Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: RUH - BEDEN SORUNU  (Okunma sayısı 3807 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 22, 2008, 01:02:26 ös
  • Ziyaretçi

Eski Yunan filozoflarından günümüze dek tartışılagelen bir konu bu: Sinir sistemi ve beynimizde olup biten kimyasal ve fizyolojik işleyişler nasıl oluyor da duygu, düşünce, kişilik gibi elle tutup gözle göremediğimiz ve adına ruh dediğimiz psikolojik işleyişleri doğurabiliyor? Bilim dünyası bu sorunun altın değerindeki yanıtını aramaya devam ederken bizler de kendi fikirlerimizi forumumuzda paylaşalım istedik. Görüşlerinizi bekliyoruz...



Ağustos 22, 2008, 02:25:18 ös
Yanıtla #1

Cok basit, yapilacak en guzel sey burada beynini kullanmaktir. Beyin gucuyle beden ve ruh dengesini pekala saglayabilirsin. Ama sanirim baslikla konunun bir baglantisini goremedim yani benim gorusume gore, yaniliyor olabilirim fakat gene de ben olaya baska acidan bakarak dusuncelerimi dile getirmek istedim :)

Ve buna ek olarak da sunu da soyleyebilirim ki; Beynin gucunu kendi organizmamizda arttirdigimiz zaman inaniyorum ki bircok fiziksel ve ruhsal hastaliklar -ki sen baslik olarak sorun diye belirtmissin ama ben kendi fikrimi soyluyorum- otomotikman ortadan kalkar. Cunku bizde bulunan en onemli ve buyuk gorev tamamen Beynimize dusmektedir hem sonra Beyni dogru bir sekilde mukemmell olarak kullanabilen kisiler hayatin bircok sorununu da rahatlikla cozebilmislerdir.

Gerci bu durum Psikoloji Bilim dalina girmekte ve ben :) her konuda soyledigim gibi hicbir konu uzerinde konu hakimi olmadigim icin sadece fikirlerimi belirtmekle yetiniyorum.

Saygilar.   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 22, 2008, 02:34:08 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Psikoloji eğitimim boyunca bilim camiasında ruh=zihin kabulünün yaşatıldığına tanık oldum. Fakat bu eşitliğin, derin araştırma ve sorgulamalar sonucunda keşfedilmesinden değil de meseleyi kolaylıkla geçiştirebilen bir çözüm olduğu için kullanıldığını düşünüyorum.
Zihin dediğimiz şeyin, bedenimizin bir parçası olan beyin adlı organımız içerisinde gerçekleşen birtakım elektrokimyasal etkileşimler (nöral iletişim) sonucu ortaya çıkan ve soyut ürünler veren fiziksel bir olay olduğunu düşünüyorum.
Fiziksel çünkü beyin denilen bir et parçası olmadan zihinden bahsedemeyiz. Bu dünyevi maddenin içerisinde de henüz kısmen anlayabildiğimiz bir takım fiziksel etkileşimler söz konusu. Tüm bunlar milyarlarca sinir hücresinin sonsuz olasılıkta kombinasyonla iletişime geçmesi sonucu ortaya çıkar. Ve böylece, düşünürüz, anlarız, koklar, duyarız, inanırız, öfkeleniriz vs.
Ruhun ise bu dünyevi bir madde olan beyin organından da bağımsız olarak varolan bir güç olduğuna inanıyorum. İNANIYORUM diyorum çünkü buna dair bilimsel kanıtlar sunamayacağım (aslında “out-of-body experiences” alanındaki deneyler bir nevi kanıt oluşturabilir ancak yine de bu konunun pozitif bilimin deneye tabi tutmasıyla aydınlığa kavuşacak bir konu olmadığını düşünüyorum). Ruh da, zihnin yarattığı tüm bu düşünce, inanç, tutumlardan oluşur ancak bundan ibaret değildir ve kanımca beyindeki bu elektrokimyasal etkileşimler durduğunda da yani fiziksel yasalar sonlandığında da varolmaya devam eder.


Ağustos 22, 2008, 02:42:57 ös
Yanıtla #3

Evet, yerinde ve guzel bir aciklama olmus :)
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Vicdan x Beden

Başlatan Re-Harakhte Insan

1 Yanıt
3078 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 14, 2008, 08:28:36 ös
Gönderen: Prenses Isabella
37 Yanıt
16829 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2009, 07:41:48 ös
Gönderen: Prenses Isabella
4 Yanıt
3978 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 23, 2008, 10:28:00 ös
Gönderen: Anatolic
0 Yanıt
2687 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2008, 10:39:41 öö
Gönderen: poyraz06
0 Yanıt
3486 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2009, 01:04:58 ös
Gönderen: asoraman
0 Yanıt
2691 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2011, 07:51:14 ös
Gönderen: M1TO
4 Yanıt
4300 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2012, 09:54:26 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2598 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 19, 2011, 03:35:56 öö
Gönderen: MASON
7 Yanıt
3914 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2013, 10:17:18 ös
Gönderen: Masor1976
0 Yanıt
3908 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2014, 02:41:54 ös
Gönderen: NurullahOksuz