Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: LANGUEDOC’TAKİ ALTIN - 2  (Okunma sayısı 2380 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 05, 2010, 10:00:55 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Bérenger Saunière hakkında, Noël Corbu kaynaklı olmak üzere anlatılanlar arasında “en inanılmaz” olarak görülen bölüm, onun yüzyıllar boyunca dillerde dolaşmış olan hazineyi bulmuş olduğuydu.

Birçokları, böyle bir hazinenin varlığına inanıyordu. Bir farkla ki, onlara göre; ortaya konan bilgiler, varlığından kuşku duyulamaz bu hazinenin bulunmuş olduğunu değil, hâlâ bulunmayı beklediğini gösteriyordu. Buralarda bir yerde hazine gömülü olduğunu Nostradamus bile söylemişti.

1940’lı yıllarda Naziler de buralarda hazineyi çok aramış, bulamamışlardı. Bunun nedeni ise, yerini doğru dürüst bilmemeleri, şuna buna sorup, yerel halka işkence ederek bilmedikleri bir şeyi zorla söyletmeye çalışarak, gelişigüzel kazılar yapmış olmalarıydı.

1950’li yıllarda, kendi yöntemlerinin çok daha doğru olduğunu ileri süren, mutlaka bir sonuç alacağına kesinlikle güvenen birçok hazine avcısı, yıllarca Rennes-la-Château köyü ile çevresinde dolaşıp durdu.

Marie de Négre d’Ables adına Antoine Bigou tarafından düzenlenmiş olan mezar taşının üzerindeki gizli mesaj belirlenince ortaya çıkan “Royal Rhedae hisar deposu” sözü üzerine, Vizigotlar döneminden kalma eski kale duvarlarını yer yer yıktılar. Çevrede başka her nerede eski bir duvarın temel yıkıntısını buldularsa, hemen çevresine kazdılar. Mezarlara girdiler. Tüneller açtılar. Kayaları söktüler. Her yeri deştiler. Köşe bucağı didik didik aradılar. Hiçbir şey bulamadılar.

Buna karşın gazetelerde, yürütülmekte olan araştırmalara ilişkin umut verici haberler çıkıyordu. Filmler çekiliyor, radyo ve televizyon yayınları yapılıyordu. Hazine avcıları, artık işin sonuna yaklaşmış olduklarını, dünyanın yüzyıllar öncesinden kalma en büyük hazinesinin bulunmasının “an meselesi” olduğunu söyleyip duruyordu.

1958 yılında Robert Charroux adlı biri, ne denli doğru olduğu belirsiz birtakım verilere dayanarak hesaplar yapılıp, hazinenin bulunabileceği düşünülen yerleri gelişigüzel kazmakla bir sonuç alınamayacağını ileri sürdü. «Daha iyisi her yeri aramaktır.» deyip, bir metal detektörü ile Rennes-la-Château ve çevresini adım adım dolaştı. Onun da ulaştığı sonuç sıfır.

Bu konuda ciddi çalışmalar yapmak üzere bir bilimsel araştırma ekibi kuruldu. Prof. Jacques Cholet önderliğinde oluşturulan bu ekip, önce teorik incelemeler yaptı. Mevcut bilgi ve bulguları baştan sona, titizlikle elden geçirip karşılaştırdı. Masa başı çalışmalarını bitirince, bir plan ve program hazırladı. 1960 yılında Rennes-la-Château’ya giderek kazılara başladı.

Tüm uğraşılara karşın hazine falan bulunamadı. Kilisenin döşemesinin altında çok eskiden kalma dar bir dehliz olduğu keşfedildi ama doğru dürüst hiçbir yere varmıyordu. Sadece toprak altında yüzyıllar önce oyularak yapıldığı anlaşılan, yer yer göçmüş ve içine toprak dolmuş, çok sayıda hücre görüldü. Erişilebilenlerin hepsi, hazine bakımından bomboştu.

Arkeologlara göre bu bulgunun olağanüstü hiçbir yanı yok. Languedoc’ta birçok yerde buna benzer ve çok eski tarihlerden kalma tüneller ve yeraltı sığınakları var. Bunların geçmişi, tarih öncesi çağlara uzanıyor. Bazısında Bronz Çağına ait çanak çömlek gibi birtakım kalıntılara bile rastlanabiliyor.

Bu araştırmalardan biri de, 2003 yılında Bérenger Saunière’in hazineyi bulmuş ve saklamış olduğu varsayımına dayanarak, “Tour Magdala” adını verdiği mini şatonun dibinde yapıldı. Gene hiçbir sonuç elde edilemedi.

Tüm bu kazı ve araştırmalar sadece birtakım söylentilere, bu konuda yazılıp çizilenlere, eskiden kalma olduğu söylenerek ortaya konulmuş belgelere dayanarak yapılmış değildi. Umutlara yol açan olaylar da vardı. Örneğin 1830 yılında bir köylü, 20 kilo ağırlığında bir külçe altın bulmuş, zengin olmuştu. 1860 yılında bir çoban, Le Bézu tepesinin yakınındaki Saint-Juste-et-le-Bézu adlı köyün yakınlarında, kaya içine gömülmüş altın paralar ele geçirmişti. Bunları kente götürdüğünde, kuyumcular bunun antika Arap parası olduğunu söylemişti. O da bunları satınca, bir çiftlik sahibi olup çıkmıştı.

Şöyle düşünülüyordu: «Demek ki buralarda saklı başka şeyler de olabilir. Bérenger Saunière, hazineyi olmasa bile paraya dönüştürülebilecek bir şey bulmuş olabilir.»

Böylece, başka varsayımlar da kuruluyordu. Bunların tümüne karşı çıkanlar ise şöyle bir görüş ileri sürdü: «Bunların hepsi Bérenger’in arayıp bulduğu söylenen mezar taşları ile bunların üzerindeki varsayımsal şifreli yazıların yorumuna dayanıyor. O çevre araştırıldığında, böyle bir mezar bulunamadı. Bérenger Saunière arayıp bulsun diye sahte bir mezar ve sahte mezar taşları yapılmış olduğu bile uydurma. Ortada sadece bir düzmece öykü var. Onda da, bu ayrıntının düşünülmesi unutulmamış. Bunların üzerinde şifreli yazılar olduğu, Bérenger Saunière’in bunları kazıyıp sildiği, elde belge olarak sadece çıkardığı kopyaların kaldığı baştan sona hayal ürünü.»

Hazineyi bulmak için yapılan araştırmaların hiçbirinden dişe dokunur bir sonuç çıkmayınca, Noël Corbu da Marie Dénarnaud’un sağlığında kendisine söyleyeceğini belirttiğinde ısrar ettiği o “sır” ile bağlantılı umudunu kesti. 1964 yılında villayı sattı. Dört yıl sonra geçirdiği bir trafik kazasında öldü.

Keşke birkaç yıl daha dayanabilmiş olsaydı. Çünkü başa çıkamaz duruma düştüğünü söylediği gazeteci ve araştırmacıların ona sağlığında gösterdiği ilgi, daha sonra ortaya çıkan durumla karşılaştırılırsa “hiç” sayılırdı.

Rennes-la-Château, 1970’li yıllarda ünlü oldu; sadece basın ve medyacılar ile değil, meraklı turistlerle dolup taşmaya başladı. Günümüzde bile öyle...





Bu bağlamda birkaç şey daha yazmak istiyorum, Ancak bir sonraki bölümde. Gerçi kimi forum üyeleri buna bozuluyor, biliyorum ama ben de hepsini birden toparlayamıyorum; bağışlayın.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
4 Yanıt
12980 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2012, 03:58:28 ös
Gönderen: hypatia
2 Yanıt
6437 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 16, 2007, 08:55:00 ös
Gönderen: shemuel
14 Yanıt
7565 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2012, 05:44:13 öö
Gönderen: meseyi
36 Yanıt
27358 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 07, 2014, 09:12:07 ös
Gönderen: animi et spiritus
0 Yanıt
10645 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 08, 2008, 06:31:27 ös
Gönderen: martı
0 Yanıt
2212 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2010, 09:42:06 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2551 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2010, 09:52:34 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
5047 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 07, 2013, 09:31:05 öö
Gönderen: Spock
2 Yanıt
3122 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 04, 2014, 11:20:14 ös
Gönderen: Arcanum
2 Yanıt
3950 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 04, 2014, 11:26:35 ös
Gönderen: Arcanum