dinini reddettiğimi anlarsın.'' Stephen F. Roberts
 
“Bütün dinler gereksizdir, insanların mutluluğu için doğanın ve aklın yasaları yeter.” Jean Bodin
 
“Din akla boyun eğmelidir.” Cherbury
 
“Din öğretiminden mi sözediyorsunuz? Siz , asıl önünde diz çökülmesi gereken, sindirilemeyen gerçek din öğretimi hangisidir biliyor musunuz? Ölüler koğuşundaki merhametli hemşiredir o, köleleri azad eden merhametli kardeşimizdir, terkedilmiş çocukları toplayan Saint Paul’dur, vebalılar arasında dolaşan Marsilya piskoposudur, yolun ortasına kendi çarmıhını diken, Fouborg St.Antoine’a karşı çıkan ve sadece barış sağlansın diye ölüme dudaklarında bir gülümsemeyle gözü kapalı giden Parsi piskoposudur. Gerçek din öğretimi budur işte.” Victor Hugo
 
“Bir şeye, duydunuz diye, atalarınız inanmış diye, ben söyledim diye inanmayın. Kendi kendinize doğru bulduğunuz şeylere inanın.” Gotama
 
“Ne din, ne de putları biliyorlar. Sadece bütün gücün ve güzelliğin Tanrı'da olduğuna inanıyorlar.” Christopher Columbus
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Supeluta - Şubat 23, 2012, 01:45:27 ös
Yenice açtığımız sitemiz:  www.deizm.org (http://www.deizm.org)

Twitter adresimiz: https://twitter.com/#!/deismturkey (https://twitter.com/#!/deismturkey)

Facebook adresimiz: https://www.facebook.com/deizmturkiye (https://www.facebook.com/deizmturkiye)
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Tij - Şubat 23, 2012, 04:51:57 ös
Selamlar,
asagida bir alinti yaptim ve konunun yyayinlayicisi arkadas olsun diger arkadaslar olsun kendisini muhattab görenlere bir sorum var.

Alıntı
Yaşam sonrasında, Tanrı iyi davranışlarımızı ödüllendirecek, kötü davranışlarımızı cezalandıracaktır.
Allah evreni yaratip akabindede koltuguna oturup hicbir seye karismadigina göre, daha sonradan ödüllendirecegi veya cezalandiracagi davranislari yani iyiyi ve kötüyü neye göre belirliyor ve biz yptigimiz bir hareketin iyimi kötümü ( Allah acisindan) oldugunu nereden bilecegiz.
Son cümlemi daha yazmadim önce verilecekse cevabi bekleyeyim.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: popperist - Şubat 24, 2012, 12:21:57 öö
Sayın Tij'in sorusu benim de aklımı kurcalayan bir soru.

Aslında kurcalamaması gerekir. Çünkü ben kendime müslüman diyorum. Buna cevabımın hazır olması gerekir "E kitapta böyle yazıyor" diye. Ama tümdengelimin işe yaramayacağı, bizzat o "tüm"ün sorgulandığı bir soru bu.

İyi ve kötü neye göre belirlenir? Ayrıca tabiatı itibariyle "iyi" veya" kötü" olarak sınıflandırılamayacak bir şey olan ibadetlerin nesi iyidir ki ödüllendirilir, nesi kötüdür ki yapmayınca cezalandırılır?

Aslında iyi ve kötü kavramlarının neye göre belirlendiği, bir teolojik soru(n) değildir. Ortada bir din kavramı olmasa, tanrı kavramı olmasa dahi, iyi ve kötü kavramları, insan zarar verdikçe olmaya devam edecektir.

Seküler anlamda iyilik ve kötülük, artık din terminolojisinin sözlüğünde tekel olmaktan çıkarılmıştır. İyi ve kötü, seküler dünyanın kavramlarıyla belirlenmiştir. Eskiden pazar günü sunakta dua etmemek, veya namaz kılmamak açıkça "kötü" olarak belirlenirdi. Çağımızın kötülükler sözlüğünde artık dini terminoloji kaybolmuştur. Yani bunlar kötü değildir. Fakat çağımızda, genel geçer, insanın doğrudan etkilendiği somut etkileşimler kötü ve iyi olarak tnaımlanır olmuştur.

Dini terminolojide bir insana yardım etmek iyidir. Bu durum, hala aynıdır. Bugün de bir insana yardım etmek, ona iyilik etmektir. Zorda olan bir insanın yardımına koşmak, açı doyurmak bugün de iyidir. Bunlar o kadar göreceli kavramlar değil. Sanıyorum iyinin ve kötünün asgari müştereklere indirildiği çağımızın eylemleri de, tanrı katında doğru yerdedir. Yani günün iyilik ve kötülük kavramlarını tanrı da onaylar, çünkü kutsal kitapların emirleriyle uyuşur niteliktedir çağımızın hukuk ve etik görüşü.

Yani iyi ve kötünün neye göre belirlendiği burada. Fakat din buna özel bazı yasaklar ve emirler de getiriyor, bunlar aslında yapıldığı zaman anlamlı bir dünyevi sonuç çıkarmayan şeyler. İslam'daki namaz, oruç, hac gibi ibadetlerin sosyal dünyada "iyi" diye nitelendirilebilecek bir pozitif etkisi olmuyor. Fakat bunlar İslami terminolojide iyi olarak  niteleniyor. İşte burada, "neden" sorusu manidardır. Bu soruya sanırım tanrının kendisinden başka kimse cevap veremez. Bu soruyu soran, cevabı ve yorumu kendi belirlemeli, sorumluluğu üzerine almalıdır. Bu herkesin kendi muhakemesiyle çözüm bulacağı sorunlardandır.

Saygılar

Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: NOSAM33 - Şubat 24, 2012, 11:12:51 öö
Sayın ADAM üstat' ım  bu sözlerinizi tam çözemedim  şöyle diyorsunuz (-    Düşünüyorum da, acaba ben de Deist mi sayılırım. Çünkü bu forum alanında bu bağlamda tanımlamalar yapanlara hep karşı çıkıyorum.
 
Deizm ilkelerine uygun bir inançta Tanrı’nın varlığını yadsınmaz ama onun bir “ilk neden” olmanın ötesinde, evreni, dünyayı, insanı ve diğer varlıkları sürekli olarak yönetim ve denetim altında tuttuğu, geleceklerini istediğince düzenleyip gene istediğince değiştirdiği kabul edilmez. Tanrı, canlı ya da cansız, tüm varlıkların evrende geçirmiş ve geçirmekte oldukları oluşumları etkilemez. Dolayısıyla insanın düşünü ve eylemlerine de karışmaz.

Oysa teist dinler bunların tam karşıtını ileri sürüyor. Öyle diyenlere de ben hep «Nereden biliyorsunuz? Siz bunları biliyorsanız sözünü ettiğiniz varlık Tanrı değildir.» diye karşı çıkıyorum.--   Düşünüyorum da, acaba ben de Deist mi sayılırım. Çünkü bu forum alanında bu bağlamda tanımlamalar yapanlara hep karşı çıkıyorum.
 
Deizm ilkelerine uygun bir inançta Tanrı’nın varlığını yadsınmaz ama onun bir “ilk neden” olmanın ötesinde, evreni, dünyayı, insanı ve diğer varlıkları sürekli olarak yönetim ve denetim altında tuttuğu, geleceklerini istediğince düzenleyip gene istediğince değiştirdiği kabul edilmez. Tanrı, canlı ya da cansız, tüm varlıkların evrende geçirmiş ve geçirmekte oldukları oluşumları etkilemez. Dolayısıyla insanın düşünü ve eylemlerine de karışmaz.

Oysa teist dinler bunların tam karşıtını ileri sürüyor. Öyle diyenlere de ben hep «Nereden biliyorsunuz? Siz bunları biliyorsanız sözünü ettiğiniz varlık Tanrı değildir.» diye karşı çıkıyorum.-)
Kıyâme  36   ayetinde sizce ne kastediliyor saygılarımla... ??? ??? ??? ???
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: ADAM - Şubat 25, 2012, 08:32:54 öö

Burada acaba benim bu konu üzerinde daha önce yazmış olduklarımdan hareketle, bana yöneltilmiş bir soru mu var?

Anlayamadım.

Tartışanlar, bu tartışmayı kendi din, inanç ve eğilimleri çerçevesinde yapıyor. Ben pak karışmıyorum. Çünkü benim önerim tüm değerlendirmelerde öncelikle bilimsel yöntemin uygulanması ve aklın kullanılması olur.
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: BULGARIA - Şubat 25, 2012, 10:43:25 öö
Benim uzun süredir aklımı zorlayan konu...Gördüm okudum düşünüp yorum yapmaya bu aralar vaktim olmuyor.Vakit bana ait olunca okuyarak bu konuda görüş bildirmek istiyorum.


Saygılar.
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Melina - Ocak 03, 2013, 12:41:30 öö
Benim analizime göre Deizm : Tanrının  evreni yarattığını kabul eden, fakat sonra yarattığı evrene karışmadığını ileri süren akım olması dolayısı ile Peygamberleri, Kutsal Kitapları ve Dinleri hiçe sayar.

Pek çoğuna göre Deizm, Agnostisizm yada Panteizm (dini ideolojiyi zararlı bulan her sistem) Ateizm yolunda birer duraktır. Ateizm haricindeki bu düşünce sistemleri çelişkiler taşımaktadır ve kalıcı değildirler, yerlerini zamanla ateizme bırakırlar "
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Dor - Ocak 03, 2013, 03:27:35 öö
Klasik bir söylem vardır ; '' İnsan birazcık felsefeyle tanışınca inançsızlığa meyil gösterir ''
Bende yakın bir zamana kadar ateizmin koyu savunucusuydum .
Aynı şekilde son durak olarak görürdüm . Ta ki En-el Hak öğretisiyle karşılaşıncaya kadar .
Ve kendime şunu sordum : Şuncacık bilginle Tolstoy'dan daha mı çok düşündün  .
Biat etmektense onun sevgisine ulaşmaya çalışıyorum  .
Nasıl ulaşıyorsun diye sorarsan , okumak dışında hiçbir şey yapmıyorum

Herkes bir yoldadır .
Herkes bu yollardan geçecektir .
Kimimiz merkezdedir , kimimiz çemberin en dışında
Öğrenmenin sonu ve sınırı olmadığından mutlak doğru görecelidir .
Bu nedenledir ki hiçbir şeyi '' son nokta '' olarak kabul etmememiz gerektiğini düşünüyorum . Kendimi ''septik deist '' olarak görüyorum
Tanrı ,yarattıklarını kendi özgür iradesiyle bıraktığına inanıyorum .
Aksi takdirde herşey çok sıradan ve renksiz olurdu .

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Supeluta - Temmuz 07, 2014, 04:05:37 ös
Deizm, misyonerlik faaliyetleri ile değil, bireylerin kendi akıl süzgeçlerinden geçirerek ulaştığı bir düşünsel çeşittir (Ateizm gibi). Her ne kadar insanların ibrahimi tarzı dinlere ihtiyaçları olduğunu düşünsem de, tüm insanların deist yahut ateist olduğu bir dünya hayali kurmaktan da kendimi alamıyorum.
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Alialumbra - Ekim 07, 2014, 03:00:39 ös
  Merhabalar;
  Deizm hiç bir din bağı olmadan tanrıya inançtır... Tanrı doğadır , hep vardır ve olacaktır... Deizm budur.Bir din değil tam tersine dinsizliktir de diyebiliriz. Hiç bir kısıtlama olmadan tek Tanrı inancı da denebilir
   -Saygılarımla
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: karahan - Ekim 08, 2014, 03:20:25 öö
Deizm hic bir dine ve Öğretiye ihtiyac duymadan tanriya inanmaktir deniyor ,hadi öyle olsun bakalım. Denizlerde klavuzsuz gemi,havaalanlarinda kulesiz,turistik gezilerde rehbersiz,dil ogrenme klavuzu alfabesiz vb.vb.vb.gibi benzeri hayatimizi kolaylastiran herseyde sen rehber kullan sonra sen gel tanriya aracisiz ulasmaya calis.Sen ki cep telefonu ve herhangi bir teknolojik aleti ancak klavuz ile anlayacak zekaya sahip ol sonra gel bir bilinmeze rehber arama. Onu ben dogal yolla bulufum de e o za.an kolay gelsin.

karahan
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Alialumbra - Ekim 08, 2014, 05:24:19 öö
Evet belki haklısınız belki değilsiniz ama konu deizm olduğu için bundan bahsettim eğer din olsaydı deizm olmaz teizm olurdu.
  -Saygılarımla
Başlık: Ynt: Deizm(Tanrıcılık)
Gönderen: Kadim - Ekim 18, 2014, 07:33:43 öö
İnanç, Tanrı’yı ve insanları sevmekten başka bir şey değildir.
"William Penn"


0 x 1 = 0
0 / 1 = 0
0 + 1 = 1
0 - 1 = -1
Bakacağınız Yöne Göre Sonuç Değişir.