Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: karahan - Ocak 29, 2013, 07:43:11 ös
-
Bugüne kadar terörde ölenlerin çoğu Kürtlerdir. Bunların 30 bin kadarı çatışmalarda ölmüşlerdir. Yani 30 bin Kürt genci, PKK tarafından ölüme sürüklenmiştir. Bunların katili doğrudan PKK’dır.
PKK, Kürt gençlerinin ölümüne, sadece çatışmalara sürükleyerek yol açmamıştır. Bunun dışında, örgüt içi infazlar ve köy baskınlarıyla da binlerce Kürt’ü katletmiştir.
25-30 Ekim 1986 tarihinde gerçekleştirilen III. Kongreden sonra yüzlerce Kürt köyüne baskın yapılmış, binlerce Kürt katledilmiştir. Kongre veya Konferans adı altında yapılan toplantılar, “Bundan sonra Kürtleri nasıl öldürelim?” sorusuna verilen cevapların tartışıldığı yerler olmuştur. Yani bu toplantılar katliam projelerinin ve Kürt halkına zulüm yapılmasının karara bağlandığı toplantılardır.
III. Katliam Projesi toplantısında, Kürt gençlerinin zorla askere alınması, fakir Kürt halkından vergi adı altında haraç alınması; karşı koyanların öldürülmesi karara bağlanmıştır. Bu kararlar çerçevesinde 1986-1992 yılları arasında, “ajan, işbirlikçi, hain” iddiasıyla veya köy korucusu oldukları gerekçesiyle binlerce masum Kürt katledilmiştir. O zamanlara ait Serxebun dergilerine bakın; bunların bölücü örgüt tarafından, bir kahramanlık göstergesi olarak ve Kürt halkına korku salmak amacıyla ve “şecaat arz eden merd-i kıpti” edasıyla duyurulduğunu göreceksiniz. Bölücü örgütün o dönemlerdeki stratejisi, “silahlı propaganda” dedikleri yöntemi kullanmak ve masum Kürtleri korku ile örgüte bağlı hale getirmektir.
1985’te, Suriye’deki Sıpivyan köyünde 5 çocuk, 4 kadının öldürülme eylemi Agit kod adlı Mahsum Korkmaz tarafından gerçekleştirilmişti.
23 Ocak 1987’de Mardin Efeler köyünde 7’si çocuk 11 kişi katledilmiştir.
20 Haziran 1987’de, Mardin Pınarcık köyünde 30 kişi katledilmiştir.
24 Kasım 1989 günü gerçekleştirilen İkiyaka katliamında bebekler, kadınlar dahil 21 kişi öldürülmüştür. Katliamı, Hogir Kod adlı Cemil Işık organize etmiştir. Bölücü örgüt, bu saldırıyı devletin gerçekleştirdiği propagandasını yapmıştır. Ancak, daha sonra örgütten ayrılanların yaptığı açıklamalarla, katliamın örgüt içindeki, merkezi dinlemeyen “çeteciler”in yaptığı söylenmiştir.
1989’da Çukurca civarında, Harun kod adlı Şehmuz Yiğit’in organize ettiği pek çok köy baskını ve Kürt katliamı gerçekleşmiştir.
Bölücü örgütün bunlara benzer binlerce katliamı vardır. Bu katliamları yapan gruplar ve yöneticileri de, örgüt tarafından çeşitli suçlamalarla teker teker “taş altı” edilerek veya çatışmalara sürülerek öldürülmüştür.
Bölücü başı, mahkeme kayıtlarında, bunlara benzer katliamları, kendisini dinlemeyen “çeteciler”in yaptığını söyleyerek, kendini kurtarmaya çalışmıştır.
Her köy saldırısından sonra taktik aynı: Köyü Türk askeri bastı ptopagandası. Ama daha sonra ya itirafçıların beyanları veya örgütten ayrılanların yazdıklarına bakın, hepsinin örgüt tarafından yapıldığını göreceksiniz.
Bölücü başı, 17 bin Kürt gencini, örgüt içi infazlarla öldürdüklerini söylüyor. Bu rakam daha fazladır. Çünkü örgütten ayrılanların yazdıklarına göre, bilinmeyen daha pek çok infaz vardır.
Bölücü başı, vaktiyle yola beraber çıktıkları arkadaşlarını bile öldürtmüştür. Bunu şöyle yapıyor:
Kendisine rakip olabileceğini düşündüğü kişileri, “ajan” olarak suçlayıp uydurma mahkemelerde güya yargılatıyor ama son karar gene kendinin. “Öldürün” dedikleri, çeşitli işkencelerle öldürülüyor. Kürtlerin bedenlerine yanmış naylon damlatarak işkence yaptığı için, örgüt mensupları arasında “Nayloncu Azime” diye nam salan işkenceci, herkesin korkulu rüyası oluyor. İnfaza karşı çıkanlar da, bir süre sonra benzeri gerekeçeyle katlediliyor. Örgütten ayrılanlar, Bekaa vadisi kazıldığında, binlerce insanın kemiklerinin çıkacağını söylüyorlar.
Örgütün bir başka Kürt öldürme yöntemi de, muhtemel Apo rakiplerinin ölecekleri biline biline çatışmaya sokulması. Bölücü başı birilerini öldürtmek isteyince hemen bir takım kurup “ülke”ye; yani Türkiye’ye gönderiyor ve çatışmaya sokuyor. Böylece bir taşla iki kuş vurulmuş oluyor. Hem Apo bir muhalifinden kurtulmuş, hem de “şehit edebiyatı” ile, ölenlerin ailesi ve akrabası ajite edilmiş oluyor.
Bölücü örgüt, mensuplarını bir de “gönüllü” olarak ölüme gönderiyor. Örgüt içinde, kellesi alınması planlanan kişi, önce Bekaa’da veya kamplarda itibarsızlaştırılıyor. Kendinden nefret eder hâle getirilen terörist, “ülke”ye gönüllü olarak geçiyor ve katıldığı ilk çatışmada kurşunların üstüne atılarak ölüyor.
Örgütten ayrılanların sitelerine ve kitaplarına bakın, isim isim köy baskınları, infazedilenler ve gönüllü olarak ölüme gidenlerin listesini göreceksiniz.
30 yıldan beri, 50 bin civarında Kürt ölmüştür. Aileler tarafından bu ölenlerin hiçbirinin hesabı sorulamamıştır. Hesap soranlar da öldürülmüştür çünkü. Bugün bir Kürt ana-baba, “Benim çocuğum nerde, nasıl ve kim tarafından öldürüldü?” diye hesap soramaz bölücü başından ve örgütten. Eşkıyalığın kanunu yoktur ki hesap nasıl sorulsun?...
Yaşanan barış sürecinde, -olmaz ama- yasalar örgütü ve bölücü başını affetse bile, bunları Kürt halkı affetmemelidir. 50 bin Kürt’ün ölümünden bunlar sorumludur çünkü.
Demem o ki, Türklerin Kürtlerle hiçbir alıp veremediği yoktur. Asker ve polis haricinde –onlar da görevleri gereği ve yasalar çerçevesinde- hiç bir Türk, hiç bir PKK’lı Kürt’ü öldürmemiştir.
Ey Kürtler!... Sizi öldüren baltanın sapı sizden!... Yakınacaksanız, bundan yakının; hesap soracaksanız bunlardan hesap sorun!..
Prof. Dr. Namık Açıkgöz
-
Osmanlı zamanından bu yana problemli bir bölge , cumhuriyetin sorunu değildir fakat nedense cumhuriyetin sorunu olarak yakın tarihten örnek verilerek çözüm aranan bir konudur ...
İttihat ve Terakki'nin subayları bu problemle yakından ilgilenmiştir...
-
Ey Kürtler!... Sizi öldüren baltanın sapı sizden!... Yakınacaksanız, bundan yakının; hesap soracaksanız bunlardan hesap sorun!..
Devlet olarak gücünü göster bak bakalım nasıl çorap söküğü gibi arkası geliyor ihparların ...
-
Devlet olarak gücünü göster bak bakalım nasıl çorap söküğü gibi arkası geliyor ihparların ...
Ne demek isteniyor tam olarak.
Devlet tam olarak gücünü nasıl gösterir?
Ne yapmalıdır?neyi eksik yapıyordur?
Öneri mesela bir katliam yapmak oralarda uygunmudur?
-
Sayın Karahan ; Güzel bir şekilde konunun açılımı için soru soruyor .
Çözüm basit ben belki şimdiki örneği tekrar önceden vermiştim. Çay ocağında akşam olduğunda Babacım kalan kesme şekerleri sayar o günkü kazancını hesaplardı . Basitçe ....
Niye tekrar bu konuyu anlattım .
Sayın Karahan kesinlikle Devletteki yöneticiler ve Askeriye bu konunun bitmesini bence istemiyor .
Yaşın müsait Kıbrıs Barış Harekatını iyi hatırlarsın ne oldu arkada siyasi bir irade ve adam gibi Asker vardı .
Gereği yapıldı .Efendim o zaman bu zaman değil ; yapma ya sen önce dik dur durmasan elin adamı elinde bezbol sopasıyla sana ayar verir . Yok öyle İsrailden madalya alıp sonra onlara ayar çekeceksin sen aklınca çocukmu kandırıyorsun . Adamlar döner seni oynatırda farkında olmazsın .
1- Terörist vur kaçmı yapıyor aynısını sen yapacaksın , yok öyle Pikniğe gider gibi yol devriyesi yapma , o çakalsa sen TİLKİ olacaksın
2- Para karşılığı ihbar sistemini koyacaksın , öyle böyle değil adam gibi para koyacaksın bak o zaman onlar nasıl kendilerini ihbar ediyorlar...
3- Bekar gençler Erkek ve Kızlardan oluşan birlikler kuracaksın 30 yaşına kadar evlenmeme şartı getireceksin . 30 yaş sonrası doğrudan Mit Teşkilatına kaydıracaksın Emekli olana kadar çalıştıracaksın
4- Mahkumlardan özel birlik oluşturacaksın sadece katillerden ve bunlara belli görevler verip Lider kadroyu yok etme karşılığında özgürlük ve sermaye vereceksin .Bu gruptakiler az ve Öz kişiden oluşacak .
5- Köy koruyuculuğu vb. oluşumlar derhal kalkacak , para karşılığı ihbar devreye sokulacak
Daha sayayımmı Sayın Karahan bu komedi benim gibi cahil bile bitmesi için öneri sunabiliyorsa demekki bu işin arkasında daha farklı bir oluşum var demek ki.
SON SÖZÜM bugünkü gazetelerde gördüğüm sınırlarda yapılan karakollara baktımda sanki benim askerim işgal ettiği Topraklarda kendini korumaya almış hakikaten yazık .ADAM gibi işin uzmanına görev verirsen sonuçta ADAM gibi sonuç alırsın .
Saygılar bu fakirden bu kadar yazık benim şanlı geçmişim bir İsrailin ordusu kadar olamadı . Yok öyle KURTLAR VADİSİ gibi dizilerle İnsanın GAZI alınmaz gidersin o eşkıyanın ininde adam gibi cezasını verirsin yok öyle yan gelip yatma . >:( >:( >:(
-
Öneri mesela bir katliam yapmak oralarda uygunmudur?
Allah aşkına biz Millet olarak ne zaman Katliam yaptıkta böyle Öneri sunuyorsun Sayın Karahan dostum .
Biz 3. Dünya Ülkesimiyiz Allah aşkına ... ???
-
Devlet tam olarak gücünü nasıl gösterir?
SAMİMİ VE DİK DURARAK .
TERÖRİSTLE MASAYA OTURUPDA OTURMADIM DEMEYEREK ...
Saygılar
-
Yanılıyor olabilme ihtimalim çok yüksek fakat bu konudaki kafamda oluşan şablonu paylaşmak istedim : Benim şu ana kadar görebildiğim kadarıyla T.C. için bir kalıp olarak sunmak yanlış olur bu yaklaşım çünkü ele alabileceğiniz tüm ülkelerin kurulumunda terörizm vardır. İsrail de en yakın kurulan yeni devletler arasında terör örgütlerinin kurduğu bir ülke olarak örnek verilebilir. Yani aslında terörizmi devletler uygularlar, devletlerin bilgisi ve izni olmadan sinek bile uçamaz. Terörizm vasıtasıyla halk bir kaos içine sürükleneceğinden ötürü terörizmi yönetenler rahatça kafalarına göre bir ülke rejim vb. kurmakta zorlanmazlar.
Osmanlının bitişi ile birlikte ilk devlet terörünü ermenilere karşı uyguladığmızı görüyoruz. Devletin daha doğrusu 1.dünya savasşı sonrası işsiz kalan askeri kadronun ermenilere uyguladığı terör ile günümüzde kürtlere uyguladığı terör birbirine çok benziyor. Örneğin devletin özel yetiştirilmiş asker psikopat takımı ile müslüman köylerinde ciddi katliamlar yapılıyor ve katliam yapanlar bu köyleri ermeni derneklerinin üzerine atıyor. Buna inanan müslüman ve ermeniler arasında ciddi bir iç savaş ve kargaşa kısacası kaos yaratılıyor. Bunu bahane ederek devlet ermenileri o topraklardan sürüyor, bu sürüme esnasında devlet ermenilerin mallarına el koyuyor talan ediyor vb... Daha doğrusu devlet henüz ortaya çıkmadığı için daha sonradan devlet kuracak o ara işsiz kalmış askeri güçler diyelim.
Benzer şekilde devletin psikopat asker takımı ile kürt köylerini basıp sivil halkı öldürerek suçu pkk ya atmaları da bu açıdan benzerlik sağlıyor. Akrabalarından bu gerçeği saklamıyorlar yani askerin terörist kılığında köylerini bastığını belli ediyorlar bu nedenle devlet terörüne kurban giden Kürtler doğal olarak intikam arzusuyla jandarma karakollarını basıyorlar ve devletle olan kan davası başlıyor. Bu görüntü dışardan onları vatan haini gibi göstermeye de yetiyor. Eğer bu kan davası dinecek olursa psikopat asker takımı tekrar bir kaç köy daha basarak bu nefreti canlı tutmaya çalışıyorlar. Gerektiğinde askere giden bölüğüne teslim olarak askerleri öldürüyorlar. Pkk nın üstüne atılan bu ölümler nedeniyle Türk halkının pkk ya karşı nefretini derinleştiriyorlar. Tüm mesele Pkk ile kürt halkını temsil ettirilmesi neticesinde ciddi bir Türk ve Kürt savaşının koparılması için uğraşılıyor görüntüsü var. Daha sonra OHAL ilan edilerek kürt halkına sadece gizli psikopat asker takımıyla değil baskıyı resmi askeri kurumların ve polis karakollarının da soruşturma ve konuşturma bahanesiyle işkencelere maruz bırakılarak Kürt halkı ile devletin duygusal bağı iyiden iyiye kopartılıyor.
Benim düşünceme göre devletin silahlı kurumu, istihbarat kurumu normale döner ve içlerindeki bu gizli terör estiren düzenekleri açığa çıkartıp durdurabilirlerse ülke güllük gülistanlık olacaktır.
Saygılarımla.