Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Turkiye`de Masonluk => Konuyu başlatan: MEDUSA - Nisan 08, 2017, 11:53:31 ös
-
Konu, forumumuzda defalarca açıklanmış ve tartışılmış olsa da tekrar etmekte fayda görmekteyim.
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın görüşleri şöyle özetlenebilir:
-Düzenli bir mason örgütü, kökenini mutlaka İngiltere Birleşik Büyük Locası’na dayamış olmalıdır. Bunun için “düzenli” sayılan Büyük Localarca tanınmış bulunmalıdır.
-Düzenli Masonluğun ilkeleri uyarınca, “Tanrı’nın Yüce Varlık olarak kabul edilmesi”, “Ruhun Ölümsüzlüğünün benimsenmesi” ve “loca çalışmaları sırasında Kutsal Kitapların kürsü üzerinde açık bulundurulması” zorunludur.
-Birkaç masonun bir araya gelerek «Haydi bir masonik örgüt kuralım» deyip, bazı tüzükler, protokoller ve ritüeller hazırlayıp bunları uygulamaya girişmeleriyle muntazam bir masonik örgüt kurulamaz; böyle bir örgütün üyeleri “mason” sayılamaz.
-Spekülâtif Masonluğun oluşumu sırasında belirlenmiş olan bu geleneksel ve değiştirilemez kurallar, dünyadaki düzenli mason örgütlerinin bir çoğu tarafından benimsenmiştir.
Özgür Masonlar Büyük Locası’nın görüşleri ise şöyledir:
-Dünyadaki her özgür ve bağımsız Büyük Loca diğerine eşittir.
-Masonların vicdan özgürlükleri ortadan kaldırılamaz.
-Hiçbir örgütün, evrensel mason kardeşliğini kendi tekeli altında tutmaya hakkı yoktur.
-Masonluk, birtakım kesin, değişmez ve değiştirilemez olduğu söylenen ilkelere bağlanamaz; evrimsel doğrultuda ilerlemesine engel olan çağın gerisinde kalmış birtakım geleneklere tutsak edilemez.
-Masonlukta, değişik eğilimlere, farklı dinsel ya da bireysel inançlara, uygarlık tarihi boyunca ortaya konmuş olan çeşitli felsefesel ya da doktrinel görüşlere bağlı olabilen insanların, bir araya gelip birbirlerine kardeşçe bağlanarak, bir İnsanlık Ülküsü’nün gerçekleştirilebilmesi doğrultusunda çalışmaları öngörülmektedir.
-Herhangi bir ritte çalışan, herhangi bir mason örgütünün üyesi olan her mason, bireysel inançları her ne olursa olsun, tüm diğer masonların kardeşidir. Tüm mason örgütleri de bunu böyle benimsemelidir.
ÖMBL'nin internet sitesinden alıntıdır.
-
Sevgili Fay Frin bu yazıyı foruma taşımakla ne iyi etti. Kendisine emeği için teşekkür ediyorum.
ÖMBL Bu yazıyı yazarken HKEMBL ve ÖMBL arasında bir kıyas algısı yaratmış olması beni üzdü. Aşağıdaki maddeleri sanki HKEMBL böyle yapıyormuş gibi gösterilmesi hoş değil ancak bunlar hakkında yorum yapıp değerlendirmek de benim haddim değil.
-Masonların vicdan özgürlükleri ortadan kaldırılamaz.
-Hiçbir örgütün, evrensel mason kardeşliğini kendi tekeli altında tutmaya hakkı yoktur.
-Masonluk, birtakım kesin, değişmez ve değiştirilemez olduğu söylenen ilkelere bağlanamaz; evrimsel doğrultuda ilerlemesine engel olan çağın gerisinde kalmış birtakım geleneklere tutsak edilemez.
Sevgi ve saygılarımla
-
Vakit ayırdığınız için ben teşekkür ederim. Bu tarz paylaşımları bazen tekrar etmenin, aramıza yeni katılan ve masonluğa ilgili olan üyelerimize de faydası olur diye düşünüyorum çünkü forumdaki iletiler bir hayli eski.
Tabii bu paylaşımı yaptıktan sonra hem HKEMBL hem de ÖMBL üyelerinin fikirlerini öğrenebilmek daha güzel olur. Varsa eğer ayrılık yaşanan diğer konular nelerdir, bu ilkeler oluşturulurken nasıl bir süreçten geçilmiştir ve oluşturulan ilkeler ÖMBL'nin ifade ettiği gibi tam anlamıyla uygulanmakta mıdır?
Sevgili Risus, senin paylaştığın maddelerden üçüncüsünde çok açık bir kıyas söz konusu. Bence temelde bu ayrımın yapılmasının nedenini açıklayan ilke de bu. Gerçekten de haklı çünkü bir şeyin değişmez, değiştirilemez olduğunu düşünmek çok sığdır. Bunlar bir zaman sonra kalıplaşmış dogmalara dönüşmez mi? Oysa masonlar, dogmalara karşıdır. Evrendeki her şey bir değişim ve gelişim içindedir. Çağlar ilerledikçe değişen fikirler de her zaman gelenekselleşmiş, diğer bir tâbirle örümcek ağı bağlamış fikirlere üstün gelecektir.
... Ne dersiniz?
Sevgiler
-
Masonlukta çalışılan ritler sabitmidir?
Yani değiskenlik(zamana göre)gösterirmi?
-
Gerçekten de haklı çünkü bir şeyin değişmez, değiştirilemez olduğunu düşünmek çok sığdır. Bunlar bir zaman sonra kalıplaşmış dogmalara dönüşmez mi? Oysa masonlar, dogmalara karşıdır. Evrendeki her şey bir değişim ve gelişim içindedir. Çağlar ilerledikçe değişen fikirler de her zaman gelenekselleşmiş, diğer bir tâbirle örümcek ağı bağlamış fikirlere üstün gelecektir.
Sn.MEDUSA'nın fikrine katılmıyorum ancak kullandığı cümlelerin kırıcı olduğunu düşünmekteyim. Öncelikle kendisi bir yargıya varmış ve bunu bize dayatmaktadır. Daha sonra çelişkili bir soru ifade etmiş ve değişim ile gelişimi birbirine bağlamıştır. Gelenekleri anlamanın ve yaşamanın değerini anlayamadan kendi geleneğini oluşturma heyecanına kapılmıştır ancak bunun farkında değildir.
Örnek vermek gerekirse bir şey değiştirilemez. Tarih artık değişemez çünkü olup bitmiştir, insanların ölene kadar fiziksel olarak sınırları vardır bu değiştirilemez yani kısacası kanunlaşmış bilimsel olgular diyebiliriz...
Dogmalar olabilir bunun kötü yanı nedir? İnsanın belirli prensipleri vardır bunlar da dogmadır ve bu prensipler insanı karakter sahibi yapmaktadır, ''bukalemun'' olmasını engeller. Ayrıca değişen her şey gelişmez bazen gerilemeler görülmektedir çünkü inşai gelişimler olduğu gibi başka gelişmelerin etkisiyle yok olma sürecine giren sonra tekrar bundan kurtulabilen olgular vardır.
Gelenekler içlerinde öğretileri daha genel bir ifade ile ''yolu'' barındırırlar. O yol her bir ustanın emeği ile yapılmıştır. Kişiye varmasını istediği noktaya kendi yolunu inşa ederek kaybolma riski olmaksızın hedefe varma avantajı sunmaktadır. Yollar mevcuttur siz seçersiniz ancak yeni yol yapmak isteyenler engellenemez belki de onlar başka yerlere ulaşmak isterler. Onlar mutlaka o yolu o geleneği inşa etmelidirler.
Saygılarımla...
-
Herkese öncelikle keyifli günler dilerim. Forumda zaman zaman tartışılagelen konulardan biri yeniden gündeme gelmiş, hoşgelmiş.
Masonluk hiçbir kurumun tekelinde olan bir kurum değildir. Benim bağlı olduğum kurum İngiltere Birleşik Büyük Locasının geleneklerini referans alabilir. Ancak bu bizi daha fazla ya da daha az mason yapmaz. Bir anlayış belirtir. Yani der ki biz Masonluğu böyle anlıyoruz. Türk Masonluğunun anlayış farklılıklarından dolayı bölünme süreci biraz sancılı olmuştur ve tarihimizde 1965 olayları olarak bilinir. Forumda detayları bulunabilir. Lakin bugün anlayış farklılıklarının Masonluğu zenginleştirdiğinin farkında olan Masonlar kendi anlayışları çerçevesinde Masonluk yapmaktadırlar. Her iki kurumda da Masonluğa çok değerli katkılar yapılmakta, Türk Masonluğu dünya Masonluğuna örnek olmaktadır.
Bu durumu aynı annenin iki oğlu gibi düşünebiliriz. Yetiştirilme tarzları aynıdır, ancak her iki evladın karakterleri farklıdır. Ve bu iki evlat birbirinin öz ve öz KARDEŞİDİR.
Çelişki kalmış mıdır?
Sevgilerimle.