Masonluk hakkında yazabileceğim onlarca konu var. Yalan değil, sevdiğim ve beğendiğim bir felsefe. Şimdi düşünüyorum da ilk yazımı okuduğumdan beri 12 sene geçmiş. Dile Kolay! Tam 12 sene...
Peki neydi beni böyle bağlayan? Böyle sevmemi sağlayan?
Ezoterizme merak sardığım günlerdi. Okuldan çıkmış yine her zaman ki gibi "sahafları" tavaf ediyordum. Birkaç kez bahseldilmişti Masonluktan özel hayatımda. Evde ki dergi ve kitaplardan okumuştum tarihçesini ve felsefesini. Ama yalan değil, ilk okuduğumda öyle çok sevmemiştim. Belki de tam olarak anlamadığım için sevmemiştim. Belki yaşım çok gençti. Belki o dönemlerde ki önceliklerim farklıydı.
Dediğim gibi bir gün sahafları turlarken, bir dergi buldum. Biz haricilerin elimize geçmesi pek istenmeyen dergilerden. Merak edip aldım. Bilen bilir sahafların aşağısında, çok güzel bir nargileci vardır. Girişi hafif metruk, eski mezarlar var girişinde. Okuldan sonra ilk adresimdi orası benim. Aldım dergimi, oturdum ve okumaya başladım...
Genelde evde okuduğum dergilere benziyordu. İlk etapta öyle çok sarmamıştı beni. Ama huyum kötüdür, beğenmesem de illa ki sonuna kadar okurum kitap veya dergileri...
Tam oflaya puflaya okuyordum ki, bir yerde tıkanıp kaldım. Okuyorum okuyorum ama ne anlayabiliyor ne de bir sonra ki paragrafa geçebiliyorum. Beynim durmuştu sanki. Diğer paragraflara geçiyorum ama nafile, aklım hala o kısımda. Hani bazen olur ya, kelimelerle tarif edemezsiniz ama birşey vardı sizi çeken içine. Birşey vardır, sanki kimyanız uyuşmuştur. Birşey vardır hani; orada kalır devam edemezsiniz. İşte öyle bir cümleydi bu benim içinde. Neydi mi o cümle:
"O halde mabedimizi tetkik edersek, kendimize; kendimizi tetkik edersek "K:. U:. M:." a gideriz ve görürüz ki Kainatın Ulu Mimarı içimizdedir."
İşte ben burada tıkandım kaldım o gün. O günden sonra, elime geçen herşeyi okudum. Danışabileceklerime danıştım. Gerek iş gerek özel sebeplerden aralıklı olarak araştırmalarım yavaşladı. Ama hiç durmadı!
Bugün hala tam olarak anlayamadığım ve belki hiçbir zaman da anlayamacağım bir cümle yüzünden ben sevdim Masonluğu....
Türkiye de maalesef çok zor Masonluğu öğrenmek ve araştırmak. Yaftalanmak çok kolay. Locaların işleri de zor. Biz haricilerin bilgiye ve doğruya ulaşabilmesi öyle kolay değil maalesef.
Bu konuyu gerek bu forumda gerekse özel hayatımda çok tartıştım. Hem hak veriyordum hem de veremiyordum...
Amerika farklı, Türkiye de farklı olmamalıydı. Gidip konuşabilmeliydim rahatlıkla. Araya bazı kulüpleri veya büyüklerimin girmesine gerek kalmamalıydı bana göre. Ben seviyordum arkadaş
nasıl olurda kapılar açılmazdı ?
Arkadaşım benim için kitap almaya gitdiyordu ve bu sayede tanışma yemeği için çağrılmıştı. Bir de telefonda balklandıra ballandıra anlatmıyor muydu!!
Sordum herekese. Neden burası böyle diye. Hep aynı cevap. Özel sebepleri var, iki farklı coğrafyayı karşılaştırıyorsun sen. Türkiye farklıdır !
Bazen bu zorluklar bana "yeter artık" bile dedirtti. Aradığım kefil değildi ki benim. Tanışmak neden bu kadar zordu ? Hala da anlayamıyorum ve kimse kusura bakmasın ama temel felsefeye ters geliyor bana.
Evernsellikten bahsediliyorsa. Eşitlikten ve Hür iradeden bahsediliyorsa. O zaman coğrafi farklılık olamaz! Olmamalı! Eğer olursa bunun adı eşitsizlik ve adaletsizlik olur ki, temel amaca aykırıdır.
Ben araya kimseyi koymadan. Tıpkı Amerika da ki arkadaşım gibi kapıyı çalıp gidip görüşebileceğim günleri bekliyorum. İşte o gün, yani bireysel olarak gittiğimde. Yani araya bir büyüğüm girmeden, sahip olduğum birkaç kulüp kartını kullanmama gerek kalmadan, "Ben Masonluğu merak ediyorum. Okudum araştırdım ve seviyorum. Ama gerek sanal ortam gerekse kitaplar yetersiz geliyor artık. İşte bu sebeple kapınızı çalıyorum" diyebileceğim günleri bekliyorum...
O gün gelene kadar ışığı arayışım devam edecek. Ben bireysel olarak gidebileceğim gün bence o ışık gerçekten tüm çıplaklığı ve parkalığıyla parlayacak. İşte o gün Masonluk Türkiye de hakettiği değeri bulacak....
Bu yazdıklarımı bir büyüğüme de yazmıştım. Burası çok zor, yapamıyorum artık çok yoruldum demiştim. Gelen cevapten bir kısmı paylaşıyorum sizlerle;
"Bir kapı kapanırsa, bin kapı birden ardına kadar açılır...
Zorluklarla mı karşılaştın, ümitsizlik yok! Zira sen ışığı arayansın. Kapıyı yalvararak,
edeple çalmayı biliyorsan eğer, o kapı açılacaktır, bekle!
Kötülük, art niyet, yalan bulaşmamışsa yüreğine, kapının ardına kadar açıldığını göreceksin, sabret!
Karanlıklar mı bastı gönül dünyana? Ümitsizlik yok! Sen, ışığı arayansın. Karanlıklardan
aydınlıklara çıkacağın gün yakındır! Uzat aciz ellerini...
Sadece; Sabret! ve Bekle!"
Bende bekleyeceğim, sabırla...
İşte bu sebeplerden benim için Masonluk; IŞIĞI ARAMAKTIR. SABIRLA ....
Not: Daha önce benzer bir yazı yazdığımda. Sanki bu siteye sitem ediyormuşum gibi algılayanlar oldu. Belirtirim ki "sitemim bu siteye değil". Bu site sayesinde pek çok şey öğrendim. Ve bu sebeple herzaman kendimi borçlu hissedeceğim.
Saygılarımla