Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Evrensel Masonluk => Dunya Masonluk Tarihi => Konuyu başlatan: ADAM - Eylül 23, 2009, 03:38:33 ös

Başlık: MASONLUK TARİHİ’NDE ANLATILMAYANLAR - 11
Gönderen: ADAM - Eylül 23, 2009, 03:38:33 ös


Elias Ashmole


Onun ile ilgili olarak anlatılanların çoğu Masonluğun resmi tarihinde de geçer. 1646 yılında İngiltere’nin Warrington kentine bir kabul edilmiş mason olduğu, localarda uygulanmak üzere 33 derecelik bir öğretim dizgesi önerdiği, bunun soğuk karşılanması üzerine iki üç yıl sonra küsüp ilgisini ilişiğini kestiği (1. Charles’ın kafasının kesildiği sırada), ancak 1688 yılında (2. James’in tahttan düşürüldüğü yıl) yine Londra’daki localarda görünmeye başladığı anlatılır.

Dönemin en ünlü alşimistlerinden biri olan Elias Ashmole’ün aynı zamanda Rozkrua Tarikatı üyesi oluşu elbette şaşırılacak bir şey değil. Siyon Örgütü ile de bir ilgisi olup olmadığını bilemeyiz.

İşte Ashmole’ün bu çalışmaları, inşaatçı mason localarından bazılarının ele geçirilmesinden sonra kurulması öngörülen örgütün ritüellerinin hazırlanmasında kullanıldı.


Sir Christopher Wren 1691 yılında yani Sir Isaac Newton’un Siyon Örgütü’nün büyük üstadı olduğu yıl St. Paul Locası’nda “kabul edilmiş mason” oldu.


Londra’daki tüm locaları devlet adına denetlemekle görevli ve en süt düzeydeki yetkili, “büyük üstat”, mimarı olduğu katedralin yapımını yürüten locada “çırak” niteliğini alarak Masonluğa giriyor.

Hazırlıklar yavaş da olsa iyi gidiyordu ama Elias Ashmole’ün ertesi yıl beklenmedik ölümü bir aksamaya yol açtı. Ondan iki yıl sonra da (1694’de) Kraliçe Mary öldü; 3. William tahtta tek başına kaldı. Ülkeyi kendi benimsediği tarzda, despotça yönetmeye başladı.

Bu durum altında inşaatçı mason localarının kullanılması olanaksız gibi görünüyordu. Acaba yine Royal Society seçeneği denenebilir miydi?

Daha ilk yoklamalar bunun da umutsuz olduğunu gösterdi. Bu kuruma kendilerinden yana birçok kişinin alınması gerekirdi. Bu ise çok daha zordu çünkü bu kuruma üye olabilmenin koşulları çok daha sıkıydı.

Çok daha elverişli bir ortamın doğmasını beklemekten başka çare yoktu.