Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonluk Üzerine Eleştiriler  (Okunma sayısı 8416 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 06, 2016, 03:44:19 ös
Yanıtla #20
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 234
  • Cinsiyet: Bay

@proxima, yapıcı ve yıkıcı eleştiri diye bir ayrım yoktur. Eleştiri eleştiridir. Çeşitli özellikleri bakımından eleştiriler vardır. Fakat ben bugüne kadar bir edebiyat eserinde yıkıcı eleştiri diye bir şey görmedim. Dediğim gibi eleştiriye yorum olarak yapıcı olduğu söylenebilir veya acımasız denebilir, sert denebilir ama eleştirinin yapıcı olması şart değildir. Hakarete varan yazılar ise zaten eleştiri değil kepazeliktir.
“Tehlikeli bir dönemde yaşıyoruz, insan kendine hükmetmeyi öğrenmeden doğaya hükmetmeyi öğrendi.” Albert Schweitzer


Ağustos 06, 2016, 04:06:39 ös
Yanıtla #21
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 167
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Zaharoff

Yazımda zaten belirtmiştim. Bunlar kendi fikrimdir. Elbet hata yapabilirim. Böyle birşey var ise lütfen düzeltiniz ki bende öğrenmiş olayım.Gerek ziyaretçileri gerek üyeleri yanlış yönlendirmeyeyim. Ancak gördüğüm birşey var ki Süleyman Demirel konusunda tam kendimi ifade edememişim. Süleyman Demirel'in mason olduğunu biliyorum. Ayrıca yanlış hatırlamıyor isem, Özgür Masonlar Büyük Locası Eski Büyük Üstadlarından Sayın Murat Özgen Ayfer'in Uzman TV 'ye verdiği bilgilendirme videolarında bu bilgiye de rahatlıkla ulaşılabilir. Ancak burada değinmek istediğim şey bu değil.

Siyaset ile uğraşan bir birey mason olduğunun ortaya çıkmasından sonra dernek üyesi olmadığına ilişkin kağıt alma ihtiyacı hissediyor. Çünkü mason olduğu ortaya çıkan bireyin bunun siyasi kariyerine kötü etki edeceğini biliyor. Demek istediğim bir insan mason olup olmamasını ispat etmeye ihtiyacının olmaması gerekiyor. Halkın bireye mason olduğu için kötü gözle bakmaması onu aşağılamaması gerekiyor. Bu kurumsal olarak yapılmış hatalı halkla ilişkiler yönetiminin sonucudur. Sanırım şimdi demek istediğimi daha iyi ifade edebildim.

Sn. Kurt

Sizi bilemem benim için yapıcı eleştiri vardır yıkıcı eleştiri vardır. Tabi ki bu fikir beni bağlar sizi buna zorlayamam. Sizin beni zorlayamayacağınız gibi. ve yine aynı şekilde neden böyle düşündüğümü özgürce ifade edebilirim, yine sizinde ifade edebileceğiniz gibi. Hakarete varan yazıların yıkıcı olması yani zarar verici olması yüzünden yıkıcı eleştiridir. Aslında yıkıcı eleştiri de amaç zarar vermektedir. Mesela milli futbol takımının kötü durumu hakkında sorular sorabilirsiniz. Hatta ayrılan bütçenin nereye harcandığının veya yerine gitmediğinin hesabını da sorabilirsiniz. Ama bu konuda bir gönül bağınız var ise böyle değilde şöyle yapılmalı idi tarzında bir söyleme ihtiyacı hissedersiniz. Ancak gerek futbolcular gerek yöneticiler hakkında hakaret içeren sözler söyler iseniz bu gayet yıkıcı eleştiri olacaktır. Ve evet kepazelik gibi isimler de söylebilirsiniz. Ancak bu eleştirinin amacı sadece zarar vermektir.

Sn. Risus

1 - Siz okuyorsunuz siz araştırıyorsunuz ve siz biliyorsunuz. Doğruyu veya yanlışı ayıracak temel akıla da sahipsiniz. Ancak karşınızda sizi eleştiren hedef kitle sizin doğrularınızdan çok bol bol yalanlar ile ilgileniyor. Çünkü dediğim gibi ülkede en çok satan gazeteler bile masonluk hakkında atıp tutuyorlar. Yapılan TV programlarında masonluk yerden yere vuruluyor. Halk günlük okuduğu gazeteleri güvenilir kaynak kabul ediyor. Masonluk kurumsal kaynaklarını değil. Dolayısla kendinizi güzelce ispatları ile tanıtmanız lazım ki o okumayan insanlar bile yalanlara inanmayı tercih eden insanlar bile bunları tesadüfen görüp acaba dedirttirme şansını yaratmak lazım.

2 - Şöyle örnek vereyim, 45 yıldır faaliyette olan bir şirketin 3. nesil genç patronusunuz. Dedenizin kurduğu şirket babanızdan itibaren çeşitli iddaalara ve suçlamalara maruz kalmış. Hatta hakkınızda incelemeler yapılmış ancak birşey çıkmamış ve yine sizin patron olduğunuz zamanda bunlar aynı hızda devam ediyor. Tamam sizi ve ailenizi tanıyan insanlar bunun gerçek olmadığını biliyorlar. Ama sizde kendi organizasyonunuza yapılan suçlamalar ve hakaretler ile ilgili hiçbir işlem yapmıyor. Beni bilen bilir, bilmeyen araştırsın öğrensin tarzında yaklaşıyorsunuz. İki kelime ile söylüyorum. "YOK OLURSUNUZ" Çünkü bu uzun zaman içerisinde inanın dedenizde babanızda aynı şekilde bu söylentilerden kayıplar yaşamış ve sizde yaşamaya devam ediyorsunuz. Bu şekilde kriz yönetilmez. Ayrıca dedenizden ve babanızdan size miras kalan bu yapının çöküşünü görmek vicdanınızı hiç mi sızlatmaz ? Sonuçta bu ülkede var olan mason kurumları geçmişteki masonlardan miras kalarak uğraşılarak devam etmiştir ve bu miras olması gerektiği gibi ve layığıyla yönetilmelidir. Bunu yönetmek sadece kurumu yönetmek değil ona zarar vermeye çalışan kişi, kurum veya kuruluşlarla iyi başetmekten geçer. Pekala madem masonların kendilerini anlatmaya tanıtmaya ihtiyacı yok neden 15 temmuz olaylarından sonra bununla ilgili 2 farklı obediyansta bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti. Anlatalım, o hiç düzeltme yazısı gönderilmeyen gazete bu süreçte kocaman bir manşet atsa "MASONLAR DARBEYE DESTEK VERİYOR" mason cemiyetlerinde sessizlik hakim herhangi bir açıklama yapılmadı vs. bir haber yapılsa... O taksimde demokrasi nöbetleri için toplanan halk o kadar güzel gaza gelir ve Nur-u Ziya sokağa gelir ki... Ne polis durdurabilir ne başkası... Halk ayaklanmalarını ve halk hareketlerini asla ve asla küçümsemeyin... Neymiş demek ki kurumun kendini savunması gerekliymiş ki zarar görmesin... Peki ya yıllar evvel yapılan beyoğlunda ki silahlı saldırı, Anadolu yakasındaki bombalı saldırı ?? Ölen insanların günahı neydi ?? Kurum kendisine yapılan suçlamalar ve hakaretlere karşı daha duyarlı olsa idi belki bu olanlar yaşanmayacaktı. Dolayısıyla kurumların kendini savunması oldukça önem teşkil eder.

3 - Masonluk ezoterik bir kurumdur ve kurum içi yapılan çalışmalar kurum içinde kalır. Buraya kadar hem fikirim. Ancak burada şu yapılmalıdır. Masonluk yolunda yürüyen bireylerin onların hayatına ne gibi olumlu katkıları olduğunu (planlı çalışma, düzenli olma, daha geniş bir perspektif kazanma) farklı farklı kişiler ve kategorilerde kendi kurumsal yayın organlarından açıklanması sorun teşkil etmez aksine halkın hoşuna bile gider. Ne kadar ulaşılabilir olur iseniz sizin hakkınızda yapılan atıp tutmalar o kadar azalır. Çünkü detaylı ve ispatları ile kurumsal içerikler ulaşılabilir vaziyette duruyor.

4 - O din konusu italya da var, fransa da var ingiltere de var. Hemde ingiltere de ne biçim var... Bakınız ülkemizde birçok köklü dernek ve vakıf var. Ancak bu vakıflar masonluk gibi din konusunda hedef gösterilmiyor. Sebeplerinden en önemlisi ezoterizm. Ezoterizm ile ilgili yabancı çok güzel kaynaklar var detaylı anlatan öyle sır falanda vermeden ne yaptığını çok akıcı bir dil ile ifade eden. Bu kaynaklar kullanılabilir. Ezoterizm'in kötü birşey olmadığı sistematik bir tanıtım ile çok güzel bir şekilde ifade edilebilir. İnsanlar masonluğu din için tehdit zannediyor. Öyle birşey yok... Ancak bu toplum için öyle birşey yok cümlesi ile ifade edilemez. Kurumların resmi yayın organlarından düzenli açıklamalar yapılmalıdır.

Şöyle diyelim, kendi kurumunu yapılan bunca hakaret aşağılama ve suçlamaya karşı savunmayan masonlar topluma nasıl yön verebilir ? Kendilerini savunmamalarının nedeni karşı tarafı kaale almamak mı ? yoksa savunamamak mı ? Ben kendi adıma 2. sini pek aklıma uygun getiremiyorum. Bence kaale alınmıyor. Ancak anti masonik kaynakların takip ettirilebilir hedef kitleleri yüksek organizasyonlar içeriyor. Durum sıkıntılı yani... Öncelikle kurum kendi halkla ilişkiler çalışmaları adı altında beyaz bir sayfa açmalıdır. Tamam bu zamana kadar yapılan yapıldı olan oldu. Ancak marifet çözüm bulmaktan geçer. Bağcıyı dövmekten değil...

Mesela ülkemizdeki tasarım açısından masonik binalar halka açık olarak müze tadında ücretli veya ücretsiz olarak haftanın belli gün ve saatlerinde kontrollü şekilde ziyarete açılsa ? İnsanlar bir gidip görse oraları ve gerçekten görse zararlı birşey yok... Mason toplulukları kurumsal olarak bu toplum ile ne kadar iç içe olur kendini ifade edebilirse kendisine yapılan haksız suçlamalar ve ithamları da o kadar kolay bertaraf edebilirler düşüncesindeyim.

« Son Düzenleme: Ağustos 06, 2016, 04:38:38 ös Gönderen: proxima »
Concordia Res Parvae Crescunt


Ağustos 06, 2016, 04:25:37 ös
Yanıtla #22
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

Sayın @proxima

Öncelikle kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim.

1) Bakın sizin de ifade ettiğiniz gibi ben okuyor, araştırıyor, gerçeklerin peşinden koşuyorum. Ben bunu hiçbir masonun yol göstericiliğinde yapmıyorum. Yani bir mason ''şunu araştır, bunu oku, sıra sıra şunlara bak'' demiyor. Tamamen gözlerim kör bir şekilde dokunduğum ağacı tanımlamaya çalışıyorum. İyi de masonluk kendisini ispat etme gayretine girmeden ben bunları yapıyorsam pek tabi benim gibi her birey bunu yapabilir. Araştırmalarını kulaktan dolma bilgilere göre değil de tarihi belgelere göre yapabilir. Yani buradaki sorun toplumun eğitim ve araştırmadaki yetersizliğinde. Masonlar kendilerini zaten anlatıyor. Sayın Remzi SANVER'in Teke Tek programına konuk olması, bu sitenin ve resmi internet sitelerinin var olması, o sitede geçmiş çalışmaların ve şahısların yayınlanması, mimar sinan, tesviye gibi dergilerin, kitapların hatta masonik araç ve gereçlerin iktisadi işletme sayfasında haricilere de satılabiliyor olması zaten masonluğun yeterince açık olduğunun ispatı değil midir? Bu noktadan sonrası açıklıktan çok ispat çabasına düşer. Yani daha da ilerisi masonluğu açık ve berrak bir kurum değil kendisini bir şeylerde ispat etmeye çalışan bu konuda zorlayan bir kurum haline getirir.

2) Verdiğiniz örneğe şirket bazında katılıyorum. Ancak buradaki teşbihte bir hata olduğunu düşünüyorum zira örneğini verdiğiniz iki yapı birbirinden çok ayrı. Şirket konusunda sonuna kadar haklısınız. Şirketler satış yapar. Mal veya hizmet satışı yaparlar ve yaşamlarını bu satış üzerine sürdürürler. İftiraya uğramış, karalanmaya çalışılmış şirketler satışlarında zarar eder ve sizin de deyiminizle ''yok olurlar'' Ancak masonluk bir şirket değildir. Masonluk ticari kâr sağlayan bir kurum değildir. Masonluğun bir ürünü ispat etme veya temizleme gayreti yoktur. Masonluk bireyin kendi gelişimini sağlayabileceği ve bu gelişim süresinde insanlığa katkılarda bulunabileceği bir yapıdır ''dernek bazında''. Bu yüzden masonluk kimseyi zorla mason yapmaya çalışmaz. Kimseye mason olması için para teklif etmez. Ürün satmaz. Dileyen, kalbinde mason olmaya başladığını hisseden ve belirli entelektüel müktesebata sahip kişiler bu derneğe girer ve gelişimlerine devam eder. Darbe konusundaki açıklamanızda haklısınız çünkü bu ülke genelini ilgilendiren bir yapıdır. Burada sadece masonluk değil hemen her dernek ve kurum aynı açıklamaları yapmıştır çünkü ülkece çok kritik bir dönemi girmiş bulunmaktayız.

3) İyi de bu ülkede zamanında kimlerin mason olup da güzel işler yaptığı ve ulaştığı başarılar zaten bilinmekte. Bunu araştırmak, okumak varken neden sürekli masonlar kendilerini anlatmak zorunda olsun?

4) Zaten masonların yaptığı da bu değil mi? Sayın Remzi SANVER Teke Tek programında ezoterizmi ve masonluktaki sembolizmi oldukça net bir şekilde açıklamıştır. Yani kurumun büyük üstadı televizyona çıkıp onca şeyi anlatmasına rağmen hala insanlar bir şeylere inanmamayı tercih ediyorsa sorun masonlukta değildir.


Saygılarımla
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Ağustos 06, 2016, 04:36:54 ös
Yanıtla #23
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 167
  • Cinsiyet: Bay

Sayın @proxima

2) Verdiğiniz örneğe şirket bazında katılıyorum. Ancak buradaki teşbihte bir hata olduğunu düşünüyorum zira örneğini verdiğiniz iki yapı birbirinden çok ayrı. Şirket konusunda sonuna kadar haklısınız. Şirketler satış yapar. Mal veya hizmet satışı yaparlar ve yaşamlarını bu satış üzerine sürdürürler. İftiraya uğramış, karalanmaya çalışılmış şirketler satışlarında zarar eder ve sizin de deyiminizle ''yok olurlar'' Ancak masonluk bir şirket değildir. Masonluk ticari kâr sağlayan bir kurum değildir. Masonluğun bir ürünü ispat etme veya temizleme gayreti yoktur. Masonluk bireyin kendi gelişimini sağlayabileceği ve bu gelişim süresinde insanlığa katkılarda bulunabileceği bir yapıdır ''dernek bazında''. Bu yüzden masonluk kimseyi zorla mason yapmaya çalışmaz. Kimseye mason olması için para teklif etmez. Ürün satmaz. Dileyen, kalbinde mason olmaya başladığını hisseden ve belirli entelektüel müktesebata sahip kişiler bu derneğe girer ve gelişimlerine devam eder. Darbe konusundaki açıklamanızda haklısınız çünkü bu ülke genelini ilgilendiren bir yapıdır. Burada sadece masonluk değil hemen her dernek ve kurum aynı açıklamaları yapmıştır çünkü ülkece çok kritik bir dönemi girmiş bulunmaktayız.


Sn. Risus

İnanın derneklerde ve vakıflarda durum farklı değildir. Dernekler ve vakıflar üyeleriyle var olurlar. Üyeler kar amacı gütmeyen ve topluma fayda üreten hizmetler üretirler ve bunun karşılığında toplumun sevgisini ve saygısını kazanırlar. Ancak kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan karalama kampanyaları iyi savunulmaz ise belli bir süre sonra mevcut üyeler bile varlığını sorgulamaya hatta kendileri adına korkmaya hatta ve hatta ilgili organizasyondan ayrılmayı tercih eder. Bir birey olarak üye olduğunuz dernek veya vakıf ile ilgili bir karalama kampanyası yapılsa elbet rahatsız olursunuz. Hatta yönetime söylersiniz kaç yaşında insanlarız bir açıklama yapalım bakın böyle olmuyor insanın zoruna gidiyor vs...

Kar amacı gütmeyen organizasyonların varlığı öncelikli olarak görev ve sorumluluk bilincindeki üyelerin sevgisi, sonra bu üyelerin üretiği topluma faydalı olacak projeler ile halkın sevgi ve saygısını kazanarak devam eder. Mesela halen HKEMBL'da bir burs programı var. Maddi durumu olmayan gençlere okumaları ve topluma faydaları olmaları konusunda maddi destek sağlanıyor. Bu maddi destek yine üyelerin ve yapılan bağışlar sayesinde ortaya çıkıyor. Bu çarkta bir sıkıntı olsa projeler yapılamaz hale gelir.

İyi haftasonları dilerim,
Concordia Res Parvae Crescunt


Ağustos 07, 2016, 01:13:04 ös
Yanıtla #24
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

 
 
 
 
 
 Daha once cevap bulmamis bir soruyu şimdi eleştiri olarak sunarım yeniden.

Hkmbl sitesinden masonluğun kökleri bölümü
2.paragraf
Genel olarak kabul edilen teze göre Masonluk
Ortaçağda katedralleri , sarayları, şatoları inşa eden Operatif Mason localarının içinden çıkmıştır. Bu Operatif Masonlar ise ritüel ve geleneklerini bilemediğimiz bir yerlerden miras olarak almışlardı.

Siteden naklen yazdığım bu bölüm okuduğum günden beri asla beni ikna etmedi.
Masonluk bilimsel akilcilik ve çağcılık gibi önemli iddiaları olan bir kurumdur.
Masonluk bilinmez değil asla bilinmeyecek ritüel ve gelenekleri olduğunu söylerken bu yukarıda saydığım 3 leme nin neresine oturuyor.
Bu betimleme biraz Semavi değilmi?

Masonluk asla bilinmez bir tez üzerine mı bina edilmiştir?
Bilinmeyen inanmak masonluğun özüne uygunmudur?
« Son Düzenleme: Ağustos 07, 2016, 01:23:52 ös Gönderen: karahan »
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 07, 2016, 07:49:03 ös
Yanıtla #25
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Zaharoff'un iletisi aslında bu konunun çok dışına çıkar ve özellikle Türkiye'deki Masonlik Tarihi'nde geçen bir olayı dile getirir. Bunun Masonluğun eleştirisiyle ilgisi yoktur ama o öyle görmüş, dokunmayalım, yanlışları düzeltelim.
Enver Necdet Egeran Süleyman Demirel'e verdiği belgeyi,  Türk Yükseltme Cemiyeti Ankara Şubesi başkanı niteliğiyle vermiştir. O tarihte henüz Büyük Üstat değildir.
Süleyman Oemirel, çıkarılmış değildir. Çok daha öncesinde devamsızlığı nedeniyle gayrimuntazamlığa sevk edilmiştir. Fakat Ankara ile Merkez (İstanbul) arasındaki iletişim kopukluğu nedeniyle, o tarihte (1964) merkezdeki matrikül kaydı silinmeden kalmıştır.
Süleyman Demirel mason olmadığını söylemiştir. Mason olmadığını söyleyen bir kişi daha önce Masonluğa girip çıkmış olsa bile mason değildir. Mason olabilmek, öncelikle kişinin mason olmayı benimsemesiyle oluşur. Bir mason kuruluşundaki kayıt yeterli değildir. Bir diğer deyişle, her mason derneği üyesi mason değil, sadece dernek üyesidir.
Türk Masonluğunun o tarihte bölünmesi olayı, Enver Necdet Egeran'ın Yüksek Şura tarafından ihracıyla ilgili değil, o sıradaki olayların arasında sadece bir küçük ayrıntıdır.
Her ne kadar günümüzdeki ÖMBL kurumsal olarak 50 yıl önce kurulmuşsa da, ilkesel olarak 1909 yılında kurulmuş olan Türk Masonluğu'nu izlemektedir. 1957 yılında kurulmuş olan Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası ise, 1970 yılında Anglosakson Masonluğu topluluğuna katılmış, ilkelerini değiştirmiştir. Bunlar benim öznel görüşüm değildir; En Muhtaeram Remzi Sanver de bir yazısında açıkça belirtmiştir.
Bütün bunlar konu başlığı dışındaydı. Kendi başlığımda böyle bir sapma gösterdiğim için özür dilerim.
Katılımcılarımız Masonluğu genelde eleştirmeyi sürdürsün.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 07, 2016, 09:57:55 ös
Yanıtla #26
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Yazımda her ne kadar eleştiri demissemde bu bir tesbittir. Ben şahsen eleştiri değil tesbitte bulunmayı arzularim.

ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 09, 2016, 12:43:38 ös
Yanıtla #27
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Hersey bittimi?
Konu ilerlemiyor.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 14, 2016, 11:41:09 ös
Yanıtla #28
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı yapılan: ADAM - Ağustos 12, 2016, 08:03:22 ÖS
Sayın Karahan'ın zaten bildiği bir şeyi tekrarlayalım:
Masonluk ezoterik nitelikli bir kurumdur.
Bu nedenle çalışmaları öncelikle içrektir.
Masonluğun geneli böyledir ama farklı türleri vardır. Bu nedenle kimi mason kuruluşlarnın karakteri mistik hatta metafizik ağırlıklı, kimisi bilimseldir.
Beri yanda kimi mason kuruluşlarının dışrak nitelikli çalışmaları da vardır.
Bunlar birbirini tutmadığı için, kmi mason kuruluşlarının toleranslı tutumuna karşılık kimisi diğerlerini dışlayacak denli katıdır.
Masonluğu eleştireceksek, belki bu yandan başlayabiliriz.



Kopyala yapıstır ile böyle oldu burada devam edelim.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 14, 2016, 11:46:18 ös
Yanıtla #29
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Genel olarak kabul edilen teze göre Masonluk ortaçağda katedralleri, sarayları, şatoları inşa eden Operatif Mason Localarından çıkmıştır. Bu Operatif Masonlar ise ritüel ve geleneklerini bilemediğimiz bir yerlerden miras olarak almışlardı.

http://www.mason.org.tr/web/

sotuma bahis yazıyı bu adresten okuyabilirsiniz.
Dediğim gibi benim yaptığım eleştiri değil bir tesbit ve bu tesbite göre soruyorum.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo