Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Özgürlügün ve Liberalizmin Sinirlari veya Türk Liboslarinin Aymazligi  (Okunma sayısı 17182 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 18, 2011, 10:54:31 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Arkadaslardan birinin logosunda gördüm sanirim cümleyi söyleydi,
" Özgürlükler bile sinirlandirilmak icin vardir"
Kendilerine liberal diyen insanlari cok sevmesemde, bir cok konudada olaylara insan temmelli baktigim icin ayni fikri savunabiliyoruz veya ayni noktada bulusabiliyoruz.
Ama yukardaki vecizemizdede dendigi gibi herseyin bir siniri olmali, eger liberallige bir sinir konmazsa tipki Ahmet Altan ve cikardigi TARAF Gazetesi gibi cemaat kuyrukculugundan kurtulamaz ve Türkiye"yi bu cagda dini bagnazligin kucagina iterler.



HABER

Taraf "özgürlügü" böyle savundu
'Haydi çocuklar Kur’an kursuna'
Taraf'ın bugünkü bir haberi okuyanları gerçekten şaşırttı. Gazete Kur’an kurslarına yaş sınırlaması getiren düzenlemenin Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da yapılan değişikle yürürlükten kaldırılmasını 'Haydi çocuklar Kur’an kursuna' başlığıyla verdi.
18 Eylül 2011 Pazar
Taraf özgürlüğü böyle savundu: Haydi çocuklar Kur’an kursuna
Taraf'ta tuhaf başlıklar atılması sıradan bir olay haline geldiği için başlığı okuyan pek çok okur da bunu ironi zannetti.
 
Ama değildi, haberin birinci sayfa spotu aynen şöyle: "Bin yıl Sürmeyecek işte! 28 şubat'ın pek tuhaf uygulamalarından biri daha tarihe karışıyor. Artık kur'an kursuna devam edebilmek için beşinci sınıfı bitirmiş olmak gerekmeyecek. Her yaşta çocuk, eğer ailesi uygun Kur'an öğrenebilecek."
 
Reşit olmayan, din gibi bir konuda seçim hakkını doğduğundan beri hiç kullanamamış, nüfus hanesi devlet tarafından doldurulup, bir de zorunlu din dersi eğitimine tabi tutulan 6-7 yaşındaki çocuklara muhtemelen hiçbir şey anlamadıkları bir ton şeyin ezberletilmesi Taraf gazetesine göre özgürlük ve 28 Şubat'ın ilga sürecinin parçası.
 
Çocuklara yönelik böylesi bir tahakküm aygıtının genişlemesini özgürlük diye savunan Taraf gazetesinin pozitif ayrımcılığı da 'bayan yanı' uygulaması ile savunduğunu görürsek şaşırmayacağız.
( Bu haber Turnusol adindaki haber safasindan alinmistir)
« Son Düzenleme: Eylül 18, 2011, 11:01:20 ös Gönderen: Tij »


Eylül 19, 2011, 12:34:54 öö
Yanıtla #1

Bunda ne var? O çocuklara devlet kuran kursu yasağı koyduğunda aileler önlem almıyor mu sanıyorsunuz?  Kuran kursu, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, anlamlı bulur veya bulmazsınız, ama bu, durumun tehlike veya zarar arzettiğinin (yasaklanması için gerekli şarttır) bir göstergesi değildir. Ben de küçükken Kuran kursuna gittim. Ama bugün Kuran kursuna gitmemiş arkadaşlarımdan daha çok sorguluyorum dini.

Bir de şunu söylemekte yarar var. Hiçbir insan, balık gibi serbest bir yumurta ve spermin döllenmesi sonucu kendi kendine yetişemez. Hiçbir insan, seçim hakkını aile ve kültür etkilerinden sıfır bir şekilde sıyrılıp çocuk yaşta veremez. Ama şu bir gerçektir ki, aile o çocuğu kendi görüşüne göre eğitir. Bir ateist aile, çocuğunu nasıl kendisi gibi yetiştiriyorsa, bir müslümanın da kendisi gibi yetiştirmesi en doğal hakkıdır. Anlamadığı kelimeleri kuş gibi ezberliyor olabilir. Ama liberal teorinin çıkışı, olabilecek en uygun ortam için özgürlüklerin sağlanması gerektiği gibi bir gerçekte saklıdır. Devlet, din ve inancı engelleyici yaptırımlar getirirse, ortada uygun ortam bulamazsınız. Yani o aileler bu sefer devlete düşman olur, ve çocuğunu da devleti radikal bir şekilde değiştirmek için eğitebilir.  "Özgürlükler bile sınırlandırılmak için vardır" sözünün kendisi özgürlükle çelişmektedir. Özgürlüğün sınırlandığı tek alan, bir başkasının özgürlüğüdür. Bu olmayınca ortada barış da olmaz.

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Eylül 19, 2011, 01:15:07 öö
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Eğer çocuklar konusunda uzman psikolog vb. bilim adamları tarafından sakınca görülmez ise çocukların Kuran alfabesini ve Kuran okumasını öğrenmesinde bir sakınca görmüyorum. Neticede günahsız insanların okuyacakları dua hürmetine bizim gibi günahkar insanların başlarına gelecek musibetler de engellenebilir.

Fakat çocukken  Kuran kurslarında yetişmiş ve hafızlık için yıllarca eğitim verilmiş çocuklara bakınca sakıncalı olabileceğini düşünüyorum. Bu tip kurslar engellenmemeli, kurslarda çocuk psikolojisini iyi bilen uzman eğitmenlerin kullanılması zorunlu hale getirilmelidir. Neticede büyük insanın bile psikolojisinin kaldıramayacağı derecede şiddet ve dayak yiyorlar.

Saygılarımla.


Eylül 19, 2011, 01:27:50 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Sayin Popperist
sorun kuran kurslarinin serbest olup olmamasi degil, sorun 5 yasindaki bir cocuga hic anlayamiyacagi, Tanri gibi yokefendim cin, peri, seytan gibi soyut kavramlari kendisinin hic anlamadigi bir dilde ezberletmenin o cocuga neler vereceri ve ondan neler alacagidir. Bunun paralelinde ülkemizdeki okullarda ve genel egitim sistemimizde gercek bir bilimsel egitim verilse hadi diyecem cocuk kuran kursundakinin karsi görüsünüde ögreniyor ve  heriki düsünceyide kendi akil süzgecinden gecirip( ki 5 yasindaki bir cocukta henüz akil süzgeci diye bir olay tam olusmamistir) kendi kararini kendisi verir, ama böyle bir egitim sistemimizde yok. Siz 5 yasindaki bir cocuga " ördegin yavrusunu Tanri o yumurtanin icine koydu" derseniz o cocuk hic bir zaman bilimle ugrasmayacak o ördegin o yumurtanin icinde hangi safhalardan gecerek olustugunu merak etmeyecak ve ülkemiz bilimde ve teknikte diger bütün müslüman ülkeler gibi hep disariya bagimli kalacak.
Saygilar


Eylül 19, 2011, 03:57:20 ös
Yanıtla #4

Sayın Tij,

İyi de, sizin bu anlattıklarınız Kuran kurslarını yasaklamakla çözülecek sorunlar değil ki. Kuran kursları yasaklanınca, 5 yaşındaki çocuk bu sefer evinde cin peri masallarını öğreniyor. Hatta radikal ailelerde daha kötülerini öğreniyor, daha kötü bir din anlayışına sahip oluyor. Sonuç değişiyor mu? Hayır. Ortalıktaki bir din eğitimini herkes denetleyebilir. Denetime açık bir din eğitimi, denetime kapalı, rastgele bir eğitimden daha iyidir. Ayrıca çocuklara ve insan potansiyeline bu kadar güvensiz olmamak lazım. Aydınlanma devrindeki Fransız entelektüellerinin çoğu çocukluğunda katı bir din eğitiminden geçmiş insanlardır. Ama aydınlanmanın öncüsü olmuşlardır.

Saygılar.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Eylül 19, 2011, 04:02:15 ös
Yanıtla #5

Kuran kursları 28 Şubat'tan beri yasak mıymış???

Yoksa düzenleme mi getirilmiş? Hani 5. sınıftan önce gidilmez filan diye...

Tamam askerler kötü, her yaptıkları yanlış... Yerden yere vurun, kalkamasınlar bir daha... Ama insaf edin de yapmadıkları için suçlamayı bırakın bari...
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Eylül 20, 2011, 01:47:17 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Konuya hiç girmeyecektim ama doğru bulmadığım bir olay karşısında suskun kalmayı da kendime yediremedim.
         Sayı Tij'in bu konudaki düşüncelerine katılıyorum. Ne yazık ki sayın popperist'i anlamakta zorluk çekiyorum. 5 yaşındaki bir çocuğa dini eğitim verilmesini savunabilen bir mantığı nasıl kabul edebilirim.
         Çocuklarının reşit oluncaya kadar yetiştirilmelerinin ailelerinin tusarrufunda olması tabiidir. Ancak , insanların doğumdan itibaren gelişmeleri belli periyotlar içinde olmaktadır. Pekiyi 5 yaşındaki bir çocuğa dinin hangi akidesini öğreteceksiniz.  Bu akideleri nasıl uygulatabileceksiniz ? Velev ki öğrettiniz bunun doğru bir şey olabileceğine gerçekten inanıyor musunuz? Bu çocuk nasıl biri olacak hiç düşündünüz mü ?
         Çocuklara din eğitimi verilmesine karşı değilim. Ama 5 yaşında 7 yaşında bir çocuğun daha beyinsel gelişimini tamamlamadan müsbet olmayan bir ortamın içine sürüklenmesi bence bir cinnettir.
         Burada yapılması gereken, devletin buna müdahalesidir. Devlet, çocukların  müsbet ilimlerle yetiştirilmleri için aileleri teşvik etmeli, ilköğrenimi veya en azından  5 yıllık bir eğitimi bitirmeden bu kursların açılmasına müsaade etmemelidir.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Eylül 20, 2011, 02:17:35 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Aslında çocuklara sadece din değil sayısal ve sosyal bilimler konusunda da ağır eğitim verilmemeli. Zorlamaktan çok sevdirmeye çalışılarak, çocuğun zekasının sayısal mı sözel mi, sanata mı yatkın şeklinde tespiti ile çocuğun zevk alarak eğitim alabileceği alanlara yönlendirme yapmak gerekiyor. Bu tespiti de ancak uzman kişiler yapabilirler. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğretmenliği konusu bence tüm branşlardan daha mühim duruyor.

Pek çok çocuk sadece din seçiminde değil meslek seçiminde de aile ve çevresel baskılara boyun eğerek meslek seçiyor. Sevmediğiniz ve içinize sinmeyen bir işi yapmak zorunda kalmak kadar insana zarar verecek bir şey var mıdır bilemiyorum. Kişiler bu olumsuz neticeyle sadece kendine değil çevreye de zarar verebiliyorlar. Örneğin mesleğini sevmeyen bir doktorun hastalarına verebileceği zararlar gibi.

Dindar çevreleri gözlemlediğim kadarıyla çocukları sık boğaz etmiyorlar. Yani örneğin küçük kızları zorla başörtüsü taktırma gibi görüntüleri çok görmüyorum. Din eğitimi kültüründen geçtiğim için din eğitim merkezlerine sıcak bakamayan bir insanım. Dinin aile tarafından verilmesi, kurumlarda dayak vb. vakaları engelleyemeyecekleri için kuran kurslarının ve imam hatip liselerinin kapatılması, kuran dersleri okullarda istege bağlı ek ders olarak okutulabilir. Okullarda Kuran derslerinin yanında İncil, Tevrat vb. gibi dini dersler de isteğe bağlı zorunlu olmayan ek ders olarak verilebilir. Okullarda muhafazakar aileleri ve muhafazakar öğrencileri dışlamayacak bir ölçü yaratılmaya çalışılabilir. Örneğin kılık kıyafet serbest olabilir yani küçük kızlar da başörtüsü takabilir, haremlik selamlık sınıflar isteğe bağlı olarak yaratılabilir. Bir okulda isteyen karışık sınıflarda isteyen haremlik selamlık sınıflarda eğitim görebilirler. Bunları pratikte uygulama imkanı var mıdır onu düşünmedim.

Ne kadar gerçeği yansıtıyor bilemiyorum fakat Amerikan filmlerinde olduğu gibi çocuğun gerektiğinde ailenin elinden alınabildiği kısacası çocuğun gelişimi ve şiddet görmemesi için devletin elinden geleni yaptığı bir sistem gelecek açısından mühim duruyor.

Toplumdaki şiddet eğilimini çözdüğümüz takdirde, özgür hissedebilen bireyler üretebilirsek başarı ve huzur da arkasından gelecektir.

Saygılarımla.


Eylül 20, 2011, 11:46:08 öö
Yanıtla #8

MADDE 174. – Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz :

1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
2. 25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanun;
3. 30 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun;
4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenî nikâh esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun;
6. 1 Teşrinisâni 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun;
7. 26 Teşrinisâni 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun;
8. 3 Kânunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.

Sn. Masor1976, düşünmeden yazmak yerine bir okuyun önce isterseniz.

Kuran kursları 28 Şubatta kapatıldı demeden önce, zaten neden açık diye sorulması gerekmiyor mu? Her türlü eğitimi vermek devletin görevidir. Beceremiyorlar diye bi bahane olamaz, beceremeyen gider, becerecek olan gelir.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Eylül 20, 2011, 05:08:21 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Sayın Musafa Kemal, bu tarz devrim kanunlarına bakınca aklıma ister istemez evrimcilerle yaratılışcıların tartışmalarındaki ara fosil neden yok tartışması geliyor.

Bu kanunlar bir ara fosil dönemi kanunu gibi. Neticede ülkemizdeki insanlar evrimleştiler ve geliştiler. Tekrar bu ara fosile dönüştürme çabasını anlayamamaktayım. Ki tüm baskı ve çabalara rağmen bu ara fosil döneme geçiş başarısız olmuştur. Yenilgi kabul edilmesi lazım. Yenilgi ağır bir kelime oldu daha iyi şartların varlığı kabul edilmeli, demokrasi ve özgürlükler el üstünde tutulmalı.

Saygılarımla.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
8631 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 29, 2008, 02:05:21 ös
Gönderen: bilmeliyimgalilei
39 Yanıt
42682 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2019, 01:05:51 ös
Gönderen: ruzber
2 Yanıt
11487 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 22, 2011, 09:48:05 ös
Gönderen: Tij
15 Yanıt
24829 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 21, 2017, 10:43:05 öö
Gönderen: Ankara
4 Yanıt
4877 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2012, 09:52:22 öö
Gönderen: Tij
7 Yanıt
8221 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2011, 01:58:58 ös
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
12884 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 23, 2010, 10:46:15 ös
Gönderen: Thoth
2 Yanıt
4564 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 23, 2010, 08:31:26 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
7020 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2011, 10:47:11 ös
Gönderen: Maledictum
1 Yanıt
3809 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 26, 2011, 04:19:17 ös
Gönderen: shakespeare