Sizin sanırım dediğiniz şu oluyor: Bir şey GERÇEKTEN yoksa yoktur ve bunu savunmaya felsefi olarak "idealizm" denir. Eğer bir şey bana göre yoksa buna "represantasyonel realizm" denir, yani benim realitemde yoktur ama GERÇEKTE ise o şey vardır... EĞER anladığım doğru ise ben sadece "idealizm" felsefesine sahip oluyorum sanırım. Çünkü GERÇEKTE yok olan bir şey (zaman-mekan gibi) benim realitemde de olamaz. Çünkü öyle bir GERÇEKTE/HAKİKATTE yok ki realitesi algılansın.
idealism ve realism arasındaki farkı "yokluk" ve "varlık" olarak algılamak doğru olmaz. Eğer "aslında hiçbir şey yoktur" derseniz, Gorgias gibi ontolojik nihilist olursunuz. Ama siz bunu kastetmiyorsunuz, "materyal gerçeklik" yoktur demeye çalışıyorsunuz. Kendiniz de zaten bir "hakikat"ın varlığından dem vurmuşsunuz. Bu yüzden de evet siz bir idealist oluyorsunuz. Bu kavramların iyi anlaşılabilmesi açısından buraya felsefeyle ilgili bir şeyler bırakıyorum:
Bunlar "varlık" ile ilgili:
ontolojik realism: Bu düşünceye göre gerçekliğin en azından bir kısmı, varlıksal bakımdan insan zihninden bağımsızdır. Örneğin , Bir sandalye görüyoruz karşımızda, Zihnimizdeki sandalye düşüncesinden yani idesinden bağımsız bir şekilde o sandalye vardır.
ontolojik nihilism: Hiçbir şey yoktur demekle eşdeğerdir. (Bakınız: Gorgias.) Sandalye de dahil olmak üzere hiçbir şey hiçbir şekilde yoktur
ontolojik(metafiziksel) idealism: Varlığın, özünde; tinsel, manevi, cisimsiz, maddi olmayan bir yapıda olduğunu kabul eder. Ama varlığı yadsımaz. Sandalyenin idesi, yani düşünsel yanı asıl gerçektir ve gerçekten var olan budur. Sandalyenin materyal yanı gerçek değildir.
materialism: Maddenin doğadaki en temel töz olduğunu, zihinsel durumlar ve bilinç de dahil olmak üzere her şeyin maddi etkileşimlerin bir sonucu olduğunu savunur. Sandalye materyal bir yapıdadır ve onun gerçekliği bu maddi yapıyla sınırlıdır.
fizikalizm: Her şey fizikseldir. Fizikselin ötesinde ve üzerinde hiçbir şey yoktur. Ya da her şey, fizikselden sonra gelir, ona eklemlenir. Sandalye fiziksel bir yapıdadır. Onun bu fizikselliğinin ötesinde ve üzerinde hiçbir şey yoktur.
Bunlar da "bilgi" ile ilgili:
epistemolojik idealism: Buna göre , bir nesne ile ilgili bilinenler sadece bilenin zihninde vardırlar. Yani bilgi zihne bağımlıdır. Sandalyeye ilişkin bilgim yalnızca zihnimin içinde bulunur
epistemolojik realism: Buna göre, bir nesne ile ilgili bilinenler, bilenin zihninden bağımsız olarak vardırlar. Sandalyeyle ilgili bilgim, zihnimden bağımsız olarak vardır.
direkt/naif realism: Etrafımızda gördüğümüz dünya, dünyanın kendi asıl halidir. Gördüğüm şey, sandalyenin asıl halidir.
indirekt/representasyonel realism: Etrafımızda gördüğümüz dünya, beynimizin nöral işlemleri tarafından üretilmiş içsel algısal bir kopyasıdır asıl dünyanın. Gördüğüm şey sandalyenin algısal bir kopyasından ibarettir. Ancak sandalye hala gerçek bir biçimde vardır.
Representasyonel realistlere göre dünyaya dair düşüncelerimiz, gerçek olan dünyadan türetilen duyusal girdilerin yorumlarıdır. İdealism bundan farklıdır. İdealism'de gerçek olan düşünseldir. Represantasyonel realistler ise hala şeylerin zihinden yani düşünsel olandan bağımsız olarak var olduğunu düşünürler.
İdealismde ise gerçek her zaman zihinsel olanla ilişki içerisindedir. Gerçeklik, insanın anlayışından ayrılamaz. Bir açıdan mental olarak kurulmuştur ya da düşüncelerle yakından bağlantılıdır.
Tüm bunları siz "elektrik sinyalleriyle oluşan bir algı/realiteden" bahsettiğiniz için anlattım ve durumu representasyonel realizmle açıkladım. Ama bunun , "an" ile ilgili düşüncelerinizle bir bağlantısı yok. Yani representasyonel realizm başka bir şey.
Diğer yandan "madde yok" dediğiniz için en kaba hatlarıyla idealism anlayışına sahip olmuş oluyorsunuz. Bu genel başlığın altında yer almalarına rağmen birbirinden çok farklı sistemler kuran düşünürler vardır. Bu yüzden idealismin de birçok çesidi bulunuyor. İdealist felsefe altındaki düşünürleri araştırıp, kendi fikrinizle benzerlikleri olup olmadığına bakabilirsiniz.
Kabaca böyle özetleyebiilirim meseleyi.
Kuantum fiziğiyle ilgili konu ise çok yeni ve ucu açık bir konu, olayın içine foton'un hem parçacık hem dalga şeklinde hareket etmesi giriyor. Dilerseniz bununla ilgili olarak yeni bir konu açabilirsiniz. Konunun Kabala'dan daha fazla uzaklaşmaması adına