Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Hıristiyanlığın Masonluğa Bakışı: "Masonluk ve Lucifer"  (Okunma sayısı 5706 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 24, 2015, 11:21:25 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 77

Çoğu Hıristiyan web sitesi Masonluğun Lüsiferyan olduğunu savunuyor. Ve dediklerine göre, Masonların çoğu da kendini açıkça Lüsiferyan olarak tanımlıyor. Ancak, bir Lüsiferyan olmak Lucifer'e ya da bildiğimiz anlamda Şeytan'a tapmak anlamına mı geliyor? "Kesinlikle hayır" diyerek bu soruya Ortodoks Hıristiyanlık çerçevesinde yanıt arayan ve ilgili kimi bağlantılar içeren İngilizce bir makale, konuya alternatif bir bakış niyetine: http://www.johnsanidopoulos.com/2013/02/freemasonry-and-lucifer.html


Mart 24, 2015, 04:13:54 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Başlık sahibi Sayın Nestor kusura bakmasın; Bir eleştiriyle gireceğim:
 
Buradaki başlık“Hıristiyanlığın Masonluğa Bakışı” deyişi ile başlıyor.

Olmaz. Olamaz.

Çünkü Hıristiyanlığın Masonluğa bakışı diye bir şey yoktur. Ancak Hıristiyanların Masonluğa bakışı diye bir şeyden söz edilebilir.

O zaman da sorulur: Hangi Hıristiyanlar?

Katolikler mi? Ortodokslar mı? Protestanlar mı?

Protestanlar ise hangileri?... Kalvinistler mi? Lutheristler mi? Methodistler mi? gibi…

Başkaları da var: Anglikanlar, Mormonlar, Yahova Şahitleri…

Bir de, hangi mezhep olursa olsun, bunların inançlılarının akıllı olanları var, tutucu olanları var, bağnaz olanları var.

Öte yanda, Sayın Nestor’un linkini verdiği kaynakta görüldüğü üzere, daha Masonluğun ne olduğunu ve Masonlukta neyin nasıl olduğunu bilmeden saçmalayanlar var.

Örneğin biri kalkıp masonların Şeytana taptığını söylüyor. Bir örnek gösterebilse… Sadece bol keseden atıyor; uyduruyor. Çünkü birçok yerde masonların tutumu herhangi bir Hıristiyan mezhebiyle özellikle değilse de genelde Hıristiyanlık ile hayli örtüşüyor. Bu örtüşmeyi diğer dinlerle, Hıristiyanlık ile olduğu kadar göremiyorsunuz. Bu da pek doğal çünkü Masonluk öncelikle Hıristiyanlığın daha yaygın olduğu bir çevrede doğarak gelişmiş.

Ancak bunun ardından belki bir başka soru gelir: Masonluğun ilkeleri teizm ile mi yoksa deizm ile mi daha çok uyuşur?

Masonluğun ilkelerinin deizm ile daha yakın olması durumunda, teist nitelikli bir inancı benimseyenler elbette masonları dine aykırılıkla suçlayacaklardır. Çünkü onlara göre sadece kendi dinleri doğru ve geçerli dindir; bir başka teist nitelikli din bile şeytan icadı olarak nitelenir.

Amerika'da bir zamanlar John Ankerberg çok daha iyisini yapmış, bilimsel bir incelemenin sonucu  olarak Masonluğun Hıristiyanlık ile bağdaşmayan bir başka din olduğunu ileri sürmüştü.

Masonluğun asıl ilkelerinden biri toleranstır. Fakat bağnazla bunu bir türlü içlerine sindiremedikleri içindir ki, tüm toleranslı insanları, dolayısıyla masonları, böylece bilir bilmez Masonluğun tümünü olur olmaz suçlamalarla donatırlar.

Böylece ortaya çıkan şu ki, bu başlık aslında Forumun Anti Masonluk adlı bölümünde yer almalıydı. Oraya daha çok yakışırdı.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 24, 2015, 05:48:20 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 77

Sevgili ADAM,
Neden kusurunuza bakayım, ben kusurlardan öte meziyetleri görmeye çalışmaktayım. Bu yüzden emek harcayıp -okuyup yazarak- cevap verme lütfunu gösterdiğiniz için size öncelikle teşekkür ederim. Karşı da olsa fikir fikri doğurur ve çeşitlilik sağlanır.
Haklısınız, aramızda siz ve sizin gibi konuyu zenginleştirecek kişiler olmasaydı başlığı hatalı sayılabilirdi; ama ben zaten bunu öngörerek genel bir başlık açma gereği duydum. Yani Hıristiyanlığın sadece bir mezhebine değil, hangi mezhepten olursa olsun bu dine bağlı ya da karşı kişilerin bu din üzerinden bakışına olanak sağlamak için. Aksi takdirde, paylaştığım makaleden de anlaşılacağı üzere, "Ortodoks Hıristiyanların Masonluğa Bakışı" diye başlık açardım ki bu da konuyu sınırlandırmaktan öteye geçmezdi.
Yalnız, paylaştığım makalenin bağnazlıkla yargılanmasını kabul edemem, bence tam tersine, aydınca bir görüş ve birleştirici bir çabayla kaleme alındığına inanmaktayım. O yüzden, açtığım başlığın forumun "Anti-Masonluk" bölümünde yer alması önerinize hakkıyla karşıyım.
Verdiğiniz referanslar için ayrıca teşekkürler, saygılar...


Mart 29, 2015, 09:07:02 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 77

Sevgili ADAM,

Önceki yanıtımda, paylaştığım kaynağın “aydınca bir görüş ve birleştirici bir çabayla kaleme alındığına inandığımı” belirtmiştim. İsterseniz bunun nedenini yerinde bir alıntıyla örneklendirmeye çalışayım. Alttaki altıntı Başrahip İoannis A. Antonopoulos’un dilimize de çevrilmiş olan “Ortodoks Halk İlmihali” adlı kitabının “Tehlikeli Bir Düşman” başlıklı bölümünün tamamıdır (Bu açıklamayı ertelememin nedeni, alıntıyı internet üzerinde bulamamış ve kitaptan yazarak aktaracak olduğum içindi):

 “Kıymetli Kardeşlerim, başka hiçbir din, Hıristiyanlık kadar zulme uğramamış, acımasız ve sert hakaret görmemiştir. Bunun nedeni vardır: Şeytan, din düşmanlarını harekete geçirir, çünkü kendisi her iyiliğe karşıdır. Hıristiyanlık daima hücum ve tecavüze uğrar, çünkü gerçeği elinde tutar ve bu gerçek, kanunsuzları rahatsız eder. Hıristiyanlığa karşı açılan savaş amansız ve kesintisizdir. Sürekli ve muhtelif mazeretler ve şekiller altındadır. İkibin yıldır devam eder. Hıristiyan dininin düşmanları arasında Masonluk da vardır. Masonluğun Hıristiyan imanının sinsi ve tehlikeli düşmanı olduğu, örgütün birçok eski yazılarından bellidir, çünkü orada sinkretizm, yani karma inanç keşmekeşi benimsenir. Yani Masonlukta herkes istediği şeye inanmaya serbesttir ve buna hakkı vardır. Daha sonraki yazıları daha sarihtir. Ayrım yapmadan bütün dinleri aynı çuvala koyarlar. Şunu yazarlar: ‘Muhtelif dinler, insanlığın gelişmesinde birer safhadır. Bu gelişme nihai sona doğrudur. Bütün milletler oraya varınca gerçek nura kavuşacaklardır.’ Yani Hıristiyanlığı nihai tanrısal nur ve vahiyden gelen bir din olarak değil de, dinlerden biri olarak kabul ederler. Son yüzyıllarda Masonlukta gerçek Allah ve İsa yavaş yavaş tanrısallıktan indirilip insanlığın muhtelif kahramanları ve ‘eğitimcileri’ arasına kondu ve o düzeyde tutuldu. Masonlukta Promete, Orfe, Eflatun, Buda, Muhammed, Musa ve İsa aynı düzeydedir. Masonlar taraftarlarına, anladıkları dinler hariç, diğer dinleri tanımak zorunda olmadıklarını söylerler. Bu şekilde, şeytani bir yöntemle, Hıristiyan dini, bütün müspet ve vahyolunmuş gerçeklerine rağmen, Masonlarca bertaraf edilip kenara atılmaya adaydır. Onu hurafe ve batıl itikatlar arasına koyarlar (ki aksine, hurafe ve batıl itikat değildir). Masonlar ‘tapınak’ dedikleri (ve dini tapınak olarak saydıkları) Mason localarında, kendisini bize vahyettiği vechi ile gerçek Allah’a ibadet değil, başka bir Allah’a taparlar ve buna E.U.M. (Evrenin Ulu Mimarı) derler. Aslında bu isim ardında Şeytan’ı kastederler. E.U.M. her Mason locasında bir tahtta oturur. Tahtında kurulmuş E.U.M.na taparlar. Taraftarlarını aldatmak için, E.U.M. tahtının yanında Kutsal Kitap’ı da bulundururlar. Ama Kutsal Kitap orada bir şey temsil etmez, çünkü localarda din öğretilmez; aksine, taraftarlarını istedikleri gibi yaşamaya serbest bırakırlar. Herkes istediği dine inanır, istediği şekilde yaşar ve istediği benliği haiz olabilir. Yani Masonluk aslında insanları bilinçsiz ve sorumsuz yapmayı hedef edinmiştir. Bunu yöntemli bir şekilde yapar. İnsanların milliyet, siyasi inanç, dini iman, moral ve ahlaktan mahrum olmasını ister. Tekdüze, itaatkar robotlardan ibaret bir uşaklar toplumu meydana getirmeyi hayal eder. Onun için birçok insan Masonlardan korkar ve onlara itimat etmez. Masonluk insanların dini ve ahlaki hislerini istismar ederek onları kendisine birer piyon ve uşak gibi bağlamayı ister. Bunlar dedikleri gibi ‘kardeş’ değil, sadece menfaatli taraftarlardır. Hıristiyanlar gibi serbest değildirler; takip edilirler. Masonluğun bir din olmadığını iddia ederlerse de, aslında bir dindir: ‘Tapınak’ denilen locaları ve orada karanlıkta yapılan dini törenleri vardır. Bunları gizli tutarlar, çünkü içinde şeytani ve putperest öğeler vardır. Bunların açığa çıkmasından çok korkarlar ve taraftarlarını baskı altında tutarlar; hatta susmaları için onları tehdit ve takip ederler.  Masonlar kendi yazıları ile, Hıristiyan dini ile ilgisiz olduklarını açıkça söylerler. Öğretilerine ‘felsefî’ kisve altında masum ve ahlaki bir görünüş verirler ve localarına bazen ‘felsefidernek’ derler. Lakin bu, taraftar çekmek için aldatıcı, saklı niyetli bir paravandır. Dışarıya doğru ve etkili bir imaj vermek için, bazen hayırseverlik jestleri de yaparlar. Masonluğun bir din olduğu, ‘tapınak’ dedikleri localardan ve gizli ‘ayin’lerden bellidir. Kendi kitaplarından, masonik vaftiz (evlat edinme), masonik evlenme töreni, masonik mevlut ve Mason locası (tapınak) açılış töreni gibi dini törenlerin mevcut olduğunu öğreniyoruz. Hıristiyanlıkla ilgisiz oldukları kendi söylediklerinden çıkıyor. Küstahlıkla şöyle derler: ‘Masonluk eski ilkçağ putperest gizemlerinden ve gizli ibadetlerinden artakalmış ve hayata kalmış tek gizemdir… Masonluk direkt olarak eski Mısır gizemlerinden ileri gelmiştir.’ Yani Masonlar eski gizemleri yine hayata getirmişlerdir. Başka yerde de şöyle derler: ‘Yunan Masonluğu önder olarak Promete’yi, Diyonisos’u ve Orfe’yi tutar ve evrenin ebedi kanunlarını böyle formüle eder.’ Masonluk menşeini mahsus o şekilde karışık tutar ki, içinden çıkılmasın. Aslında 18. yüzyılda, Hıristiyanlığı içten yıkmak için İngiltere’de kurulmuş ve oradan bir ağ gibi bütün dünyaya (korku ve baskı ile) yayılmıştır. Bu, devletlerin toleransı ile olmuştur, çünkü birçok devlet adamı da Masondur.  Bu gizli örgütte, taraftarların hangi dinden veya milletten olacağı önemli değildir, yeter ki talimata körü körüne itaat etsinler. Yeni üyelerin dini Masonları ilgilendirmez. Bir Hıristiyan Mason olamaz ve olmamalıdır. Hıristiyan bütün dinlere saygı gösterir, ama ‘bütün insanlar kardeştir’ mazaretiyle aynı zamanda iki dine birden mensup olamaz. Tutarlı bir davranış değildir. İnsan kendi kendini aldatamaz. Yalnız bir dine mensup olur ve ona sadık kalır. İsa açıkça söylemiştir: ‘Hem Allah’a hem İblis’e hizmet edemezsiniz.’ Kıymetli kardeşlerim, Masonlukla ilgili olarak yukarıda verdiğim bilgiler çok kısaca arzedilmiştir. Mason faaliyetinden, Masonluk amaçlarının Hıristiyan karşıtı ve düşmanı olduğu belli olur. Zaten bunun için Yunan Kilisesi Kutsal Sinodu 1933 yılında resmen Masonluğu kınamış, Masonluğun Hıristiyanlıkla bağdaşmadığını ve bir Hıristiyanın Masonluğa girmesinin kabul edilemeyeceğini beyan ve ilan etmiştir. Her ne kadar bütün insanlar kardeşse de, bunun adına ve bu sloganı kötü amaçla kullanarak, bir Hıristiyan bir Masonun ‘kardeşi’ (yani aslında din kardeşi) olamaz. Dinimiz Hıristiyanlık bütün insanları kardeş sayar, ama din kardeşliği başkadır. Herkese kardeş gibi davranırız (bunu bize Masonların söylemesine lüzum yoktur), ama kardeşlik adına itaat olmaz. Bir Hıristiyan, bir Müslümanın veya Budistin veya Yahudinin veya rasyonalist bir imansızın ‘kardeşi’ olamaz. O halde dikkat etmeli, başkalarını da uyarmalıyız. ‘Kardeşlik’ adına aynı din çatısı altında bulunulamaz. Bu kısmın başlığında Masonluğa ‘tehlikeli düşman’ dedik. Bu, bizim uyanık kalmamız içindir. Evet, düşmandır, ama aslında tehlikeli değildir, çünkü dinimizin başında önderimiz ve Kurtarıcımız İsa vardır. Sonunda O muzaffer kalır, çünkü sevgiyi öğretmiştir: İnsanları sever. O varken karşımıza bize zarar verecek kimse çıkamaz. O bizimleyken, kimse bize bir kötülük yapamaz. Allah’ın önünde ve karşısında kimse tehlikeli değildir.” (Antonopoulos, İoannis A. Ortodoks Halk İlmihali, çev. T. Buyana, Theofilos Yayınevi, ss 181-185)

Gördüğünüz üzere, bir ilmihaldeki yaklaşıma kıyasla ve hatta "rağmen", paylaştığım kaynaktaki yaklaşım belirgin farklar taşıyor. Elbette bu kıyaslama benim Sayın Antonopoulos’un yazdıklarına karşı olduğum anlamına gelmez, böyle bir durum inancım açısından söz konusu dahi olamaz. Fakat diğer yandan hiçbir ilmihal de hitap ettiği kesimin özgür düşünmesine engel olamaz, olmamalı…

O yüzden, kişileri bağnazlıkla itham etmeden önce bir kez daha düşünmemiz gerekiyor.

Dilerim konuya kendi açımdan bir açıklık getirebilmişimdir.

Saygı ve sevgiler…


Mart 30, 2015, 06:37:12 ös
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Tamam, burada tek bir paragraf halinde olduğu için okunması zor bir metin aktarılmış.

Nedir bu metin?

Dendiğine göre bir başrahip olan  Ioannis A. Antonopoulos'un Masonlukla bağlantılı bir yazısı.... Yer yer birtakım  doğrular içerdiğinden sanki tümü doğruymuş gibi bir algılama yaratan fakat aslında bir dolu yanlış, bir dolu uydurmaca hatta saçmalıklar içeren bir yazı.

İyi ki öyle!

Çünkü bu yazı sadece adı geçer kişinin masonluk üzerine görüşüdür. Bireysel bir görüştür. Bir başrahip olması bu konuda bir şey değiştirmez. Onun birayse görüşleriu Hıristiyanlığın tümüne mal edilemez ve diğer Hıristiyanları bağlamaz.

Bu arada bu kişinin kim olduğuna baktım. 19. yüzyılda yaşamış bir Yunan. Yazdığının tarihinin üzerinden bile bir buçuk yüzyıl geçmiş. Diniyle ilgili konularda yazdıklarının geçerliği sürebilir belki ama o burada bizim konumuz olamaz. Masonluk ile bağlantılı olarak yazdıklarının bir de bu nedenle geçerliği yok. Çünkü henüz masonluğun ne olduğunun daha doğru dürüst bilinmediği, bir alay antimasonik çılgınlığın sürdüğü bir dönemin ürünü.

Şu son paragraf konusunda yanlışım varsa, düzeltilmesini dilerim.


 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 30, 2015, 07:46:05 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 77

Yazar hakkında ulaştığınız bilgi sizin de emin olamadığınız üzere hatalı. Kitapta yazarın biyografisi bulunmadığı için ben de internet üzerinden araştırdım, fakat biyografik bir bilgiye rastlamadım (Öğrenince bu başlığın altına dahil ederim). Peki o zaman aynı kişiden bahsetmediğimiz kanısına nasıl vardım? Şöyle...

Yazar ilmihalinde dönemiyle ilgili bilgi veren bazı kişilere, olaylara değinmiş. Örneğin: "Zamanımızın değerli Ortodoks ilâhiyatçısı Profesör ve Başrahip Aleksander Schmeman şöyle der” gibi. Söz konusu ilahiyatçı 1921 yılında doğmuş, 1983 yılında ölmüş. 1800’lü yıllarda yaşamış biri 1921'de doğmuş birine "zamanımızın ilahiyatçısı" diyemez. Bunun gibi başka örnekler daha…

Dikkat ettiyseniz, kaynak gösterirken çevirinin basım tarihi ve şehir bilgisini ver(e)medim, çünkü künyede onlar da yer almamakta. Sonra internet sayesinde ulaştığıma göre: Atina, 2005. Orijinalinin ilk baskısı da tahminimce 70’li yıllara denk gelmekte. Çeviri dili sizi yanıltmasın, çevirisi Yunanistan’daki Türkiye göçmeni bir Rum tarafından yapılmış olmalı. Çeviri dilinin güncel olmaması da büyük ihtimal bundan ötürü.

Yani, kitap sizin tanımladığınız gibi “henüz Masonluğun ne olduğunun daha doğru dürüst bilinmediği, bir alay anti-Masonik çılgınlığın sürdüğü bir dönemin ürünü” değil. Fakat şu sözlerinize katılmamak elde değil: “(…) bu yazı sadece adı geçer kişinin Masonluk üzerine görüşüdür. Bireysel bir görüştür. Bir başrahip olması bu konuda bir şey değiştirmez. Onun bireysel görüşleri Hıristiyanlığın tümüne mal edilemez ve diğer Hıristiyanları bağlamaz.” Ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi. Yukarıdaki yanıtımda direkt söze taşımadığım gerçeği böylece siz dile getirdiniz. Teşekkürler…
« Son Düzenleme: Mart 30, 2015, 08:34:05 ös Gönderen: Nestor »


Mart 30, 2015, 09:12:56 ös
Yanıtla #6
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Çoğu Hıristiyan web sitesi Masonluğun Lüsiferyan olduğunu savunuyor.


Doğru. Ama şeytani anlamda Lusiferyan olduğunu savunuyor. Yani anti-masonik Hıristiyan siteleri bunu yapanlar.

Ve dediklerine göre, Masonların çoğu da kendini açıkça Lüsiferyan olarak tanımlıyor.


Böyle bir şey yok. Masonluk kendisini Lusiferyan olarak tanımlamaz (Ne Şeytan anlamında, ne de İsa anlamında). Çünkü Masonluk bir Hıristiyanlık müessesi de değildir, satanist bir örgüt de değildir. Verdiğiniz linklerde de böyle bir ifade yok. Albert Pike ve Albert Mackey, Lucifer üzerinde durmuş ve bazı kişisel düşüncelerini ifade etmişler. Ancak bu ifadelerin arasında Masonluğun Lusiferyan olduğuna dair bir cümle yok.

Ancak, bir Lüsiferyan olmak Lucifer'e ya da bildiğimiz anlamda Şeytan'a tapmak anlamına mı geliyor? "Kesinlikle hayır" diyerek bu soruya Ortodoks Hıristiyanlık çerçevesinde yanıt arayan ve ilgili kimi bağlantılar içeren İngilizce bir makale, konuya alternatif bir bakış niyetine:


Bu doğru. Konu daha önce forumda irdelendi. Burada okuyabilirsiniz:

http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=7466.msg99835#msg99835
Live long and prosper.


Mart 30, 2015, 10:29:53 ös
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 77

Sevgili Spock,
Yeni katılımcı olduğum için forum geçmişine yeterince hakim değilim, hoş görün. Konunun daha önce, üstelik "Lucifer ve Masonluk" gibi benzer bir başlık altında irdelenmiş olduğunu bilmiyordum, bilseydim ayrı başlık açmaz, o başlığın altında paylaşırdım. Zaten tırnak içinde kullandığım "Masonluk ve Lucifer" başlığı bağlantısını paylaştığım makalenin başlığıydı, benzerlik oradan kaynaklı. Eklediğiniz bağlantıdaki yanıtınızı okuyacak, gerekirse sözüme oradan devam edeceğim.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
21 Yanıt
11102 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 17, 2009, 05:09:02 ös
Gönderen: baris
2 Yanıt
4050 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 29, 2008, 06:10:12 ös
Gönderen: arteizm
10 Yanıt
9867 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 12, 2012, 02:10:28 öö
Gönderen: NOSAM33
9 Yanıt
21072 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2011, 11:16:33 ös
Gönderen: AMON RA
49 Yanıt
30251 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2014, 11:29:47 öö
Gönderen: ABCDEF
15 Yanıt
13265 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2015, 01:28:57 ös
Gönderen: _SplendouR_
8 Yanıt
9904 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2018, 12:28:29 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
4575 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2010, 02:58:20 ös
Gönderen: karahan
17 Yanıt
8593 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 17, 2016, 10:38:10 ös
Gönderen: resurrected
4 Yanıt
4857 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2017, 10:21:43 ös
Gönderen: umutipek