Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR  (Okunma sayısı 26544 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 06, 2007, 10:55:29 ös
Yanıtla #20

Aman aman verdiğin cevaplara bakılırsa ne kadar çok eziksin ya anlaşılıyor Şemuel!  ;)
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Kasım 07, 2007, 09:00:27 ös
Yanıtla #21
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

İTALYA'DA DİN KARŞITI MÜCADELE


İtalyan masonluğuna ait bir yayın
Masonluğun din karşıtı faaliyetinin belirgin olduğu bir diğer ülke ise İtalya idi.

İtalya toprakları üzerinde, 1870 yılına dek, çok sayıda küçük devlet vardı. Feodalizm döneminin kalıntıları sayılabilecek olan bu küçük devletlerin en önemlilerinden biri ise, merkezi Roma'da bulunan ve Orta İtalya'nın büyük bölümünü kontrol eden Papa Devleti idi. Fransız masonluğunun bir uzantısı olarak kurulan ve 19. yüzyılın başından itibaren İtalya'da etkin olan masonlar ise, Papa Devleti'ni yıkmak ve İtalya'nın genelinde Kilise otoritesini yok etmek için uğraştılar. The Roman Catholic Church and the Craft (Roma Katolik Kilisesi ve Masonluk) adlı kitabın yazarı, üstad mason Alec Mellor'a göre, "19. yüzyılın ortasından sonra İtalyan siyasetinin bir numaralı faaliyeti olan Papa'yla mücadele, doğrudan localar tarafından yönetildi".

Masonluk, İtalya'daki din karşıtı mücadelesine kendi kontrolü altında kurulan bir başka gizli dernek aracılığıyla başladı. Derneğin adı "Karbonari"ydi.

İlk kez 19. yüzyıl başında Napoli'de faaliyeti duyulan bu derneğin ismi "kömür işçileri"nden geliyordu. Masonların "duvar işçiliği" kavramını kullanmaları ve sembollerle ifade etmeleri gibi, Karbonari derneği de kömür işçiliği kavramını benimsemişti. Ama derneğin bundan daha farklı amaçları vardı kuşkusuz. Dernek üyeleri, önce İtalya'da ardından da Fransa'da siyasi bir program yürütmeyi, Kilise etkisini yok etmeyi, yeni bir yönetim kurmayı ve tüm toplumsal kurumları sekülerleştirmeyi hedefliyordu.

Masonluğun Karbonari ile bağlantısı ise aşikardı. Masonlar Karbonari derneklerine otomatik olarak üye oluyor, hem de derneğe girdikleri anda "üstad" derecesi kazanıyorlardı. (Oysa diğer Karbonari üyelerinin bu dereceye gelmesi uzun bir süreçten sonra mümkün oluyordu.) Nitekim Consalvi ve Pacca adlı iki kardinal, 15 Ağustos 1814'de yayınladıkları Kilise bildirisiyle, Masonluk ve Karbonari'yi birlikte hedef alıp, sosyo-politik karışıklık ve din düşmanlığı organize etmekle suçladı.

Karbonari üyelerinin düzenledikleri siyasi cinayetler ve silahlı ayaklanmalar ise bu suçlamayı haklı çıkaracak nitelikteydi. 25 Haziran 1817'de Macerate bölgesinde çıkan silahlı ayaklanma, Karbonari tarafından örgütlenmişti. Ama Papa Devleti'nin güvenlik güçleri tarafından bastırıldı. Karbonari, 1820'de İspanya'da ve Napoli'de, 1821'de ise Piyemonte'deki Kilise ve düzen karşıtı devrimci ayaklanmaların da organizatörüydü.

Karbonari'nin masonlar tarafından kurulmuş ve masonluk paralelinde faaliyet göstermiş devrimci bir örgüt olduğu, ansiklopedik kaynaklar tarafından dahi kabul edilen bir gerçektir. Örgüt, Fransa'da 1830'daki Temmuz Devrimi'nden sonra zayıflamış ve giderek kaybolmuştur. İtalya'da ise Guiseppe Mazzini adlı bir devrimcinin kurduğu "Genç İtalya" örgütü ile birleşmiştir.


Garibaldi'yi büyük bir kahraman gibi tasvir eden masonik bir propaganda
Mazzini, uzun yıllar boyu Papa Devleti'ne ve Kiliseye karşı yürüttüğü mücadele ile sonunda İtalyan Birliği'ni kuracak olan yüksek dereceli bir masondur. Ateist olduğu bilinmektedir. Kendisine destek olan diğer iki ünlü masonla, yani Guiseppe Garibaldi ve Count di Cavour'la birlikte, 1870 yılında İtalyan Birliği'ni kurmuş ve Papa Devleti'ni bugünkü Vatikan'ın sınırlarına sıkıştırmıştır. O tarihten sonra da İtalya, Mussolini'nin 1920'lerdeki faşist diktasına zemin hazırlayacak bir "dinden uzaklaşma" sürecine girmiştir.

Kısacası Mazzini, Garibaldi ve Cavour'un, Avrupa'daki din karşıtı mücadelede önemli bir görev üstlenen üç önemli lider olduğunu söyleyebiliriz. Mazzini, sadece siyasi bir lider olarak değil, aynı zamanda bir ideolog olarak da din karşıtı savaşta rol oynamıştır. Ortaya attığı "her ulusa bir devlet" sloganı, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu gibi çok uluslu imparatorlukların yıkılmasına sebebiyet verecek olan azınlık isyanlarının ateşleyicisi olmuştur. Mazzini'nin bu sloganı, insanları "din kardeşliği" düşüncesinden uzaklaştırarak, soy nedeniyle birbirleriyle çatışmaya iten, "öfkeli soy koruyuculuğu"na (Fetih Suresi, 26) sürükleyen bir çağrıdır.

Bu çağrının sahiplerinin birer mason, hem de çok üst düzey birer mason olması kuşkusuz anlamlı bir tablodur. 10.000 Famous Freemasons (10.000 Ünlü Mason) adlı loca yayınında bildirildiğine göre, Mazzini uzun yıllar süren masonik yükselişinin ardından, 1867'de İtalyan Grand Orient Büyük Üstadı seçilmiştir. 1949'da Roma'ya dikilen Mazzini heykelinin açılışında yer alan 3.000 mason da bu büyük üstadlarını minnetle anmıştır. Mazzini'nin sağ kolu olan Garibaldi ise, 33. dereceye 1863'te İtalya Süprem Konseyi'nde ulaşmış, 1864'de ise İtalya Büyük Üstadı seçilmiş bir masondur. Amerika'da da bu büyük üstadın anısına, New York "vadi"sine 542. numarayla bağlı "Garibaldi" adlı bir loca bulunmaktadır.



Kasım 07, 2007, 09:30:23 ös
Yanıtla #22
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

RUSYA'DAKİ MASONİK DEVRİM GİRİŞİMLERİ

Sadece İtalya'daki değil, diğer pek çok Avrupa ülkesindeki din karşıtı devrimci hareketlerde de masonluğun izini bulmak mümkündür. The Catholic Encyclopedia, "Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Orta ve Güney Amerika'daki devrimci hareketlerde masonik gruplar çok aktif rol oynamıştır. Rusya'da da masonluk ülkeyi kaplayan politik bir komploya dönmüştür" diye yazmaktadır.125

Özellikle Rusya'daki masonik komplonun gelişimi ilginçtir. :D(sözde komplo)



Rusya'daki masonik darbe girişimini organize eden masonlar arasında ünlü yazar, Kont Pushkin de yer alıyordu. 
Masonluğun bu ülkeye girişi 18. yüzyılın ikinci yarısında olmuştu. Örgüt özellikle entelektüeller arasında yayıldı. Dıştan yalnızca kültürel bir kulüp gibi görünmesine karşın, localarda Avrupa kaynaklı din ve yönetim aleyhtarı düşünceler gelişiyordu. Bunu ilk fark edenler ise Ortodoks Kilisesi'ni yöneten rahiplerdi. Rahipler, masonların Çar Rejimini yıkmak için komplo düzenlediklerine dair aldıkları istihbaratı, Kilise ile arası oldukça iyi olan Çar Alexander'a ilettiler. Çar bunun üzerine 1822 yılında bir kanun yayınlayarak ülkedeki tüm mason localarının kapatıldığını ve örgütün de yasadışı sayıldığını ilan etti. Ancak masonlar yok olmadılar, yalnızca yeraltına indiler.

Çar Alexander, locaları yasakladıktan üç yıl sonra yakalandığı hastalık nedeniyle öldü. Yerine genç Çar Nicholas geçti. Ancak Nicholas'ın tahta çıkması bir dizi çekişme ve entrika sonucunda gerçekleşmiş ve ülkede de ciddi bir kaos ortamı doğmuştu. Bu ortamı değerlendirmek isteyen ve rejimi yıkmayı hedefleyen "birileri", yeni Çar'a karşı bir darbe planı yaptılar. Ordu içinde çok sayıda yandaşları vardı. Buna güvenerek 14 Aralık 1825 sabahı başkent St. Petersburg'da devrimci askerler ve onları destekleyen bazı siviller Çar'ın sarayına doğru yürüyüşe geçtiler. Devimciler ile Çar'a bağlı birlikler arasında silahlı çatışma çıktı ve devrimciler yenildi. Bu grup, devrim yapmaya kalktıkları tarihten dolayı "Aralıkçılar" olarak adlandırıldı. Aralıkçılar'ın liderleri tutuklandı ve 5 tanesi asılarak idam edildi.

"Aralıkçılar", masonlardan başkası değildi... Subaylar, entelektüeller ve yazarlardan oluşan bu grubun üyelerinin hepsi, üç yıl önce Çar Alexander tarafından yasaklanmış olan locaların üyeleriydi. Bu devrimci masonlar arasında ünlü yazar Kont Pushkin de yer alıyordu.126

Aralıkçılar'ın girişimi başarısızlıkla sonuçlandı ama masonluk, Çar'ı devirme hedefinden vazgeçmedi. 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Rusya'da örgütlenen Çarlık aleyhtarı grupların içinde masonluk her zaman büyük rol oynadı. 1917'de gerçekleştirilen Şubat Devrimi'nin lideri olan Alexander Kerensky ve neredeyse tüm yakın destekçileri masondu.127 Kurduğu hükümetin çoğunu da masonlar oluşturmaktaydı.128 Kısa süreli Kerensky Hükümetinin tarihe yaptığı tek "katkı" ise, ülkeyi Lenin'in öncülüğündeki Bolşeviklere teslim etmekten başka bir şey olmadı.

GÖRDÜMDE YALANIN İFTİRANIN BÖYLESİNİ GÖRMEDİM >:(



Kasım 07, 2007, 09:33:42 ös
Yanıtla #23
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Samuel ee ozaman hiç birşey görmemişsiniz ortalıkta ben masonum diye gezen adamlar var aslında mason değiller ama öyle maosnuz diyorlar siz hiç rastladınızmı öyle tiplere ben rastladım onlara ne demeli :)
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Kasım 07, 2007, 09:56:28 ös
Yanıtla #24
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Samuel ee ozaman hiç birşey görmemişsiniz ortalıkta ben masonum diye gezen adamlar var aslında mason değiller ama öyle maosnuz diyorlar siz hiç rastladınızmı öyle tiplere ben rastladım onlara ne demeli :)

Ben görmedim Tonla Yahuhidiyi ,masonu, tanıyan sensin :D
Sana bir şey demiyorumki bu palavracı BAV cılar var ya ben onlara diyorum.


Kasım 07, 2007, 10:01:22 ös
Yanıtla #25
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

AL SANA BİR YALAN VE İFTİRA DAHA

20. YÜZYIL MASONLUĞU: SESSİZ VE DERİNDEN

Dikkat edilirse buraya kadar incelediğimiz Fransa, Almanya, İtalya, Rusya gibi ülkelerdeki masonik faaliyetler, masonluğun amacının bir "düzen değişikliği" olduğunu açıkça göstermektedir. Masonluk, dini kurumların, dini inançların ortadan kaldırıldığı bir "yeni düzen" kurmayı hedeflemiş, bu amaçla da dine uyumlu olan monarşileri yıkmaya çalışmıştır. Pek çok Avrupa ülkesinde masonluk, din karşıtlarının buluşma yeri olmuş, bu buluşma yeri çok kez darbe, ayaklanma, suikast gibi kararların alındığı merkezlere dönüşmüştür. 1789'daki Büyük Fransız Devrimi'nden 20. yüzyıla kadar uzanan süreç içinde irili ufaklı pek çok devrim, darbe girişimi, ayaklanma, siyasi komplo veya din karşıtı siyasetin ardında masonluğun etkisi vardır.

İngiliz tarihçi Michael Howard'a göre, mason locaları 19. yüzyılın ikinci yarısında çabalarını Avrupa'da kalan iki önemli imparatorluğu, Avusturya-Macaristan ve Rus İmparatorluklarını yıkmak için yoğunlaştırmışlar ve bu amaçlarına I. Dünya Savaşı ile ulaşabilmişlerdir.

Bir diğer deyişle, masonluk "mevcut düzeni yıkmak" hedefine 20. yüzyılın başlarında büyük ölçüde ulaşmıştır.

Dolayısıyla da 20. yüzyıl, artık masonluk için bir "düzen yıkma" yüzyılı olmamıştır. Önünde engel kalmadığını düşünen masonluk, siyasi komplolarla, devrim hazırlıklarıyla, ayaklanma kışkırtmalarıyla uğraşmaktan ziyade, artık kendi felsefesini toplumlara yayma yolunu seçmiştir. Masonluğun, materyalizm, hümanizm ve evrimcilik kavramlarıyla özetlenebilecek felsefesi, bilim, sanat, medya, edebiyat, müzik ve her türlü popüler kültür aracıyla kitlelere yayılmıştır. Masonluk bu propaganda sonucunda, ani bir devrimle değil, uzun vadede İlahi dinleri ortadan kaldırarak tüm insanlığı kendi felsefesi içinde aşama aşama birleştirmek istemektedir.


Amerikalı bir mason, masonluğun bu yöntemini şöyle özetler: "Masonluk çalışmasını sessiz bir şekilde yürütür. Fakat bu çalışma, okyanusa doğru sessiz bir şekilde vuran derin bir nehrin işleyişi gibidir."129

ABD'nin Georgia eyaletinin "Büyük Üstad" dereceli masonların biri olan J. W. Taylor ise, aynı konuda şu ilginç yorumu yapmaktadır:

Eski kavramların terk edilmesi ve yerine yenilerinin yerleştirilmesi, her zaman dünyanın ilk olarak dikkatini çeken algılanabilir sebeplerden kaynaklanmaz, daha çok insanların zihninde uzun yıllardır işlev gören prensiplerin bir toplamıdır. Ancak son anda uygun şartlar oluşur ve elverişli bir çevre meydana gelir, o zaman gizli olan gerçek hayata aktarılır... böylece her insanı büyük bir ortak hedefe doğru teşvik eder ve büyük hedeflere varmak için tüm ulusları sanki hepsi birer insan gibi hareket ettirir. İşte masonluk kurumunun, dünyadaki insanoğlu üzerindeki etkisi bu prensip üzerinde gerçekleşmektedir. Sessiz ve gizli olarak çalışır, ama çok yönlü ilişkileri sayesinde toplumun her detayına ve boşluğuna sızar; masonluğun eserlerini görenler bu eserlere karşı hayrete düşerler, ama kaynağının ne olduğunu bilip söyleyemezler.130

Chicago Büyük Locası'nın yayınladığı Voice dergisine göre ise, "Masonluk sessiz bir şekilde, fakat kesinlikle ve sürekli olarak insan toplumunun harcını inşa etmektedir".131 Söz konusu "harç inşası", masonik felsefenin temelleri olan materyalizm, hümanizm ve Darwinizm'in topluma empoze edilmesiyle gerçekleşmektedir.

Masonluğun bu sessiz ve derinden işleyen stratejisinin en büyük özelliği, bu stratejide görev alan masonların, bunu masonluk adına yaptıklarını hemen hiçbir zaman açıklamamalarıdır. Farklı kimliklerle, farklı sıfatlarla, farklı makamlarda görev yapar, ama masonluk aracılığıyla benimsedikleri ortak bir felsefeyi topluma empoze ederler. Türk localarının büyük üstadlarından Halil Mülküs, yıllar önce kendisiyle yapılan bir röportajda, bu gerçeği şöyle açıklamıştır:

Masonluk, masonluk olarak ortaya çıkıp hiçbir şey yapmaz. Masonluk bireyleri yönlendirir, burada yetişen bireyler, zikir talimi üretimine katılan Masonlar dış alemde bulundukları yerlerde, çeşitli seviyelerdeki mesleklerdedirler. Bunlar üniversitelerdedirler, rektördürler, bunlar profesördürler, bunlar devlet adamıdırlar, bakandırlar, doktordurlar, hastane başhekimidirler, avukattırlar, vs. Bulundukları yerlerde bu masonluğun talim ettiği fikirleri yaygın bir biçimde topluma aktarma gayreti içinde olurlar.132

Oysa masonluğun büyük bir ısrarla "talim ettiği ve topluma aktarma gayreti içinde olduğu" bu fikirler, önceki bölümlerde incelediğimiz gibi birer aldatmacadan başka bir şey değildir. Masonluk, Eski Mısır, Eski Yunan, Kabala gibi pagan kültürlerin hurafelerinden kaynak bulan felsefesini, "akıl ve bilim" ambalajı ile süsleyip "talim ettiği ve topluma aktarma gayreti içinde olduğu" sürece, hem kendisini hem de insanlığı aldatmaktadır.

Globalleşme çağında "Global Masonluk"un işlevi budur.

Bu aldanışın sonuçları ise çok acıdır. Masonluğun 18. ve 19. yüzyıl boyunca sürdürdüğü "kitleleri dinsizleştirme" programı, ırkçılık, faşizm, komünizm gibi kan dökücü ideolojilerin doğmasına neden olmuştur. Sosyal Darwinizm'in yayılması, insanları "çatışmak için yaşayan hayvanlara" dönüştürmüş, bunun kanlı sonuçları 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. I. Dünya Savaşı, Darwinist telkinler sonucunda savaşı ve kan dökmeyi "biyolojik bir gereklilik" olarak gören Avrupa liderlerinin eseridir. Bu savaşta 10 milyon insan bir hiç uğruna ölüme gönderilmiştir. Ardından gelen II. Dünya Savaşı, yine masonluğun attığı dinsizlik tohumlarının ürünleri olan faşizm ve komünizm gibi totaliter ideolojilerin eseridir ve tam 55 milyon insanı yok etmiştir. 20. yüzyıl boyunca dünyanın dört bir yanına acı veren savaş, çatışma, zulüm, adaletsizlik, sömürü, açlık, ahlaki dejenerasyon gibi belalar, temelde dinsiz felsefe ve ideolojilerin ürünüdür. (Ayrıntılı bilgi bkz. Harun Yahya, Darwinizm'in İnsanlığa Getirdiği Belalar, 2000)

Kısacası masonluğun felsefesi çok acı meyveler vermiştir. Başka türlü olması da düşünülemez, çünkü bu İlahi bir kuraldır. Tarihte, Allah'ın dinini reddederek atalarının dinini, geleneksel hurafelerini tercih eden tüm pagan kavimler, kendilerini helaka sürüklemişlerdir. Bu paganların çağdaş temsilcisi olan masonluk ise, kendisiyle birlikte tüm dünyayı helaka doğru sürüklemektedir.

Ve işte bu nedenle, insanlığı bu felaketten korumak, Bediüzzaman'ın ifadesiyle "maddiyun ve tabiyyun taununun" (maddecilik ve tabiatçılık hastalığının) telkinlerini kırmak ve bu yolla kitlelerin imanını kurtarmak gerekmektedir.



Kasım 07, 2007, 10:06:56 ös
Yanıtla #26
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay



Masonların inandığı ve savunduğu materyalist-hümanist dogma, 20. yüzyılda dünyaya büyük acılar yaşatmıştır. 55 milyon insanın hayatına mal olan II. Dünya Savaşı'nda yüzü bombayla parçalanmış olan bu askerin görüntüsü, materyalist-hümanist dogmanın sonuçlarını yansıtmaktadır.

BAKIN YUKARIDAKİ YAZIYA  BAKIN
İNSANLARI KİM ÖLDÜRÜYOR YADA ÖLÜMÜNE SEBEP OLUYOR. BU TÜR YAZILARI YAZANLAR ASIL ÖLÜMLERDEN SORUMLU KİŞİLERDİR.
SEVGİLİ ARKADAŞLAR BU TÜR YAZILAN YAZILARI BAŞKA SİTELERDE GÖRÜP SAKIN İNANMAYIN


Ocak 24, 2008, 12:14:13 ös
Yanıtla #27
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

şimdi aktaracağım yorum için mizah bölümünde yeni konu mu açsam diye yoksa shemuelin açtığı bu başlık altında mı aktarsam diye çok düşündüm, ama en sonunda burasının uygun olduğuna kanaat getirdim.

Bu benim şimdiye dek duyduğum en komik suçlama çünkü... diğer hepsi alt etmiş bunun yanında... bir forumda masonluk üstüne konuşuluyor ve birisi aynen şu yorumu yapıyor




Merhaba!

Masonları siz insanlara açıklayayım.Masonlar yahudi doğmayan ama yahudilerin inanç ve doktrinine sahip olan kölelerdir.Siz mason olmayan insanlarda masonların kölelerisiniz bu yüzden onlardan nefret etmek için yeterli sebebiniz var.Daha bitmedi....

Sırlarının ise hala açığa çıkarılmadığına hala şaşıyorum.Her mason her bilgiye sahip diildir elbetteki....Tamam insanlık için önemli olan sırları işte bu:Orion yıldız sisteminden gelen uzaylılar(reptilianlar)masonlara piramitleri yaptırdılar ve insanları köle olarak kullandılar.Nerden mi biliyorum çünkü babam söyledi ve o da bir reptilian...Şuanda dünyanın her yerinde yeraltı üsleri var(bizim ev dahil) ve dünyada kaybolan insanları orada kafeslerde tutup üzerlerinde deneyler yapıyorlar,gıda olarak türektiyorlar.Tek taptıkları şey güç ve para..Dünyada savaşları çıkaranlar ve toplumda kargaşaya neden olanlar onlar.Onları durdurmaya çalışan uzaylı insan ırkları da var..Neyse şimdilik bu kadar yeter!


 ;D  ;D  ;D

daha komiğini bulacak varsa hodri meydan  ;D

aynı kişinin bir başka yorumu,

Masonluk=YAHUDİLERİN  köleliğidir.Yahudileri düşman bilin masonluğu ise aptallık...Yahudiler insan diiller.Sadece paraya taparlar ve kendi çürümüş ırklarını düşünürler...İnsanlar varolmak istiyorlarsa kesinlikle yahudi doktrinini dünyadan silmeliler tamamen,sapıkça ve iğrenç bir dindir yahudilik=masonluk!!!



Sevgi ve Saygılarımla...
« Son Düzenleme: Ocak 24, 2008, 12:18:29 ös Gönderen: skullG »


Ocak 24, 2008, 12:22:49 ös
Yanıtla #28
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

inanki bundan daha komiğini bulmaya kimse çalışmaz :D cesaret edemez ;D

Bu yazıları yazan kim ya  nerede yazmış? en önemliside evrim geçirip okuma yazmayı nasıl öğrenmiş


Ocak 24, 2008, 12:26:01 ös
Yanıtla #29
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Kardeşim,

adamın babası Orionlu onlar telepatiyle bile öğreniyorlar ... (bkz. star wars serisi)

bence sargonlardan da olabilir tabi bunlar malum mayoz bölünebilen makineler (bkz. battle star galactica tüm bölümleri) :D

adresi vermeme gerek yok senin de bulunduğun bir ortamda yazılmış bunlar yani istediğin zaman görebilirsin. kimin yazdığını bilemiyorum tabi ama arkadaş kendisine Stardestroyer gibi çok manidar ve duyanı dumura uğratacak bir nickte bulmuş :D : D


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
75 Yanıt
52951 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2018, 03:11:43 öö
Gönderen: Byr
23 Yanıt
22934 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 03, 2010, 06:23:12 ös
Gönderen: shaGrot
1 Yanıt
3067 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 09, 2007, 08:04:19 öö
Gönderen: cardiffmonster
6 Yanıt
12168 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2011, 01:56:10 öö
Gönderen: Itzhak
2 Yanıt
5032 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 14, 2011, 01:11:59 ös
Gönderen: Mustafa Kemal
10 Yanıt
9767 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 17, 2012, 05:45:47 ös
Gönderen: yazbenide
28 Yanıt
17722 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 08, 2019, 12:11:43 öö
Gönderen: burakc
3 Yanıt
4899 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 01, 2009, 10:57:40 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
6251 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2012, 11:34:46 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
2950 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 29, 2015, 03:01:11 ös
Gönderen: ragnarr