Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: ADAM - Kasım 01, 2009, 02:32:40 ös

Başlık: “Dogma” nedir?
Gönderen: ADAM - Kasım 01, 2009, 02:32:40 ös


Şimdi bu soru ve yanıtı bu başlık altına tam oturur mu bilemem.  Fakat buradan Masonluğa bağlanacağız.


Doğruluğu tartışmasız bir biçimde kabul edilip onaylanan, her türlü eleştirinin dışında ve üstünde tutulan, her koşul altında kesin ve değişmez sayılan görüş ya da düşünceye dogma denir.

Genellikle dinlerin “mutlak gerçek” olarak ileri sürdükleri, hiçbir inceleme ya da araştırma yapmaksızın, akıl süzgecinden geçirmeksizin, karşıt görüş ya da olasılıkları göz önüne almaksızın, olduğu gibi inanılmasını önerdikleri ve istedikleri dinsel ilkeleri niteler.


Ancak şunu soralım: «Dogmalar yalnızca dinlere mi özgüdür?»

Hayır!

Her neye, hangi görüş, bilgi ya da yargıya “kesinlik”, “değişmezlik”, “tartışılmazlık”, “eleştirilemezlik” gibi nitelikler bağlanacak olursa, bunlar birer dogma niteliği taşır. Bu olguya öncelikle dinlerde daha sık rastlanmaktadır.

Fakat dogma yalnızca dine özgü değildir. Aslında bilimsel nitelikli olması gereken gerçekler ve bunlara ilişkin soruların yanıtları da kesin, değişmez, tartışılamaz ve eleştirilemez sayılırsa, birer dogma olur.

Elbette asıl konumuz şu: «Masonlukta dogmalara niçin karşı çıkılıyor?»

Dogmalar, insanların birbirleriyle uyuşamamalarına, aralarında doğan çelişkiler nedeniyle çatışmalarına, giderek birbirlerini düşman görüp birbirlerine saldırmalarına yol açar.

Benimsedikleri dogmaları karşıt olan insanlar, birbirlerine kin duyar.

Dogmalarını her şeyin üstünde tutar, bunları koruyabilmek ve bunların üstünlüğünü sağlayabilmek için, karşıt dogmalarla savaşıma değil, uygun görmedikleri dogmaları benimseyen insanları ortadan kaldırmaya girişir.

Böylece dogmalar, bilgisizliğin yansımasına, evrimsel doğrultuda gelişme sağlanması yerine gerilemeye yol açar, barışa ve esenliğe de engel olurlar. Bu sonuç Masonluğun amaçlarıyla taban tabana zıttır.

Fakat şu da önemli: «Masonlukta hiçbir dogma yok mudur?»

Kimi mason kuruluşlarının kendilerine özgü birtakım dogmaları yok değildir. Fakat bunları, dinlerdeki ve diğer toplumsal kurumlardaki dogmalar ile eş tutmamak gerekir. Herhangi bir ilke ya da yöntem de “değiştirilemez ve tartışılamaz” olarak nitelenince, kavramın tanımı uyarınca bir dogma sayılır. Oysa bir kurumun varlığını sürdürebilmesi için de mutlaka belli birtakım ilkeleri olması gerekir. Konuya bakış açısı uyarınca, bir töresel düşünce bile “dogma” sayılabilir.

«Dogma ile batıl aynı şey midir?» diye de sorulabilir.

Batıl, aklın kabul etmediği ve gerçek ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir kör saplantıdır. İki veya daha çok olay ya da olgu arasında imgesel (hayalî) bağlantılar kurularak oluşturulur. Bilim dışı bir kurgu ve akıl dışı bir inanıştır; bu yüzden bir dogma değildir.

Fakat Masonluk, batıl inançlarla da bağdaşamaz. Çünkü batıl inancın temeli bilimsel bilgi ve akıl değil, korku ve boş umuttur.

Ancak, akıl verileriyle ve bilimsel yöntemle açıklanamayan her şeyin dogma ya da batıl inanç olduğunu söylemek de yanlıştır. Eskiden “büyücülük” ya da “şeytanlık” ile özdeş tutulan birçok şey, sonradan bilimsel açıklamalara kavuşmuştur. Gene eskiden deneyimli kişilerin insanlara bırakmış oldukları birçok yararlı öğüt, o zaman gerekçeleri açıklanmamış olduğu için birer batıl inanç gibi kalmıştır.

Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: symbol - Aralık 12, 2012, 11:28:31 ös
Dogmaların uyuşturucu,sindirici,bastırmacı,dayatmacı etkilerine karşı düşünceyi silkeleyecek en etkin panzehir belki de tek bir sözcükle özetlenebilir:SORU

Dogmayı yıkacak olan şey sorudur.Bu nedenle dogma her zaman sorudan korkmuştur.Çünkü soruyu,ardındaki kuşku ve merak besler.Dogma kuşku ve meraktan nefret eder.Bu nedenle kuşkulanana ve merak edene karşı acımasızdır,zorbadır.Soran,araştıran,bir akıl yürütme karşında kendisini savunacak üç dört beylik açıklama cümlesinden fazlasına sahip değildir.Sokrates tartışmasız benimsenip dogmalaşan düşünce kalıplarına karşı soruyu bir silah gibi kullandı.

Voltaire:''İnsan yiyecek ekmekleri ve yatacak yerleri olduğu zaman düşünmeyi red ederler.'' demiştir.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: symbol - Aralık 17, 2012, 10:39:36 ös
Düşünmeyen tutucudur.
Düşünemeyen aptal.
Düşünmediğine aldırmayan köle.

Kuşkusuz dogmalar durup dururken ortaya atılmış düşünceler değillerdir.Her dogma muhtemel sorulara karşı hazırlanmış bir yanıt görünümü taşır ve ikinci bir soruya tahammülü yoktur.Her dogmaya bu bakımdan bir tür etiket gözüyle de bakılabilir.Dogma,düşünsel bir otorite olarak;öyle olmadığı halde,öyle görünebilmek için ağırlığını ve yaptırım gücünü,çeşitli yöntemlerle koruma altına alır.Bu yöntemler,içerdiği özün kurculanmasını engellemeye yönelik baskıcı,köktenci bir karakter taşırlar.Dogmatizmin zorunlu sonucu zorbalıktır.Çünküfarklı düşünceleri ve perspektifleri kabul etmez.

Dogmatizmin asıl büyük tehlike olduğu alan ise düşünce alanıdır.Çünkü düşünce nerede ve ne zaman dogmatik olduysa;orada ve o anda kavramlarıyla çelişmiş demektir.Bu yapısıyla dogma,insanın en olağanüstü yetisi olan düşünme,akıl yürütme özelliğine ters bir olgu olarak kendini göstermektedir.Çünkü düşünce,özünde dinamik bir süreçtir.Düşünce oluşur,gelişir ve değişir.

İnsan denen,düşünen,soran,araştıran,sonuçlandıran ve bir süre sonra bunlarla da yetinmeyen varlık dünya üzerinde varolduğu sürece de bu böyle sürüp gidecektir.Zihnini karıştıracak,kafa yoracak şeyleri pek hoş görmez.Dogmayı yaratan da,ona karşı çıkanda yine insan düşüncesidir.Dogma,temelde insanda varolan kalıplaşma eğiliminin bir uzantısı olarak yaşamda kendisine yer bulmaktadır.

Dogmaların,geniş insan toplulukları arasında taraftar toplamalarının nedenlerini araştırdığımızda insanın konfor gereksinimin de altında yatan güvenlik gereksinimi ile karşı karşıya geliriz.Egemen güçler,çıkarlarını korumak adına düşünmeyene ve düşünmeye bu yetileri giderek körelen,beyinleri tek tornadan çıkmış insanlara sıkıntısızca hükmetmenin rahatlığını hiç bir şeye değişmemişlerdir.

ALINTIDIR..

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: symbol - Aralık 19, 2012, 11:20:29 ös
Hiç bir din aksini söylemez.Dinler Dogmadırlar.Orada tartışılmaz ya inanılır ya da inanılmaz.Kabul ederseniz,anlamaya çalışamazsanız,eleştiremezseniz,daha önce söylenmiş olanları tekrar ederseniz,denemeye,incelemeye,kalkamazsanız,hangi tarihte tesis edilmiş olurlarsa olsunlar incelemeye kalkmazsanız,siz o zaman dindarsınız.Eleştirmeye,bağdaştırmaya,zaman göre yorumlamaya,bilimsel alt yapıyı ve sosyolojik sebepleri incelemeye,yahut yorumlamaya başlarsanız siz kafir ve din dışısınız.

Dogmalar sizi bağlar,sınırlar,yönlendirir ve sizin için kararlar veriri daha doğrusu önce verilmiş kararları sizin için de tekrarlar ve sizin de onunla tekrarlamanızı ister.Değişim,yeni algılamalar,bilimsel gelişim,toplumsal gerekler,yeni ihtiyaçlar ve yorumlamalar hiç biri ama hiç biri dogmada kabul görmez.Birisi yorumlar ve herkes uymak zorundadır.O kadar.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 20, 2012, 01:16:14 ös
Hiç bir din aksini söylemez.Dinler Dogmadırlar.Orada tartışılmaz ya inanılır ya da inanılmaz.Kabul ederseniz,anlamaya çalışamazsanız,eleştiremezseniz,daha önce söylenmiş olanları tekrar ederseniz,denemeye,incelemeye,kalkamazsanız,hangi tarihte tesis edilmiş olurlarsa olsunlar incelemeye kalkmazsanız,siz o zaman dindarsınız.Eleştirmeye,bağdaştırmaya,zaman göre yorumlamaya,bilimsel alt yapıyı ve sosyolojik sebepleri incelemeye,yahut yorumlamaya başlarsanız siz kafir ve din dışısınız.

Dogmalar sizi bağlar,sınırlar,yönlendirir ve sizin için kararlar veriri daha doğrusu önce verilmiş kararları sizin için de tekrarlar ve sizin de onunla tekrarlamanızı ister.Değişim,yeni algılamalar,bilimsel gelişim,toplumsal gerekler,yeni ihtiyaçlar ve yorumlamalar hiç biri ama hiç biri dogmada kabul görmez.Birisi yorumlar ve herkes uymak zorundadır.O kadar.

Saygılarımla...

sn.symbol bu foruma aramıza katıldığından beri yazılarını ilgi ve zevkle okuduğum bir arkadaş bu yazısıda güzel lakin bana göre düşündüğümde bazı mantık hataları ile dolu dilim ve klavyem döndüğünce izah etmeye çalışacağım.

Hiç bir din aksini söylemez doğmadır diyor bence bir varsayım
Din zaten özü itibarı ile dogma gibi durur söylemesine gerek yok ister inanır ister inanmazsınız zorlama yok.
Dinin insan üzerindeki bence tek zorlaması belkide başına gelecekleri bildiğinden olsa gerek bolca ve sıklıkla Özellikle Kuranı Kerimde aklınızı kullanın ifadesi vardır ben bu ifadeyi sadece kurana has olduğu için değil genel anlamdada kullanır ve severim.

Bence bu aklınızı kullanınız ifadesi sonradan insanların Allahın kastetmediği ve söylemediği ima dahi etmediği bir takım ifadelere karşı söylenmiş inananların sadece ve sadece kendisine ulaşmasının yolunu akıl olarak vermiş.Aklı bu kadar ön planda tutarken kullanacağı argümanında bilim olduğunuda söylemiş.

İnsanlar inandıkları şeye kutsal derler kutsalıda o her ne ise kesinlikle ve kesinlikle dokunulsun istemezler söz söyletmezler eleştiri yaptırmazlar tu kakaka olsun istemezler.

Örnek olarak bir fanatiğie artık onun kutsalı ve dini haline gelmiş olan tuttuğu takımı hakkında kötü bir söz söyleyin saldırın bakalım başınıza ne gelecek.Basit bir dogma örneği bu misali verdim çünkü ben dogmanın insanlar tarafından yaratıldığına inanrım buda inançlarını nasıl anlayıp algıladıkalrı ile alakalıdır.

Sn.Adam'da yazısında çok farklı şeyler söylemiyor aslında dogma sadece dinde olmaz derken.

Ozaman şunumu anlamalıyız doğmayı insan yaratır inancını pekiştirmek için kendi inancının kutsallığına daha sıkı bağlanmak için,sadece kendisine aktarıldığı ölçüde hiç araştırıp sorgulamaya bile gerek görmeden.

Beyazın rengi siyahın rengi kırmızının rengi bundan 1000 sene öncede bu rennkler bu isimler ile adlandırılıyordu değişmez kati olan dogma değildir.
Bin yıl sonrada biri çıkıp beyaz için siyahtır ifadesi kullanmayacaktır.

Dogmalar sizi bağlar diyor sn.symbol o hali ve şekli ile bağlanırsan elbette savunmak için önce bağlanacaksın hür iradeni zaten kullanamazsın.
Bu hal ile yaşayan bir insanı düşünün buradaki problem dindenmi geliyor yoksa o inancı o şekilde algılayan insandanmı geliyor burada yükümlü olarak dinimi yoksa insanımı görmeliyiz.

Bir inanç yada fikir özündeki ifadeler ile anlanmıyor ve o şekli ile hayata geçmiyorsa burada kusur kime aittir.
Ben her zaman şuna inandım kısaca

Her tür yanlış bilgi ve inanca biz insanlar her zaman talip olmuşuzdur ve bilgiye önem vermediğimiz içinde araştırmaya dahi gerek görmemişizdir.

Bakınız kısa ve öz bir örnek vereceğim dinden;

Peygamberimiz camilerde ibadetlerinde sadece farz namazlarını kılmıştır camide hiç sünnet kılmamıştır şimdi ise bu uygulama hem sünnet hem farz şeklindedir bu uygulama bu hali ile doğma bir uygulama inanış ve fikir haline gelmişmidir?gelmemişmidir?

islami inancın içinde uygulamalarda bir şeklin hurafeden ibaret olduğunu bir çok diyanetçi özellikle yaşar nuri öztürkün kitaplarından görebilirsiniz bu uygulamalar şimdi insan hatasımıdır din mi doğmadır.

Allah zaten herşeyde bilimi ve aklı rehber gösterirken nasıl olurda dine doğmatik diyebiliriz.

Doğmatik denen şeyin tek dayanağı vardır oda allahın kendisi tek doğma odur
Görmediğini algılayamadığını hissedemediğini düşündüğün bir varlığa olan inancın adı doğmadır bu fikir bunu söyler.

Havayıda görüp algılayamazsın ama var olduğunu bilirsin ve yoktur demezsin.
Kısaca biz insanların bozupta sonradanda o bozulmuş hallerine akıl erdiremediğimiz şeyler doğma diyoruz bana göre böyledir.

saygılarımla
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: symbol - Aralık 20, 2012, 01:40:19 ös
Dinlerin zahirî (ekzoterik) ve şeklî yaklaşımına karşılık, mistikler batınî (ezoterik) olarak bunları yaşar ve yobazlar, en azından ortodoks din yandaşları dâima nâhoş karşılar, hâttâ katlederler (Hallâc-ı Mansûr’u hatırlayınız). Bilimsel açıdan, hepsinin de kullandıkları yöntem kendi kendine hipnoz transına geçtikten sonra meditasyon yapmalarıdır. Bâzı özel yetenekli beyinler ve psişeler ise bunu çok yoğun yaşarlar. Masonluk da bütün bu polenlerden yapılmış bir baldır. Ritüeller ve âyinler zahirî (egzoterik), verdiği mesaj bâtınîdir (ezoterik). Mükâşefe ile rasyonel düşünceyi birleştirir. Dogmaları red etmesinin sebebi de budur...

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: ADAM - Aralık 20, 2012, 01:53:25 ös
Üzülüyorum.

Çünkü çok iyi düşünen, çok iyi yazılar yazan kimi katılımcılarımız bile kavramları yanlış kullanmakta ısrarlı.

Biliyoruz ki, aşırı israrcılık ve kisinlikle caymama, giderek bağnazlıkla bağdaşır.

Masonluk dogmalardan önce bağnazlığa karşıdır. Çünkü bazı masıon kuruluşlarında deişmez ve değiştirilemez olarak öngörülen ilkeler vardır ki, deiştirilmez ve değiştirilemez olarak görülmeleri nedeniyle dogmalaşırlar.

Dinler dogma değildir. Din, inançların toplumsallaşmış, bir toplumca paylaşılmış biçimidir.

Dinlerin çoğu dogmalar içerir. Bunlar, öyle olduğu ve başka türlü olamayacağı, bilimsel kanıt aranmaksızın  inanılması gereken, "gerçek" olarak nitelenen bilgi ya da kurallardır. Bir gün gelip de bunların yanlışlığı kanıtlanacak olursa, din çküntüye uğrar. (Nitekim öyle oluyor; izliyoruz.)

Her din dogma içermez. Kurallar vardır ama bunlar disiplinin ya da yöntemli tapınmanın, bazısı ilgili kültürün gelenek ve göreneklerinin gereğidir. Bunları daha çok Mazdaizm ve Budizm gibi doğu dinlerinde görürüz. Öğütler vardır, anımsatmalar vardır, töreler vardır, dogma değil.

Dogmayı hiç kuşkusuz insan oluşturur; dini de oluşturduğu gibi.

Kimileri dini Tanrı'nın verdiğini söyler. Hiç olur mu? O zaman Tanrı tek ise tek din olurdu. Ya tanrı tek değil öve her biri kendi dinini kurmuş ya da Tanrı tek ise dini insan oluşturmuş.

Tanrı tek ise, denildiğince yüce falan ise, (yüce falan çünkü bunlar insanca tanımlar) insanlar için bir ya da birtakım dinler oluşturmaya ihtiyacı mı var ki yapmış bu işi? Hem diğer hayvanlar ne olacak bu arada?

Bakınız, ben ne Tanrı'ya, ne dine, ne de inançlara karşıyım. Ancak kimileri dini de, inancı da, haddi olmadığı halde Tanrı'yı da öylesine yahnnlış tanımlıyor, sonra tüm bunları sanki tek dinmiş gibi sırf kendi kapsamında son din olduğu iddia edildiği için öyle olduğu kabul edilen İslâm dini açısından ve tek yönlü olarak, bilimsel bilgiye de aykırı bir tarzda açıklamaya girişiyor ki, ben de ister istemez onların görüş ve değerlendirmelerine karşı çıkma durumunda oluyorum.

Bırak şu kavramları da işin esasına gel diyebilirsiniz. Tamam, doğru, ben de onu istiyorum zaten. Ancak din = dogma denilince, dinin tanrı icadı olduğu söylenince, tek din sanki İslâm diniymiş ve tek kutsal kitap sanki Kuranıkerim imiş gibi davranılınca, işin esasına nasıl gelebileceğiz ki?

İşin esasına gelelim: Öncelikle dayanmamız gereken bilimsel yöntem, bilimsel nitelikli bilgi ve akıl ilkeleridir. Ancak bu arada toleransı kesinlikle elden bırakmamalı ve bugün bilinmeyeni yadsımayıp yarın bilinebileceğine güvenmeliyiz. Gerçekleri bu ilkeler doğrultusunda araştırmalı ve incelemeli, insanların eşitliğini benimsemeli, özkgürlüklerini bağışlamalıyız. Bence işin esası işte budur. Ancak inanmak isteyen de varsın inanmak istediğine inansın; onlara da saygımız vardır çünkü insanı ve insanlığı sevmeyi öngörmüşüz bir kere...

Tanrı korkusu mu dediniz?... Tanrı korkunç değildir ki; niçin korkalım?

Tanrı sevgisi mi dediniz?... Tanrı'yı insanda severiz, insan dışı olduğundan değil.

Tüm bunlar dogna mı?... Hiç değil.
 
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 20, 2012, 01:59:49 ös
Bir yada birkaç hatta masonlarca genel kabul gören ve inanılan doğma örneği verebilirmisiniz bunu çok merak ediyorum.Aynı şeyleremi doğma diyoruz karşılıklı bunu anlamamız açısından önemli.,

Masonlar için neler doğmadır birkaç örnek lütfen

sonrada tartışılacak yönü var ise örnekler üzerinden gidelim.

Ben inançlı bir insan olarak dinimin içine hurafelik ile birlikte doğma olmuş birçok nesnenin fikrin olduğunu biliyor ve kabul ediyorum.
Yukarıdada bir örnek verdim
bir örnek daha

Geçenlerde diyanet işleri başkanı açıkladı

Ölünün ardından okunan 7,40 ve 52 diye tabir edilen ve arkasından mevlüt okuttuğumuz şekilin herhangi bir dini dayanağının olmadığını açıkladı işte bu inanç biçimi doğmadır halk kutsal ve önemli bir şey yaptığını düşünüyor çünkü.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 20, 2012, 02:15:36 ös
Sn.Adam'ın şu sözüne istinaden

Alttaki örneği vereceğim
WİNDOWS

1 Erken tarih
2 Windows 3.0
3 Windows 3.1 ve NT serisinin ortaya çıkışı
4 Windows 95 ve 98
5 NT serisinin gelişimi; 3.5,3.51,4.0,5.1,6.2,7
6 Windows 2000 ve ME
7 Windows XP
8 Server 2003
9 Windows Vista
10 Windows 7
11 Windows Sürümleri Listesi
11.1 MS-DOS tabanlı ürün serisi
11.2 OS/2 serisi
11.3 NT tabanlı ürün serisi

Sn.adamın yukarıdaki sözüne verilebilecek en iyi örnek olarak görüyorum microsoftun bu ürününü.

İlk çıktığındaki yapısı ile şimdi geldiği nokta her dönem artan ihtiyaca göre şekillenip gelişmiş devamlı tasarımları artmış ihtiyaca görede ilaverleri yapılmış.

Tek allah vardır dolayısı ilede tek din vardır aksi asla ve asla mümkün değil ve olamaz ,sadece devrin ihtiyacına göre şekli değişmiş tek bir kaynaktan çıkmış bilgiler hamur hep ayı tıpkı windows ailesi gibi mutfak hep aynı .Ayrıştığımız nokta şu belkide sn.adam o pencereden bakmayı denememiş olabilir yeryüzünde tüm toplumlara peygamberler vasıtası ile o mesajı hep gitmiştir nerede bir insan topluluğu var ise bu mesaj her topluma ayrı bir din olarak verilmiş diye algılanıyorsa bir şey diyemem ben öyle algılamam çünkü aynı allah farklı şeyler söylemez,İnsanlığın kafasını bizzat karıştırmaz.

Aslında verilen mesajın özüne bakılınca her topluma verilen aynı genel ahlak prensipleri ve erdemler bunda öz olarak değişimler yok,yokta her topluma ayrı ayrı bildirildiğinden belkide bu kadar çok problem var bir sürü algı farklılığı var gibi duruyor ortada.


Hz.Musa,Hz.İsa ve Hz.Muhammed bu windows uygulamalarının birer gelişmiş versiyonudur sadece bu mantıkta.
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: ADAM - Aralık 20, 2012, 03:26:23 ös

Dogma örneği: Tek allah vardır dolayısı ilede tek din vardır aksi asla ve asla mümkün değil ve olamaz.
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: asimov - Aralık 20, 2012, 05:31:44 ös
Özgürlük,kişisel özgürlük işte burada başlıyor. Dogmaların, dogmalarınızın var olduğunu farkettiğinizde hatta bunların hayatınızda nasıl bir edindiğini farkettiğinizde başlıyor.

Benim 16'lı yaşlarımdan başlayarak 20 yaşımda Krishnamurti'yi keşfedene kadarki deneyimlerim aslında dogmalar üzerine güzel örnekler oluşturuyor.

Konunun dışına çıkmassak belki.başka bir başlık altında.

Herkes kendine sorabilmeli çok geç olmadan: Dogmalar hayatımızda naasıl bir yer tutuyor?

Saygılarımla
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 20, 2012, 08:05:02 ös
bir çok allah vardır dolayısıylada birçok din vardır aksi asla ve asla mümkün değildir.
Bu örnekte benim doğma değildir  peki gerçektir diyebilirmiyiz?

Tek Allah vardır nasıl doğma örneği olabilirki?
İnanan biri için olumlu bir örnek değil bence ama yukarıda belirttiğim zorlama örnek ise

Tek doğma inanç vardır oda allahın kendisidir diye ben söylemiştim çünkü inanç ile alakalı ilk terim bu ifadedir eğer bu ilk ifadeye doğma dersen inancın gerisini sorgulamana bile gerek yok artık.

İnançsızlığın bile temellerinde kendi doğmalarını muhakkak bulursun o yüzden bu muhabbet nereye varır ve ne sonuç alınabilir bilemem kaldıki sonucun çıktığınıda hiç görmedim.

Akla ilginin akla güvenin en büyük emaresinin allahsızlık inancı temeline oturtmak illada allahı doğma olarak kabul etmek ve ettirmek bile aklı fazlası ile sorumluluk altına almak değilmidir.

Sorarım bu tip doğma fikirlere ve bu fikri ortaya atanlar sonuna kadar sahiplenebileceklermi bu fikri ve yanlış olduğunda ise sorumluluk alabileceklermi?

Allahı doğma olarak kabul ettikten sonra onun yerine koyduğumuz şey ise akıl
peki o akıl tüm insanlarda aynı ve eşit seviyede olamayacağına göre aklı kullanmayan insan neyi arayıp bulacak ?

Dogma örneği: Tek allah vardır dolayısı ilede tek din vardır aksi asla ve asla mümkün değil ve olamaz.

verilen doğma örneğinin yani ytanlış olanın doğrusu nedir?
benim en çok içimi acıtanda budur bu yanlıştır yanlış ama doğrusu nedir doğma olmayanı medir bu işin onu ortaya koyalım.

sn.adamın artık örnek vermesine bile gerek kalmadı bence ilk sebebi doğma olarak örnek verdi zaten gerisi gereksiz olur

peki doğma olmayan nedir bu dünya için hakikaten merak ediyorum?
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: asimov - Aralık 20, 2012, 09:59:20 ös
Ister tek Tanrı vardır deyin ister çok Tanrı'ya inanın hepsi dogmadır. Varlıgını kesin olarak ispatlayamadıgınız bir şeyi mutlak bir gerçekmiş gibi savunmak dogmanın kendisidir.

Ben bir önceki yazımda şunu söylemiştim. Kişi kendisinin dogmalarının var oldugunu bilirse o zaman özgürlüge adım atar. Özgür kişi farkında olan kişidir.

En başta kendinize şu soruları sorun:

1- Din, aile,toplum, öğretmenlerin bana öğrettikleri dışında ben kendim hangi bilgilere ulaştım. Yoksa var olan fikir ve inaçlarım bana başkalarının öğrettikleri midir?
Bana ait olan ne var?

2- Hangi düşüncelerim, inançlarım dogmatiktir?
Billimsel olarak ispatlayamadıgınız her düşünce bu şekildedir.

Fizikte bile dogma vardır. İşte sicim teorisi. Yıllarca kanıtsız bazı fizikçiler peşinde koştular. Son parçacık deneyleri teoriyi zora soktu. Belki rafa kalkacak. 10 yıl kadar önce bu teoriyi okurken bzı fizikçilerin "fiziğin dogması sicim teorisidir" yazdıklarını anımsıyorum.

3- Akıl ve bilimsellik sürecinden geçmeyen fikirlere neden inanıyorum.? Korku mu? Alışkanlık mı? Sosyal çevre mi? Tepkiler mi?

Sorulara önce kişi kendi yanıt vermeli, sonra başkalarından yanıt istemeli.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Masor1976 - Aralık 21, 2012, 08:18:23 öö
Benim merak ettiğim şey dogmasız insan ve sosyal  topluluk var mıdır? Dünyanın düşünsel ve felsefi altyapısında böyle bir örnek var mıdır merak ediyorum.

Dogmalara karşı antipatisi olduğu söylenen Masonlukta bile kadınların, gaylerin veya ateistlerin neden mason olamadığı konusunun açıklamalarına bakınca bunun masonluğun bir dogması olduğu aşikarlaşıyor.

Komunizm veya ateizm gibi Dini dogmalara saldıranların daha derin dogmaları olduğunu görüyorsunuz. Ki bu dogmaları uğrunda milyonlarca insanı sırf iman sahibi oldukları için veya bir kaç öküzünü devletten saklıyor diye sırf mal varlığı olduğu için katlettiler. İran'ın şeriat devrimine sessiz kalmasının komunist katliamlarının büyük etkisi vardır. CIA komunizm geliyor yaygarasıyla islam devrimi yapmakta hiç zorlanmamasının nedeni budur.  yani komunizm dogmatikliği karşsında dini dogmalar daha hafif kalıyor. Fakat sorarsanız komunizm özgürlük ve dini ve ekonomik dogmaların karşısında onu yok etmek için var olan olumlu bir şeymiş gibi aşılanıyor ve propagandası yapılageliyor.

Bence dogmasız insan kavramı karbondioksitsiz nefes almak ve sadece oksijen solumak kadar imkansız. Tüm dogmalarla boğuşmaya kalkarsak insan neslini tamamen ortadan kaldırmak gerekebilir.

Bence dogmaların zararlı olanları olduğu gibi zararsız olanları da var. Tanrıya inanmak gibi zararsız olanlara saldırmanın bence anlamı yok. Örneğin Hz.İbrahim öncesi paganist vb. inançlarda insan kurban edilmesi geleneği gibi zararlı olanlar da var. Hatta çirkin insanların daha güzel birinin vücuduyla dünyaya gelebilmek için uzman işkencecilerin elinde derileri soyularak ruhunu vermek için adeta yalvarmaları dogmatik inancın insanlar üzerindeki etkisini de örnekliyor. Belki hala bu tarz tarikatlar ezoterik olarak yer altına inmiş   kısacası hayatta da olabilir.

 Fakat şu da var tek çeşit dini dogma yok. Dini dogmalar uğruna kendini öldürtebilecek inanan insanların olması da ayrı bir tehlike arzediyor. islamdan bir örnek vereyim.

Geçenlerde mehmet çelik diye bir profesoru izlemiştim dikkatimi çekti. Zina ayeti inmeden önce zina edenler yahudi şeriatına göre recm edilirlermiş. peygamberimiz de recmi uygulatmış. fakat zina ayeti indikten sonra recm islamdan kalkmış. Ayette zinaya verilecek ceza konusunda şimdi 100 değnek diye çevrilen kelimenin asıl anlamı ise ayıplama imiş. yani aslında islamda zinanın cezası sadece ayıplamaymış. benzer şekilde bir ayette devenin iğne deliğinden geçmesinden bahsedliyor halbuki bu ayette deve diye tercüme edilen kelimein asıl anlamı halat imiş. Demek istediğim tek çeşit islam anlayışı olmadığı için islami hükümlere göre bir devlet kurulsa da bu tarz fikir çatışmaları, toplumsal kaos ve kanlı çatışmalara dönecektir. Bu nedenle laik sistem dine dayalı sistemden daha barışçıl bir alt yapı sağlıyor. Fakat bizim laik sistem biraz kafadan arızalı davranıyor yani insanların dinlerine müdahale ediyor. Örnegin din adamı yetiştirip sünni bir toplum yaratma çabasına giriliyor vb. bu din adamlarının yetiştirilmesi ve maaşa bağlanması ile de ciddi bir maddi külfeti de sırtlanıyor. Bizim avrupai bir laik anlayışa geçmemiz gerekiyor. Yani dini cemaatler devletle savaşmayacak, devlet de düşman veya rakip olarak algıladığı dini duygularla savaşmayacak. Bu mücadelenin eseri olarak bu gün askeri darbelerden veya dini cemaatlerin devletin dini cemaatlere karşı kanlı darbe planları yapan kesimiyle mücadele içinde olduklarını goruyoruz. Burda dini cemaatlerin bence buyuk suçu yok, devletin sindirme politikaları sonucu bu cemaatler hayatta kalmak için çabalıyorlar. Gerek islami olsun, gerek hristiyan olsun veya yahudi olsun şeriat sistemi tehlikelidir bu nedenlerden ötürü. Gerçi rusya, çin vb. ülkelerde ateistlerin hakimiyetini de gördük onlar dincilerden daha beterler.

Burdan neticeye asıl sormak istediğim şeye gelmek istiyorum. Aslında ilk cümlelerimi tekrar edeceğim : Tüm bu yaşanılanlara bakınılarak dogmasız bir insan veya toplum yaratmak mümkün müdür?

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: ADAM - Aralık 21, 2012, 08:32:44 öö


Sayın asimov dogmanın ne olduğunu çok güzel açıklamış.

Tüm kesin ve değişmez sayılan, doğruluğunun kabul edilmesi zorunlu tutulan, tartışılamayan ve  eleştirilemeyen, böyle gelmiş böyle gidecek olan her türlü görüş ya da düşünceye dogma denir.

Dikkat edin, bu tanımın kapsamında "tanrı" ya da benzeri, "din" ya da benzeri "inanç" ya da benzeri sözcükler yok.

Dogma zaten bu nedenle dincilerin dine karşıt saydıkları bilimde bile kendine yer bulabilir. Elbette bu durumda onun gernçekten bilim sayılıp sayılmayacağı tartışmalı olur.

Sayın asimov bu bağlamda çok güzel söyler ama bir de şu sicim teorisini açıklasa daha da güzel olacak.

Bu arada sözcüğün "doğma" değil "dogma" olduğunu, "doğ" kökünden gelmediğini, Batı dillerinden öylece alınmış olduğunu, tüm Türkçe karşılığının ise "inak" olduğunu da belirtelim. Pek kullanımı yaygınlaşamadı ama sanki şu inak sözçüğü, kökeninin "inan" a yakınlığı nedeniyle kavramı daha iyi anlatabiliyor. (Kimilerinin doğma deyişi, sözcüğün aslının dile getirilişindeki zorluk ya da yazarken bir el sürçmesi ama bu sözcüğün aslının doğma olduğunu sanan ve dogma sözcüğünü yanlış bulan bilgisiz de az sayılmaz.)

Müslümanlar sakın İslâm dini ile bağlantılı bir dogma örneği verildiğinde bundan yakınmasın. İkide birde Kuranıkerim alıntıları başta olmak üzere İslam dininin ilkelerini her konunun içine getirmeseler öyle olmayacak.

Tevrat'ın Türkçede "Tekvin" başlığı verilmiş olan bölümü baştan sona dogmadır. Musa ile bağlantılı olmak üzere her ne varsa dogmadır. Hıristiyanların Yeni Ahit dediği kitap da Tevrat'tan hiç aşağı kalmaz. Böyle olunca Kuranıkarim'de dogma dolu olduğuna şaşmak mı gerekiyor?

Ancak tüm bunların üzerine ve sanki tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de din adamları kendi tartışılmaz saydıkları dinsel yargılarını dine yerleştirerek dogmalaştırmıştır. Bu sadece Yanhudi dinine ya da Hıristiyanlığa özgü bir durum değildir; aynı şeyi İslâm din bilimcisi olarak nitelenmiş kimseler de yapmıştır. Teist nitelikli dinlerin ortak özelliğidir bu.

Oysa deist nitelikli ya da hiçbir Tanrı bağlantılı niteliği olmayan dinlerde durum farklıdır. Onlarda da dogma yok değildir ama nispeten daha azdır; din öncelikle doğrudan töresel gerekler ve gelenekler, sevgi ve saygı öncelikli tutularak erdem üzerine kuruludur. Teist nitelikli dinler de bunlardan söz eder elbette ama şu dogmalar olmasa!...

Zaten teist nitelikli dinlerin de dogmalarını ayıklayın bakın ne oluyor... Öyle bir durumda dinler ortadan kalkar sanmaşın; sadece dinciler öyle olduğunu söyler. Geriye çok temiz, arınmış ve güzel bir din kalabilir. Nitekim bu böyle yapılmadığı içindir ki o dinlerin çerçevesinde ya da bitişiğinde ezoterik nitelikli tarikatlar doğmuştur.

İnsan bir yandan gerek doğa gerek onun bir öğesi olan diğer insanlarla olumlu ilişkiler kurmak ister. Bunun yolu bilimsel bsilgi ve akıldır. Dogmalar ise buna engeldir.

Dogmalar zaman içinde teker teker yıkılır. Nitekim bakın bugün, 21 Aralık 2012 için de ortaya birtakım dogmalar koymaya kalkışanlar oldu; bunları çok zaman önce koymuş olanlar, bugün yıkılışını  göremedi. Ancak bugün yaşayanlar, o dogmalarn yıkılışı içinrde yaşadı. Umarım yaşamda bundan ders alırlar.

Ancak bugün ile bağlantılı olarak ben en çok Erich von Däniken'e acıyorum. Yıllar önce kafasına takmış olduğu dogmayı hâlâ sürdürüyor. Ancak onu da hoşgörmeli; adamın yaşamının tek gerekçesi ortaya koymuş olduğu şu "uzaylılar teorisi".

Zaten bu nedenle dindarları hoşgörüyoruz. Yeter ki inançlarını kendilerine tutup, başkalarını da zorla kendi inandıklan inandırmak için uğraşmasınlar. Özellikle genç beyinleri dogmalarıyla zehirlemesinler.

Dinlerle hiçbir sorunumuz yok aslında. Sorunumuz, insanları ve insanlığı birtakım dogmalara bağlayarak geri kalmaya tutsak edip, onların sırtından kendi çıkarlarını gözetme peşinde koşan o din adamlarının yaptıklarıyla...     
   
Yeryüzünde ekonomik emperyalizmden önce insanların üzerinde kurulmuş olan böylesine bir düşünsel emperyalizm var. Bununla savaşımı kazanabilirsek, ötekisi çok daha kolay olur çünkü ekonomik emperyalizm büyük ölçüde yapısını bunun üzerine yerleştirmiş durumda.

Not: Ben bu yazıyı yazarken Sayın Mason1976 bir başka ileti gönderdi. Ona verilecek yanıtlar var. Ancak onu ayrıca ele almak isterim çünkü biraz farklı şeylerden söz ediyor.


 
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 21, 2012, 11:14:53 öö
Dogma=yalan=kandırmaca=olmayan bir şeye inandırma

Sn.Masör1976 güzel şeyler yazmış bir çoğuna katılırım,sn.adam'ın söylediklerindede birçok doğruluk payı var üstte benim dogma ile alakalı söylediklerimin paralelinde.

Dogma=yalan

toplumların yüzyıllardır yaşadığı gerçek bunu sadece din üzerinden yürütmekte aramakta zaten faydasız bir çok konda bu var zaten.

Çıkarın olduğu heryerde bu dogma vardır ozaman.

İnsanlığında bu dıogmadan kurtuluşu mümkünmüdür peki?
tabiki hayır.
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 21, 2012, 11:38:46 öö
A priori ilkeler, çeşitli dogmalar ve asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerleri kabul eden, bu bilgilerin mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa dogmatizm denir. Temelde skolastik bir anlayıştır, modern çağda değişme ve gelişmeyi yadsıyan öğretileri ve anlayışları adlandırır. Zira kendi fikir ve iddiasının mutlak doğru olduğunu ileri süren her kişi veya sistem dogmatiktir. Özellikle metafizik öğretilerin tümü inakçı (dogmatik) öğretilerdir. Deney alanının dışında kalan bütün savlar inakçı olmak zorundadır. Zaten bir başka izah ile dogmatizm, aklın kesin ve mutlak bir değere sahip olduğunu böylece mutlak bilgi ve varlığa (hakikate) ulaşılabileceğini ve bunun sonucu olarak da bilginin metafiziğinin mümkün olduğunu ileri süren felsefi akımdır.
Dogmatizme primitif inançlardan modern bazı felsefi sistemlere kadar her yerde rastlanabilir. Belirgin biçimde çıkışı Tanrı'nın sözü kavramı ile olmuş ve ortaçağda Aristoteles'in sözü kavramına kadar varmıştır. Örnek vermek gerekirse, Orta Çağ Hıristiyan kültüründe herhangi bir kuralın gerçek sayılması için Aristoteles’in söylemiş olması yeterli sayılıyordu.
Dogmatizmin zorunlu sonucu zorbalıktır, zira farklı düşüncelere, perspektiflere yer olmadığı gibi, dogmatizmde deneyle tanıtlama da kabul edilemezdir. Özellikle ortaçağda dogmatizm zirve noktasına ulaşmıştır; deneylerle tanıtlanamayan kurallar, engizisyon işkenceleriyle tanıtlanmaya çalışılmıştır. Örnek vermek gerekirse, dogmatizm, masum kişinin ateşe atılsa bile yanmayacağı inancına varmış, bundan da ateşe atılınca yanan kişinin suçlu olduğu sonucu çıkarılmıştır.
İnak(dogma) ile inan arasındaki fark , inan’ın asla kanıtlanamayacak olanı kabul etmesi, inak’ın ise herhangi bir yetkeye bağlanan bir veriyi kanıtlamış olarak kabul etmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bunun en güzel örneği ortaçağ skolastiğinde herhangi bir sözün, eğer Aristoteles tarafından söylendiği tanıtlanırsa, doğru olduğunun da tanıtlandığı fikridir.
Kısaca, herhangi bir sistemin veya kişinin değişmez formüller, her yerde ve her zaman geçerli olduğunu ileri sürdüğü mutlak bilgiler (olduğunu) sunması dogmatizmdir. Dogmatizmin karşıtı septisizm yani şüphecilik, kuşkuculuktur.
"İleri sürülen düşünce ve ilkeleri araştırmadan, kanıt aramadan, incelemeden, eleştirmeden, tartışmadan doğru ve mutlak hakikat sayan anlayış" olarak da tanımlanabilen dogmatizm her devirde ilerlemenin, gelişmenin karşısında durmuştur. Dogmatizm'in Türkçe'deki karşılığı bağnazlıktır. Dogmatizmin örnekleriyle yalnızca din alanında değil, pek çok alanda, hatta bilim alanında da karşılaşılmıştır.(Geçmiş çağlarda bilimciler dünyanın düz olduğu dogmasında ısrar etmişlerdi. Daha sonra da Dünya'nın evrenin merkezi olduğu dogmasında ısrar etmişlerdi.)Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki bilimdeki dogmaları yine bilim insanları ortadan kaldırmışlardır. Bilimin herhangi bir inak ya da inan sisteminden en temel ve en önemli farkı diyalektik düşünceyi sistemi içinde barındırmasıdır.

alıntı
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 21, 2012, 11:40:48 öö
Tecrübeye dayanan kanıtları dışlayarak, düşüncenin özgürlüğünü ve bağımsızlığını sınırlayan ya da ortadan kaldıran her türlü düşünme şekli olarak tanımlanmıştır. Dogmatizm şüpheciliğin zıddıdır.
Fizikçi ve tabiatçı olan ilk Yunan filozoflarının tabiat ve âlem hakkındaki düşünceleri, dogmatik bir anlayışın mahsuludür. İlâhî ve semavî dinlerin vahiy mahsulü olan hükümlerini dogma olarak nitelemek doğru değildir. Çünkü ilâhî dinlerin içeriği ve özü evrensel bir boyuta sahiptir. Söz gelişi İslâm nazar ve istidlale büyük değer verir. Ancak, temeli vahye dayanmayan sun'î inanç sistemleriyle bazı felsefî doktrinlerin ürünü olan iddialar dogmatizm olarak değerlendirilebilir. Zira felsefe tarihi incelendiğinde bazı iddiaların en katı dogmatizmi oluşturduğu görülmektedir. Mesela Marks'ın ortaya koyduğu bazı iddialar halen değişmez hakikatler olarak kabul edilmekte ve doğruluğu hakkında en ufak bir şüpheye yer verilmemektedir. (F.K.)

http://www.diyanet.gov.tr/yayin/basiliyayin/ydinikavramlaryazdir.asp?id=354 (http://www.diyanet.gov.tr/yayin/basiliyayin/ydinikavramlaryazdir.asp?id=354)
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: ADAM - Aralık 21, 2012, 12:07:52 ös


Masor1976 adlı sayın üyemizin bu başlık altında son yazdıkları üzerine o kadar çok eleştiri getirmek gerekiyor ki… Ne yapabilirim? Çok yanlış var. Bir zamanlar kendi açtığım bu başlığın altında böyle yanlışların bulunmasına nasıl dayanabilirim? Toleranslı davranmak, hoşgörülü olmak yanlışları göstermemek, ilgili kişinin de dikkatini çakmamak, onu yanlışlarıyla baş başa bırakmak demek değil ki… Üstelik bir de bu yanlışlar masonlar.org sitesinde yer aldığı için kim bilir kaç bin kişi bunları okuyup doğru bilgi sanacak.

“Benim merak ettiğim şey dogmasız insan ve sosyal topluluk var mıdır?”
diye başlıyor.

Topluluk bakımından buna örnek veremem; bilmiyorum. Fakat tümüyle bilimsel ve özgür düşünceli, kendini dogmalardan arındırmış insanlar olduğunu bilmiyorum. Masonlar arasında böyle kişiler çok var ama tüm masonların bu niteliklerle donanmış olduğunu söyleyemem. Ancak masonların dışında bu niteliklerle donanmış olan birçok tanıdığım var. Benim tanıdıklarımın sayısını toplasanız pek küçük bir rakam eder; demek ki böyle kişilerin sayısı aslında milyonlarcadır.


“Dogmalara karşı antipatisi olduğu söylenen Masonlukta bile…. “
diye devam ediyor.

Efendim Masonluğun dogmalara karşı antipatisi yoktur. Masonluk bir kişi değildir ki antipatisi olsun. Masonlukta dogmalara karşı çıkılır. Masonlara dogmaları varsa onlardan arınmaları önerilir ve öğütlenir. Bu iki olgu arasında önemli bir fark var.

“… kadınların, gaylerin veya ateistlerin neden mason olamadığı konusunun açıklamalarına bakınca bunun masonluğun bir dogması olduğu aşikarlaşıyor.”
diyor sonra da…

Bir kere kadınlar mason olabilir ve oluyorlar. Bazı mason kuruluşları kadınları kabul etmiyor ve kadın mason kuruluşları ile ilişki kurmuyor ama bu kadınların mason olamadığı demek değil.

İkincisi gay denilen homoseksüel kişiler de elbette mason olabilir. Hiçbir engel yok. Hiçbir mason kuruluşunun tüzüklerinde ve geleneklerinde buna ilişkin bir engel gösteremezsiniz. Bırakın homoseksüelleri, transeksüellere ilişkin bir engel bile gösteremezsiniz çünkü yoktur.

Ateistler de bazsı mason kuruluşlarında mason olabilir. Her mason kuruluşu, mason olmak isteyen kişilerde bir dinsel inanç zorunluluğu aramaz.

Üstelik, bir mason kuruluşu kadınları masonluğa almıyorsa, homoseksüelleri iyice araştırıp öyle olduklarını belirleyerek masonluğa almıyorsa, ateistlerin gerçekten ateist olduğunu saptayıp (demekle olmaz) onları kabul etmiyorsa, bunlar dogma değil, kuraldır. Bir yasada bile yer alabilir. Bunların dogmayla ilgisi yoktur. Dogma, değişmez ve değiştirilemez denilen bir kural değil, bir görüş ya da düşüncedir.

“Komunizm veya ateizm gibi Dini dogmalara saldıranların daha derin dogmaları olduğunu görüyorsunuz.”
diyor.

Hayır, görmüyoruz. Öyle bir şey yok. Sayın Masor1976 kendi görüş alanına öyle bir hayal yerleştirmiş; galiba öyle bir şey gördüğünü sanıyor. O bir tür serapı bizim de gördüğümüzü varsayıyor anlaşılan…

"İran'ın şeriat devrimine sessiz kalmasının komunist katliamlarının büyük etkisi vardır.” diye bir yargıda bulunuyor. Bunu nereden çıkardığı belli değil.

Komünizmin dogmatikliği karşısında dini dogmaların daha hafif kaldığını söylüyor Sayın Mason1976… Ben de diyorum ki ya Komünizmin ne olduğunu bilmiyor ve başka bir şeyden söz etmek istiyor, ya da kafasında bir Komünizm paranoyası var 1950’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu ve Türkiye’yi de etkilediği gibi ya da Komünizmin ne olduğunu bizim bilmediğimizi sanarak dinin karşısına yerleştiriyor.

Komünizmin uygulamasında birtakım siyasal ve ekonomik, dolayısıyla sosyal kuralların dogmaya dönüştürülmüşlüğü yadsınamaz. Ötesi ortada bir doktrin vardır ve her doktrin birtakım dogmaların üzerine oturur. Ancak Sayın mason1976’nın dediği gibi değil.

Bu arada, bu konuya art arda üç alıntıyla katılan Sayın Karahanın aktarımlarının sonuncusunun son tümcesi şöyle: “Mesela Marks'ın ortaya koyduğu bazı iddialar halen değişmez hakikatler olarak kabul edilmekte ve doğruluğu hakkında en ufak bir şüpheye yer verilmemektedir.”

Evet… Şayet Marx’ın ya da Engels’in ya da Lenin’in ya da bir diğer (hangisi olursa olsun) düşünür ve kuramcının (Rostow gibi Kapitalizm yandaşları da dahil) ortaya koymuş bulundukları öğretiler, tam, mutlak, kesin ve değişmez doğrular olarak niteleniyorsa, onlar da birer dogmadır.

“Tüm dogmalarla boğuşmaya kalkarsak insan neslini tamamen ortadan kaldırmak gerekebilir.”
diyor sayın Masor1976.

Bence ise tersine. Dogmalar insanı “insan” olmaktan, özgürlüğünden, kendi buyrultu ve yaşam hakkından uzaklaştırıyor hatta alıkoyuyor.

Sayın Masor1976 dogmaları ikiye ayırıyor zararlı ve zararsız diye… Sonra Tanrıya inanmanın zararsız bör dogma olduğunu söylüyor.

Bir kere Tanrıya inanmak bir dogma değil, inançtır. Dogma bir Tanrı tanımı yapıp ona nitelikler vermekle oluşur.

Kurban etme geleneğinin de zararlı bir dogma olduğunu söylüyor. Dediği üzere, o bir gelenek. Bir gelenek de dogma değildir. O gelenekle bağlantılı bir görüş, bir düşünce, bir zihinsel üretim ya da üretimsizlik varsa, odur dogma olan.

İnançları ve gelenekleri tartışabiliriz. Doğruluklarını ya da yanlışlıklarını ileri sürebilir, irdeleyebiliriz. Ancak onlar başka başlıkların konusu çünkü dogma değil.

Bundan sonra daha birçok ayrıntıya girmiş Sayın Masor1976… Anlatımlarının bazıları benim anlayamadığım, sözlüğe başvurmamı gerektirecek Arapça sözcükler içeriyor. (Bu arada dogmalar devam ediyor elbette ayetlerin inmesi gibi. İşte bakınız, bu dogmadır.) Hepsini anlamaya çalışacak ve üzerinde tek tek duracak değilim. Yazmış olduklarını silip kaldıracak da değilim. Tek dileğim, bir Forum üyesi olarak dogmanın tanımına, ne olduğuna ve ne olmadığına bir kez daha bakması, öğrenmesi ve yanlışını gidermesi… (Bunu yaptıktan sonra burada yazmasına gerek yok. Bir daha bir başka çalışmada aynı hataya düşmesin, bize yeter.)

Bu arada Rusya ve Çin gibi ülkelerde “ateistlerin hakimiyeti” dediği ön yargılı varsayımı da böylece göz ardı edelim, bir de o işe girişmeyelim de, bir de bundan ötürü sayın üyemizin saçmalamakta olduğunu söylememize gerek kalmasın.


Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Katharsis - Aralık 21, 2012, 12:27:05 ös
Sayın ADAM’ın yukarıda bahsettiği bir kısmı çekersek:


“…Nitekim bu böyle yapılmadığı içindir ki o dinlerin çerçevesinde ya da bitişiğinde ezoterik nitelikli tarikatlar doğmuştur.”


 Bu cümleyi biraz daha açar isek:

“Dinsel Ezoterizm, çoğunluğa ekzoterik bir yöntemle verilmiş olan dogmalarla savaşır; inançların ve tapınışların akıl ve mantığa uymayan öğelerini ayıklamaya, özelde insanı ve genelde insanlığı bunlardan kurtarmaya çalışır.”[1]

Kimi dini çevrelerde görüldüğü gibi, dogmalar yapıları gereği tartışılamaz ve onları test etmenin bir yolu yoktur. Test etmeye çalışmak onların değişebileceğini ön görmek olur. Bu düşünce aklında sorular olan ve düşünen birçok kişiyi arayışa sokmuştur. Bu arayış ise ezoterik nitelikli kuruluşların doğmasını sağlamıştır. Bu kuruluşların bazıları ilk başta gizli örgüt olmuştur, çünkü çağın acımasız kanunları veya toplumunun ön yargısı kişilerin hayatını tehlikeye sokmaktadır.

Kimi dönemde de bu kuruluş gizli olmamış, sadece ezoterik örgüte dahil kişilerin katılabileceği ve ele alınan konuların yorumlandığı bir yapıda olmuştur. Ezoterik örgüte dahil kişiler, yani inisiyeler, dinsel dogmalar üzerine de yaptıkları katkılarla, çeşitli düşünülerin ve yorumların gelişmesinde katkıda bulunmaktadırlar. Bu yapı dahilinde Dinsel Ezoterizm yapısının bir getirisi olarak, kimi çevrelerce dogmatik kabul edilen konular, farklı bağlantılar ile birlikte ele alınmıştır. Bu şekilde örneğin bir dogma olarak kabul edilen bir öykü, farklı şekillerde yorumlanabilir ve iletilmek istenen mesajların çeşitliliği farklı felsefi görüşler niteliğinde de değerlendirilip öykünün özüne daha çok yaklaşılabilir.   
 

Bir başka ileti bölümü şöyle:

“Salt Dinsel Ezoterizmde dogmaların ve bağnazlığın giderilmesine çalışılmakla yetinilmemiştir. Akıl ilkelerine uyularak uyumlu açıklamalar getirilmesine çalışılırken, yorum ve varsayımlara sapılmıştır.
Yorum ve varsayımlar, gerçeğin ne ve nasıl olduğu anlaşılıncaya kadar bir yol gösterme işlevini yerine getirdiklerinden ötürü çok yararlıdır ama ne yazık ki bu kez, yapılan yorum ve varsayımlar kesinleştirilmiştir. Bir diğer deyişle, putlar başka putlaştırmalarla yıkılmıştır. Bu durum da akıl ilkelerine aykırı düşmekle sonuçlanmıştır.” [1]

Bu kısımda da dogmalar üzerine yapılan yorumların kesinleştirilmesi üzerinde durulmuş. Putların başka putlarla yıkılması; dogmanın dinsel bir yorumunun başka bir yorumla değiştirilmesi ama gittikçe somutlaştırılıp birçok kişi tarafından tartışmaya açılamaz oluşu söz konusu. Burada da gene bilimsel bilgiden sapmanın farklı bir sonucu olarak yorumlanabilir.


Dogmatizmin, ilgili dinin, kendinden önceki dinsel yapılar veya çevreler ile etkileşiminden kaynaklanan izleri görüyoruz:

“…Bundan böyle Musevîlik, -artık ona Yahudilik diyebiliriz- sonra da Hıristiyanlık, kendi içlerinde aslında Antik Mısır inançları ile bağlantılı olan ayrıntıları kendi dogmalarına göre ayrı ayrı düzenleyeceklerdir.“ [2]

Bir dogma üzerine yapılan yorumlar ile öykünün yeni baştan kurgulanması, belki kişilerin değişerek farklı öykülerin içinde yer alması ile de yeni dogmalar çıkabilmektedir. Bunlar illa ki dini yönlü olmak zorunda değildir. Öykülere tartışmasız bağlanmış ve onu tartışmasız gerçek saymış ilgili dönemin toplumu da aynı şekilde dogmatikleşmiş bir temelde ilerliyor gibi görünmektedir.


Unutmayalım ki dogmalar insan ürünüdür, onu değiştirecek olan ise insanın yine kendisidir. Önemli olan, olaylara, kavramlara, durumlara vs. yaklaşırken bağnaz bir yaklaşımda kalmamaktır. Hep başka cevapların ve yorumların olabileceğini düşünmeli, onların doğmasına da olanak vermeliyiz, onların dogmasına değil.


Sevgi ve saygı ile,



[1]  EZOTERİZM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER – 3
[2]  EZOTERİZMİN COĞRAFYASI – 2




Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 21, 2012, 12:31:15 ös
Sn.Adam

Konunun benim için ilginç tarafı dogmanın özündeki söylemin benim özüme hitap etmesi.
Kandırılmaktan hoşlanmıyorum bu her şey için geçerli.
Doğru bilgiye muhtacım ve ihtiyacım var ve bunuda dogmaların tesbiti ile yapabilirim.

Ve her tesbitten sonrada canım acıyor

Hz.isa ne güzel söylemiş bu forumdada sıklıkla kullanırım  gerçeği bilmek seni özgür kılar diye.

Özgürleştiğim orandada topluma karşı söylemlerimle farklılaşıyorum ve zorluklar yaşıyorum.
Özgürleştiğim oranda kendi cezaevimi yapıyorum gibi yalnızlaşıyorum kendi kendine konuşan deli gibiyim,kendi konuştuklarını anlayan başkasına iletemeyen biri oluyorum.

işin zor tarafı bu olsa gerek dogma ile yaşarken problem yoktu herkes ile aynı idik ama şu olay dogmadır dediğinde yalnızlaşıyorsunda.

Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: ceycet - Aralık 22, 2012, 09:51:49 öö
Böylesine basitçe kavranabilecek bir anlayış üzerinde anlamak istememe ısrarına anlam veremiyorum.

Basitçe;ucu kapalı olan yani değişmeyeceği öngörülen düşünce,kabulleniş,sav ve inançların tamamı dogma içeriklidir.

Teist dinlerdeki dogmalar üzerine çok yazılmlş olduğu için özellikle buna değinmek isterim.

Dinlerin mucidi insanlar dır.Bu konuda Tanrı'yı veya adına ne derseniz değin üstünlüğnü kabul ettiğiniz erki suçlamak haksızlık olur.

Dinlerin mucidi insanlar olduğuna göre,insan sayısı kadar din,insan sayısı kadar elçi olabilir.

Varsayımların varolduğu zeminlerde,dogmalar barınamaz.

Ben,şimdilik buna inanıyorum;ama sorgulayacağım, ileride bu inancım veya geçici olabileceğini öngördüğüm kabullenişimin değişme olasılığı var diyebiliyorsanız,ne mutlu size...

İşte ozaman gerçek bir yolcu olursunuz,aksini savunanlar koyun kalmaya ve güdülmeye,başkalarının beyniyle düşünmeye mahkum olacaklardır.

Bu durumda da,ömürleri boyunca istismar edilmekten hoşnut olacaklardır.

İşte insan evriminin devam ettiğine dair bir delil...


Saygılarımla
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: karahan - Aralık 22, 2012, 03:20:17 ös
Sn.Ceycet
Böylesine basitçe kavranabilecek bir anlayış üzerinde anlamak istememe ısrarına anlam veremiyorum.

Kavrama problemim yok bir şey sormak farklı bir şey için olabilir ısrarda etmedim bu da sizin varsayımınız ,gördüğünüz gibi varsayımlar üzerine konuşuyoruz kısaca.
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Tij - Aralık 22, 2012, 08:51:21 ös
Aslinda bu konuya hic karismak istemiyordum, cünkü benden cok daha bilgili arkadaslar yaziyorlar ve ben ancak onlardan birseyler ögrenebilirim.

Ama yinede bir cümleylede olsa bir katki sunmak istedim.
Anladigim kadariyla "dogma" degismemektir.
Ve benim bildigim bu dünyada birtek dogma vardir o da degisim yasasidir.
Filozof ne demis " hersey akiyor".

Birde bazi arkadaslardan ricam, kalkipta insanlik tarihine ve felsefeye bunca emek vermis, bunca katki sunmus, katiliriz katilmayiz orasi baska bir konu, Sokrates gibi, Platon gibi, Aristotales gibi, Kant gibi, Hegel gibi,ve insanligin düsünce sistemine yeri doldurulmayacak katkilar sunan hatta bizi bugünki biz yapan bu düsünürlere biraz daha saygili olmalarini, onlari "nasil böyle basitce bir seyi anlamiyorlar " diyerek "aptal " yerine koymasinlar.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Leo - Franz - Temmuz 30, 2013, 01:37:28 ös
Peki ya ask dini ? Dogma midir oda engeller mi akli kulfet midir ?  Zamana sigmadan , sig sularda olmadan , Rab' e asik olmak. Nefsine vurmak davutun kilicini ? Unutmak butun bilgiyi, karsiliginda hayreti almak dogma midir ?
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: ADAM - Ağustos 04, 2013, 10:04:18 ös
Değişmez ve değiştirilemez olarak nitelenen, saltık ya da kesin ve son olan, hiçbir eksiği bulunmadığı ileri sürülen, tartışılamayan, sorgulanamayan, eleştirilemeyen her şey dogmadır.
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Melina - Ağustos 04, 2013, 10:15:20 ös
Herkes inandığı gibi mi yaşar yoksa yaşadığı gibi mi inanır ? Sorusu geliyor aklıma.. Her doğmanın, bir tabu olduğu kanaatindeyim.

Zaman zaman form değiştirerek karşımıza çıkan doğmalar varlıklarını sürdürmeye devam ediyor.. ' tartışılabilirliliğini yitirmiş, mutlak gerçeklik kazanmış gerçekler.. Her ne olursa olsun.. Doğmalar değişmez, değiştirilemez; yalnızca form değiştirir.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Tij - Ağustos 04, 2013, 11:31:03 ös
Ben sevgili Melina arkadasimin sorusuna söyle bir cevap vermeyi uygun görüyorum

Bence herikiside. Ama arkadasimizin kurdugu cümleyi ters cevirerek buna varabiliriz.
Yani önce "yasadiklari gibi inanmaya"baslarlar, sonra "inandiklari gibi yasamaya "devam ederler.

Insanlar ilk dogdugunda inanclari yoktur, bunu yasamlarinin ilerki safhalarinda ailelerinden vede icinde yasadiklari toplumdan edinirler.
Bir defa bu inanci aldilarmi, baslarlar yasamlarini bu inanca göre yasamaya.

Saygilarimla.
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Patolojiksarhos - Ağustos 05, 2013, 01:16:35 öö
Şunu söylemek isterim tüm dinler farklı öğretilere sahip iken hepside bir dogmada ortaklaşıyorlar "TANRI" dogması her dînin kendini üzerinde  rahatça inşa edeceği bir  kavram ve insan oğlu bunu yaşam gerekçesi yaparak bir ütopya kurabiliyorlar.buna masonluk da dahil'dir.Ütopyanın içi  dönemsel olarak  değişebilir ve insanlıga daha güç verici kılınabilir.
Dogmalar olmadan insan yaşayamaz herkes  sistemini bir dogma üzerinden inşa etmek zorundadır .
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: ADAM - Ağustos 05, 2013, 06:46:09 öö
Hani geçenlerde şu Türkçede yapılan hatalardan söz edilmişti ve yanlış anımsamıyorsam buna Sayın Melina da katılmıştı.  Bu nedenle önce kimilerinin yaptığı hatayı düzeltelim. Sözcük doğma değil "dogma"dır.

Sonra da Sayın Patolojiksarhos'un yanılgılarını birer tümce ile düzeltelim.

- Tüm dinler aynı dogmada ortaklaşmaz.
- Bazı dinlerde Tanrı kavramı yoktur.
- Hayal anlamına alınmış olan Ütopya sözcüğünün içinin dönemsel olarak değişebildiği ve insanlığa daha güç verebileceği gibi bir düşüncenin dogma ile bağlantısı yok.
- Dogmalar olmadan insanlar yaşayamaz değil, tersine dogmalar insanı yaşayamaz hale getirebilir.
- Herkes sistemini bir dogma üzerine inşa etmek zorunda falan değildir.

Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Caliper - Ağustos 05, 2013, 05:36:37 ös
Bence herikiside. Ama arkadasimizin kurdugu cümleyi ters cevirerek buna varabiliriz.
Yani önce "yasadiklari gibi inanmaya"baslarlar, sonra "inandiklari gibi yasamaya "devam ederler.

Insanlar ilk dogdugunda inanclari yoktur, bunu yasamlarinin ilerki safhalarinda ailelerinden vede icinde yasadiklari toplumdan edinirler.
Bir defa bu inanci aldilarmi, baslarlar yasamlarini bu inanca göre yasamaya.


Sayın Tij'in yazdıklarına katılıyorum fakat bir ekleme yapmak istiyorum; insanoğlu "acaba benim inandıklarım/yaptıklarım doğru mu?" sorusunu kendisine sorarsa, ve sanki dışarıdan birisiymiş gibi kendini değerlendirirse, aileden ve çevreden gelen yanlışların farkına varabilir.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: “Dogma” nedir?
Gönderen: Risus - Şubat 17, 2015, 05:15:38 öö
Sayın ADAM'a açıklayıcı bilgilerinden dolayı teşekkür ederim. Sık sık okunması gereken bir paylaşım.

Saygılar...