Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: "Türban Rahibe Kıyafetidir"  (Okunma sayısı 21634 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 27, 2007, 02:05:10 öö
  • Ziyaretçi

HYP Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk, Türkiye’nin adım adım “ılımlı İslam" devletine değil, dinsizliğe doğru kaydığını söyledi ve türbanla ilgili çok ağır konuştu.
HYP Genel Başkanı ve eski İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, 22 Temmuz seçiminden sonra AKP döneminde Türkiye’nin adım adım “ılımlı İslam" devletine doğru kaydığı yorumları yapılırken, yine kamuoyunu şaşırtacak bir değerlendirme yaptı. Öztürk, Türkiye’nin “dinsizliğe" doğru gittiğini iddia etti.

Siyasi gelişmelerle ilgili ANKA’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Öztürk, “Kuran’ın anladığı manada bir dinden söz ediyorsak, Türkiye dinsizliğe doğru gidiyor" dedi. Öztürk, “Türkiye’yi taşıdıkları yer şirktir, din değil. Biz yıllarca buna karşı mücadele verdik. Ama şimdi Türkiye doğrudan doğruya müşrik zihniyete, şirk zihniyetine doğru gidiyor. Yelken açmış gidiyor hem de. Zaten Kuran’dan ve Hz Muhammed’den onay almayacak sahte bir dini, morfin gibi kullanıp Türkiye üzerinde her istediklerini yapıyorlar, hurafe dinini anestezi gibi kullanıyorlar" diye konuştu.

- “TÜRBAN, ST PAUL’ÜN İNCİL’E SOKTUĞU KIYAFETTİR"-

Prof. Dr. Öztürk, son yıllarda “türban" adı verilen ve değişik tarzda bağlanan örtünün ise Müslümanlıkla ilgisinin olmadığını söyledi.
Öztürk, bunun St Paul’ün İncil’e soktuğu rahibe kıyafeti olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’de iki büyük operasyon yapılıyor. Kuran dininin birinci vasfı anti emperyalizmdir. Atatürk de tarih önünde bu konuda en başarılı adamdır. Ama onun anti emperyalist yanını kınıyorlar. Türkiye kullanılarak İslam’ın, anti emperyalist ruhunu yok etmek istiyorlar. Her 50 metreye kurulan camilerde bu ruhu katlediyorlar. Bize, ‘İslam’ın diğer taraflarını bırakın, size bol cami yapmak, hanımların başını örtmek kafidir’ diyorlar. Hanımların başındaki örtü, rahibe kıyafetidir. Saint Paul’un İncil’e soktuğu kıyafettir. O bizim Müslüman insanın örtüsü değildir. ‘Cami ve bu örtü size din olarak yeter’ deniyor. Müslümanlara din diye başka bir şey bırakmadılar."

-“DARBELER İÇİN DUA EDİLECEK NOKTAYA GELİNEBİLİR"-

Önümüzdeki döneme ilişkin karamsar bir tablo çizen Öztürk, Türkiye’nin “iyiye ve hayra" gittiğini düşünemediğini söyledi. Öztürk, türban, lokantada mescit, şehirlerarası otobüslerde namaz molası konuları tartışılırken, Türkiye’nin kaydettiği tek gelişmenin borçlarını artırmak olduğunu belirtti.
Öztürk, şunları söyledi:
“Türkiye örtülü bir şekilde sömürgeleştiriliyor. Hüzün duyarak söylüyorum ki, Türkiye’nin geleceğine ilişkin hiçbir irade Türkiye’yi yönetenlerin elinde değil. Türkiye büyük bir rüzgarın elinde, birilerinin istediği yöne doğru götürülüyor. Birileri en berbat şekilde yorumlayabilirler ama şunu söyleyebilirim: Benim en çok tedirgin olduğum şey, meselelerin siyasetle çözümlenemeyeceği bir noktaya sürüklenilmesi. Bu nokta ya felaket ya da kanlı kavgadır. Felaket nedir, Türkiye, dışardan istedikleri şekilde paramparça edilir. İkincisi, Türkiye iç kavgaya gider. Darbe olur deniyor, ama bana öyle geliyor ki, Türkiye darbeleri bile Allah tan niyaz edecek duruma gelebilir. Şimdi ‘darbe,darbe’ laflarıyla cambaza bak oyunu oynanıyor. Türkiye, darbelere bile el açıp dua edilecek bir noktaya sürükleniyor, Türkiye onu bile arayacak. Çok kaygılıyım bu noktada ben."

-“İKİ MİLLETLİ PARLAMENTO"-

Öztürk, 22 Temmuz’da seçim yapılmadığını belirterek, “Bu, bir tsunami, nevi şahsına münhasır, bir nevi yarı işgal, bütün batılı güçlerin ortaklaşa belirledikleri hedefe 2-3 milyar dolar para harcayarak Türkiye’de halkın iradesinin bir yöne sevkedilmesidir. O sebeple biz bunu bir seçim saymıyoruz. Bunun ne menem bir şey olduğu, yıllar sonra anlaşılacak" dedi.
Seçim sonra tablo konusunda da kaygıları bulunduğunu ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:
“Türkiye, tarihinde ilk defa adeta iki milletli parlamentoya mecbur ve mahkum bir hale getirildi. Böyle bir manzara var. Şu anda parlamentonun en aktif unsuru, en azından göründüğü kadarıyla, bölücü temayüller taşıyan unsur. Parlamentonun ilk gündem yaptığı konulardan biri, parlamentoya yeni giren bu unsurun, terör başının yaşam şartlarının iyileştirilmesidir. Buna dikkat etmek lazım. Onun arkasından Türk ordusunu bölücülükle itham demeçlerini dinledik. Arkasından ‘PKK’ya terör örgütü demeyiz’ demecini dinledik. Öbür tarafta henüz anayasayı değiştirme çalışmaları dışında bir şey görmüyoruz."

-“DOKUNULMAZ ZIRHI KİRLENDİ"-

Öztürk, bu parlamentodan bir “hayır" gelecekse, bunun bir numaralı göstergesinin milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması olacağını söyledi.
Öztürk, “Eğer parlamento işe dokunulmazlıkları kaldırarak başlarsa, buradan bir hayır çıkacağını düşünebiliriz,aksi takdirde hiçbir hayır çıkmaz. Dokunulmazlık zırhının içi kirlendi, pislendi, bu zırhı kaldırıp atmak lazım" dedi.

(ANKA)


Eylül 27, 2007, 05:31:33 öö
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Ağzı olan konuşuyor.

Şimdi türbanı serbest bırakmak isteyenler ve türban takanlar dini siyasete alet ediyor peki tamam ya bu adamın yaptığı ne eğer o öyleyse bu ondan daha betere bu adam da besbelli alet ediyor yanarım TV şaklabanlarının fikrimühim adamlar gibi alınıp anlamsız sözlerini önemli birşey demiş gibi algılayanların haline yanarım.
« Son Düzenleme: Eylül 27, 2007, 05:34:05 öö Gönderen: LuckyEye2 »
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Eylül 27, 2007, 12:16:55 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Eğri oturup doğru konuşalım adam sırf YOBAZ yada ÇIKARCI olmadığı için sizlere göre TV MAYMUNU oluyor öyle değilmi? Ama Kürt Sait kürtçü ve bir Atatürk düşmanı olduğu halde yarım akıllı olduğundan vede kendisini peygamber ilan ettiğinden sizlere göre kutsaldır. Yada bir Fetullah Gülen Amerika'nın oğlanı olduğundan sizlere göre kutsaldır. Yada bir İskender Evrenesoğlu, Adnan Oktar, Nakşibendler vs... Bunlar pek fikrimühim pek muhterem adamlardır.

Türban bir siyasi simgedir. Türban denilen kafa sarmalama biçiminin, başörtüsü, eşarp, tülbent, yazma ve sair örtünme şekilleriyle anlam olarakta alakası yoktur. Türbanın başlangıcıda Sümerlilere dayanıyor. Çoktanrılı olan Sümer dininde özellikle büyük tanrıların ve şehrin tanrısının evleri, daha doğrusu mabetleri var. Bu mabetlere isteyen kadınlar, tanrının gelini olarak giriyor. Bunların çok çeşitli görevi var. Bu görevlerden biri de kutsal bir görev olarak genel kadınlık yapmak.

Bunların diğer rahibelerden ayrılması için başlarını örtmeleri gerek. Daha çok sonra İ.Ö 1600 yıllarında bir Asur kralının yaptığı kanunda evli ve dul kadınların da başlarını örtmesi şart koşulmuş. Böylece bu kadınlar da yasal seks yapan mabet fahişeleri gibi kabul edilmiş olur. Bu gelenek önce Yahudi kadınlarına geçmiş, daha sonra da İslam kadınlarına uygulanmış."

Sümerlilerin mabetlerinde, özellikle Aşk ve Bereket Tanrıçası mabetlerinde bulunan 5000 yıl önce rahibeler halka seks görevi yapıyorlardı(öğretici rahibe). Bu rahibelerin diğer kadınlardan ayrılmaları için başlarını örtmeleri gerekti.
« Son Düzenleme: Eylül 27, 2007, 12:18:28 ös Gönderen: LEON COMANDANTE »


Eylül 28, 2007, 12:08:58 öö
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Sana söylenecek laf bulamıym prki o zaman türbanı yasaklayalım sadece o şekil yasaklansın kızlar yine başlarını başka şekilde örtsünler eğer bir siyasi kayma hissedilirse tekrardan uygulamay geçilsin ama amaç farklı tabii at gözlüklülerden bunları görmelerini beklemiyorum şahıslar hakkında ettiğin kelamlardan dolayı cevap bile vermemem gerekiyordu iskender evrenseloğlu konusunda yazdıklarımı biliyor olmalısın gülen hakkındaki düşüncelerimide biliyorsun niye hala o adamları getirip benim önüme koyuyorsun ama neyse...
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Eylül 28, 2007, 08:34:31 öö
Yanıtla #4

Evet evet bakın Sayın Leon'un paragrafında belirttiği son cümle hakkında birşey söylemek istiyorum yani başlarını örtmelerinin nedeni hakkında evet meğer asıl nedeni buymuş ben de biliyordum ve gerçekten de gizliliklerini kapatmak amacıyla bu ortaya çıkmıştır.
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 28, 2007, 03:25:10 ös
Yanıtla #5

Bana yeryüzünde hangi sebep gösterilir ki sadece kapalı ve örtülü bayanlar Tanrı'nın Cenneti'ne girebilirler?
Tanrı; bunun için bir Kural koymuş mudur ki İnsanoğlu buna göre davransın? O halde hangi kanıt bana bunun geçerliliğini sağlıcaktır?
Herşeyi Tanrı'danmış gibi göstererek İnsanları kendi anlayışlarınız doğrultusunda şekillendirip kalıplaştırarak mı bunun doğru yol olduğunu iddia ediyorsunuz?
Tanrı'ya olan İnancını salt giyim tarzına mı bağlıyorsun? Herşey bu kadar mı basit? Tanrı; herşeyi bırakıp senin başörtün yüzünden mi onca işlediğin günahlarından arındıracak?
Tanrı'ya ulaşmanın bu kadar mı kolay olduğunu sanıyorsunuz?

Dikkat edin ki Nasayı bile şoka uğratan bir gerçek vardı
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 29, 2007, 06:32:15 ös
Yanıtla #6

Bu türban mevzusu baya sıktı; yeni bir sorun bulsak keşke. Kimi kapanır kimi açılır belli yerlerde kısıtlanıyor belli yerlerde istediği gibi takılanlar var. Madem dersaneler milli eğitim bakanlığına bağlı ve türban liselerde ilköğretim okullarında da yasaksa neden dersanelerde bolca türbanlı öğrenci var denetim olcaksa her yerde olsun. Ama daha da önemlisi türban artık problem olmasın.
ars longa, vita brevis...


Eylül 29, 2007, 07:24:28 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Ortadaki İddalara inanmayanlar açsınlar Kuran-ı Kerim okusunlar.

Peki birşey sorayım size;:
-Hristiyanlar hergün gidiyorlar din adamına ''Şu kadar günah işledim, al bu parayı sil bütün günahlarımı'' diyorlar. Bu şekilde Cennete gidilebilir mi sayın Sevil ?
« Son Düzenleme: Eylül 29, 2007, 07:26:08 ös Gönderen: alpacino »


Eylül 29, 2007, 07:44:22 ös
Yanıtla #8

Aaa niye öyle diyosun alpacino kardeşim onlar sütten çıkmış ak kaşık onlar sözde tanrılarına ulaşmış mukaddes şahsiyetler!!!!
ars longa, vita brevis...


Eylül 29, 2007, 08:08:12 ös
Yanıtla #9

Sn Alpacino belki sen değil ama yeni geldiğinden dolayı Sevgili Nietzsche bu foruma yazmış olduğum yazılarımdan anlayacağın üzere ben Kiliseleri de İnsanların dini duygularını istismar eden yerler olarak gösterdim ve yazdım bu konudaki yazılarımı istersen önce bir oku alpacino ondan sonra gel bana sorunu sor.
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
16284 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2009, 10:45:25 öö
Gönderen: hewal73
34 Yanıt
53465 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2015, 03:38:15 ös
Gönderen: Ati
1 Yanıt
16940 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 23, 2008, 08:49:51 öö
Gönderen: enes34
65 Yanıt
45043 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 17, 2018, 03:34:26 ös
Gönderen: 38
3 Yanıt
7573 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2009, 11:57:44 ös
Gönderen: hewal73
0 Yanıt
5245 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 22, 2007, 01:38:22 öö
Gönderen: Supeluta
2 Yanıt
8947 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 22, 2007, 08:58:35 ös
Gönderen: Ittihatci
12 Yanıt
15685 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 14, 2018, 10:12:08 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
2518 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 02, 2007, 03:29:13 ös
Gönderen: LuckyEye
53 Yanıt
19501 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 16, 2007, 01:15:22 öö
Gönderen: shemuel