İLK ANAYASANIN OLUŞTURULMASILondra Büyük Locası, Masonluğa yüzyıllardan beri süregelen örgütlenme ve çalışma sistemine oranla hayli değişik, bir merkezî otoritesi bulunan, farklı örgütlendiği gibi farklı amaçlar güden ve farklı ilkeler benimseyen yepyeni bir düzen getirmişti.
İngiltere’nin diğer bölgelerindeki mason localarından birçoğu, bu şekildeki bir kuruluşun Masonluğun yüzyıllar boyunca korunmuş olan eski geleneklerine uymadığını ileri sürdü. Londra Büyük Locası’nı Masonluğun saygın adını lekelemekle suçladı.
Londra Büyük Locası’nı kuranların asıl amaçları göz önüne alınacak olursa, geleneksel inşaatçılık mesleği ve zanaatını korumaya çalışan locaların bu tutumu haklı görülür. Londra Büyük Locası’nı kuran masonlardan kimileri bunun farkında bile değildi ama farkında olanlar vardı. Bedeli ne olursa olsun spekülâtif nitelikli bu mason örgütünün inşaatçı mason localarına üstün çıkarak gelişimini sağlamak gerekmekteydi.
Bu nedenle Londra Büyük Locası’nın ikinci büyük üstadı George Payne bu kuruluşu daha sağlam bir temele oturtmayı öngördü. Bir anayasa hazırlanmasını gerekli buldu. Hazırlanacak olan bu yeni yasa, Masonluğun çoğu kulaktan dolma olarak bilinen ve pek azı yazıya dökülmüş olan eski yasalarının yerini almalıydı.
1718 yılında, ülkenin dört bir yanında bulunabilecek, Masonluk ile ilgili tüm eski el yazması belgelerin toplatılmasına girişildi.
İnşaatçılık mesleğinin yüzyıllardan beri korunmuş olan eski geleneklerinden biri, hiçbir şeyi yazıya geçirmemekti. Ancak bu gelenek öncelikle İngiltere’de kırılmış, 15. yüzyıl başlarından bu yana bazı konular, özellikle masonların bağlı olduğu yasa ve kurallar kimilerince yazılmıştı. Bu tür belgelerin sayısı bilinmiyordu ama var oldukları hatta bazılarının nerede ya da kimin elinde olduğu bile biliniyordu.
Toplanabilen belgeler, birkaç ay sonra çıkan bir yangında yitirildi.
Bu nedenle Masonluğun yeni anayasasının hazırlanması evresinde toplanmış olan eski belgelerden ne ölçüde yararlanılmış olduğu bilinmemektedir. Bunların içeriği, çok daha sonra ele geçmiş olan birtakım eski el yazmaları incelenerek sadece tahmin edilmektedir. Buna bakılacak olursa, Londra Büyük Locası’nda düzenlenmiş olan anayasada, aksi ileri sürülmüş olmasına karşın aslında inşaatçı locaların eski geleneklerinden pek azı korunmuştur. Bunlar ise genellikle töresel kurallardan oluşur.
Londra Büyük Locası’nın Masonluğa getirdiği yeni kurallardan biri, gerek loca gerekse büyük loca görevlilerinin her yıl yeniden seçilmesiydi. Nitekim ilk büyük üstat Anthony Sayer’den sonra George Payne de bu görevde sadece bir yıl kalmış, 1719 yılında büyük üstatlığa Jean Theophile Désaguliers seçilmişti. Désaguliers, büyük üstatlığı sırasında George Payne tarafından öngörülmüş olan anayasa için bir tasarı hazırladı. Bunu ertesi yıl yeniden büyük üstatlığa seçilen George Payne’e devretti. Bu arada büyük loca genel kurulu bu tasarıyı görüşmüş, gerekçesini ve kapsamını yeterli bulmayarak geri çevirmişti.
Hazırlanmış olan anayasa tasarısı büyük locanın yönetimsel işlerine ilişkin birçok konuya açıklık getirmiyordu. Anlaşılan genel kurul onayından zor geçecekti. Oysa büyük loca giderek gelişiyor, birçok yönetimsel konuya ivedilikle çözüm getirilmesi gerekiyordu. Bu gereksinmeyi karşılamak üzere George Payne, daha sonra benimsenecek anayasaya ek olmak ve bir an önce yürürlüğe konmak üzere bir “genel tüzük” hazırladı.
Londra Büyük Locası’nın 1721 yılında yapılan genel kurul toplantısında bu kez büyük üstatlığa Montagu Dükü John seçilirken, sadece büyük locanın yönetimsel kurallarını içeren “genel tüzük” de onaylanıp yürürlüğe girdi. Anayasa tasarısı ise gene kabul edilmedi. Bunun üzerine Montagu Dükü John, tarihsel kaynaklardan yararlanarak yasaya güçlü bir giriş hazırlaması ve bazı yerlerini de kendi görüşüne uygun bir şekilde düzenlemesi için James Anderson’u görevlendirdi.
James Anderson’un anayasa üzerinde yaptığı çalışmalar, büyük üstadın oluşturduğu 14 kişilik bir kurula aktarıldı. Kurul, Anderson’un hazırladığı tarihsel bölüm üzerinde pek durmadı. Zaten o dönemde tarihsel bilgi kaynakları pek sınırlıydı. Anderson, bu bölüme aldığı bilgilerin çoğunu 1718 yılındaki yangında yitirilmiş olan belgelerden derlemiş olduğunu ileri sürmüştü. Bundan ötürü Masonluğun yeni anayasasının tarihsel bölümü kapsamında birçok yanlışlık vardır. Bunların bir bölümü sonraki aşamalarda düzeltilmiştir.
Londra Büyük Locası’nın genel kurulu, anayasa tasarısı 25 Mart 1722 tarihinde onaylandı. Ancak o sırada büyük locanın yönetimine ilişkin bir sorun çıkmıştı. Bu nedenle anayasa hemen yürürlüğe giremedi. Yaklaşık bir yıllık bir gecikmeyle Wharton Dükü Philip’in büyük üstatlığı sırasında, 17 Ocak 1723 tarihinde yürürlüğe konabildi. Nitekim bu nedenle “1723 Anayasası” olarak da anılır.
Bir de Masonlukta “Anderson Anayasası” diye bir terim geçmektedir ki, bunun gerekçesini, ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu sonraki bölüme bırakacağım.
Bu arada elbette bu bölümde bir yanlışlık varsa eleştirilmesini ve doğrusunun belirtilmesini bekliyorum.