Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Her ülkede bir mason örgütü var mıdır?  (Okunma sayısı 10972 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 25, 2009, 04:37:01 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Yoktur.

Her mason örgütü, çalışmalarını yürütebilmek için, kaçınılmaz olarak “özgürlük ortamı”na gereksinme duyar. Bu nedenle mason örgütleri ancak “insan hakları”na saygının ve devlet oluşumu bakımından “demokratik rejim”in egemen olduğu ülkelerde yaşayabilir. Devlet rejiminin “totaliter” olduğu, diktaya dayandığı ya da dinsel dogmalar üzerine kurulu (teokratik) ülkelerde mason örgütleri yoktur.

Fakat bu olgu, koşulları elverişli olan her ülkede mutlaka bir mason örgütü bulunduğu anlamına da gelmez. Günümüzde, tarih boyunca hiçbir mason örgütü kurulmamış ya da geçmiş yıllardaki siyasal rejim nedeniyle Masonluğun ortadan kaldırılmış ve henüz yeniden kurulma olanağı bulunamamış birçok ülke vardır.

Bu arada pek ilginç noktalardan biri de İsrail’in durumudur. Hani kimileri çıkar ve Masonluğun Siyonizm’in emellerine hizmet etmekte olduğunu hatta üstelik bu amaçla kurulduğunu ileri sürerek bar bar bağırır ya!... O dedikleri doğru olsaydı, İsrail’in mason localarıyla dolup taşar durumda olması gerekirdi. Oysa İsrail, rejimi bakımından bir parlamentosu olsa da teokratik nitelik taşır. Çok katı dinsel kurallar vardır. Masonluğun öğretisi de bu din ile büyük çelişkiler sergiler. Dolayısıyla İsrail’de mason localarının işi çok zordur; çalışmalarında hayli güçlük çekmektedirler.

Bir diğer ilginç duruma da Küba’da rastlarız… Komünist rejimin kesinlikle egemen olduğu ülkelerde elbette mason localarının barınmasına olanak tanınmaz. Küba’da ise bunun tersi söz konusudur. Öyle ki, özellikle devlet mekanizmasında ilerleyip yükselebilmek için neredeyse mason olmanın zorunlu hale geldiği bile söylenebilir. Bunun nedeni belki de Fidel Castro ile birlikte diğer devrim liderlerinin mason oluşuna bağlanabilir.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 25, 2009, 05:27:35 ös
Yanıtla #1

Komünist rejimin kesinlikle egemen olduğu ülkelerde elbette mason localarının barınmasına olanak tanınmaz.

Biraz düşününce haklılık payının olabileceğini düşündüm ama işin gerçeği kendimi biraz Komünizm Rejimine yakın hissettiğim için öte yandan Masonluğun da dünya yüzeyinde önemli bir işlevinin olduğunun bilincinde olmamla birlikte asıl olan şudur ki, Küba'da da tersi bir durumun gözlenmesi belki de Rejimin gerektirdiklerinin dışına biraz olsun çıkabilmiş olmanın getirdiği bir veri olarak düşünüyorum. Her ne kadar Kapitalizmin yeryüzünde bulunması kadar Komünizmin de bulunmasının zorunlu olduğunu düşünecek olursak farklı rejimlerin uygulandığı ülkelerde ekonomik olarak Kapitalist devlet güçlerinin daha başarılı olduğunu gözlemlediğimizde işin gerçek tarafı bir nebze de olsa ortaya çıkıyor.

Peki devlet yönetimlerinde hangi oluşumun başarı göstereceği düşünülürse ki, Kapitalizmin tamamen ekonomik kaynaklı olarak düşündüğümüzde ekonomik yönden zayıf ülkelerin çökmesi ve haliyle de ekonomik yönden çok güçlü olan ülkelere bağımlı bir hale gelmesi ihtimali de söz konusu olabileceğinden Masonluğun dünya yüzeyinde yeralmış olan bütün ülkelerde özellikle de siyasal anlamda etkin bir faktör olması durumunda Sizce ne gibi bir durum sergilenebilinir Sayın Adam?

Saygılarımla, 
 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 25, 2009, 06:10:41 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Şunu özellikle belirtmek gerekir ki ne salt kapitalist ne salt komünist rejimler Masonluk için uygun ortamdır. Kapitalist rejim altındaki bir ülkede öyle işler yapılır ki, bunlar masonluğun ilkelerine aykırı düşür ve masonları hayli rahatsız eder. Dolayısıyla masonlara da, -ülkelerindeki rejime kapılmayıp masonca düşünüp davrandıkları sürece- daha çok iş, daha çok görev düşer. Bu bağlamda Masonluğun ilkeleriyle Komünizm daha çok uyuşur gibi görünmekteyse de, Komünizmi Marx ve Engels'in kurumsal olarak ortaya koydukları biçimde uygulayabilmiş olan bir ülke henüz görünmemiştir; biri bir yandan öteki diğer yandan aksar. Kim bilir belki de en ideal rejim, devletin sıkı denetimi altındaki ve sosyael adaletin öncelikli tutulduğu serbest ekonomi tarzındaki rejimdir. Buna Sosyalizm diyebilirsek de, algılanmada bu hemen Komünizm ile özdeşleştiriliverir; tıpkı serbest ekonominin Kapitalizm ile özdeşleştirilmesi gibi. İnginç bir olugu, ABD'nde Liberalizm'in kimi çevrelerde Komünizm ile özdeşleştirilmiş olmasıdır. O ülkede Komünistliğin en büyük suç sayıldığı dönem henüz çok eskilerde kalmış değildir.   Bu bağlamda belki İsveç ile Norveç, hâlâ birer krallık oluşlarına karşın en güzel örnekleri vermektedir. Norveç, günümüzde dünya yüzünde refah düzeyi bekğmğnden birinci sıradadır. Ancak her iki ülkede de Masonluk öyle komlay bir iş değildir. Mason örgütleri vardır ama masonlaürın sayısı pek azdır. Bunun nedeni de Masonluğa alınacak kişilerin diğer yerlerde görülmeyen ölçüde ince elekten geçirilmesidir. Masonların sayısının ya da nüfusa göre oreanın artması gibi bir kaygı yoktur. Masonluğun birtakim ekonomik ya da politik amaçlarla kullanılması gibi bir şey de yoktur.

Çin bir yana bırakılacak olursa, Rusya ve onun gürdümünde yıllarca kalmış olan Doğu Bloku'nun Komünist rejim çerçevesinde Masonluğu ktötüleyinin ve sonunda yasaklayışının da belli bir gerekçesi vardı. Ne yazık ki bunu bir mason yaratmıştır: 1717 devrimi ertesinde Menşevik hükümetini kuran Kerensky, kabinesini baştan sona masonlarla donatmış ve devletin önemli mevkileriune de hep masonları getirtmiştir. Bunu iyi niyetle ve mason kardeşlerine güvenerek yapmıştır. Ancak gelin görün ki Çarlık devrildikten sonra ardında öylesine bir ekonomik yıkıntı bırakmıştır ki, Kerensky hükümeti birkaç ay içinde karşılaştığı sorunlarla baş edemeyeceğini anlamış, anca bu arada ülke hızla daha da kötüye gitmiş, Ekim devriminde hükümeti ele geçiren Bolşevikler olağanüstü baskıcı bir rejimi devreye sokarken, devraldıkları yıkıntını faturasını mnasonlara ve Masonluğa çıkarmıştır. Masonluğun bu tarzda politikaya bulaştırılması Masonluk adına da çok kötü sonuçlar doğurmuştur. Bundan ne ölçüde ders alınmış olduğunu bilemem ama alınmış olmalıdır.

Beri yanda ister demokrasi ister krallık tarzında olsun, Kapitalizmi benimsemiş olan ülkelerin mason örgütleri de ne yazık ki kendi ülkelerinin dış politikalarında maşa gibi kullanılmış, hatta 20. yüzyıl sömürgeciliğinin etkin araçları haline getirilmiştir. Bir diğer deyişle, hep masonların devletleri yönettiği söylenir ama işin gerçeği bunun tersidir: Devletler yönetmiştir Masonluğu. Bu bağlamda belki Fransa'yı ayrı bir kefeye koymak gerek... Çünkü orada özellikle son yıllarda mason örgütleri iyiden iyiye politize olmuş durumdadır. Gerek iç gerek dış politikaya nasıl bulaşmış olduklarını anlatıabilirim ama o zaman çizmeyi aşmış duruma düşmekten çekinirim.


Sevgiler.


     
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 26, 2009, 12:52:40 ös
Yanıtla #3

Anlıyorum. Vermiş olduğunuz detaylı bilgilerden ötürü aynı zamanda Teşekkürlerimi de sunuyorum Sayın Adam.

Saygılarımla
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 27, 2009, 03:14:45 ös
Yanıtla #4

çin de 200 yıl yaşadıktan sonra ancak locanın açılabildiğini okumuştum bi kaynakta ama ismini hatırlayamadım bu durumda
"Komünist rejimin kesinlikle egemen olduğu ülkelerde elbette mason localarının barınmasına olanak tanınmaz. " gibi birşery sözkonusu değil sanırım :)
"Bu sır ancak bilinir söylenemez."


Ekim 27, 2009, 03:50:46 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Demokratik Çin Cumhuriyeti'nde benim bildiğim kadarıyla mason locaları yoktu. Son yıllarda Çin'in uluslararası sanayideki atılımı, âdeta her ürdetimin Çin malı oluşu, bununla bağlantılı olmak üzere sıkı ticari ilişkilerin kurulması sonucu belki Bejing gibi yerlerde mason locaları da oluşturulmuştur. Masonlar daha iyi bilir. Bilen varsa sanırım belirtir.

Ancak Çin denilince bunun bir başka boyutu daha var ki o da Hong Kong. Onada hayli zamandan beri mason locaları var. Ancak elbette bunları Çin locaları olarak nitelendirmek de pek olanaklı değil. O localar hong kong Çin'e devredildikten sonra da etkinliklerini sürdürdü. Ancak bu birkaç yıl eskide kalmış bir bilgidir. Son durumu araştırmadığım için bilmiyorum. Belki masonlar bu bağlamda da bize yardımcı olur.

Sevgiler.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 27, 2009, 03:51:17 ös
Yanıtla #6
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 100

Avrupa'da da localarin bulunmadigi bir ülke var.

Lichtenstein


Ekim 28, 2009, 03:43:13 ös
Yanıtla #7

Şimdi Masonluğun Devlet Yönetiminde başarılı bir şekilde uygulanması sonucunda Ülkesinin Siyasal İdari kapsamında da yeralması Toplumların başarılı bir şekilde yönetilmelerinde etkin bir rol oynayamaz mı Sayın Adam; yazınızı dikkatlice bir şekilde okudum ve Sizi gayet çok da iyi anladım, bunun yanısıra geçmişte yaşanılan bazı talihsizlikler, aksilikler her ne kadar Masonlukla ilişkilendirilmişse de gerçi bununla bağdaştırmak bana göre yanlış bir tutumdur, diye düşünüyorum. Ancak devlet yönetiminde giderek meydana gelen bozulmaların özellikle de ekonomik anlamda çöküntüye uğramasında Masonluk bir etken olarak gösterilemez elbette.. Fakat bu talihsizliğin sanırım ilerki ve şuanki süreçte devlet yönetimlerinde Masonluğun etken bir rol oynayacağına bir engel teşkil etmez öyle değil mi?

Kısacası arzetmek istediğim şudur ki, Masonluğun Dünya yüzeyinde siyasal anlamda da önemli derecede rol almalıdır, diye düşünüyorum. Çizgimi aşmak istemem ama merak ettiğim en çok da bu.. Neden Masonluk gerekli yerlerde bulunmuyor? Mademki Insan Bilinci en üst seviyede tutuluyor, o halde Ülkelerin idari kısmında yeralarak Devletlerin, Toplumların daha uzun süreli hayatta kalmaları sağlanılabilinsin.

Peki Dünyamızda özellikle Avrupa Ülkelerinde Masonluğun Siyasi gücü ne derecedir? Masonluk aktif rol alabiliyor mu?  

Bunu şu açıdan belirtmek istedim; eğer ülkeler idari gücü yüksek kesimler tarafından idare edilir, halkı demokrasi anlayışı çerçevesinde yönetir ve ileriye dönük daha önemli atılımlar atılırsa, bu şekilde toplumsal yozlaşmanın azalacağı ve böylelikle de yönetim biçiminin Masonluk çerçevesinde olunacağı için -bilmiyorum Masonların kendilerine özgü anlayışı farklı olabilir- beni bu hususta mazur görmelerini önemle rica etmek durumunda kalıyorum- Insanlara daha fazla yardımcı olunabilinir düşüncesindeyim, yardımseverlikleri, yatırımları ve karşılıksız yapılan maddi yardımların bir yere kadar gerekliydi ancak belirli bir süreçten sonra bunların pek bir önem arzetmeyeceği için bunların yerine, açıkçası açık konuşmam gerekirse Insanlığın en üst bilinç seviyesine yükseltilmesi hususunda Masonluğun herhangi bir rolü olmayacak mıdır? 

Sevgiler, Saygılar. 
« Son Düzenleme: Ekim 28, 2009, 03:59:21 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 28, 2009, 06:07:13 ös
Yanıtla #8
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bir açıdan baktığımızda Sayın Isabell’in bu başlık altında yazdıkları ve sordukları aslında bu bağlığın konusu olmasa gerek. Ancak öyledir diye yanıt vermemekte olmaz; madem onun tercihi böyle, saygıda kusur etmeyelim.

Efendim, bir kere en önemli sorun şurada: Bir kurum olarak “Masonluk”, bir örgüt olarak herhangi bir “mason derneği” ve bireyler olarak “masonlar”… Bunlar birbirinde ayrı tutulmalı, ayrı değerlendirilmeli. Masonluğu iyi bilmeyenlerin, hele antimasonik cephelerde atıp tutanların düştükleri en büyük yanılgı bence bu noktada.

Bir kurum olarak Masonluğun birçok bakımlardan “ideal” olduğu düşünülebilir. Ancak mason dernekleri yani büyük localar ve diğerleri, pratikte Masonluğun bu idealine yaklaşmak bakımından çok geri kalıyor. Üstelik 20. yüzyılın ortalarından bu yara bakacak olursak, bu geri kalış giderek artıyor. Bunun yanı sıra bireysel bakımdan masonlar da giderek Masonluğun asal olması gereken idealinden uzaklaşıyor.

Elbette bu “olumsuz” olarak niteleyebileceğimiz gidişin nedenleri var. Ancak o nedenlere girersek, “Masonluk ve masonlar niçin giderek yozlaşıyor?” diye apayrı bir başlık açıp, konuyu enine boyuna irdelemek gerekir.

Eskiden Masonluğun etkin olduğu hemen her ülkede gerek yasama gerek yürütme organlarında yani parlamento ve hükümette gerekse devletin hem bürokrasi çevresinde hem teknik alanlarında günümüze oranla çok daha fazla mason vardı. Ancak o kişiler orada Masonluğun ya da o ülkedeki mason derneklerinin o zamanlar daha güçlü olduğu için bulunmakta değildiler; bireysel olarak zaten düzeyleri üstün kişiler oldukları için oradaydılar; zaten o nedenle masondular. Şimdilerde ise üstün düzeyli kişilerin çoğunluğu ne politikaya soyunuyor ne de devlet çarkında yer almak istiyor.

Dolayısıyla mason örgütlerine aslında daha çok iş düşüyor: Daha iyi, daha güçlü masonlar yetiştirmek. Bir diğer deyişle mason örgütlerinin aralarına aldıkları yeni üyeleri sıkı bir eğitimden geçirmeleri gerek. Ancak mason örgütlerinin çoğunun ne yapısı buna elverişli ne de böyle bir programı var. Sadece mason olan kişileri gerek politikaya girmeleri gerekse devlet çarkında yer almaları bakımından teşvik ediyorlar, o kadar. Aslında zaten yapabilecekleri de bundan başka bir şey değil.

Bunun tümüyle tersi geçtiğimiz yıllarda İngiltere’de görüldü. Bu bağlamda orada olup bitenleri yeni baştan anlatmayayım. Lütfen şu yazıma bakın:

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=7953.0

Doğrudan mason örgütleri özellikle iç politikaya burunlarını sokmaz. Böyle bir işin Masonluğun anayasasının ikinci maddesine aykırı oluşu bir yana dursun, herhangi bir şekilde politikaya bulaşan bir mason örgütü er ya da geç bundan büyük zarar görür. Bu bağlamda benim bildiğim tek istisna Fransa’dır. Orada da çalışmalarını sürdürmekte olan 6 ayrı mason obediyansından sadece Grand Orient de France politik girişim ve eylemlerde bulunmaktadır. Türkiye olarak bunun sınırlı düzeyde kalmış olan bir yararını 2002 yılında gördük ama pek kimse farkında değil çünkü bu olayı La Monde başta olmak üzere Fransız gazeteleri manşetten verdiyse de, bizim ülkemizde konu olabildiğince kamuoyunun bilgisi dışında tutuldu. Biz de bilmemiş, duymamış olalım. Zaten arkası da gelmedi çünkü daha sonra göreve gelen yöneticilerin politik eğilim farklıydı.

Dolayısıyla Masonluğun insanlığa öyle yakın tarihlerde belirgin yararlar sağlamasının beklenmesi bence sadece bir tatlı düş olur. Bireylerin kendilerini yetiştirerek bilgili ve erdemli birer insan yari gerçek mason olabilmelerini sağlayabilirlerse ne mutlu!

Sevgiler.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 28, 2009, 06:17:36 ös
Yanıtla #9

Anlıyorum Sayın Adam; farkettim de konu başlığıyla ilgisinin olmadığını.. Özür dilerim ancak başlayan bir bahis söz konusuydu devamını ancak buraya yapabildim. Aksi halde konuyu yeniden ele almak, baştan gerekeceği için bir hayli uğraştıracaktı. Hem Sizi, hem de kendimi zor durumda bırakacaktı. Neyse, soruma detaylı yanıt vermeniz benim için önemlidir.

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker misalinden de anlaşılacağı üzere Masonluk hususunda belki bana düşmez ama Masonların devlet yönetiminde bulunmaları - bana göre- olumlu bir durumdur ve her nedense Insanı daha iyi Insan yapma kuralını taşıyıp, öngördükleri ve uyguladıkları için..

Teşekkür ederim, Saygı ve Sevgilerimle.   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
42 Yanıt
47218 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 10, 2015, 07:15:31 ös
Gönderen: akcanmd
0 Yanıt
7679 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2009, 03:20:26 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5562 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 30, 2014, 04:33:28 ös
Gönderen: NOSAM33
6 Yanıt
3913 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2015, 11:17:17 ös
Gönderen: Risus
0 Yanıt
1978 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 01, 2014, 12:42:26 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
1826 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 03, 2014, 11:27:31 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
2671 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2014, 08:00:49 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
2174 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2014, 07:44:14 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
1967 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2014, 07:57:45 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
1864 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2014, 10:34:37 öö
Gönderen: ADAM