Söylenecek çokşey var ama,malesef heryerde, herşey, herkese söylenmiyor.Hoş...Her söylediğiniz de,söyleneni anlamıyor.
Olacak okadar!...Hepimiz zamanında bize hersöyleneni anlayabilmiş olsaydık belki birçok hatayı yapmazdık.Demekki,bazı şeyler/kimseler yaşanarak öğrenilme konusunda oldukça ısrarcı.
O daha güzel ama daha kötüsü öğrenememek.İşte ozaman canımızı çok yakar yaşam...Bazılarımızın yaradılışında mevcuttur bu hatalar.Ne yapsan öğrenmez,ne söylediğini bilmez...Birde saplantıları vardır böylelerinin:mahallenin şımarık çocuğu olmak gibi,o durumda dikkatleri çekeceklerine,itibar edileceklerine inanırlar...Yazık...neyaparsınız,doğuştan bir kusur işte...
Neyse,yaşıma verin ben bukonuya burada niye girdim,onuda unuttum.Unutabilmekde güzel tabii...Nasıl herşeye katlanılır unutmak olmasa...
Yukarıdaki yazılardan birinde bir terim gördüm:Kopyala yapıştır...Kopyalamadan yapıştırmanın bir başka seçeneğide mi var,yapıştırmak için önce kopyalamak gerekmiyor mu?Bu işi ençok kopyalayanlar bilirler herhalde...Bazılarının da sadece işi budur;sadece kopyalarlar ve yapıştırırlar.Ama kaynak verdikleri için yaşadıkları bu zahmeti meşru görürler kendilerince...
Hele bazıları ısrarla gazete manşetlerini kopyalayıp,yapıştırıyorlar.Bırakın da gazeteyi okuyalım,o zevkimizde bize kalsın.Bazılarımız da,günlerce kime oy vermemiz gerektiği konusunda diğerlerine telkinde bulunurlar,halbuki bu akıl küpleri, babası yaşındaki adamlara böyle tavsiyelerde bulunmalarının nekadar ironik olduğunu bir bilseler...
Her neyse,saygınlığı hakedebilmek için saygılı olmayı öğrenmek zorundayız.Bunun başka yolu yok,varsa da ben bilmiyorum.
Saygılar