Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: HOLOKOST  (Okunma sayısı 5738 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 01, 2007, 01:47:06 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay



Yahudi halkı ile ilgili en acı verici konulardan birini tartışmaya başlıyoruz. Lütfen bunun geniş bir konu olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Halen neden ve nasıl olduğunu ve aradaki tüm ayrıntıları inceleyen 1.200 kadar basılı kitap var. Holokost hakkında bilgi veren klasik eserlerden bazıları: • Holocaust, Martin Gilbert • The War Against the Jews (Yahudilere Karşı Savaş), Lucy S. Dawidowicz • Night (Gece), Nobel ödüllü yazar Elie Wiesel • The Dairy of A Young Girl (Genç Bir Kızın Günlüğü), Anne Frank • Hitler’s Willing Executioners (Hitler’in Gönüllü Cellatları), Daniel Jonah Goldhagen • Destruction of European Jews (Avrupalı Yahudilerin Yok Edilmesi), Raul Hilberg Ziyaret edebileceğiniz müzeler: • Kudüs’te Yad Vashem • Washington, D.C.de The Holocaust Museum • Los Angeles’te The Museum of Tolerance Web’de ise: • www.aish.com/holocaust/default.asp Yahudi tarihine hızlı bir bakış, bir ulusun (Nazi Almanyası) bir halkı (Yahudiler) hedef alarak sistematik ve nefes kesen bir acımasızlıkla 6 milyon kişiyi öldürdüğü bu dehşet verici olayı bütün ayrıntıları ile ele alamaz. Bu olayı tanımlamak için “genocide-soykırım” sözcüğü icat edildi. Bu sözcük İngiliz dilinde daha önce yoktu. Sadece Nazi Almanyası Yahudileri yeryüzünden silmeye girişmekle kalmadı, dünyada neredeyse hiçbir ülke onları durdurmak için parmağını kaldırmadı. Yahudi olmayan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş bireysel kahramanlık öyküleri mevcuttur tabii ama tarih bunun önemsiz bir çaba olduğu konusunda sessizce tanıklık etmektedir. Yahudiler ölürken çoğunluk hiçbir şey yapmadı. Holokost tüm insanlığın yüzüne karşı bir soru vurmaktadır: uygar insanlar bunun yapılmasına nasıl izin verebildi? Bu sorunun yanıtı hakkında Adolf Hitler’in kendisinden bir ipucu elde ediyoruz: “Evet, biz barbarız! Barbar olmak istiyoruz! Bu onurlu bir unvandır... Kader insanlığın en büyük kurtarıcısı olmamı emretti. İnsanları... ‘vicdan’ ve ‘ahlak’ denen sahte bir vizyonun kirinden ve alçaltıcı utancından kurtarıyorum.” (Herman Rauschning’in kitaplarına bkz: Hitler Speaks (Hitler Konuşuyor) ve Voice of Destruction (Yıkımın Sesi.) ADOLF HİTLER En başta Hitler hakkında bazı önemli mitleri incelemeliyiz. 1889 yılında Braunau, Avusturya’da doğan Adolf Hitler, eylemlerini eski bir öce dayandırmaya çalışan popüler inancın aksine, çocukluk ve gençliğinde Yahudilerle olumlu ilişkilere sahipti. Gençliğinde çabalayan bir sanatçı iken onu destekleyenlerin çoğu Yahudi idi. Dahası, hayatındaki bazı önemli kişiler Yahudi idi: aile doktoru ve onu I. Dünya Savaşı’nda Demir Haç nişanına aday gösteren komutanı gibi. Yine de, bu olumlu deneyimlere karşın, Hitler Yahudilere karşı derin bir nefret hissediyordu. Yahudi tarihinde aynı hastalıklı nefrete sahip olanlar, Amalek ulusuydu. (16. Bölümde ele aldığımız Amalekler Yahudi halkının tarihteki en büyük düşmanıydı. Amalekler’in başlıca hırsı dünyayı Yahudilerden ve ahlaki etkilerinden kurtarmak, gezegeni putperestliğe, pagancılığa ve barbarlığa geri döndürmekti.) Hitler’in Yahudi nefreti Amalekler’in Yahudi nefreti gibi, mantıksız değildi. Buna rasyonel bile diyebiliriz çünkü çok iyi anladığı bir nedeni vardı. Hitler deli değildi. Nevrozları vardı ama çılgın değildi. Aslında parlak bir siyasi manipülatördü. Hakkında kuşkusuz birçok korkunç şey söyleyebiliriz ama Hitler insanlık tarihindeki en büyük konuşmacılardan biriydi. Almanca bilseydiniz konuşmalarının yer aldığı filmleri izlerken, o mavi gözlü, sarışın Almanların, görüntüsü bile vaaz ettiği her şeyle çelişen o adamı neden öylesine coşku ile alkışladığını anlardınız. Siyah saçları ve kahverengi gözleriyle, dünyayı doldurmak istediği üstün ırk Aryanlar’dan olabildiğince farklıydı. Yine de ona sadakatlerini veriyor, onun için canlarından vazgeçiyorlardı. Hitler göreve 1932 yılında demokratik bir seçimle geldi, bir yıl sonra da Almanya Şansölyesi oldu. İktidara geldikten hemen sonra, ileride olacağı gibi Yahudiler için bir toplama kampı olarak değil de, siyasi karşıtlarını koyacağı bir yer olarak Dachau’yu kurdu. Wiemar Alman Cumhuriyeti’nin çok sofistike demokratik sistemini aldı ve yavaş yavaş totaliter bir devlete dönüştürdü. Diktatörlüğünü oturttu ve Avrupa’nın büyük kısmını ele geçirmek için zorbalık politikasına girişti. Başta Avrupa ve hiç kuşkusuz Birleşik Devletler hiçbir şey yapmadı. Hitler 1938 yılında karşılıklı anlaşma ile Avusturya’yı Almanya’nın içine aldı. Ardından Çeklerin onayı olmadan ama başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupalı güçlerin kutsamasıyla Çekoslovakya’nın büyük kısmını, Sudetenland adlı bir bölgeyi aldı. O zamanın İngiliz Başbakanı Neville Chamberlain konuşmasında, İngiltere’nin Doğu Avrupa’nın sorunlarıyla ne kadar az ilgilendiğini göstermektedir: “Hakkında hiçbir şey bilmediğimiz halklar arasında, uzak bir ülkede yer almakta olan bir kavga yüzünden burada siperler kazmamız ve gaz maskeleri takmamız ne kadar korkunç, acayip ve inanılmaz olur.” İngiltere ile Fransa 29 Ekim 1938 tarihinde Hitler ile Münih’te bir pakt yaparak, göz yummaya söz verdiler. Avrupa’nın Hitler’den korunacağından tatmin olan Chamberlain, anlaşmadan sonra şöyle dedi: “Zamanımızda barış olduğuna inanıyorum... onurlu bir barış.” Bu talihsiz beyandan bir yıl sonra II. Dünya Savaşı patladı: 50 milyon kişinin öleceği ve barışın, kötülüğü yatıştırarak kazanılabileceğini sanan bir liderin ne kadar saf olduğunu gösteren bir savaş... YAHUDİLERE KARŞI SALDIRI Hitler Avrupa’ya karşı hamle yapmadan üç yıl kadar önce Yahudilerden kurtulmak için bir program hazırlıyordu bile. 1935 yılında Nürnberg Kanunları ile başladı. Bu kanunlar Yahudilerin “aydınlanma” sonrasında kazandığı tüm hakları iptal ediyordu. “Aydınlanma” öncesinde uzun yıllar boyunca Yahudiler farklı oldukları ve asimile olmayı reddettikleri için onlardan nefret ediliyordu. Yahudilerin en kolay asimile olduğu ülkede ise fazla iyi bütünleştikleri için onlardan nefret ediliyordu. Hitler’in en büyük kâbusu Yahudilerin Almanlarla evlenmesi ve ari ırkın genlerini zehirlemesiydi. Bu yüzden “Alman kanının saflığını” korumak için aşağıdakiler gibi kanunlar çıkarıldı: o Yahudiler ile Alman veya akraba kanlı uyruklular arasında evlilik yasaklanmıştır.” o Yahudiler ile Alman veya akraba kanlı uyruklar arasında evlilik dışı ilişkiler yasaklanmıştır. o Ancak Alman kanlı bir Alman olan ve davranışlarıyla Alman halkına ve Reich’a hizmet etmeye istekli ve uygun olduğunu gösteren bir devlet üyesi Reich vatandaşı olabilir. Reich vatandaşı siyasi hakların tek sahibidir. o Bir Yahudi Reich vatandaşı olamaz. Oy kullanamaz. Kamu görevinde bulunamaz. o Yahudilerin Reich’in milli bayrağını asması veya milli renklerini sergilemesi yasaktır. Yahudiler sistematik olarak vatandaşlıklarını, siyasi haklarını ve ekonomik haklarını kaybetti. Arkasından şiddet başladı. KAPALI KAPILAR Nazi şiddetinin Yahudilere karşı ilk önemli patlaması Kristallnacht “kırık cam gecesi” oldu. 9 Kasım 1938 tarihinde meydana geldi. O gece 191 sinagog yıkıldı, 91 Yahudi öldürüldü, birçoğu da öldüresiye dövüldü. Daha sonra 30.000 kadar Yahudi tutuklandı ve Almanlar tarafından verilen zararlar için bir milyar Mark (yaklaşık 400 milyon Dolar) cezaya çarptırıldı. Bu sırada çok sayıda Yahudi Almanya’dan kaçmaya çalıştı. Ne yazık ki dünyada pek az yer onları kabul ediyordu. Örneğin Kanada Dışişleri Bakanı’na Kanada’nın kaç Yahudi alabileceği sorulduğunda yanıtı “Hiç bile çok fazladır” oldu. Amerika geçen bölümde tartıştığımız Antisemitizm yüzünden ancak 200.000 Yahudi aldı. Almanların Yahudilere zulmettiği açıkça ortaya çıktığı zaman bile Amerikan Devlet Departmanı’nın Yahudi kabul kriteri öylesine sertti ki, Amerikan kanunu tarafından teknik olarak Yahudilere ayrılan kontenjanın %75’i boş kaldı. Kuramsal olarak Amerika’ya gidebilecek çok sayıda Yahudi koşulları karşılayamadı. Toplamda 800.000 kadar Yahudi dünyanın çeşitli yerlerine sığındı ama çoğunluk kaçamadı. II. DÜNYA SAVAŞI II. Dünya Savaşı 1 Eylül 1939 tarihinde Almanya’nın Polonya’yı istila etmesiyle başladı. İngiltere ve Fransa, Almanya’ya karşı savaşa girdi. Fransa 22 Haziran 1940 tarihinde Almanya’ya teslim olarak İngiltere’yi tek başına bıraktı. A.B.D. ise Japonya’nın Pearl Harbor’u bombalamasıyla 1941’de savaşa girdi. Artık Avrupa’nın neredeyse tamamı Hitler’in kontrolü altındaydı. Almanlar savaşmada çok usta olduğu için, bu çabuk olmuştu. Hava desteği ile zırhlı saldırı sanatını mükemmelleştirmişlerdi. Buna blitzkrieg, yani “yıldırım savaş” diyorlardı. Durdurulamıyorlardı. Sonunda durduruldular tabii, başta Ruslar ve sonra İngiliz ve Amerikalılar tarafından, ancak yıllar geçtikten ve çok can aldıktan sonra. Çatışmanın başlangıcında Hitler, Stalin ile bir saldırmazlık paktı imzalamıştı ama Haziran 1941’de antlaşmayı ihlal ederek Sovyetler Birliği’ni istila etti. Almanlar burada da başta çok başarılıydı çünkü Stalin bütün ordusunu yetkin generallerinden yoksun bırakmıştı: onların hepsini öldürmüştü. Temelde Almanlar Sovyetler Birliği’nde yürüyebildikleri hızla ilerledi. Orada tabii büyük sayıda Yahudi yaşıyordu. Hitler derhal onları ortadan kaldırma kampanyasını başlattı. Einsatzgruppen, yani özel Alman birimleri halkı sistematik olarak infaz etmeye koyuldu, sadece onlar tarafından 1.5 milyon kadar Yahudi öldürüldü. Genellikle kendileri kazmak zorunda kaldıkları geniş bir çukura dolduruluyor, üzerlerine makineli tüfekle ateş ediliyordu. Hemen ölmeyenler diri diri gömülüyordu. Ukrayna’da Kiev yakınlarındaki Babi Yar ormanında olan budur. Alman “resmi” kayıtlarına göre 1941 Eylül'ünde 33.782 kadın, erkek ve çocuk bir dere boyunda infaz edildi. Ama daha kötüsü gelecekti. 



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
7581 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 04, 2007, 11:17:23 ös
Gönderen: shemuel
HOLOKOST...

Başlatan shemuel « 1 2 3 4 5 » Yahudiler

40 Yanıt
19930 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 08, 2008, 06:08:20 ös
Gönderen: sun
1 Yanıt
2729 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2007, 02:26:36 öö
Gönderen: shemuel
1 Yanıt
2837 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2007, 02:35:38 öö
Gönderen: shemuel
4 Yanıt
6667 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 02, 2010, 10:54:39 ös
Gönderen: Asi
46 Yanıt
10864 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2013, 04:06:24 ös
Gönderen: Genius Loci