1921 tarihli irdelemenin bu bölümünde konuya sosyal açıdan bakılıyor. Dikkat: Yıl 1921. Henüz Cumhuriyet ufukta bile yok.
Delaili İçtimaiye
Meseleyi bugünkü içtimaî şerait noktai nazarından mütalâa edecek olursak bu şeraitin de akıl ve mantık icabatını teyit eylemekte olduğunu görürüz. Medenî âlemin hali hazırdaki cereyanı tekâmülü sağdan sola süratle ilerlemektedir. Asalet ve rehbaniyet imtiyazlarını yıkan evasıtı nas, bugün sermaye imtiyazını yıkmak istiyen erbabı sayü amelin önünde ric’at etmektedir. Her atılan adım beşeriyetin daha büyük bir İçtimaî inkılâba doğru süratle yaklaştığını gösteriyor. Dünkü inkılâp gibi yarınki inkılâp ta kadını hukuk ve tekâmülce yükseltmek gayesini istihdaf ediyor.
Daha bu günden kadınlar birçok hukuk istihsal eylemişlerdir. Ebediyeti izdivaç usulü cari memleketlerde hakkı talâk, mal birliği kaidesi mer’ olan devletlerde mal ayrılığı haklarını kazandıkları gibi doktorluk, avukatlık, muharrirlik gibi hür mesleklere intisap hakkını, hatta meb’usluk gibi hukuku siyasiyeyi ihraz eylemişlerdir. Hukuku beşerden mahrum oldukları zamanlarda «hür» olmadıkları için bittabi Mason olamıyan kadınlar hukuku içtimaiyeyi ihraz ettikleri vakitler «adoption» usulü ile Mason olabildikleri gibi hukuku tamme ve kâmile istihsal ettikleri dakikada da tam Mason olacaklardır. O dakika ise artık gelmiştir. Bu gün artık bilfiil değilse bile ilmen ve kanaaten kadınların hak ve vazifece erkekten hiç farkı olmıyan tam birer insan olduklarını inkâra cür’et edebilecek medenî âlemde pek az insan kalmıştır. Hele harbi umumi neticesinde vukua gelen tahavvülâtı iktisadiye ve içtimaiye bu hakikati adeta mevkii fiile bile isal etmiştir. Harbi umumîde erkeğin muharebe meydanlarına koşarak boş bıraktığı diğer âmâl ve mesai sahasını dolduran kadınlar fabrika ameleliğinden hükümet memuriyetlerine, sokak tanzifatçılığından darülfünun rahlelerine kadar her sahada ibrazı ehliyet eylemişlerdir. Hali hazırda kadın yalnız gebelik ve doğurma vazifesine mukabil askerlik hizmetinden affedilmiş tammülhukuk bir beşer ferdi olmuş gitmiştir.
Kadının kabulüne mâni göstermek istenilen bir sebep te kadın ve erkek ihtilâtının birtakım sui istimalâta sebep olacağı mülâhaza ve itirazıdır. Böyle bir ihtimalin kabulü, her şeyden evvel mukaddes bildiğimiz bir tesisi İçtimaînin harimi kutsiyetinde kendimize hâkim ve irademize sahip olamıyacak kadar zayıf ve itimadı nefisten mahrum, yani bizzat Mason olmağa gayrilâyık olduğumuzun tasdiki demektir. Burada Biraderlerimize karşı nasıl kardeş vazifesile mükellef isek Hemşirelerimize de aynı uhuvveti göstermekle mükellefiz, ve bunda kusur edersek kabahat kadınlığın veya erkekliğin değil, bizim kendimizindir!
Halbuki bilâkis bir kere Mahfillerimiz valide, hemşire, zevce ve kerimelerimize açılsın, bir kere hayatımızın en muazzez anasırı müşekkilesini terkip eden kadınlarımızı bu mesaiyi kutsiyede yanı başımızda bizimle beraber çalışır görelim, bir kere hayat ve namusumuzu emniyet ettiğimiz Biraderlerimizin bizim için olduğu gibi bize mensup kadınlar için de birer sadık ve vefakâr hami oldukları kanaati filen teeyyüt ve teessüs etsin, o zaman göreceğiz ki Masonluk ta tamam olacaktır:
Bize hayatı temin, nezaheti temsil, gayei mesaimizi irae eden nisvanımızı yanı başımızda görünce Mahfiller bizim için hakikî bir aile harimi olacak ve orada çalışırken zihnimiz bütün varlığı ile canlanacaktır. Kadının vücut ve huzuru bizi müzakerat ve mesaimizde daha rakik ve dakik, daha faal ve müsmir, hele daha nezih ve muallâ olmağa sevkedecektir. Bizzat kadın için de mesaiyi Masoniye ulvî bir meşgale, bir maksadı hayat olacak, onu işsizlikten, manasız israfat ve tezyinattan kurtararak samimî bir cemiyet hayatına alıştıracaktır. Kadın para ile alınır satılır bir mal, evi süslüyecek bir biblo, işimizi görecek bir hizmetçi olmaktan kurtuldu, onu zevkimizi tatmin ile mükellef bir metres olmaktan da kurtarmak, hukuk ve vezaifi mütesaviyeye malik bir insan yapmak zamanı gelmiştir.
Hususî mahiyeti haiz hür ve müsavatperest bir âlem teşkil eden, hurafat ve ebatılm, haksızlığın, tahakkümün hasmı biamanı olan, her nevi inkılâbatı siyasiye ve içtimaiyenin rehber ve amili vazifesini ifa ile müftehir bulunan, doğruluğun ve hakkın mürevvici, hürriyetperver cereyanların en ön safında hücum ve müdafaaya amade bir taraftar ve müşevviki olan Mason âlemi bu büyük ve mühim inkılâbın da ilk adımını atmak vazifesini deruhte etmelidir. !
Şunu itiraf etmeliyim: Dilinin ağırlığı nedeniyle anlaşılmasının zor oluşuna karşın, kadınların niçin mason olması gerektiği günümüzdeki taraftar yazılarda bile bu denli güçlü bir şekilde savunulamıyor.
Bundan sonra, bu çalışmanın sonucuna geleceğiz.