Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: O'nun herşeye gücü yeter  (Okunma sayısı 8587 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 19, 2009, 02:21:12 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

Değerli Üyeler,

Bugün bir başlıktan 'tanrı TANRI' ise tümcesini görünce benim de sık sık düşündüğüm bazı soruları paylaşmayı, uygun görürseniz sizin de düşüncelerinizi öğrenmeyi isterim.

O'na karşı kesin inancımın yanında bu soruları da içimde taşıyorum.

1)
Eğer O istese idi, insanları hiçbir dine, hiçbir peygamber ve kitaba ihtiyaç duymadan 'kendini' bulabilecek, dünya üzerinde tam da istediği gibi yaşayabilecek şekilde yaratabilirdi.
Kendini insanlara bildirmek istese, BİL derdi ve herkes bilirdi.
Öyle yaratılsaydık, varolduğumuzu bildiğimiz anda O'nu da bilirdik.
Ne bir kitap ne bir peygamber ne de bir dine ihtiyaç olurdu.
Hem O'nun bilinmeye de ihtiyacı da yoktur.

Neden BİL'inmek istemiştir?
Neden sadece BİL dememiştir?
Demiştir de yoksa BİL'iş uzun mu sürmektedir?

2) Dünya hayatı bir sınav ise..
Eğer O istese idi, insanları hiçbir sınava girmesine gerek olmayan, asla hiçbir hata yapmayacak ve asla günah işlemeyecek yaratıklar olarak yaratır ve sonsuza dek cennetinin içinde yaşatırdı.
Gücü elbette buna yeter.
Direk cennetlik olarak ve bu özelliği asla bozulmayacak şekilde yaratırdı, bozabilecek hiçbir günahı ve şeytanı yaratmazdı. Onun gücü elbette buna da yeter.
Ama yarattı..
Yoksa bu bir sınav mı değildir?
Sınav değilse dünya hayatının insan için anlamı nedir?


3) O bütün eksikliklerden münezzehtir. Bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur.
Hem ihtiyacının olmamasına rağmen, istese idi zamanı yaratan efendi sonsuza dek kendine ibadet edecek yaratıkları yaratırdı.  O yarattıkları hiçbirşeye hiçbir zaman ihtiyaç duymadan hep O'nu anarlardı, O'nun kendisine ibadet edilmesine, birileri tarafından bilinmeye ihtiyacı olmamasına rağmen, O istese bunu yapardı.
Neden istemedi?

O'nun bilgisi dışında yaprak bile düşmez. Sorulara cevaplar 'Allah bilir' ise neden bu soruları sorabilmem için beni özgür bıraktı? İstese soramazdım bu soruların varlığını bile bilemezdim.
Neden bu soruları bilmemi istedi?

Biz neden varız?

Saygı ve Sevgilerimle


Ekim 19, 2009, 03:17:33 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayon Ozkann'ın deyişleri üzerine...

Evet, o Tanrı denilen TANRI ise her şeye gücü yeter.

Deyişlerin katıldıklarımı yinelemeye gerek yok; katılmadıklarımı belirteyim:

Kim diyor dine ve peygamberlere gereksinme olduğunu? Tanrı mı? Ben duymadım. Siz duydunuz mu? Yoksa başkaları öyle demiş ve diyor diye onlara mı inanıyorsunuz?

Kim diyor onun bilinmek istediğini? Belki de istemiyor. Onun istediğini de istemediğini de bilemezsiniz ki, eğer o TANRI ise...

Dünya hayatının bir sınav olduğu da nereden çıkıyor? Neyin sınavıymış bu? Kim söylüyor öyle olduğunu? Kimi din adamları... Geçiniz!

Cennet, cehennem, günah, sevap ve bununla bağlantılı diğer kavramlar... Hepsi insan kavramları. Şayet bu kavramlar Tanrı'nın ise o TANRI değil, bir başka insan...

Kim demiş Tanrı bir de Şeytanı yarattı diye? O da kim? İçimizde olan ayrıdır; bi diyalektik işleyişin kaçınılmazıdır  ama öyle bir yaratık varsa eğer hiç gördünüz mü? Gören olmuş mu? Gördüğünü söyleyen varsa inanmayın, uyduruyor.

"Dünyadaki yaşamının insan için anlamı nedir?" sorusunu biraz daha genişleteyim: "İnsanın evrendeki işlevi, sorumluluğu nedir? Ne olmalıdır? Ne olması gerekmez?" İşte bu önemli... Hem de çok önemli. Hepsinin içinde insan için en önemlisi bu. Zaten bunun içindir ki insan özünü eleştirerek kendini bilmeye çalışmalı. Evreni anlamaya çaba göstermeli ve onun içinde kendi yerini bulmalı.

Eğer o TANRI ise ona tapınılmasına gereksinme duymasa gerek. Tapınma, insanın endişelerinden korkularından, kaygılarından, hele ölünce yok olmaktan ötürü dehşetli bir huzursuzluk içinde bulunuşundan ötürü kendi yarattığı bir uygulamadır. Hep düşünmüşümdür dinlerde geçen şu "kurtuluş" ne anlama geliyor diye... Demek bu anlama geliyor. İnsan korkularından sıyrılacağını, öldükten sonra yok oluştan kurtulacağını umuyor. (Panteist düşünüler hariç) Öyle bir umudu olanlara diyeceğim yok. Ben bilime ve akla güvenmeyi, erdemli olmayı yeğliyorum.

O, bir şeyi istememiş... Neyi istememiş? İstemediğini siz nereden biliyorsunuz. Kısır döngüye gireceğiz. Duralım.

Onun bilgisi dışında hiçbir şey olmazmış... Belki!... Nereden biliyorsunuz? Elinizde bir bilimsel kanıt var mı? Kusura bakmayın ama başkalarının bu konudaki iddiaları bana yetmiyor. Onlar ancak akıllarını kullanma zahmetine katlanmayan ve ille de bir şeye inanıp sarılma gereksinmesi duyanları kandırabilir.

Demek insanın bir özgür bırakılmışlığı var... Evet, insan özgürdür eğer buyrultusuna egemen olabiliyor, kendini başkalarının yarattığı dogmalardan uzak tutabiliyor, kör inançlara saplanmaktan kaçınabiliyor ise...

Son soru ne güzel: "Biz neden varız?"

Bu soruyu, hiçbir etki ve baskı altında kalmaksızın, arınmış bir bilinçle,  özgür düşüncemizle yanıtlamaya çalışalım.

Yanıtlayamıyorsak, bilgi birikimi yeterli değil demektir. İnsan eskiden daha az şey biliyordu. Daha çok şey bildikçe bildiklerinin bilmediklerinin yanında pek az kaldığının farkına vardı.

Giderek daha çok şey bileceğiz. Giderek sorumuzun yanıtına daha çok yaklaşacağız. Tamamını yanıtladığımızda........ (Bu tümceyi özellikle bitirmemeyi yeğledim.)

Sevgiler. 
 






 














 



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 19, 2009, 09:24:43 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Özkan

Hoş bir konu özellikle iç dünyanızlada olaya bakmanız daha hoş hale getirmiş konuyu.

1)
Eğer O istese idi, insanları hiçbir dine, hiçbir peygamber ve kitaba ihtiyaç duymadan 'kendini' bulabilecek, dünya üzerinde tam da istediği gibi yaşayabilecek şekilde yaratabilirdi.
Kendini insanlara bildirmek istese, BİL derdi ve herkes bilirdi.
Öyle yaratılsaydık, varolduğumuzu bildiğimiz anda O'nu da bilirdik.
Ne bir kitap ne bir peygamber ne de bir dine ihtiyaç olurdu.
Hem O'nun bilinmeye de ihtiyacı da yoktur.

Bu soruya Bence tek bakış açısı var oda gizemli olmayı seçmiş allah.Burda bir tek şey ortaya çıkıyor aslında amaç ve hedef? Eğer arzu etiğin gibi aklında kurduğun gibi oluşum olsa idi Allahı bilsen tanısan dünyada ne gayen kalırdı neyi arayıp neyi bulacaktın belki şimdiki gibi bu kadar soru bile sormayacaktı beynin.Bir bulmaca gibi yada puzle gibi parçaları birleştirmeye uğraşmazdık gaye olmazsa ne tadı kalırdıki.


Neden BİL'inmek istemiştir?
Neden sadece BİL dememiştir?
Demiştir de yoksa BİL'iş uzun mu sürmektedir?

Neden bilinmek istemesinki aslında sevgili özak bu sorunun cevabını sen güncel yaşamda hep veriyorsun.Ama buna küçük bir komedi ile cevap vereyi Cem Yılmazın babası ile repliği,oğlunu seyretmeye geliyor Cem yılmaz anlatırken şişiniyor babası için o benim oğlum ben yaptım onu bana ait replik uzayıp gidiyor.Çünkü sen ona aitsin seni imal eden o yaşadığın hayatıda tabiatıda Bilinmek istemesi kadar doğal ne olabilir yada kalkıp birgün sorsan ya yukarda bir varmı biz nasıl dünyaya geldik ana ile babamın döllerine bu hayat dediğimiz şey nasıl yaşam haline geliyor.Oyüzden yaratıcının bilinmesini özellikle istiyor bu dışarıdan bakıldığında ego gibide görükebilir.

İnsan hayatı tek kelime ile sınavdır.Osınavada hazır olman için sana kendisi hakkında anlayabildiğin kadar akıl,görebildiğin kadar göz veriyor.

Sevgili özakk bir çok insan ibadeti allaha yaptığımızı sanar çok büyük yanılgıdır bu.Kul Aslında İlk manada allaha ibadet yapmaz yaptığı ibadet kendisi içindir.Kuran,da bir ayette Namaz kılın ibadet edin derken hemen bir başka ayettede benim sizin ibadetinize ihtiyacım yok diyor.Duruşu anlamayana çelişki gibi gelir ama burda şu açılım var insan vücudunu allah özene bezene yaratmış işte tüm ibadetler o vücuda ait.Oruç tuttuğunda ki tıpta kabül ediyor en başta mide ve sindirim sistemi tatil yapıyor ve dinleniyor toprağı nadasa bırakmak gibi bunda faydayı allah değil biz insanlar görürüz ,namazda durum farklı değil günde 5 vakit namaz 5 vakit temizlik demek en mühimide burada namaza yakın duran insanlarda suç işleme başkasının malına canına göz dikme olayı daha az gözlendiğinden bir nevi toplum huzurunada katkı sağladığı kaçınılmaz bir olgu oluyor.

Vahdeti vücut felsefesinden bakarsanız yani ben oyum o ben gibi düşünürseniz ibadeti anlamak daha sağlıklı oluyor.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ekim 19, 2009, 09:48:51 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ozkann;

kendinize göre cevaplarınız olduğunu bildiğim soruları sormanızı manidar buluyor ve takdir ediyorum.Dilimin döndüğünce düşüncelerimi,"masonluk hakkında öğrendiğim birkaç kelimeden ibaret olduğu yargısının dillendirildiği"tarzımla ve uslubumla,elimden geldiği kadar,okuyanlara"parlaklık"rahatsızlığı vermemek umuduyla,ifade etmeye çalışacağım.

1-İnsanların aslında bir peygambere veya kutsal kitaplara ihtiyacı yoktur.Zira yaradılan yaradandan gayrı değildir."O"kendisinden,kendisini ve tüm evreni yaratmış,kendine kendi dönüş yolculuğunda refakat edeck tezahürlerin algılanmasına izin vermiştir.
"BİL"demiştir;ve bizler biliriz;belki hatırlamakta zorlanırız.Zaten bilinmeyen birşeyin de,öğrenilebilme olasılığı da yoktur.
"O"nun kendini bilen için,bilinmeye ihtiyacı yoktur.Ama bilemeyenin,kendini bilmesi yaradılış gayesidir.Nitekim,iki nefes arasındaki yolculuğun bütün"sır"rı da bunda gizlidir.

2-"Sınav"dersin de özüdür aslında...Sınavın bir başı,sonu,ödülü,cezası falan da yoktur.Vardır da,sadece sınanın sınavdaki tatminini ve sukunetini etkiler.

Kötülük olmadan iyiliği tarif edemeyeceğimiz gibi,hata olmadan da doğruyu tarif edemeyiz.Bu standartlar sadece bizim algılarımızla ilişkilidir.Gerçekte;iyi,güzel,kötü,çirkin diye de birşey yoktur.Sadece olanlar hakkında bizim hissettiklerimiz vardır.Takdir edilesi umulur ki,bu değerlerde görecelidir.

3-"ibadet",insanın kendi sukunetini ve farkındalığını geliştirebilmek için uygulanabirliği tavsiye edilen yöntemleri tanımlar.İnsanın kendisinden başka hiçbir varlığa tesiri yoktur.Gerçek zaman,sadece yaşanılan"AN"dır.Geçmiş ve gelecek ilizyondan ibarettir.

"Allah bilir"deyimi,aslında teslimiyetin görkemini anlatmak için kullanılması gereken bir deyimdir.Ancak,tevekkül bilincine,bunu abartmak yoluyla erişebilekleri zannına sahip cahillerce tamamen farklı bir amaca yönelik kullanılmaktadır.İradesi olan ve sebepleri yorumlayabilen,"O"ndan olanı kullanabilen,sonuçları kolaylıkla bilebilecektir.Yani Allah bilecektir!


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ekim 19, 2009, 10:04:27 ös
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Belkide yapmamız gereken en önemli şey ilk önce allah nedir  ve nasıl tanımlayabiliriz ,ne kadar tasavvur edebiliriz neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmek adına İlah kavramının yerinde ve açık anlamları ile konuşulması gereken bir konu.Bu konu ile ilgili bir çokta kitap mevcut ilah nedir.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ekim 20, 2009, 11:41:25 öö
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 300
  • Cinsiyet: Bay

Önemli olan onun isimleri değildir. Asrlar boyu yeni kavimler gelmiş ve yok olmuş. Ve her kavimde yaratıcı güce bir isim takmışlar insanlar. İsimlerin hiçbir önemi yoktur. Eğer ibadet ettiğin gerçek yaratıcıysa işte o zaman onun ismini seslendirmen gereksizdir senin için.


Kasım 08, 2009, 12:47:13 ös
Yanıtla #6

Burada gerçi Sayın Adam ve Sevgili Ceycet 'in vermiş olduğu açıklamalardan sonra bana pek bişey kalmamış ama ben gene de fikrimi belirtecek olursam yanlış ya da doğru bilemiyorum ama ;

Başlangıçta bir düğüm noktası vardır. Bu düğüm noktası çözümlenecek ki sonrası gelsin..

Nedir bu düğüm noktası? Baştan beri bize söylenilen, seçim ve özgür irade..

Demekki seçim ve özgür iradeden kaynaklı yola çıkmak en bariz bir yöntem olacaktır, neden derseniz çünkü Adem ve Havva sembolizması gereği Onlara sunulan seçim hakkı ve yapılan seçimin sonucu bu dünyanın ve bünyesinde özgür irade bağlamında bir seçim ortamı hazırlanmıştır. Eğer gerçekten böyle birşey olmuşsa o zaman diğer seçenek işaretlenmiş olsaydı biz de diğer galaksiler gibi hiç de dünya labaratuvarına gerek kalmaksızın bir denek misali bize sunulan geçici yaşamlar içersinde özgür irademizin kendi ellerimize verilip de seçme şansını bizim yapmamız gerekecek miydi? Elbetteki hayır.

O zaman bizim dünya geneli içersinde bulmamız gereken tek yol bu dünyanın dışına nasıl çıkmamızdır. Elbetteki uzaya giden astronotlar misali değil :) Ölüm, fiziki varlığımızın sonu olarak adlandırıldığına göre o zaman bir son olmadığı da yapılan mantık muhakemesinde anlayabiliyoruz. Ölüm gerçekten bir çıkış yolu mu? Yoksa sadece 'Kurtuluş ' olarak görülen doğum misali ( bir giriş ) ölüm misali de ( bir çıkış ) ama her ölen tabiki gerçekten çıkışı bulabiliyor mu? Nedir bu çıkış?

Dünya Evrimini tamamlayabilenlerin bir daha Dünya planına dönmemek üzere elde ettiği şans olarak nitelendirilebilinir mi?

Yoksa diğer boyutlarda yaşam hakkını mı kazanabilmektir?

Peki akla bir soru gelmekte: Dünya Evrimini nasıl ve ne şekilde tamamlayabiliriz? Nedir bunun yolu diye..  
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 07, 2012, 07:14:09 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi



   Sayın adam: senin neye inandığını bilmem ama çok sormuşsun kim demiş kim demiş sana cevap bak kim ne demiş

 inkar ettiğin peygamberlere  el bakara suresi 55  - 108 , en nisa suresi 150 -151- 153 ayetleri sana cevap
inkar ettiğin cennet cehennem  el araf suresi 179 ayet sana cevap uzatmaya gerek yok sana hepsinin cevabı ayetlerle sabit bunlarımı kim demiş Allah kelamı olan Kur'an diyor. senin kim demiş kim demiş demelerine  biz buna inanıyoruzda senin neye inandığın belli değil sen bunlarada kim demiş dersin bunları kendine sakla.


Saygılar...


Ağustos 07, 2012, 09:11:46 öö
Yanıtla #8
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Her şeyden önce, Forumdaki adımız sanal bile olsa, bu hiç kimseye bize Sayın Nemeçek...'in yaptığı gibi hakaretamiz bir  şekilde hitap etme hakkını vermez.

Burası bir forum ortamıdır. Yazı kişiye değil tüm izleyenlere yazılır.

Bu başlık altında iki yıl önce yazdığım bir yazıya dönemem. O tarihlerde bir başka üyemizin açmış olduğu bu konuda söylemiş olduklarımı anımsayabilmek zor...

Ben neye inanırsam ona inanırım. Buna kimse karışamaz. Ben de başkalarının neye inandığına karışmam ancak insanları ille de kendi inançlarına çekmeye uğraşmalarına, ille de kendi inançlarının en iyisi ve en doğrusu olduğunu ileri sürerek başkalarını etkilemeye çalışanlara karşı çıkarım. Buna hakları yoktur. Onları bu hale etirenlerin de buna khakkı yoktu; şimdi onlar sanki öç alıyor kendilerini kendilerinin olmayan inançlara bağlayanlardan. Dolayısıyla başkalarının inançlarına körü körüne kapılanları ya da o yolda olanları da uyarırım, kendi özgür buyrultularını kullansınlar diye...

Birtakım Arap hafızlara belletilmiş, aradan çok zaman geçtikten sondra o birtakım Arap hafızların başkalarına kulaktan aktardıklarını dinleyip rastlantısal olarak yazı yazmayı bilenlerin duydukları anladıkları kadarıyla, doğru yanlış yazmış olduğu bir kitaba Tanrı buyruğu ya da Allah kelamı diye inananların inancı kendilerine, benimki ve benim gibi özgür düşünce sahiplerinin inancı bize...

Bizim için öncelikli olan bilimsel yöntem, akıl ve bilgeliktir. Burası, bu ortam bir mason sitesidir. Burada dile getirdiklerimiz Masonluğun düşünme ve irdeleme tarzına uygundur. Burası bir inancı tanıtma ortamı değil, Masonluğu anlatma, masonca düşünme yöntemiyşle paylaşımda bulunma yeridir.   

İsteyen başka insanların yaratmış olduğu dinsel düşünme ilkelerinin dogmalarına saplanır. Biz de masonların yöntemini benimseyerek, onlara bşöyle bir öneri iletiriz: "Kendinizi saplantılardan kurtarın, özgürlüğünüzü seçin,  yüzyıllar öncesinin birtakım insanlarının yarattığı dogmalardan sıyrılın. Bilimsel yöntemi benimseyin. Aklınızı kullanın ve akıl süzgeçinden geçmiş verilere güvenin. Aydınlığın yolunda bilgi ve erdemlerinizin ışığını izleyerek ilerleyin." diye...

Bunun için insanları bize katılmaya çağırırız.

Gelen gelir, gelmeyen kendi bilir.

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 07, 2012, 09:49:21 öö
Yanıtla #9
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Nemeçek

Forum yenisi arkadaş uslup olarak oldukça sert uslup olarak karşındakini ezip batırmaya yönelik bir yazı yazmışsın,savunmaya çalıştığın konu bir kere inanç bakımından inanan insan için savunulmaya gereksinimi olmayan bir konu daha başında burada hata yapıyorsun çünkü bu kitabı sen yazmadın yazmadığın için savunmakta biz insanlara düşmez,biz insanlara düşen kısmı inanıyorsak onu anlamaya çalışarak yaşamak.İnanmayanı inanmadığı şey hakkında yorumlamak yadırgamak eleştirmek hatta ezmaya kalkmayı allah hiç bir kulundan istemez.

Her insan konumu gereği saygıyı hakeder,saygı göstermek saygı görmenin ön kabulüdür,Belkide beni insanlarda en çok karşılaştığım hurafe türlerinden birisiniz,dünyanızın içine hiç acabaları sokmadan sadece birilerinin size öğrettiği doğru yanlış şeyleri sorgulamadan yaşarsanız eğer bir gün biri aklı selim bir soru sorduğunda doğru sandığını değerlerinize bir saldırı var sanıp anlama gereği bile duymadan direk işte böyle hücum edersiniz buda sizi düşürür.

Siz burada ne beni ne sn.adamı nede başkasını tanıyorsunuz sadece basit bir yazıdaki anlamlara göre karşınızdakine kısa ama oldukçaana hatları açık ifadelerde bulundunuz bende sizi bu özensiz yazınızdan dolayı kınıyor ve bir öneride bulunuyorum sn.adamın yazılarını okuyun ve bu adam ne diyor ne düşünüyor biraz bakın belki sizde bir farklılık yaratır.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2479 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2007, 12:49:07 öö
Gönderen: shemuel
22 Yanıt
15221 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 12, 2009, 03:05:09 ös
Gönderen: perseepona
0 Yanıt
6901 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2009, 03:36:53 ös
Gönderen: Waldow
3 Yanıt
11447 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2010, 03:04:36 ös
Gönderen: Mozart
0 Yanıt
17891 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2011, 09:27:44 öö
Gönderen: Maledictum
13 Yanıt
9579 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 15, 2014, 12:48:21 ös
Gönderen: hypatia
2 Yanıt
2859 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 14, 2013, 03:41:25 öö
Gönderen: GOASISG
5 Yanıt
5015 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 28, 2018, 04:13:48 ös
Gönderen: deha