Sayın Ati' nin dediğini doğru buluyorum. Buna benzer sözleri çoğaltmak da mümkün olabilir. Bu noktada birçok filozof veya düşünür varlığı çatısız bırakmak istememiştir. Verilen üç örneğe ek olarak da 'Alet kullanıyorum ,o halde varım' sözü ve daha bilmediğimiz sözler gösterilebilir. Sayın Ati'nin hatırlatması iyi oldu.
Bütün bunlar 'insan' dediğimiz muazzam varlığı bir yerlere oturtma,onu hayvandan ayırma çabası sanki.
Çünkü yakından bakınca bu sözlerin aslında bu yatıyor.
Ancak ben bu çabaların 'insan' olan varlığı kısıtladığını, çok özellikli oluşunu zedelediğini düşünüyorum.
Okuduğum kutsal kitaplarda 'halife' ve 'ahsen-i takvim' olarak tarif edilen insan, bu dar gömlekler içinde nefes alamayabilir.
Bu durumu belki 'Varım o halde düşünüyorum ' sözüyle biraz telafi ediyoruz ; ama yine de diğer sözlerin yanında cüce kalıyor.
Sesinin çok da yükseldiği söylenemez.
Çok da karamsar olmayalım. Şanslı taraflarımız da var.
'Üretiyorum o halde varım' veya 'Ticaret yapıyorum o halde varım' gibi tanımlar da olabilirdi.
Hatta biraz daha ileri gidersek ; yüz yıl sonrasını görebilen arkadaşlar için şu söz de kullanılabilirdi :
'Bilgisayar kullanıyorum, o halde varım'
Öyle demeyin. Bal gibi de olurdu.
Niye olmasın !
Son olarak , konumuza ilişkin Sartre'nin bir sözü ile devam edersem daha iyi bir iş yapmış olacağımı hissediyorum.
Sartre 'Düşünüyorum o halde varım' sözüne çok kafa yormuş diyorlar.
Bu sözü tercih ediyor olmamın sebebi Sayın Hacamat'ın sormuş olduğu,biraz Varoluşa kaçan sorusu oldu. Konudan ilgisini esirgemeyen Sn. Hacamat'ın sorusunu hatırlayalım hemen.
'Öğrenilmeyen şey düşünülebilir mi'
Bakalım Sartre'ye göre düşünülebilinir mi ?
Konumuzla ilgili şöyle diyor Sartre :
'Ben diyen bilinç ile düşünen bilinç aynı değildir'
'Doğru mu acaba ?