Merhaba, uzun zamandır foruma bir şeyler yazmıyordum. Yaklaşık iki gündür bu başlık önümde açık... Biraz da içimi dökmek maksatlı diyelim, bir kaç satır yazmak istedim.
Önce neden mason olmak istemedim, bu meslekten on yıldan fazla uzak kaçtım onu anlatayım. Bir mason çocuğu olarak, bu mesleğin içinde kendimi büyümüş olarak görüyordum. Özellikle onlu ve yirmili yaşlarım boyunca pek çok şey gördüm, şahit oldum. Beni en çok, birbirine 'kardeşim' diyen insanların, birbirleri arkasından yaptıkları etkilemişti. Sonuçta ben 27 yaşındayken, 2002 yılında, babam da meslekten istifa ederek ayrılmış oldu. Baba oğul tüm konuşmalarımızda, babamın 'Masonluğu' kötülediğini hiç hatırlamam. O yaşlarımda çok sık şu cümleyi kurardım "Tüm insanlığın iyiliği için çalışıyoruz diyorsunuz, eline çekici alan güç sarhoşu oluyor.. yok farkınız hiç kimseden"... Babam 'da "amaç o işte oğlum. Güç sarhoşu olmamak. Yeri geldiğinde görevi başkasına devir edebilmek.. ama herkes yapamıyor bunu." Bir de 99 depremi sonrası kurumsal olarak yardımda bulunmamalarını çok eleştirmiştim. Ona da "Masonluk yardım kuruluşu değil ki... Ama masonlar, imkanı olanlar, gerekli yardımları yaparlar" demişti. Tüm bunlara rağmen babam bile sonunda istifa etti işte. Dargınlıklar, küslükler vs vs. Düşünsenize, onlu yaşlarım.. o kadar çok amcam var ki.. Her ay birinin evinde 10-15 aileden az olmamak üzere toplanılır. Yemekler yenir, sohbetler edilir. Yazları beraber tekne turlarına çıkılır. İlk rakımı, iki amcamın kontrolünde mi diyeyim bilemedim, yanlarında içtim... Ve tüm bunlar paldır küldür yıkıldı. Neyse, sonuçta bu, uzaktan bakıp masonluk hakkında verdiğim karardı... "Güç insanı bozuyor. Masonlar da çekice çok anlam yüklemişler, çok güçlü hale getirmişler... bu güç, çoğunu bozacaktır. Bu yüzden orada olmaya gerek yok."
Şimdi de niye mason oldum kısmına geleyim. 20'ler bitiyor, 30'lar ilerliyor...Tabii dünyaya bakış değişiyor. İlgi alanları değişiyor vs. İnsan olgunlaşıyor. Çalıştığım şirkette de bir sürü Mason olduğunu bildiğim arkadaşım da var. Konu açıldığında o eski cümleleri heybeden çıkarıyorum (ne kadar ön yargılı, dogmatikmişim)... Arada babamın kardeşlerinden (amcalarımdan) "ne zaman geleceksin?" diye sorulduğu da oluyor... Hep uzak kaçıyorum.. Ama 30'lu yaşlar biterken, sohbetlerimizden birinde bir gün şunu kendime itiraf ettim... "Anlattığım, bildiğim herşey aslında babamın gözünden, babamın yaşamının ürünleri. Seçimler, babamın seçimleri ve onların sonucu.. İyi de ben babam değilim.. Seçimlerim de aynı olacak değil. " Böyle yazınca pek bir önemsiz, pek bir çelimsiz kalıyor aslında. Ama özgür aklın zincirlerini kırmak çok zordur. Hele hele aklın özgürlüğünü alan bireyin kendisi ise. Bu yüzden kendime yaptığım bu itirafı hala kendi açımdan saygın buluyorum. 40 yaşıma girmeye 2 ay kala ÖMBL 'na bağlı çalışan bir locada aydınlanma törenim yapıldı ve Masonluk yolculuğuna, bu sefer kendi gözlerimden görerek çıktım... Hoş, burayı takip eden herkes biliyordur... Tören boyunca gözlerim bağlıydı..
Neden masonluk? Benim için, önce kendi yolumda yürümek sonrasında da babamı daha iyi tanımak... en azından nedenlerden biri buydu. Aradığımı buldum mu? Şu ana kadar olan gelişimden memnunum diyebilirim.
Sevgiler,