Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Gercek Nedir?  (Okunma sayısı 77350 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 30, 2012, 11:27:59 öö
Yanıtla #120
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Göremediğimiz gerçeklik diye birşey olamaz.
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Aralık 30, 2012, 01:59:12 ös
Yanıtla #121
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Gerçeklik bizim algılayışımızla alakalıdır. Klasik bir örnek sihirbaz numaraları. Adam özel sistemlerle kadını iki parçaya ayırır ve ya kendisini uçuyormuş gibi gösterir. Bu gösteriyi hiç duymamış ve ilk defa izleyen biri olduğumuzu düşünelim. Bizim için bu kesinlikle gerçektir. Çünkü duyu organlarımızla bunu algılamışız. Başka bir örnek verecek olursak renk körlüğü olan birinin dünyayı algılaması ve normal bir insanın algılaması... İkisi içinde algıladıkları dünya gerçektir. Renkler, derinlikler, pürüzlük, düzlük kısaca madde dünyası sadece bizim algılarımız ile bize gerçeklik duygusu verir. Manevi anlamda gerçeklik ise 'bence' asla bilinemez.


Aralık 30, 2012, 02:10:25 ös
Yanıtla #122
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 286
  • Cinsiyet: Bay

Bence gerçek merak duygumuzun ulaşmak istediği yerdir. Bu yüzden görmediğimiz şeyler de gerçek olabilir.


Aralık 30, 2012, 04:29:04 ös
Yanıtla #123
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Algı , düşünce ve farkındalık fiziki dünyaya aittir. Gerçek bunlardan ayrı olabilir mi?
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Aralık 30, 2012, 05:05:39 ös
Yanıtla #124
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Keyifsiz bir anımsatmada bulunmakta yarar var diye düşündüm.

Bu konu üzerinde daha önce yazmış olduğum iki yazı var. Onlarda kavramları didiklemiştim;yinelemeyi gereksiz buluyorum.

Sorun "gerçek" ile "doğru" ya da "hakikat" kravramlarının birbirine karıştırılmasından kaynaklanıyor genellikle. Demek ki bunlara yeniden bakmak gerekiyor.

Bu arada, aslında Forumda çok esaslı bilimsel sbilgiler aktarın Sayın asimov'u da eleştirmek gerekiyor çünkü ona bakılırsa, görme özürlüler gerçeği bilemez. Ben onun o sözle aslında öyle demek istemediğini biliyorum ama düzeltmeyi kendisi yapsa daha iyi.  Bir de şu konuda bir yorum eklese:Gerçek insan bilincinin bir ürünü müdür yoksa bilinçten bağımsız bir olgu mudur?

Sayın Etimolog'a bakarsak, merak yoksa (merakın bir duygu olup olmadığını bir yana bırakalım) gerçek de yok. Öyle mi?
 
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 30, 2012, 05:33:27 ös
Yanıtla #125
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Elbette görmek eylemi, fiziki dünyayı anlamak için kullandığımız verilerden yalnızca birisidir.
Bilinç çok farklı bir olgudur. Bilinç bu dünyaya aittir ve bilinç ötesi diye bir durum söz konusu değildir. Bilinç ötesi olarak adlandırılan durumlarda aslında beynın elektrik düzeniyle ilgilidir.

Şöyle bir örnek vereyim. Amerika da yapılan bir deneyde deneklerin beynine karanlık bir odada uyku durumunda çeşitli frekans düzeylerinde elektrik sinyali verilir. Uyandıklarında bazı denekler garip varllıklar, uzaylı benzeri canlıları gördüklerini anlatır.

Bilinç gerçek fiziki dünladan etkilenebileceği gibi kendi içerisinde de kendini etkileyebilir. Şizofreni buna benzer bir durumdur.

Deneyimlerimiz, duyularımız bazen bize mutlak gerçeğii yansıtmayabilir.
 
Gerçek ölçülebilir ve deneylenebilir olmalıdır. Görmediğimiz gerçek olamaz ile bilinç altına atıfta bulunmuştum.
Sn ADAM'a uyarısı için teşekkür ederim.
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Aralık 30, 2012, 07:09:50 ös
Yanıtla #126
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Gerçek Nedir?

 Gerçek, somut ve nesnel olarak var bulunandır. Hakikat'se gerçeğin bilinçteki yansısıdır. 'Hakiki' deyimi hakikat olanı hakikatle ilgili olanı dile getirir. Antikçağ Yunan Eleacılığından başlayarak günümüze kadar sürüp gelen idealist felsefenin doruğu olan Hegel'de şu deyimle dile gelir: "Gerçek, ussal olandır". Elea'cılar oluş'u yadsıyarak tek gerçekliğin 'varlık' olduğunu ileri sürmüşlerdir. Onlara göre duyumlarımızla algıladığımız her şey bir yanılsama, bir görüntüden ibaretti. Varolan şeylerin tümü yanılsama, görünüştü. Sadece bir tek ve evrensel 'varlık' gerçekti, ama varlık varolmuş değildi, çünkü gerçek olan varolamazdı. O ancak usla bilinebilir, usla tanınabilirdi.

 Platon, Elea'ıların bu savını geliştirerek duyumların bize asla bilgi veremeyecekleri sonucuna vardı. Örneğin "bugün hava sıcak" dediğimiz zaman sıcaklığı; soğukluk, sertlik, acılık vb. gibi duyumlarımızla kıyaslayarak elde ediyorduk. Demek ki bir sınıflama yapıyor ve ussal bir işlem gerçekleştiriyorduk. Öyleyse bilgilerimiz, duyusal değil, kavramsal ve bundan ötürü de ussaldı. Zihnimizin ürünüydüler. Biz, herhangi bir nesne üstünde, o nesneyi dile getirmek için kullandığımız kavramlardan başka hiçbir şey bilmiyorduk. Her sözcük bir kavramdı, bir tümeldi. "Şu ağaçtır" dediğimizde ne söylemiş oluyorduk? 'ağaç' bir kavramdı, bir tümeldi. Öyleyse ağacın kendisi neydi? Yapraktı, meyveydi, daldı, uzundu, kısaydı vb. Ama bütün bunlar kavramlar, eş deyişle tümellerdi. Bunların dışında bildiğimiz bir şey yoktu. Bilmediğimiz bir şeyin varolduğunu söylemekse saçmaydı. Bildiğimiz ve bundan ötürü de varolan sadece kavramlardı, geneller (tümeller ya da evrenseller)'di.

 Görüldüğü gibi idealist felsefe; Eleacılardan Berkeley ve Hegel'e kadar "dış dünya yoktur" demez, "vardır ama gerçek değildir" der. Aslında bu bir kavramsal yanılsamadır, gerçek olmayanın varolmaması gerekir, varolmayan şey de yoktur. İdealizmin bütün dayanağı 'gerçek' deyimine tümüyle ters bir anlam vermesidir, onlara göre gerçek "tümeldir, kavramsaldır, ussaldır". Öreniğin evrende bireysel atlar vardır ama, tümel at yoktur. İdealizme göre asıl gerçek, bireysel atlar değil, gelip geçici olan bu bireysel atların üstünde daima var kalacak olan kavramsal attır. İdealistler 'gerçek'i "başkaca hiçbir varlığa borçlu olmaksızın bağımsız bir varlığa sahip olan" biçiminde tanımlarlar. Onlara göre dış dünyada ne varsa varlığını bir başka varlığa borçludur, bağımlıdır ve bundan ötürü de gerçek olmayıp görüntüdür. İdealizm böylece zorunlu olarak 'tanrı' kavramına varır, çünkü bütün bağımlılar tek bir bağımsız tümelin ürünü olmalıdırlar. İdealizm duyusalı yadsımaya çalışmakla, gerçekte 'özdek'i yadsıma çabası içindedir.

 "Soyut gerçek yoktur, gerçek daima somuttur". Gerçek, bilinçten bağımsız, somut ve nesneldir. Bilinçten bağımsız olarak tüm varolanlar gerçektirler. Bu anlamda gerçek deyimi, 'özdek' ve 'nesne' deyimleriyle de ilişkilidir. "Özdek, bize duyumlarla verilen nesnel gerçekliktir". Tüm nesneler de gerçektirler. Gerçek deyince bilincimizin dışında nesnel olarak ortaya çıkmış bulunan nesne, nitelik, koşul, durum vb. gibi olgu ve olayları anlarız. Hakikat da bu nesnel gerçeğin bilincimizdeki yansısıdır. Hakikat, gerçeğe uygunluğu oranında gerçek olur. Hakikate uygun, demek ki doğada gerçeğine uygun olmayan bir kuramın hiçbir değeri yoktur. Bu anlamda gerçek, kılgı kavramıyla da ilişkilidir. Bir kuram (teori)'ın doğru olup olmadığını pratikle, eş deyişle gerçekle deneyerek anlarız. Yapmamız gereken, gerçekleri tasarımlarımıza uydurmaya çalışmak değil, tersine, tasarımlarımızı gerçeklere uygun kılmak ve böylelikle hakikati elde etmektir. Duyumlarımız, algılarımız, tasarımlarımız, kuramlarımız nesnel gerçeğe uygun oldukları oranda hakikat olur. Demek ki her hakikat da nesneldir. Gerçek (Fr. reel)'e uygun düşmeyen öznel kanılarımız, tasarımlarımız, düşlerimiz, yapıntılarımız ve yanılsamalarımız hakikat değildir. Örneğin 'hayalet' hakikat değildir, uydurmadır ve yanılsamadır, çünkü düşüncemizin dışında varolan bir gerçeği yoktur.

Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf "Felsefeye Giriş" ve 3. Sınıf "Çağdaş Felsefe Tarihi" Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); "Felsefe Sözlüğü" Orhan Hançerlioğlu


ALINTI
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Aralık 30, 2012, 10:19:29 ös
Yanıtla #127
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

Zor bir soru.
Adequatio intellectus et rei


Ocak 11, 2013, 05:57:28 öö
Yanıtla #128
  • Ziyaretçi

Beynimizin %5 ini kullanırken gerçek kavramı oldukça görecelidir.

Bana göre gerçek olmayan olgu, size göre gerçektir mesela.

Buda esnek bir düzlem üstünde tıpkı balık tutmaya benziyor.

Zaten tüm savaşların bu "gerçek ve hakikat" kavramları üstünden çıktığını düşünüyorum.
« Son Düzenleme: Ocak 11, 2013, 06:03:14 öö Gönderen: raguel »


Ocak 11, 2013, 09:45:59 öö
Yanıtla #129
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Israrla,doğruyla gerçeği karıştırıyoruz arkadaşlar.

Gerçek tek tir;doğrular göreceli...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
29 Yanıt
25747 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 06, 2020, 04:29:52 öö
Gönderen: NOSAM33
9 Yanıt
9608 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2013, 10:57:05 öö
Gönderen: Waldow
18 Yanıt
13506 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 11, 2011, 04:18:39 ös
Gönderen: Waldow
17 Yanıt
28673 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 12, 2011, 09:40:45 ös
Gönderen: ayhan ataseven
0 Yanıt
2413 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 06, 2012, 08:23:56 ös
Gönderen: Tij
2 Yanıt
3528 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2013, 11:15:04 öö
Gönderen: shakespeare
3 Yanıt
9561 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 21, 2016, 09:24:06 öö
Gönderen: Birisi
8 Yanıt
7633 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2013, 09:45:20 öö
Gönderen: karahan
14 Yanıt
13128 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2015, 01:16:15 ös
Gönderen: ADAM
20 Yanıt
16982 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 28, 2019, 10:53:43 ös
Gönderen: Ali Genetic