Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Konuşan ve Düşünen Dünyası.  (Okunma sayısı 1778 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 06, 2015, 01:34:33 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan



Alma İsteği

Alma isteğinin sıfır seviyesinde olduğu günlerde, arzular, bizi doğadan ve birbirimizden uzaklaştıracak kadar güçlü değildi. Bugün bir çoğumuzun, bir sürü para dökerek meditasyon dersleriyle yeniden kazanmaya çalıştığı, doğayla bütünlük duygusu, o zamanların normal yaşam şekliydi. İnsanlar, yaşamanın başka bir yolunu bilmiyordu. Doğadan ayrı bir yaşamı, istemeyi bırakın, hayal bile edemezlerdi
Hatta o zamanlar, insanlığın, birbirleriyle ve doğayla öyle akıcı bir iletişimi vardı ki, insanlar anlaşmak için kelimelere bile ihtiyaç duymuyorlardı. Telepatiye benzer bir şekilde, düşüncelerle anlaşıyorlardı. Bu, tüm insanlığın; tek bir ulus gibi olduğu, tam bir bütünlük halinde bulunduğu zamanlardı.
Sonra değişim başladı. Arzularının büyümeye başlamasıyla, insanlar, giderek bencilleştiler. Doğayı değiştirip, kendi çıkarları için kullanmak istemeye başladılar. Doğayla uyum içinde olmayı istemek yerine, onu, kendi ihtiyaçları doğrultusunda değiştirmeye yeltendiler. Doğadan ayrılıp, uzaklaşmaya; ona ve birbirlerine yabancılaşmaya başladılar. Asırlar sonra, bugün, bunun hiç de iyi bir fikir olmadığının farkına varıyoruz. Olmuyor, yürümüyor.
Bu ayrılık başladığından beri, doğayla karşı karşıya geliyoruz. Durmadan büyüyen egoizmi ıslah edip doğayla bütünlüğü korumak yerine; kendimizi ondan koruyacak, mekanik ve teknolojik bir kalkan inşa ettik. Bilim ve teknolojiyi geliştirmemizin birinci nedeni, varlığımızı, doğal unsurlardan korumak olmuştur. Ancak, öyle görünüyor ki; farkında olarak ya da olmayarak, asıl yapmaya çalıştığımız, sürücü koltuğunu ele geçirmek ve doğayı kontrolümüz altına almak.
Bugün, birçok kişi, teknolojinin asılsız vaatlerinden (zenginlik, sağlık ve en önemlisi, güvenli yarınlar) bıkmış durumda. Bu vaat edilenlere sahip olan çok az sayıda insan ise, yarın bunları kaybetmeyecekleri güvencesine sahip değiller. Bu durumun bir yararı, bizi, gidişatımızı yeniden gözden geçirmeye zorlaması ve yanlış yolda ilerlediğimiz şüphesini uyandırmasıdır.
Özellikle, içinde bulunduğumuz kriz ve çıkmazı fark ettiğimiz şu günlerde, seçmiş olduğumuz yolun sonu olmadığını açıkça itiraf edebilecek hale geldik. Doğayla zıt, ben-merkezli tavrımızı teknolojiyle telafi etmeyi seçmek yerine, egoizmimizi özveriye dönüştürüp doğayla bir olma yoluna gitmeliydik.

_michael laitma

Derslerinden.






« Son Düzenleme: Eylül 06, 2015, 01:39:51 ös Gönderen: hypatia »
Sevgi ile kalın


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2162 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2007, 12:55:42 öö
Gönderen: shemuel
3-5 Tane Konuşan Resim

Başlatan LEON COMANDANTE « 1 2 » Mizah

10 Yanıt
7162 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 23, 2007, 06:11:00 ös
Gönderen: GölGe
0 Yanıt
3740 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 09, 2007, 12:14:33 ös
Gönderen: prisca_sapientia
3 Yanıt
4040 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2008, 02:32:52 öö
Gönderen: nietzsche
0 Yanıt
3777 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 24, 2009, 04:45:59 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
2837 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2013, 03:06:16 ös
Gönderen: bgryn
6 Yanıt
5385 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 13, 2013, 06:55:13 öö
Gönderen: ceycet
11 Yanıt
6282 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 07, 2013, 10:45:03 ös
Gönderen: Samuray
19 Yanıt
8592 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 05:37:34 ös
Gönderen: Hacamat
1 Yanıt
2257 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 16, 2015, 07:17:39 ös
Gönderen: GOASISG